๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 07 Ocak 2011, 16:00:39



Konu Başlığı: Müslüman su gibi olur
Gönderen: Hadice üzerinde 07 Ocak 2011, 16:00:39
Müslüman su gibi olur


Vücudumuzun normalde bir statik elektrik dengesi vardır. Vücut sağlığı bu elektriksel denge ile yakından alakalıdır. Bu denge, psikolojik gerilimler, iklim şartları, giyim eşyaları, yaşama ve işyerleri sebebiyle bozulur. Bu elektriksel yük, öfke halinde normalin dört katına çıkmaktadır. İnsan öfkeye kapıldığı zaman, sözlerine de, davranışlarına da hakim olamaz ve bu hâl, insanı, küfre kadar götürebilir. Bunun için Peygamber efendimiz; (Gadab, imanı bozar) buyurmuşlardır.

Gadabın, sertliğin aşırı ve zararlı olmasına, atılganlık denir. Böyle kimse, hiddetli, sert olur. Bunun aksine ise yumuşaklık denir. Hâlim, yumuşak kimse, gadaba, öfkeye sebep olan şeyler karşısında kızmaz, heyecana gelmez. Öfkeli kimse, hem kendine, hem de başkalarına zarar verir. Hadis-i şerifte; (Bir Müslümanda üç şey bulunursa Allahü teâlâ onu muhafaza ve himaye eder, onu sever, merhamet eder. Nimete şükretmek, zâlimi affetmek, gadaba gelince, gadabını yenmek) buyuruldu.

İnsan davranışlarında sertlik, iticilik ve korkuyu, yumuşaklık ise, sıcaklığı, şefkati, merhameti ve sevgiyi doğurur. Korkutarak elde edilen başarı, yıkılmaya, sevgi ile elde edilen muvaffakiyet ise, artmaya, büyümeye mahkumdur. Bunu için Resulullah efendimiz; (Allahü teâlâ refiktir. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği şeyleri yumuşak davrananlara ihsan eder. Başkalarına vermez) buyurmuşlardır.

Enes bin Malik hazretleri, “Resulullah efendimize on sene hizmet ettim. Bu zaman içinde bana incindiğini, sert söylediğini hiç görmedim” buyurmuştur.

Peygamber efendimizin bu güzel hâli, Al-i imran suresinin yüz elli dokuzuncu âyetinde mealen;
(Yanında bulunanlara yumuşaklık ve tatlılıkla muamele etmen, Allahü teâlânın sana bir kerem ve rahmetidir. Eğer kötü ahlaklı olup, sert davransaydın etrafındakiler dağılırlardı) buyurularak övülmektedir.

Çelebi Cemaleddin efendi, hiç kızmaz, dostuna, düşmanına aynı muamelede bulunurdu. Onun bu geniş müsamahakâr halini anlayamayanlar; Bu kadar yumuşaklığın, insanlara karşı bu kadar tahammül ve sabır göstermenin manası nedir? Diye sual ettiklerinde; Hilm, yumuşaklık kılıcı, demir kılıçtan, hatta yüz zafere sebep olan kılıçtan daha keskindir diye cevap vermişlerdir.

Din büyükleri, talebelerine ve kendilerini sevenlere hep; “Müslüman su gibi olur. Ama sel gibi değil. İçme suyu gibi. Dinimizin en yüce tarafı kanı su ile yıkamaktır, kanla değil... Elbette ki karşındaki kanlı olacaktır, sen de kanlı olursan, o temizlik olmaz. Sen su olacaksın, o ne şekilde davranırsa davransın, sen Müslümanca davranacaksın. Komşudan gördüğün ayıpları, emanet bil; sakla, kimsenin sırrını kimseye söyleme. Seninle istişare edene doğruyu söyle. Cimrilikten sakın. Tamahkâr olan mürüvvetsiz olur. Her işte mürüvveti gözet. İhtiyacın olsa da, kimseden bir şey isteme. Dünya ehline rağbet etme” diye nasihat etmişlerdir.

İmam-ı Rabbani hazretleri de, buyuruyor ki:
“Allahü teâlânın emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçmak lazım olduğu gibi, insanların haklarını ödemek ve onlarla iyi geçinmek de lazımdır. (Allahü teâlânın emirlerini büyük bilmek ve Onun yarattıklarına acımak lazımdır) hadis-i şerifi, bu iki hakkı yerine getirmenin lazım olduğunu göstermektedir. Bu iki haktan yalnız birini gözetmek kusur olur. Bundan anlaşılıyor ki, insanlardan gelen sıkıntılara katlanmak lazımdır. Onlarla iyi geçinmek vaciptir. Kızmak iyi olmaz. Sert davranmak yakışmaz.”

Resulullah efendimiz, Allahü teâlânın kullarına şefkatli, merhametli ve yumuşak davranır, dünya için öfkelendiği hiç görülmezdi. Ama Allah için gadaba gelirdi. Öfkeli olan, karşısındakinin de kendisine karşılık yapacağını önceden düşünmelidir. Gadaba gelen kimsenin kalbi bozulur. Bu bozukluk, dışına da sirâyet ederek, çirkin ve korkunç bir hâl alır.

Öfkeyi yenmek, çok sevaptır ve gadabını yenene Cennet müjdelenmiştir. Allah rızası için öfkesini yenen kimse, karşısındakini affedip, ona karşılık yapmaz ise, Allahü teâlâ onu çok sever. Cennetin, bunlar için hazırlanmış olduğunu bildirmiştir. Hadis-i şerifte; (Bir kimse, Allahü teâlânın rızası için gadabını defederse, Allah da, ondan azabını defeder) buyuruldu.

İmam-ı Gazali hazretleri; “Hilm sahibi olmak yani yumuşaklık, gadabını, öfkesini yenmekten daha kıymetlidir” buyurdu.

Nimete şükretmek, onu İslamiyet’e uygun olarak kullanmak demektir. Hadis-i şerifte; (Gadaba gelen bir kimse, dilediğini yapmaya kadir olduğu halde, yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ, onun kalbini, emniyet ve iman ile doldurur) buyuruldu.

Peygamber efendimiz; (Ya Rabbi! Bana ilim ver, hilm, yumuşaklık ile ziynetlendir, takva ihsan eyle! Afiyet ile beni güzelleştir) diye dua ederlerdi.


Osman Ünlü