> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Müslümanlığımız
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müslümanlığımız  (Okunma Sayısı 696 defa)
02 Haziran 2010, 16:30:03
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 02 Haziran 2010, 16:30:03 »



Müslümanlığımız

Unutmamalı ki ahiret var!

Ve unutmamalı ki bu dünyadaki her şeyden sorguya çekileceğiz.

“Verilen nimetlerden yakında sorgulanacaksınız!” (Tekasür, 8 )

 “Sakın yanılmayın, bileceksiniz. Sakın yanılmayın mutlaka bileceksiniz. Sakın yanılmayın, eğer bilmiş olsaydınız, ateşi görecektiniz!” (Tekasür, 3-6)

Ateş, dünyadaki yanılgıların bedeli...

“Kendinizi ve çocuklarınızı ateşten koruyunuz” (Tahrim, 6) çağrısını yapıyor Kur’an... “Ebedi hayatını yakma” demek bu, ama bunu “dünya hayatındaki yangınlar”a bağlıyor Kur’an. İnsan ebedi hayatını dünyada yaşadığı yangınlarla yakar, demek...

İnsanın dünyadaki pusulası İslam...

Hayatının ve düşünce dünyasının pusulası...

Pusulayı önemsemeyen yolunun nereye çıkacağını önemsemiyor, demek.

Pusulayı kaybedenin yolu ateşe varıyor, demek.

Pusulayı doğru okuyamayan yolunu şaşırıyor, demek.

İslam’ı okumak, doğru okumak ve okuduğunu kılavuz edinmek diye bir mesele var insan için yani.

Buradan “Müslümanlık kıvamımız” ortaya çıkıyor.

Bunu, yani “Müslümanlık kıvamımız”ı bizi Yaratan önemsiyor.

Nasıl bir hayatla, diğer bir ifadeyle nasıl bir İslam’la Huzur’a varacağımız çok önemli, adeta hayat – memat meselesi olacak kadar önemli bir konu. Hayatı ve mematı anlamanın sırrı var orada... (Mülk suresi, 2) Onu anladın veya anlamadın, niye varedildiğini çözdün veya çözemedin, işte o sır saklı dünyada kurulacak hayatta!

İslam neresinde var o hayatın?

Yani Yaratan’ın hoşnud olacağı hayat tarzını inşa edebildin mi?

İbadet karıştırılmamış bir parçası olmamalı Müslüman’ın hayatının... İbadet ise, insanın Yaratan’ı ile alakasının şuuruna varmak demek... Din, yani İslam, bütünüyle böyle bir şuur inşa ediyor insanda... Müslümanlığımız, hayatımızın tüm kıvrımlarında Yaratanımız’la şuurlu bir alakayı hissetmekten oluşuyor.

Bu da, “Müslümanlık kıvamımız”ı Yaratan’ın önemsediği kadar önemseme sorumluluğunu getiriyor.

Yaratanımız, ne kadar Müslümanlık istiyorsa o kadar Müslümanlık. Ne fazla ne az...

Temel bir yanılgı, Müslümanlığımızı Yaratıcıdan koparmakta toplanıyor.

Sanki herkes keyfine göre bir Müslümanlık oluşturabilirmiş gibi bir düşünce...

Müslümanlık çerçevesini anlamak, yorumlamak amenna! Ama orada da ana kaygı, Yaratıcının, din vazıının (yani din kurallarını belirleyen, koyan Varlığın) kasdını, maksadını doğru anlamak... Yani Yaratıcı’ya rağmen bir din edinmekten kaçınmak... Bir tür aldatma vehmine kapılmamakta toplanıyor.

Bunun için insanın en büyük hassasiyeti idrak ettiği ve yaşadığı din, yani İslam üzerinde toplanacak.

İslam’ını önemseyecek...

İslam’ının “Yaratıcının İslamı” ile bütünleşip bütünleşmediği üzerinde her an ve büyük hassasiyetle duracak.

İslam’ın ana çerçevesini Kur’an belirliyorsa, Kur’an’dan ayırmayacak gözünü ve kulağını... İslam, en asli kıvamında, Kur’an vahyini insana taşıyan Peygamber’in hayatı ile örneklenmişse, hayatını O (s.a.)’nun hayatına benzetme cehdine girişecek. “Kur’an İslam’ı” ya da deyim yerindeyse “Muhammed İslam’ı” her neyse, onunla ilahi huzura çıkma azmiyle yaşayacak.

Peygamber başkaydı... Sahabe başkaydı... ALLAH dostları başkaydı... “Başkaydı” diye diye İslam’ı güzel yaşayan herkesi saf dışı edip, nefislerin kutsadığı bir din üretmek....ve bu dini ilahi huzura taşımak... Bu, en azından kendi kendimize yönelik dehşet verici bir aldatma girişimidir. Bu yolun çıkışı yok ateşten başka...

Belki en önemli meselelerimizden birisi, müslümanlığımızın içini, İslam’ın ana ölçüleri ile doldurmaktı. Bilmiyorduk ve hayatımızın bir çok alanı, İslami bir doluluk taşımıyordu. Onun için de başka değerler dolduruyordu İslam’la dolduramadığımız alanları...

Şimdi bir başka şey var; bir tehlike:

Var olan, dimağımıza ve hayatımıza dünlerde yüklediğimiz değerlerin terki gibi bir mecraya sürükleniyoruz. “Zihinlerinizdeki ve hayatınızdaki bagajları bırakın” diyor birileri ve biz, bir süre onları yük gibi telakki edip, üzerimizden atmaya çalışıyoruz.

Dünlerde, içinde yaşadığımız sosyo – kültürel vasatın ve hakim yapının kuşatması vardı bu oluşumda... Bir anlamda hakim yapı bir İslam tarifi yapıyordu bizi biçimlendirecek, sokak bir tarif yapıyordu. Ve biz, İslam telakkimizde ve hayatımızda bu kuşatmaya karşı savunmalar - dirençler geliştiriyor veya “uyum” yolları arıyorduk. Uyum, İslam’ımızı, beklentilere göre tarif, beklentiler içinde tarif demekti.

Şimdi global hakim güçlerin İslam tarifine giriştiğini müşahede ediyoruz. Global hakim gücün hakim değeri neyse, onun alt birimi halinde bir İslam tarifi...

Hakim bir kültür – medeniyet vakıasının alt birimi olmaya razı bir İslam tarifi...

Dolayısıyla içiçe geçmiş kuşatmalarla karşı karşıya Müslüman.

Buna razı olduğunuzda hem düşünce dünyanızda hem de hayatınızda İslam’a dair ne varsa gözden geçirmeye ve hakim kültürle buluşmayan yanları budamaya  yöneltiliyorsunuz.

Bugün “Müslümanlık gerçekte neyi kapsıyor?” sorusu çok daha önemli hale gelmiş bir soru...

Bu soru şöyle de sorulamaz mı?

-Acaba insanın hayatında müslümanlığını alakadar etmeyen bir alan mevcut mudur?

 Mesela bugün yaşadığımız ortamda Müslümanlar, İslam’dan yola çıkarak hangi konularla ilgilenmemeliler? Hangi konular artık “dinin konusu” olmaktan çıkmıştır?

Ve tabii, buna kim karar vermiştir?

“Bu alan dinin konusu değildir” derken, insanoğlu bunu bir de “din vazıı” olan Yaratıcı’ya sormalı mıdır? Yoksa insanlar, bir çağda artık bazı konuları Yaratıcı’ya sorma ihtiyacından da kurtulmakta mıdırlar?!!!

Böyle, bir dünya soru çıkıyor ortaya...

Mesela şöyle bir söz insanın dinle ilişkisi açısından anlamlıdır:

-Her ne kadar ben hayatımda yaşayamıyorsam da şu davranışın İslam’ın önemli bir kuralı olduğunu biliyorum.

Burada İslam’ın kendisi için olmasa bile, hiç olmazsa birileri için “bağlayıcı” bir değer olduğunun kabulü vardır. Ama “Din artık şu alanlarla ilgilenmemeli” denildiğinde, “din vazıı” rolüne ortak olmak gibi bir başkaldırı ortaya çıkıyor.

ALLAH buyuruyor:

“ALLAH’a çağıran, güzel bir hayat yaşayan ve “Ben Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?” (Fussılet, 33)

“Ben müslümanlardanım” demek Yaratıcının nezdinde en güzel sözlerden biri...

“Müslümanlık” Yaratıcı’nın verdiği bir isim. (Hacc, 78)

Onun için dünyada hangi rolde olursak olalım, Müslümanlıkla ilgimiz varsa, onu bize Müslüman adını veren Kudret’in hoşnudluğuna layık kıvamda tutmak gibi bir sorumluluk var. Zaten bu “ahde sadakat” demek.

Bu zamanlar ahde sadakatin çok çok sınanacağı zamanlar olacak...

Kalblerimize dikkat!

Unutmamalı ki ahiret var!

Alıntı

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müslümanlığımız
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:08:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müslümanlığımız rüya tabiri,Müslümanlığımız mekke canlı, Müslümanlığımız kabe canlı yayın, Müslümanlığımız Üç boyutlu kuran oku Müslümanlığımız kuran ı kerim, Müslümanlığımız peygamber kıssaları,Müslümanlığımız ilitam ders soruları, Müslümanlığımızönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes