Müminin Arınma Vakti Seher

Mü’minin Arınma Vakti Seher

Dr. Kerim Buladı

Kur’ân-ı Kerîm’de, çeşitli sûrelerde mü’minlerin özelliğinden; onların yakînî imanlarından, ibadete olan düşkünlüklerinden, infak etme çabalarından, iffet anlayışından, emanetlere riayet etmelerinden, Allah’a olan derin saygılarından, malâyani şeylerden kaçınmalarından söz edilir.1 Bu yazımızda, sadece mü’minlerin birkaç özelliğinden söz edeceğiz.

1- Geceleri, Allah Teâlâ’ya secde ederek geçirirler: Mü’minler, gündüz maişetlerini kazanırlarken ibadetlerini ihmal etmedikleri gibi geceleri de ibadetlerinde yoğunlaşırlar. Onlar hakkında Kur’ân şu açıklamayı yapar: “Rahman’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler. Ve kendilerini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) “selâm!” derler (geçerler); Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler.” Mü’minler, geceleri evlerine çekildiklerinde, boş yere vakitlerini geçirmezler. Onlar, istirahatlarında, yatışlarında ve kalkışlarında hep Allah’ı anarlar. Ondan gafil olmazlar. Rablerine yönelerek, divana durarak samimi bir şekilde namazlarını kılarlar. Mü’minler, “Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, âhiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir?...”2 âyetinde hassas dengenin bilinci ile hareket ederler. Mü’mine yüklenilen görevin inceliğini ve önemini kavrayarak hareket ederler. Allah için secdeye varmak, kıyam durmak, onların temel özelliğidir. Mü’minler, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okurlar.3 Mü’minler, çok Rahman olan Allah’ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanan Hz. Adem, Hz. Nûh, Hz. İbrahim, Hz, Yakup, Hz. İsmail4 ve Muhammed (s.a.v) gibi doğruya ulaştırılan ve seçkin kılınan peygamberlerin yolunu takip ederler.

2- Geceleyin Az Uyurlar: Kur’ân, cenneti hak eden mü’minlerin, dünya hayatındaki güzel hasletlerine şöyle işaret eder: “…Şüphesiz onlar, bundan önce dünyada güzel davranırlardı. Geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.”5 Mü’minler, dünyada iyi amel işlerler. Allah aşkı, âhiret endişesi ile gözlerine uyku girmez, ibadet eder ve vazife yaparlar. Seher vakitlerinde yatmaz, kusurları için Allah Teâlâ’dan af dilerler. Dua ve istiğfarın en güzel zamanı olan seher vakitlerini boş geçirmezler, icabet ve kabule şayan istiğfarı o iyi kimseler yaparlar.6 Onlar, emrolundukları şeyleri yaparlar, nehyedildikleri şeyleri de terk ederler. Az uyumak, çok ibadet etmek, geceleri bağışlanma talebinde bulunmak, dua ve niyazla geceyi taçlandırmak, mü’minlerin en belirgin özelliğidir. Bu samimiyetleri ve Hakk’a bağlılıkları sayesinde, Allah’ın rızasına ulaşacak ve O’nun lütfü ve ihsanı ile cenneti kazanacaklardır.

3- Vücutları Yataklardan Uzak Kalır: Mü’minler, geceleri uzun uzadıya uyumazlar. Ebedî döşekleri ve yastıkları7 elde etmenin iştiyakı ile yanıp tutuşurlar, fani döşeklere ve yastıklara karşı mesafeli davranırlar. Bu konuda mü’minlerin temel özelliklerine şöyle vurgu yapılır: “Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rabbini hamd ile tesbih ederler. Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez. Öyle ya, mü’min olan, yoldan çıkmış kimse gibi midir? Bunlar elbette bir olmazlar. İman edip de, iyi işler yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konakları vardır.”8

Mü’min, korku ve ümit içerisinde hareket eder. Allah’ın rahmetinden hiçbir şekilde ümidini kesmez.9 Diğer taraftan Allah’ın azap ve gazabından da korkar. Cenneti ümit eder ama cehenneme düşmekten de şiddetle çekinir.

4- Namazlarını Devamlı Kılarlar: Mü’minler, namazlarına ara vermezler. Beş vakit namazlarını, Cuma ve bayram namazlarını terk etmezler. Farz namazlarına ilave olarak nafile namazlarını da ihmal etmezler. “Namaz kılanlar, ki onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler), Onlar, namazlarını korurlar”10 âyetlerinde ifade edildiği gibi, mü’minler, namazlarına asla ara vermezler. Namazlarını, canları gibi muhafaza ederler. Namazlarının kıymetini bilirler. Rükû ve secdeden asla hali kalmazlar. Onlar, hangi şartlar altında olurlarsa olsunlar, namazlarını hiçbir işe, makama, rütbeye, servet ve şöhrete feda etmezler. Onlar, namazı, imanın fiili bir ispatı olarak kabul ederler. Onlar, Kelime-i Tevhid’in bir pratiği ve dışa bakan âlameti olan namazı, severler. Gözlerinin nuru gibi, namaza muhabbet duyarlar.

Mü’minler, kendilerine yakîn (ölüm) gelinceye kadar, ibadetlerine, namaz ve niyazlarına devam ederler. “Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol! Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!”11 âyetlerinde açıklanan ilahî beyanlar çerçevesinde hareket ederler. Kimsenin küçümsemesine, alay etmesine, tepeden bakmasına aldırış etmeden, secde ile yükselmesini bilirler. Onların ruhuna nakşedilen ibadet bilinci ile haz bulurlar, namaz kılmanın huzurunu yaşarlar. İbadet hayatında istirahatın, tatilin, raporun, ara vermenin olmadığını bilerek fani ömürlerini tamamlamaya çalışırlar. Bu yüzden Mü’minin her amelinde, faaliyetinde hayır vardır.

Dipnotlar: 1) Bkz. Bakara, 2/1/5; Mü’minûn, 23/1-9 vb. 2) Zümer, 39/9. 3) Bkz. Âl-i İmrân, 3/111. 4) Bkz. Meryem, 19/58. 5) Zâriyât, 51/16-18. 6) Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Sadeleştirenler, İsmail Karaçam ve arkadaşları, Almanya, tarihsiz, VII, 255. 7) Bkz. Rahman, 55/54;Vakıa, 56/34; Ğaşiye, 88/15. 8) Secde, 32/15-19. 9) Bkz. Zümer, 39/53. 10) Meâric, 70/23, 34. 11) Hicr, 15/98-99.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın