๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Halis_52 üzerinde 12 Eylül 2011, 04:01:43



Konu Başlığı: Müslüman Kadının Güçlü Kişiliği
Gönderen: Halis_52 üzerinde 12 Eylül 2011, 04:01:43


Müslüman Kadının Güçlü Kişiliğinden Örnekler Ve Kadınların Haklarını Ve Görevlerini Tam Olarak Anlayabilmeleri
 

Ümmü Seleme saçını taratırken Rasulullah minbere çıkar: "Ey insanlar!" diye hitap eder. Rasullah'ı duyan Ümmü Seleme tarakçısı kadına: "Önümden çekil" der. Tarakçı cariye ise: "Rasulullah sadece erkeklere hitabedi-yor, kadınlara hitab etmiyor" deyince Ümmü Seleme: "Ben de insanlardanım" karşılığını verir.[265]

Kadınlar, Rasulullah'tan, daha fazla ilim öğrenme imkânı istiyorlar

E BU SAİD anlatıyor: "Bir kadın Rasulullah'a geldi ve: 'Ey Allah'ın Rasulü! Erkekler senin sohbetine katılıyorlar. (Başka bir rivayette ise 'erkekler seninle daha fazla görüşüyor').[266] Bir gününü bize ayır da oraya gelelim, Allah'tan aldığın şeyleri bize öğret' dedi. Peygamberimiz: 'Şu günde, şu yerlerde toplanın" buyurdu. Tayin edilen yede toplandılar. Peygamberimiz; onlara Allah'tan aldığı vahyi bildirdikten sonra: 'Sizden bir kadın, üç kız çocuğunu güzelce yetiştirirse onun bu çalışması kendisiyle cehennem arasında bir perde olur' diye buyurdu. Rasulullah'ın bu müjdesini duyan hanımlardan biri: 'Ya iki tane olursa?1 Ravi, kadının bu sözünü iki defa tekrarladığını naklediyor. Bu suale karşı Peygamberimiz: 'İki de olsa, iki de olsa, iki de olsa aynıdır" buyurur'[267]

İbn Hacer diyor ki: "... Bu hadiste, sahabe kadınlarının din işlerini Öğrenmede çok istekli oldukları belirtilmektedir.[268]

Doğrusu kadınlardaki bu büyük hırs, mescidde erkeklerle beraber Rasulullah'm sohbetlerine katılmayı yeterli bulmuyor, kendileri için özel bir sohbetin olmasını istiyorlardı. RasuluIIah onların bu arzularını olumlu bir şekilde karşılamıştır.

Esma bint Şekel, dini bilgileri öğrenmek için haya duygusunu asmıştır

Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre, Esma bint Şekel, RasuluIIah'tan hayızlı kadının gusul abdestini sorar. Peygamberimiz ona: "Hayızlı olan kadın suyu ve lifi alır güzelce temizlenir sonra suyu başına döker, suyun deriye temas etmesi için başını iyice ovalar. Sonra yeniden su döker ve eline güzel kokan bir bez alarak başını iyice temizler" demiştir. Bunu anlamayan Esma: "Hayızdan böyle nasıl temizlenir?" diye sorunca Peygamberimiz: "Sübhanallah! işte böylece temizlenirsiniz" buyurdu. Hz. Aişe diyor ki: "Sanki kadın kanın hala geldiğini ima etmeye çalışmaktadır." Rasulullah'a cenabetten temizlenmenin nasıl olacağını sordum. RasuluIIah: "Suyu alır güzelce temizlenir yahut temizleninceye kadar suyu döker, sonra suyu başı­na döker, su derisine değinceye kadar başını ovalar. Sonra yeniden suyla başını yıkar" buyurdu. Hz. Aişe diyor ki: "Ensar kadınları ne güzel kadınlar­dır. Utanma duygusu onları dinlerini öğrenmekten alıkoymamıştır."[269]

Sübey'a bint Haris, kesin bilgiye ulaşma yolları aramaktadır

Sübey'a bint Haris el-Eslemiyye, Beni Amir b. Lüey kabilesinden Sa'd b. Havle'nin hanımıdır. Sa'd. Bedir harbine iştirak etmiştir. Sübey'a hamiley­ken Veda Haccı sırasında ölmüştür. Sübey'a kocasının vefatından hemen sonra çocuğunu doğurmuştur. Nifastan kesilince yeniden evlenmek için süs­lenmiştir. Sübey'a'nm bu halini gören Abduddar oğullarından Ebu Senabil b. Ba'kek: 'Gördüğüm kadarıyla süsleniyorsun, yoksa evlenmek mi istiyor­sun? Vallahi sen üzerinden dört ay on gün geçmedikçe evlenemezsin' dedi. Sübey'a diyor ki: 'Ebu Senabil'in bu sözünden sonra üzerimi giyindim, akşam üzeri Rasulullah'a vardım, bu konuyu ona sordum. RasuluIIah bana çocuğumu doğurduktan sonra evlenmemin helal olduğunu ve imkanlarım ölçüsünde evlenmemi emretti."[270]

İbn Hacer diyor ki: "Sübey'a'nın zekası ve keskin görüşü, verilen fetva­dan tereddüt duyduğunda onu sarinin izahına sunmasını gerekli kılmıştır. Demek ki ictihadla ilgili konularda müftünin, hakimin fetvasından şüphe eden kişinin meseleyi şer'i kaynaklarda araştırması gerekmektedir. Ayrıca di­ğer bir faydası da, kadının kendisini ilgilendiren hükmü kadınların sormak­tan utandıkları bir konu da olsa direkt olarak sorabilmesidir.[271]

Has'am kabilesinden genç bir cariye, babasının yerine haccetmek istiyor.

Abdullah b.Abbas anlatıyor:[272]"Rasulullah kurban bayramı günü Fadl b. Abbas'ı bineğinin terkisine aldı. Has'am kabilesinden güzel bir kadın Rasulullah'a geldi ve fetva sordu. Dedi ki: 'Ey Allah'ın Rasulü! Yüce Allah, haccı kullarına farz kılmıştır. Babam yaşlı döneminde hac yapacak zenginliğe ulaştı. Şimdi ise devenin üzerinde duramayacak haldedir. Onun yerine hac yapabilir miyim?' diye sordu. RasuluIIah da 'Evet' dedi.[273]

Kadının Kocasını Seçme Hakkı
 
Hansa bint Huddam, evlendirilme şeklinden şikayet ediyor:

Kasım anlatıyor: "Ca'ferin çocuklarından bir kadın, velisinin kendisini zorla evlendirmesinden korktu. Binaenaleyh Ensarın yaşlılarından Abdurrahman ve Mecma ibn Cariye'nin yanına birini gönderdi. Onlar dediler ki: 'Söyle ona korkmasın. Hansa bint Huddam'ı babası zorla birine verdi de RasuluIIah bunu engelledi.[274]

Berire, RasuluIIah aracı olmasına rağmen kendi hakkından vaz geçiyor

Rasulullah'm hanımı Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre, Berire hakkında üç hadis varid olmuştur. Bunlardan biri hürriyetine kavuşan Berire'nin kocasını seçme muhayyerliğidir.[275]

İbn Abbas diyor ki: "Berire'nin kocası Muğis isminde bir köleydi. Berire'nin peşinde tavaf ediyor, ağlıyor, gözyaşları sakalına akıyordu. Sanki onu şimdi görüyor gibiyim. RasuluIIah, İbn Abbas'a dedi ki: "Ey Abbas, Muğis Berire'yi bu kadar severken, Berire'nin Muğis'e öfkelenmesine şaşmıyor musun?". RasuluIIah devamla 'Keşke yeniden ona dönsen' dedi. Kadın, Peygamberimize: 'Ey Allah'ın Rasulü onunla evlenmemi mi emrediyorsun?' diye sordu. Peygamberimiz 'Yalnızca aranızı bulmak istiyorum' deyince 'buna ihtiyacım yok1 dedi.[276]

İbn Hacer diyor ki: "Berire'nin: 'Onunla evlenmemi mi emrediyorsun?1 sözü, onun Rasulullah'ın emrine uymanın vacip olduğunu bildiğini gösterir. Kendisine teklif yapılınca, bu teklife, emir mahiyetinde uymanın gerektiği, eğer danışma ise bu konuda muhayyer kalacağını anlamak için bu ayrıntıyı öğrenmek istemiştir. İbn Hacer, devamla: 'Bu hadiste... Vacibin dışındaki konularda kişinin kendine yapılan teklifleri reddedebileceği, Hakimin davalılar arasında zarar vermeme ve bir tarafı tutmama kaydıyla aracılık yapmasının güzel olduğu, ancak, aracılık yapan kimse ne kadar önemli kimse olursa olsun yapılan teklifi kabul etmeyenin kınanmayacağı ifade edilmektedir. Ayrıca burada Berire örnek bir edep göstermiştir. Çünkü o Rasulullah'm aracılığını açıkça reddettiğini ifade etmemiş, sadece 'bu konuda ihtiyacım yok1 demiştir, der."[277]

Kadın erkeklerin iyilerini seçebilir, onlara kendini teklif edebilir

Sehl b. Sa'd anlatıyor; "Rasulullah'a bir kadın geldi ve: 'Ey Allah'ın rasulü! Helalin olmak için geldim..." dedi. Rasulullah'ın bu konuda birşey söylemediğini görünce oturdu..."[278]

Sabit b. el-Banani şöyle anlatıyor: "Ben Enes'in yanındaydım, kızı da oradaydı. Enes: 'Bir kadın, Rasulullah'a gelip kendisini ona: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana ihtiyacın var mı?' dedi. Enes'in kızı: "Ne kadar hayasız! Çok ayıp," dedi. Enes dedi ki: "O senden daha hayırlıdır, Rasulullah'ı arzuladı ve kendisini ona sundu."[279]

Bu hadis, Buhari'de "kadının kendisini salih bir erkeğe arzetmesi ba­bında" zikredilir. Fethu'l-Bari'de şöyle geçer: 'İbnü'l-Münir haşiyesinde di­yor ki: 'Vahibe kıssasındaki özellikleri bilen Buhari hadisten yeni bir özellik çıkarmıştır. O da, kadının erkeğin iyiliği için kendisini salih bir erkeğe teklif etmesinin caiz olduğudur [280]İbn Hacer diyor ki: 'Kendisini Rasulullah'a tek­lif eden kadınla ilgili hadisten kadının kendisinden daha iyi biriyle evlenme­yi istemesi, kesinlikle ayıp değildir sonucu çıkar. Özellikle de kadının amacı doğru ise. Yani bu isteği evleneceği erkeğin dini üstünlüğünden veya teklif edilmemesi halinde erkeğin kötü yola düşmesi korkusundan olabilir."[281]

İbn Dakik el-İd diyor ki: "Hadisi şerifte kadının kendisini faziletli olduğunu umduğu erkeğe teklif etmesinin caiz olduğu belirtilmektedir."[282]

Kadın, kocasından ayrılma hakkını kullanıyor

Kadının aile içerisindeki durumunu açıklayan yukanda geçen hadisi birçoklarının şiddetle reddettiği kadın hakkını yani kadının kocasını seçme hakkını pekiştirmek için burada yeniden zikredeceğiz. Diğer hakları ise inşaallah aile konusunu işlerken ele alacağız.

Sabit b. Kays'ın hanımı kocasını sevmeyince ondan ayrılma hakkını kullanıyor:

İbn Abbas der ki: "Sabit b. Kays'ın hanımı Rasulullah'a geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Sabit'in din ve ahlak güzelliğine diyeceğim yok. Fakat ben ona nankörlük yapmaktan korkuyorum' deyince, Rasulullah: 'Ondan aldığın bahçeyi ona geri verir misin?' diye sordu. Kadın 'evet' deyince, bahçe Sabit'e verildi. Rasulullah'ın emriyle ayrıldılar."[283]

Hz. Ömer'in hanımı Akika bint Zeyd, cemaatle namaz kılma hakkını arıyor.

îbn Ömer der ki: "Hz. Ömer'in hanımı sabah ve yatsı namazlarını cema­atle mescidi Nebevi'de kılardı. Ona denildi ki: 'Niçin mescide gidiyorsun?" Biliyorsun Ömer mescide gitmeni istememekte, hoş görmemekte' o da: 'Mescide gitmemi yasaklamasına ne engel olabilir?1 dedi. Ravi diyor ki: 'Rasulullah'ın, Allah'ın kullarını Allah'ın mescidlerinden alıkoymayın1 hadisi engeller."[284]

İbn Hacer diyor ki: Abdurrezzak b. Ma'mer'in Zuhri'den naklettiğine göre Abdurrezzak şöyle demiştir: "... Hanımı mescidde iken Hz. Ömer ona çok kızmıştır."[285]

Kadın mal kazanmak ve tasaddukta bulunmak için çeşitli işlerde çalışıyor

İşte bizzat kendisi çalışıp kazancından tasadduk eden Zeyneb binti Cahş...

Hz. Aişe diyor ki: "Aramızda en cömert olan Zeyneb'dir. Çünkü o çalışır, kazancından da tasadduk ederdi."[286]

Cabir'in anlattığına göre: "Rasulullah, hanımı Zeyneb'in yanına vardı. Zeyneb deri tabaklıyordu..." [287]

İbn Hacer'in Feth'ul-Bari'sinde geçen, Hakirn'in Müslim'in şartına uyarak Müstedrek'inde rivayet ettiğine göre: "Zeyneb bint Cahş, el sanatlarında mahir bir kadındı. Deriyi tabaklar, diker, kazancından da Allah yolunda sarfederdi."[288]

İşte bizatihi çalışan, kazancından da kocasına ve hanesindeki yetimlere infakta bulunan Abdullah b. Mes'ud'un hanımı Zeyneb...

Abdullah b. Mes'ud'un hanımı Zeyneb diyor ki: "Mescid-i Nebevidey­dim. Orada Rasulullah'ı gördüm. Bana dedi ki: 'Zinet eşyanızdan da olsa sa­daka verin.1 Zeyneb, kocası Abdullah'a ve hanesinde bulunan yetimlere ihsanda bulunurdu. Zeyneb anlatıyor: 'Rasulullah'ın yanına vardım. Ensarlı bir kadın kapıda bekliyordu. O da benim gibi muhtaçtı. Bu esnada Bilal'i gör­dük. Ona dedik ki: 'Rasulullah'a sor, kocama ve hanemdeki yetimlere ihsan­da bulunmam benim için yeterli mi?1 Bilal, Rasulullah'ın huzuruna girdi, ona sordu. Rasulullah: 'Evet, Zeyneb'e iki ecir vardır. Yakınlıktan dolayı ecir, sadaka verdiğinden dolayı ecir' buyurdu.[289]

Kadınlar mescidde yapılan genel toplantı çağrısına iştirak ediyorlar

Fatıma bint Kays anlatıyor: "... İnsanlara, namazın toplayıcı olduğu çağrısı yapıldı. (Yani müezzin: 'Essalatü camiatün' nidasında bulundu). Bunu duyunca insanlarla beraber ben de mescide gittim. Kadınların en ön şafuldaydım. O ise erkeklerin en son safındaydı."[290]

Ukbe b. Ebi Muayt'ın kızı Ümmü Gülsüm, dini sebeplerle ailesinden ayrılarak kaçıp hicret ediyor

Rasulullah'ın ashabından Mervan ve Misver b. Mahreme'nin bildirdi­ğine göre, kadınlar da hicret ederek geldiler. Ukbe b. Ebi Muayt'ın kızı Üm­mü Gülsüm de o gün Rasulullah'ın yanına gelenler arasındaydı. Evlilik çağında bir kızdı. Daha sonra ailesi, Rasululah'tan Ümmü Gülsüm'ü istediyse de Rasulullah onu onlara vermedi.[291]

Ümmji Haram, deniz gazalarında §ehid olmak istiyor

Enes b. Malik (r.a.) anlatıyor: "Rasulullah (s.a.v.) Küba'ya gidince, Milhan kızı Ümmü Haram'ı ziyaret ederdi. Ümmü Haram, Peygamberimize yemek ikram ederdi. O zamanlar Ubade b. Samit'in hanımıydı. Bir gün Peygamberimiz, Ümmü Haram'ın yanına vardı. Ümmü Haram, Peygamberimize yemek getirince Peygamberimiz uyudu. Bir müddet sonra gülerek uyandı. Ümmü Haram: 'Seni güldüren şey nedir; Ya Rasulallah?' dedim. Rasulullah şöyle dedi: 'Ümmetimden kimi insanlar Allah yolunda savaşmak için gemilere bindiler.' Bunun üzerine Ümmü Haram: 'Bana da dua et de, ben de onlardan olayım' dedi. Rasulullah tekrar uyumaya başladı. Bir müddet sonra gülerek uyanınca: 'Ey Allah'ın Rasulü, seni gülderen şey nedir?'dedim Rasulullah, 'Ümmetimden bazı insanlar Allah yolunda savaşa gidecekler...' (Diğer bir rivayette ise [292]Kayser'in şehrine, ümmetimden cihad için gidecek ilk ordunun günahları affedilmiştir) dedi. O zaman ben: 'Allah'a dua et de ben de onlardan olayım1 dedim. Rasulullah: 'Sen de ilk gidenlerden olacaksın1 buyurdu. Ümmü Haram Muaviye zamanında gemiye bindi. Gemiden inerken hayvanından düşerek şehid oldu."[293]

Ümmü Hani, bir muharibe eman veriyor. Buna karşı çıkan kardeşini şikayet ediyor

Ebu Talib'in kızı Ümmü Hani der ki: "Fetih yılı Rasulullah'ın yanına gittim. Ona selam verdim.. Rasulullah, bana 'hoş geldin Ümmü Hani' dedi.. Rasulullah'a 'Ey Allah'ın Rasulü! Kardeşim Ali b. Ebi Talib himayeye aldığım Hubeyre'nin oğlunun falanın katili olduğunu zannediyor1 dedim. Rasulullah: 'Ey Ümmü Hani, senin eman verdiğin kişiye biz de eman verdik' dedi."[294]

Hind binti Utbe, müslümanlığının etkisiyle Rasulullah'tan utanıyor

Hz. Aişe anlatıyor: "Hind bint Utbe Rasulullah'a geldi ve: 'Ey Allah'ın Rasulü, yeryüzünde hiçbir ailenin zelil olması bana senin ailenin zelil olmasından daha sevimli gelmezdi. Bugün ise yeryüzünde hiçbir ailenin izzetli olması, bana senin ailenin izzetli olmasından daha sevimli gelmiyor. Rasulullah (s.a.v.): 'Varlığım kudret elinde olana andolsun ki ben de aynı kanaatteyim1 diye buyurdu."[295]

İbn Hacer der ki: "Hadiste Hind'in zeka seviyesinin yüksekliğine ve bunu konuşmada ustaca kullanmasına bir işaret vardır."[296]

Ümmü Eymen, Rasulullah'ın vefatıyla vahyin kesilmesine üzülüyor

Hz. Enes anlatıyor: "Hz. Ebubekir Rasullah'ın vefatından sonra Hz. Ömer'in yanına vararak: 'Haydi Ümmü Eymen'i ziyarete gidelim' dedi. Rasulullah hayatında Ümmü Eymen'i ziyaret ederdi. Hz. Ebubekir ve Ömer, Ümmü Eymen'in yanına varınca ümmü Eymen ağlamaya başladı. Ona dediler ki: 'Niye ağlıyorsun. Allah katında en hayırlı kişi O'nun Rasulüdür. 'Bunun Üzerine Ümmü Eymen: 'Sadece, Allah katında en hayırlı kimsenin Rasulullah olduğundan dolayı ağlamıyorum; semadan vahyin kesilmesine ağlıyorum, deyip onları da ağlattı. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer de Ümmü Eymenle beraber ağlamaya başladılar.[297]

Zeyneb bint muhacir, Ebu Bekir es-Sıddik ile karşılıklı konuşuyor

Kays b. Ebi Hazim diyor ki: "Ebu Bekir, Ahmer kabilesinden Zeyneb bint Muhacir adında bir kadının yanına vardı. Baktı ki kadın ağzını açmıyor. Hz. Ebu Bekir: 'Bu kadın niye konuşmuyor?' diye yanındakilere sordu. 'Hiç konuşmadan hac yapmaya nezretti1 dediler. Hz. Ebu Bekir, kadına: 'Konuş, bu yaptığın helal değil, bu cahiliye adetlerindendir' deyince kadın konuşma­ya başladı ve: 'sen kimsin?' diye sordu. Hz. Ebu Bekir: 'Muhacirlerden biri' dedi. Kadın: 'Hangi muhacirlerden?' diye sordu. Hz. Ebu Bekir: 'Kureyşten' karşılığını verdi. Kadın yine: 'Hangi Kureyş'tensin?' diye sorunca, Hz. Ebu Bekir: 'Amma da çok soruyorsun. Ben Ebu Bekir'im' dedi. Kadın: 'Cahiliyeden sonra, Allah'ın gönderdiği bu doğru yolda nasıl kalabiliriz?1 diye sordu. Hz. Ebu Bekir: 'Sizin doğru yolda olmanız imamlarınızın doğru yolda olmasına bağlıdır' dedi. Kadın: 'Hangi imamlar?' deyince Hz. Ebu Bekir: 'Kavminde, insanlara emreden, insanların emirlerine uyduğu yöneti­ciler, eşraf yok mu?1 diye sordu. Kadın: "Evet var' karşılığını verince, Hz. Ebu Bekir: 'İşte onlar imamlardır' dedi. [298]

Hz. Ömer'in kızı Hafsa, Abdullah b. Ömer'in hatasını düzeltiyor

Nafı anlatıyor: "İbn Ömer, Medine yollarından birinde İbn Said'le karşılaşır. İbn Said'i Öfkelendirecek sözler söyler, yol boyunca ona çatar. Nihayet İbn Ömer, Hafsa'nın evine gider, olanları Hafsa'ya anlatınca Hafsa ona şöyle der: 'Allah seni affetsin, İbn Said'den ne istiyorsun? Rasulullah'ın 'öfkeden öfke doğar1 dediğini bilmiyor musun?"[299]

Ümmü Yakub, Abdullah b. Mes'udla karşılıklı konuşuyor

Abdullah b. Mes'ud anlatıyor: "Döğme yapana, döğme yaptırana, yüzlerindeki kılları yolanlara, güzellik için ağzındaki büyük dişleri çektirip küçük dişleri bırakarak Allah'ın yarattığı şekli değiştirenlere Allah lanet etsin." Bu haberi duyan Esed oğullarından Ümmü Yakub isminde bir kadın (çokça Kur'an okurdu)[300] Abdullah b. Mes'ud'a geldi "Duyduğuma göre sen şunlara şunlara lanet okumuşsun" deyince Abdullah b. Mes'ud "Rasulullah'ın lanet ettiği, Allah kitabında lanetlenen kişiye ben niye lanet etmeyeyim ki?" dedi. Ümmü Ya'kub: "Ben Kur'an'ı baştan sona okudum. Senin dediğini orada bulamadım" deyince, İbn Mes'ud "Eğer Kur'an'ı oku-saydın muhakkak bulurdun. Soruyorum sana, "Rasulün size getirdiği şeyleri alın. Sizi nehyettiği şeylerden sakının" âyetini hiç okumadın mı?" diye sordu. Ümmü Yakub: "Tamam bu âyeti okudum" deyince İbn Mes'ud: "İşte bu âyet yasaklamaktadır" dedi. Darda kalan Ümmü Yakub: 'gördüğüm ka­darıyla senin ailen de yapıyor' deyince, İbn Mes'ud: "Git bak" dedi. Ümmü Yakub gitti, baktı. İbn Mes'ud'un ailesinde böyle birşey göremedi. İbn Mes'ud dedi ki: "Eğer ailem bunu yapsaydı, onunla kesinlikle beraber ol­maz, ondan ayrılırdım" dedi.[301]

İbn Hacer diyor ki: ".... Denildi ki Ümmü Yakub İbn Mes'ud'un hanımında hadiste nehyedilen şeyi gerçekten görmüştü. Ne var ki İbn Mes'ud ailesini ikaz ederek onu nehyedilen şeyden u.zaklaştırmıştı. Bu nedenle Ümmü Yakub İbn Mes'ud'un hanımında gördüğü şeyi daha sonra göremedi.[302] îbn Hacer devam ediyor: "Ümmü Yakub'un İbn Mes'ud'a baş vurması onun bilinçli olduğunu gösterir."[303]

Ümmü'd-Derda, Halife Abdülmelik b. Mervan'a karşı çıkıyor

Zeyd b. Eslem'in bildirdiğine göre: "Abdülmelik b. Mervan, Ümmu'd-Derda'ya bir kısım ev eşyaları yollamıştı. Bir gece, Abdülmelik uykudan uyanıp hizmetçisini çağırır. Sanki hizmetçi geç gelmiş gibi ona lanet eder. Sabah olunca Ümmü'd-Derda, Abdülmelik'e: "Bu gece hizmetçini çağırdı­ğında ona lanet ettiğini duydum. Ebu'd-Derda, Rasulullah'ın şöyle dediğini nakleder: 'Lanetlenenlerin kıyamet gününde ne şefaatçılan ne de yardımcı­ları olur1 demiştir."[304]

Müslüman kadının şahsiyetini hak ve görevlerini iyice bildiklerini gösteren diğer örnekler kitabımızın ileriki bölümlerinde gelecektir. Onlardan birkaçı:

- Hudeybiye günü kendisine fikir sorulan Ümmü Seleme'nin Rasulul-lah'a yaptığı teklif.

- Kocası tarafından zıhar yapılan Havle bint Sa'lebe'nin Rasulullah'la tartışması.

- Müslümanların zor günlerinde Habeşistan'a deniz yoluyla gidenler konusunda Esma bint Umeys ile Ömer b. Hattab'ın yüzyüze gelmesi.

- Ümmü Seleme'nin Rasulullah'a fikir beyan etmesini yadırgayan Hz. Ömer'le tartışması.

-  Esma bint Ebu Bekir'in birçok kadınla beraber güneş tutulması namazına katılması, güneş tutulması bitinceye kadar orada beklemesi.

- Ümmü Süleym'in, çocuğunun öldüğünü kocasına bildirmek için ona latifeli ve imalı konuşması.

- Ümmü Süleym'in cihadda tehlikeli görevleri üstlenme isdidadı.

- Hz. Ömer'in kızı Hafsa'nın babasının ölümünden sonra hilafet bağına bağlanması.

- Ebu Bekir'in kızı Esma'nın zalim Haccac'a karşı gelmesi.

- Hz. Aişe'nin sahabenin hatalarını düzeltmesi.

- Fatıma binti Kays'ın üç talakla boşanan kadınların iddet döneminde kocasının evinde kalmasını söyleyenlere karşı çıkması. [305]



Kaynaklar:
[265] Müslim, Kitabu'l-Fedail, Rasulullah'ın Havzi'nın İsbatı babı, c. 7, s. 67.
[266] Bubari, Kitabu'1-İlm, Kadınlara ilim öğretmek için gün ayrılabilir mi? c. 1, s. 206.
[267] Buhari, Kitabu'l-İ'tısam, Rasulullah'ın ümmetinden erkek ve kadınlara Allah'tan aldığı şeyleri öğretmesi... babı, c. 17, s. 55. Müslim, Kitabu'1-Birr, kız çocuklarına ihsan... babı, c. 8, s. 39.
[268] Fethıı'1-Bari, c. 1, s. 207.
[269] Müslim, Kitabu'l:Hayz, Gusul abdesti alan kadının kokulu bez kullanması babı, c. 1, s. 179.
[270] Buhari, Kitabu'1-İlel, Abdullah b. Muhammed el-Cafi" babı, c. 8, s. 313. Müslim, Kitabu't- Talak, Hamileyken kocası ölen kadının İddeti, bab, c. 4, s. 201.
[271] Fethu'1-Bari, c. 11, s. 400-401.
[272] Bu özellik, İmam Ahmed'in rivayetinde zikredilmektedir. (Fethu'l -Bari, c. 4, s. 438)
[273] Buhari, Kitabul-Hac, kadının erkek yerine haccetmesi babı, c. 4, .440.
Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 1/141-143.
[274] Kitabu'l-Hiyel, nikâh babı, c. 15, s. 373.
[275] Buhari, Kitabu't-Talak, cariyenin satışı talak sayılmaz babı, c. 11, s. 323. Müslim, Kitabu'1-İtk, Velayet yalnızca azad edenedir, babı, c. 4, s. 215.
[276] Buhari, Kitabu't-Talak, Rasulullah'ın Berire'nin kocasına şefaat etmesi babı, c. 11, s. 328.
[277] Fethu'1-Bari, c. 11, s. 34-335.
[278] Buhari, Kitabu'n-Nikah, evlilikten önce kadına bakmak, babı, c. 11, s. 86. Müslim Kitabu'n-Nikâh, Mehir ve Kur'an öğretmenin mehir olabileceği babı, c. 4, s. İ43.
[279] Buhari, Kitabu'n-Nikâh, kadının kendisini salih erkeğe teklif etmesi, babı. c.l 1, s. 79.
[280] Fethu'1-Bari, c. 11, s. 79.ni
[281] Fethu'1-Bari, c. 11, .122.
[282] Ummedetul-Ahkam şerhi, c. 2, s. 201.
[283] Buhari, Kitabu't-Talak, Hulu babı, c. 11, s. 319.
[284] Buhari, Kitabu'l-Cum'a, Cuma namazına giden kadın ve çocukların gusul abdesti alması gerekir mi babı, c. 3, s. 34.
[285] Fethu'1-Bari, c. 3, s. 34.
[286] Müslim, Kitabu Fedaili's- Sahabe, Hz. Zeyneb'in fazileti babı, c. 7, s. 144.
[287] Müslim, Kitabu'n-Nikah, bir kimse bir kadını görür, aklına ilişki kurmak için hanımı yahut cariyesi gelirse babı, c. 4, s. 129.
[288] Fethul-Bari, c. 4, s. 29-30.
[289] Buhari, Kitabu'z-Zekât, kocaya ve namede bulunan yetimlere zekât vermek babı, c. 4, s. 71. MüBİim, Kitabu'z-Zekât, yakınlara sadaka ve infakta bulunmanın fazileti babı, c. 3, s. 80.
[290] Müslim, Kitabul-Fiten, Deccalin çıkması babı, c. 8, s. 205.
[291] Buhari, Kitabu'ş-Şurut, İslamda caiz olan şartlar babı, c. 6, s. 241.
[292] Buhari, Kitabu'l-Cihad, Bizans savaşı için söylenenler babı, c. 6, s. 443.
[293] Buhari, Kitabul İstizan, bir kimse herhangi bir kavmi ziyaret eder ve onlara şöyle derse babı, c. 13, s. 313. Müslim, Kitabul-İmare, Deniz savaşının fazileti babı, c. 6, s. 552.
[294] Buhari, K. Farzil-Hums, kadın ve cariyelerin eman vermesi babı, c. 7, s. 83. Müslim, Kitabu Salati'l-Müsafîrin, kuşluk namazının müstehaplıgına dair bab, c. 2, s. 158.
[295] Buhari, Kitabul-Menakıb, Hind binti Utbe anlatıyor babı, c. 8, s. 141. Müslim, Kitabul -Akziye, Hind'in davası babı, c. 5, s. 130.
[296] Pethu'1-Bari, c. 8, s. 142.
[297] Müslim, Kitabu'l-Fedaili's-Sahabe, Ümmü Eymen'in faziletlerine dair bab, c. 7, s. 144.
[298] Buharı, Kitabu'l-Menakıb, Cahiliyye dönemi babı, c. 8, s. 148.
[299] Müslim, Kitabu'l-Fiten ve Eşrati's-Saat, îbn Sayyad hadisi babı, c. 8, s. 194.
[300] Bu cümleyi müslim rivayet etmiştir.
[301] Buhari, Kitabu't-Tefsir, Sûretu'l Hasr, "Allah Rasulü size ne getirdi ise onu alın babı, c. 10, s. 245. Müslim Kitabu'l-Libas ve'z-Zine, Peruk takmak ve taktırmanın haramlığına dair bab, c. 6, s. 166.
[302] Fethu'1-Bari, c. 10, s. 255.
[303] Fethu'1-Bari, c. 11, s. 496.
[304] Müslim, Kitabu'İ-Birr, hayvanlara ve diğer şeylere lanet etmenin yasaklığı babı, c. 8, s. 124.
[305]Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 1/143-150.