> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Başyazı > Musibeti Mükâfat Kılmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Musibeti Mükâfat Kılmak  (Okunma Sayısı 1356 defa)
17 Ekim 2011, 17:55:19
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 17 Ekim 2011, 17:55:19 »



Musibeti Mükâfat Kılmak


Aralık 2006 96.SAYI


Mübarek EROL kaleme aldı, BAŞYAZI bölümünde yayınlandı.


Dünya, kimin daha iyi olduğunun, kimin güzel iş yaptığının anlaşılacağı bir denenme evi, sınanma yeridir. Bu sınamada insanlar bela ve musibetlerle karşılaşırlar. Maddi ve manevi sıkıntılarla, dertlerle, külfetlerle imtihan olunurlar. İnsanın görevi bu imtihandan başarı ve yüz akı ile çıkmaktır.

Başta peygamberler olmak üzere herkes bu sınanmaya tabidir. Hatta ilâhi hikmetin bir tecellisi olarak en çok denenmiş olanlar peygamberlerdir. En zor, en şiddetli işler, musibetler, peygamberlerin ve onlara tabi olanların başına gelmiştir. Aslında bütün insanlık denenmektedir. Fakat bu farklı şekillerde olmaktadır ve ancak selim akıl sahipleri bunu anlamaktadır.

Fahr-i Kâinat Efendimiz s.a.v. bir hadis-i şeriflerinde “Mümine eza veren her şey ona musibettir.” buyurmuşlardır. Her türlü eziyet, sıkıntı, cefa, zarar birer musibettir ve başa gelen küçük büyük bütün sıkıntılarla insanlar imtihandan geçerler.

Musibetler karşısında müminlerden beklenen ise sabırdır. Nitekim Cenab-ı Mevlâ Kur’an’da “Müjdele o sabırlıları ki, onlar başlarına bir musibet geldiği vakit ‘Biz Allah’a aidiz, nihayet O’na döneceğiz’ derler.” (Bakara, 156)

İşte o sabırlılar, Allah’a tam bir güvenle teslim olup teselli bulurlar. Allah Tealâ da onları müjdeler: “İşte Rableri tarafından mağfiret ve rahmet onlaradır. Hidayete erenler de onlardır.” (Bakara, 157)

Mümin, her halinde sabır ve namazla Rabbinden yardım ister. Bir musibet karşısında hemen korkmaz, sızlanıp şikayet etmez. Çünkü bilir ki her şey Allah Tealâ’nın mülküdür. Kendi canı, bedeni, hayatı da O’na aittir. O her şeyi dilediği gibi idare eder ve O’nun tasarrufuna itiraz edilmez. Kaza ve kaderine tam bir rıza gösterilir.

İnsan, bir gayeye doğru yürümektedir. Gayesi ilâhi rızadır. Bu gayeye yürürken çeşitli imtihanlardan geçecek, dışarıda dünyanın, içeride nefsinin çıkardığı zorluklarla, çeşitli bela ve musibetlerle baş etmeye çalışacaktır. Herkes gücü miktarınca sınanacaktır. Başına gelen her türlü musibete sabır göstererek olgunlaşacak, kemale erecektir. Gösterilen her sabır ilerlemeye, olgunlaşmaya sebep olacaktır.

Bir musibetle karşılaşınca “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.” yani: “Biz Allah’tan geldik, dönüşümüz de O’nadır.” deyip, malı, canı, her şeyiyle Allah’a ait olduğunu bilenler ve O’ndan razı olanlar da pek büyük bir nimete ermişlerdir.

Cenab-ı Mevlâ’nın tasarrufuna rıza göstermek, O’nunla buluşma ve O’nun rızasını elde etme ümidinde olmaktır. İşte bu halde olmak, nefsin kemaline işarettir. Biliyoruz ki nefs lezzetlerin peşine düşer. Bir nefs için en büyük lezzet ise rıza lezzetidir. Allah Tealâ’nın ondan razı olmasıdır.

İnsanın nefsi önce nefs-i emmare, yani kötülüğü emreden nefstir. Bu nefs kötü şeylerden lezzet alır. İsyan, günah olan işler hoşuna gider. Fakat dinî ve ahlâkî bilgiyle gelişerek, kendisinde olan kötülükleri kınamaya başlar. Nihayet kötülüklerini terk eder, isyandan kurtulup huzura erer. Artık o Rabbine dönmeyi arzulamakta, O’ndan gelen bela ve mihnete gönül hoşluğuyla karşılık vermektedir.

İnsanın sevdiği uğruna ne sıkıntılara katlandığı malumdur. Onun sevgisi, ümidi musibetlere sabretmeyi kolaylaştırır. Hatta musibetlerin hatalarına kefaret olup, yoldaki engelleri birer birer kaldırmasına sevinir. Bu yüzden artık şikayet eden biri olmayı terk eder.

İnsanın şikayet etmesi, Rabbi hakkında suizan etmesi ise ne çirkindir! Her türlü kusurdan münezzeh olan Rabbimiz kimseye zulmetmez, kimseye kötülük yapmaz. O, insana yarattıkları içinde başkasına nasip olmayan bir nimet bahşetmiş ve insanın o nimete layık olması için yol göstermiştir.

Fahr-i Cihan s.a.v. Efendimiz, Cebrail Aleyhisselam’a “Yakub’un Yusuf’a hicranı ne dereceye varmıştı?” diye sormuş, Cebrail de “Evladını kaybeden yetmiş annenin toplam hicranına..” cevabını vermişti. “O halde onun sevabı ne kadardır?” diye sorulunca da “Yüz şehit sevabıdır. Çünkü o bir an bile Rabbine suizan etmedi.” demiştir.

İnsan başına gelenleri isyan etmeden karşılarsa musibetler birer nimet olur. Çünkü musibetleri sabırla karşılayanlar, nereden geldiklerini ve nereye gideceklerini bilmekte ve her şeyin sahibi olan Allah’ın kendilerini sahipsiz bırakmayacağı ümidiyle rahatlamaktadırlar. Ama musibetler karşısında isyan edenler, kendilerini Allah’ın dostluk sahasının dışına atarak daha büyük belalara maruz kalmakta, helâk olmaktadırlar.

Biz Allah’a aidiz. Vaktiyle nasıl yok iken bizi yaratıp yaşattı ise, yine öyle öldürüp mahşer günü tekrar diriltecek. Bu artık kesin dönüştür ve sonumuz ancak Allah Tealâ’nın hükmüne kalmıştır. Herkesin bildiğini yaptığı dünya hayatı sona ermiştir. Musibetlerin en büyüğü de ordadır. Allah korusun, bir insan için kahırla hüküm verilmişse, onun için cidden vahim bir durum söz konusudur.

Halbuki Cenab-ı Mevlâ kullarının cennete girmesini ister. Bunun için yol gösterir, peygamber gönderir, bela ve musibetlerle alemlerin sahibinin kim olduğunu hatırlatır. Ama insan ne kadar aciz ve muhtaç olduğunu unutup şımarır. Her şeye gücü yeteceğini sanır. Allah ona acır da acziyetini hatırlatır. Sabredip temizlensin ister. Şükründeki kusurlarını zorluklar karşısında sabır göstererek örtmesine imkan tanır.

Mevlâmız çok merhametli, büyük lütuf sahibidir. Fakat nefs ve şeytan azgınlık edip insanı yoldan çıkararak lütuftan mahrum ederler. Böyle bir mahrumiyete düçar olmamak için akl-ı selimin yolu dünyada başımıza gelenlere sabır ve gönül hoşluğuyla karşılık vermemizdir. Böyle yapanlar, asla yalnız kalmayacak, korku ve hüzünden emin olacaklardır.

Rabbimizin tevfik ve inayeti ile...


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Musibeti Mükâfat Kılmak
« Posted on: 29 Mart 2024, 12:42:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Musibeti Mükâfat Kılmak rüya tabiri,Musibeti Mükâfat Kılmak mekke canlı, Musibeti Mükâfat Kılmak kabe canlı yayın, Musibeti Mükâfat Kılmak Üç boyutlu kuran oku Musibeti Mükâfat Kılmak kuran ı kerim, Musibeti Mükâfat Kılmak peygamber kıssaları,Musibeti Mükâfat Kılmak ilitam ders soruları, Musibeti Mükâfat Kılmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes