> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Gaflet tehlikesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gaflet tehlikesi  (Okunma Sayısı 781 defa)
19 Mayıs 2010, 16:30:50
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Mayıs 2010, 16:30:50 »



Gaflet Tehlikesi



Allah’ın açıkça bildirdiği emir ve yasaklara rağmen insanların ilgisiz ve duyarsız yaşamalarına “gaflet” denir. “Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.” (Rum Suresi, 7) ayetinde bildirildiği gibi, insanların çoğu dünya hayatının dışta görünen kısmına aldanıp ahiretten gafil bir şekilde hayat sürerler.

Allah’ın varlık delilleri tüm kainatı kaplamıştır. Gözünüzü çevirdiğiniz her noktada Allah’ın yaratma sanatına şahit olabilirsiniz. Ancak Rabbimizin, “Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.” (Yusuf Suresi – 105)  ayetinde bildirdiği gibi insanların çoğu dünya telaşı ile “yuvarlanıp giderken”, çevrelerindeki iman hakikatlerinin farkına varamadan, üzerinden yürüyüp geçerler.

Bu delillere şahit olmak için insanın çok uzaklara bakmasına gerek yoktur. Kişi kendi bedenini dahi düşünse Allah’ın varlığını hatırlayabilir. Tek bir hücrenin çoğalmasından meydana gelen, şu anda da yaklaşık 100 trilyon hücreden oluşan, simetrik ve estetik bir görünüme sahip, siz hiç farkında değilken içinde peş peşe yüzlerce kusursuz ve karmaşık işlemin meydana geldiği bedeniniz, doğduğunuz günden beri görevlerini hiç aksatmadan yerine getirir. İnsan, bedenindeki bu harika sistemin nasıl çalıştığını bir an düşünse, ne kadar aciz bir varlık olduğunu ve bedenindeki bu sistemi yaratan ve görevlerini ilham edenin Allah olduğunu kavrayabilir. Düşünmek, insanı gaflet uykusundan uyandırabilecek en önemli ibadetlerdendir. Ancak “…Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz?” (Hakka Suresi – 42) ayetinden de anladığımız gibi, insanlar az düşünür ve az öğüt alırlar. İnsanın az düşünmesine ve kendisini yaratanı unutmasına tek sebep de, şeytandır. “…Onu hatırlamamı Şeytan’dan başkası bana unutturmadı…” (Kehf Suresi – 63)

İnsanlar, yolunda giden konular üzerinde düşünmek için mesai harcamazlar. Örneğin sağlıklı bir kişi, bedenindeki sistemin nasıl bu kadar uyumlu işlediğini, kalbinin nasıl olup da hiç aksamadan yıllardır attığını, uykusunda geçirdiği şuursuz anlarda nefes almaya nasıl devam edebildiğini asla düşünmez. Oysa insan, tüm organların işlevini kendisinin kontrol etmek zorunda olduğunu düşünürse, ne büyük bir lütufla karşı karşıya olduğunu anlar. Nefes alma eylemini kendinizin gerçekleştirdiğini hayal edin. Böyle bir durumda olsanız, başka hiçbir işle uğraşamazdınız. Çünkü yaşamak için sürekli nefes alıp vermeniz gerekirdi. Uyku ihtiyacınızı asla gideremezdiniz. Çünkü uykuda geçirdiğiniz şuursuz anlarda nefes alıp vermeyi hatırlamanız imkansız olurdu. Aynı şekilde kanı temizleyen, temizlenen kanı tekrar vücuda gönderip geride kalan atıkları ise vücuttan atan böbrekler, işlevini yerine getiremeyip diyaliz makinelerine bağlandığımız zaman aklımıza gelen bir başka organımızdır. Bu örnekler saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Allah’ın kullarına merhametini ve lütfünü gösteren bu deliller, insanın üzerinde düşünüp, şükrünü artırması ve kul olması için birer vesiledir.

Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakının ve (sizi) O’na (yaklaştıracak) vesile arayın; O’nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide Suresi – 35)

Çoğu insanın yaşama amacı evlenmek, çocuk sahibi olmak, kariyer, para ve benzeri dünya nimetleri çevresinde şekillenir. Elbette bunları istemek veya sahip olmak yanlış değildir. Yanlış olan, bütün bunları yaşama amacı olarak belirlemektir. Oysa Rabbimizin “Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi – 56) ayeti gereği, hayattaki tek amacımız Allah’a kul olmak olmalıdır. Yukarıda saydığımız konuları da Allah’a yakınlaşmak için araç olarak görmemiz ve yaşamımızı bu yönde şekillendirmemiz gerekir. Aksi halde insan, çevresindeki toplumsal ve siyasi tüm gelişmelerden habersiz, hayatı yalnızca oyun ve oyuncaklarından ibaret küçük bir çocuğun dünyasından farksız bir hayat yaşar.

Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve ‘(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır’. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi – 64)

Pek çok insan, ilk bakışta anlaşılmasa da şuur olarak bir çocuktan farklı değildir. İnsanın bu şuursuz hali, Allah’ın ve ahiretin varlığını, kendisinin yaratılış amacını, ölümün mutlaka gerçekleşecek kesin bir gerçek olduğunu, öldükten sonra her yaptığının hesabını Allah’a muhakkak vereceği gerçeğini kavraması ile giderilebilir.

Çevrenizde, ahiretlerine hiçbir fayda sağlamayan pek çok işe fırsat bulurken, vakti olmadığı için namaz kılamadığını, Kuran okuyamadığını söyleyen onlarca insana rastlamışsınızdır. Kuran okumaya vakitleri yoktur ancak magazin ve güncel haberleri okumaya her gün mutlaka fırsat bulurlar. İbadet etmeye vakitleri yoktur ancak arkadaş toplantılarında saatlerce boşa vakit geçirebilirler. Bu samimiyetsiz durumun tek nedeni bu kişilerin, Allah’ın varlığını ve büyüklüğünü hakkıyla takdir edememeleri ve gaflet içinde oyalanıp durmalarıdır.

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. (Hac Suresi -74)

İnsanın içinde olup da fark edemediği gaflet halini bir örnekle anlatalım: İbadete vakit bulamadığını söyleyen kişilere, gün içinde yapmaları gereken bütün işlerine hiç aksatmadan devam etmelerini, ancak her gün, alacakları on trilyon karşılığında yarım saat ayırmaları gerektiğini söyleseniz, elbette hiç kimse zamanım yok diyerek bu teklifi geri çevirmeyecektir. Bu noktada doğal olarak insanın aklına şu soru gelir: On trilyon, Allah rızasından ve cennetten daha mı kıymetli?

Allah, insanların gafletten uyanması ve Kendisine yönelmesi için, pek çok ortam yaratır. Sıkıntı, zorluk ve hastalıklar da bunlardandır. Kuran’da bir ayette, “Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar” (Tevbe Suresi, 126) şeklinde buyrulmaktadır. Bu tür sıkıntılı anlar, insanlar için gaflette olduklarını fark etmelerini sağlayacak büyük birer fırsattır.

Azab size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez. (Zümer Suresi – 54)

Allah insanlara, ahirette sorumlu tutulacakları bir kitap göndermiştir. Bu kitabın içinde yazılanlara uyup uymadıklarından sorgulanacaklarını ve sonuca göre de cennet ya da cehenneme gireceklerini bildirmiştir. Bu bilgiyi kendilerine hatırlatan kişilerin var olacağını ve Kuran ahlakı ile yaşamak için de ölene kadar süreleri olduğunu haber vermiştir. Kendisine tanınan sürenin dolacağı günden habersiz, gaflet içinde yaşayan insanlar, buna rağmen yine de sorumlu olduğu kitabın içinde neler yazdığını merak edip okumazlar. İyi insan olmanın yeterli olduğunu, kimsenin hakkına tecavüz etmediklerini, Allah’ın hiçbir sınırını gereği gibi gözetmedikleri halde, O’nun sevgili kulu olduklarını iddia ederek hiçbir çaba göstermeden cennete gireceklerini zannederler. Ancak kendilerini yeterli gördükleri için okumadıkları Kuran, onlara tam tersini haber verir:

İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: “Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım.” Size orda (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur. (Fatır Suresi – 37)

Ve şüphesiz o (Kur’an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız. (Zuhruf Suresi – 44)

Allah insanlara, cennette verecekleri konusunda sınır koymaz. Peki insanlar neden salih amel konusunda sınır koyarlar? Neden yapabileceklerinin en fazlasını değilde, birkaç amelle yetinirler? Unutmamak gerekir ki salih amele Allah’ın değil biz kulların ihtiyacı vardır ve insanlar ölümcül bir hastalığa yakanlanmış psikolojisi ile Allah’a her zaman yakın olmalıdırlar. Gaflet perdesi ancak bu şekilde kalkabilir. İşte o zaman insanın ne yüzüne sürdüğü kremin önemi kalır, ne kariyerinin ne de hangi takımın şampiyon olduğunun.

Ey insanlar, siz Allah’a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız; Allah ise, Ğaniy (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye layık)tır. (Fatır Suresi -15)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gaflet tehlikesi
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:24:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gaflet tehlikesi rüya tabiri,Gaflet tehlikesi mekke canlı, Gaflet tehlikesi kabe canlı yayın, Gaflet tehlikesi Üç boyutlu kuran oku Gaflet tehlikesi kuran ı kerim, Gaflet tehlikesi peygamber kıssaları,Gaflet tehlikesi ilitam ders soruları, Gaflet tehlikesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes