> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Sanata vurulan tevhid damgası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sanata vurulan tevhid damgası  (Okunma Sayısı 661 defa)
13 Ekim 2010, 18:15:04
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Ekim 2010, 18:15:04 »



Sanata Vurulan Tevhid Damgası


İman, marifet, muhabbet ve ruhanî zevklerle dopdolu bir ruh, ister sanat ve kültür, ister diğer aktiviteler adına kendi iç resmini ortaya koyar; rûhunun derinliklerinde birer öz, birer üsare hâline gelmiş insan-kâinat-Allah telâkkîlerini seslendirir ve hep derûnundaki mânâları meşk etmeye çalışır.


Sanat, milletlerin kültürel ve manevi zenginliklerinin, medeniyet seviyelerinin göstergelerindendir. Sanatkârlar kültür ve inançlarını eserlerine nakşederler. Her sanat eseri, onu ortaya koyan sanatkârın inançlarından birtakım izler taşır. Bu makalede sanatla inanç arasındaki bağı, İslâm'ın esaslarından tevhid inancı ile sanat arasındaki münasebeti, Müslüman sanatkârın inançlarını sanatına nasıl yansıttığını konu edineceğiz.

Sanatla İnanç Arasındaki Münasebet

Sanatla dinî inançlar arasında sıkı bir bağ vardır. Sanat icra eden kimse eline aldığı taş, ağaç vb. şeylere şekil verirken ona ruh ufkundan bir mana ve düşünce dünyasından bir hikmet katar. Bu mana ve hikmet, sanatkârın inançlarından fışkırır ve esere yansır. Diğer dinlerin mensuplarında olduğu gibi Müslüman sanatkâr da icra ettiği sanat dalında ortaya koyacağı eserlere inançlarını nakşeder. Zira onun düşünce ve ruh dünyası ilahî vahiy ve nebevî sünnetin prensipleri ile örülmüş, davranışlarına bunların rengi sinmiştir. Hatta bir sanatkâr inançlarını sadece cansız maddeler üzerinde işlemez, aynı zamanda yanına alıp yetiştirdiği çıraklarına da nakşeder. Böylece her sanatkâr, âdeta hocasının bir eseri olur.

Müslüman sanatkâr tevhid inancına sahiptir. Tevhid, zatı, sıfatları ve fiilleri itibariyle Allah'ın birliğidir. O, sanatını icra ederken bu birliği yansıtmayı gaye edinir. Tevhid düşüncesine aykırı sayılabilecek şekil, motif, süs vb. şeylerden kaçınır. Onun nazarında tabiatın meydana getirdiği çokluk içindeki birlik de, Allah'ın birliğinin âlemdeki tecellisinden ibarettir. Varlıklar kendi başlarına bir bütünlük arz etse de, aynı zamanda başka bir bütünün parçalarıdırlar ve onu tamamlarlar. Buradan aldığı ilhamla o, sanatına konu ettiği herhangi bir eserde kullandığı parça ve öğeleri müstakil olarak düşünse de, tıpkı kâinatta olduğu gibi hep bir başka bütünü meydana getirmek üzere tanzim eder.

Müslüman sanatkâr Allah'ın güzel (cemîl) olduğuna, bu güzelliğin (cemal) kâinatta tecelli ettiğine ve böylece Allah'ın varlıkları güzel yarattığına inanır. Bu yüzden o, hünerini, maharetini ve icra ettiği sanatı kendinden bilmez, Allah'ın lütfuna mazhar olduğunu idrak eder. Buna bağlı olarak Müslüman sanatkâr kendisini, bu güzelliklerin başkaları tarafından fark edilmesi için bir vasıta olarak görür. Yüce Yaratıcıya hitaben bir şairin varlıklara, "İbarelerimiz çeşitli olsa da senin güzelliğin tektir. Her şey senin güzelliğine işaret etmektedir." dedirttiği gibi, o da "Sanatlarımız farklı da olsa, hepsi Senin sanatının çeşitliliğini, güzelliğinin zenginliğini göstermektedir" der. Onun kendini böyle algılaması, iç dünyasında derin bir haz meydana getirir ve bundan son derece mesrur olur.

Müslüman sanatkâr nazarında yegâne yaratıcı Allah'tır. O, "Sanatkârı da sanatını da Allah yaratır"2 hadisinin beyanı doğrultusunda sanatın Allah'ın yaratmasıyla kendinde meydana geldiğine inanır. Kendini onun Sâni', Musavvir, Bedî' ve Mübdi' isimlerinin tecellisine mazhar olarak mütalaa eder. Dolayısıyla o, sanatını icra ederken Allah karşısında haddini aşıp "Ben de yaratıyorum." havasına girmez. Yaptığı eserleri Allah'ın sanat eserlerine bir nazire olarak da algılamaz. Bunları gurur ve kibir vesilesi yapmaz, aksine şükrün bir vasıtası haline dönüştürür. Zira insanlara bütün imkân ve kabiliyetleri O'nun bahşettiğine inanır ve sanatını onun yolunda icra eder.

Müslüman sanatkâr Allah'ın varlığının benzersiz olduğuna inanır. O, insan aklına gelen her şeyden başkadır, eşi benzeri ve ortağı yoktur. Allah'ın sanatı da eşsizdir. Dolayısıyla Müslüman sanatkâr sanatını icra ederken Yaratanın sanat eserlerinden ilham alır ve kendi hayal dünyasına göre sanatına bir biçim verir, yeni bir terkip yapar. Asılları tabiatta bulunan yaratılmışları sanatına konu ettiğinde onları olduğu gibi değil, minyatürize ederek, onlara yeni bir şekil vererek yapar. Ayrıca melekler gibi maddeden mücerret mukaddes varlıkları resmetmekten, teşhis etmekten imtina eder. Böylece o, Allah'ın yarattıklarının benzerini yapabilme gücünü kendinden nefyeder. Bunlar da ondaki tenzih düşüncesinden kaynaklanır.

Kısacası onun sanatı ister mimari olsun, isterse hat, tehzib gibi süsleme sanatları olsun hiç birinde tevhid düşüncesine aykırı şey bulunmaz. Aksine onun sanatı daima Yüce Yaratıcının varlık ve birliğini gösteren işaretler taşır. Bu açılardan bütün çeşitleriyle İslâm sanatlarının, Allah'ın birliği düşüncesini yansıtmayı gaye edindiğini söyleyebiliriz.


Tezyinatta Tevhid Damgası


İslâm medeniyetinde tarih boyunca ortaya konan kültürel eserler, üretilen süslemeler sayesinde insanda ulvi hisler meydana getirecek bir derinlik, hayranlık ve takdir duyguları uyandıracak bir mahiyet kazanmıştır. Bu eserler, üzerlerinden asırlar geçmesine rağmen bu gün bile seyredenlerin gözünü kamaştıracak güzelliktedir. Bu eserlerde kullanılan ve bir bütünü tamamlamak üzere hiç bitmeyecekmiş gibi birbirini takip eden motifler, insanda sonsuzluk hissi, bekâ duygusu uyandırır ve seyreden kimse için âdeta sonsuzluğa açılan bir pencere olur.

Müslüman sanatkârın süslemede kullandığı motiflerin işaret ettiği belli anlamlar da vardır. Bunlar rasgele kullanılmış şekiller değildir. Semboller vasıtasıyla Müslüman sanatkâr, inançlarını eserine ilmek ilmek işler. Mesela Amasya Sultan Bayezid Camiinin kuzey duvarında ana giriş kapısının sağ ve soluna nakşedilmiş olan "vav" harfinin uç kısmına lale motifi işlendiği görülmektedir. Lale motifi Arapça harflerle yazılan Allah lafz-ı celalesine benzediği ve Arap harfleriyle yazılan lale kelimesi Allah lafz-ı celalesindeki harflerle yazıldığı için tevhide işaret eder. Bu işin sırrına vakıf olanlar bu motifi gördüklerinde Allah'ı hatırlarlar. İslâm tarihi boyunca Müslüman ülkelerin bayraklarını süsleyen hilal de yine Allah lafz-ı celalesindeki harflerle yazıldığından tevhidin sembolü olmuştur. Ayrıca hem lale, hem de hilal kelimesinin ebced hesabıyla değeri 66'dır ki bu rakam Allah lafz-ı celalesinin de ebcedî değeridir.

Yine tezyinatta kullanılan gül motifi de dinî anlamı olan bir şekildir. Gül motifi daima Hz. Peygamber'e (s.a.s.) işaret eder. Zira gülün –özellikle Türk kültüründe- Hz. Peygamber'in terinden yaratıldığına inanılır. Efendimiz Allah'ın en sevgili kuludur ve kâinat onun hürmetine yaratılmıştır. Müslüman sanatkârlar sanatlarında Efendimizi remzetmek için gül motifi kullanmışlardır. Lale ile gül bir süslemede beraber nakşedilmişse, bunlar kelime-i şahadete işaret ederler. Lale kelime-i şahadetin ilk kısmına, gül motifi ise ikinci kısmına tekabül eder.

Tezyinatta tevhide işaret eden diğer bir süsleme unsuru da hat yazılarıdır. İslâm mimarisinde süsleme malzemesi olarak kullanılan hat yazıları; bunlar ister taş, ağaç oymacılığı şeklinde binaların bizzat bünyelerine nakşedilen yazılar olsun, isterse duvarlara, tablolara mürekkep veya boyalarla nakşedilen yazılar olsun hepsi yine tevhid inancını hatırlatan ve bu inancı sanat vasıtasıyla müminlerin zihninde canlı tutan unsurlar olmuştur.

Mimaride Tevhid Damgası

Klasik İslâm mimari anlayışında, şahsi sayılabilecek ev vb. yapılar dünyada ebedi kalacakmış hissi verecek tarzda ve gücü ihsas edecek şekilde inşa edilmezdi. Aksine bunlar üzerinden faniliğin unutulmadığı, yüzlerin Bâkî olana çevrildiği ifade edilirdi. Evler ihtiyacı karşılayacak büyüklükte yapılır, israftan, gösterişten uzak ve kibir alameti sayılabilecek şeylerden hâlî olurdu. Bu düşüncenin yerleşmesinde şüphesiz ki Kur'ân ve sünnetin etkisi büyüktür. Kur'ân'da "Siz yüksek yerlere alamet binalar dikip boş şeylerle mi uğraşıyorsunuz? O muazzam yapıları dünyada ebedi kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz?" (Şuara sûresi, 128-129) ayeti müminler için mimaride takip edilmesi gereken yolu gösteren işaretlerden biridir. Her ne kadar Hz. Hud'un (a.s.) Âd kavmine bir seslenişini aktarmış olsa da, Kur'ân bunu Hz. Muhammed (s.a.s.) ümmetine bir uyarı olarak nakletmektedir. Yine bu çerçevede Fecr sûresi 6-12. ayetlerinde güç ifadesi için sütunlu binalar diken Âd ve gösteriş için yüksek kayalıkları oyarak muhkem yerleşim yerleri oluşturan Semud kavimleri ile azametin sembolü olarak yüksek kuleler diken Firavunlardan bahsedilmekte ve bu gayelerle yapılan işlerin sonuçta Allah'a birer başkaldırı ve yeryüzünde fesadı çoğaltmak olduğu vurgulanarak onların akıbetleri gözler önüne serilmektedir.

Burada, yanlış anlaşılabilecek bir hususa da dikkat çekmekte yarar vardır. Bu ayetlerden hareketle mutlak anlamda yüksek bina dikmenin mahzurlu olduğu sonucuna varılabilir. Ancak durum öyle değildir. Şuara suresindeki ayet, mutlak anlamda yüksek bina dikmenin değil, büyüklük duygusu ve güç sembolü olarak yüksek bina dikmenin Allah karşısında boş bir heves olduğunu ifade etmektedir. Nitekim müfessirler bu ayetin tefsirini yaparken ihtiyaç kavramının altını çizmekte ve Âd kavminin ihtiyaç olmadığı halde sırf eğlence ve kuvvet ızharı için bunları yaptıklarına ve Hz. Hud'un (a.s.) da bu sebeple onları ikaz ettiğine dikkat çekmektedir.3 Peygamber Efendimiz'in (s.a.s.), ihtiyaç dışında gösteriş ve benzeri sebeplerle yapıla...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sanata vurulan tevhid damgası
« Posted on: 24 Nisan 2024, 14:02:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sanata vurulan tevhid damgası rüya tabiri,Sanata vurulan tevhid damgası mekke canlı, Sanata vurulan tevhid damgası kabe canlı yayın, Sanata vurulan tevhid damgası Üç boyutlu kuran oku Sanata vurulan tevhid damgası kuran ı kerim, Sanata vurulan tevhid damgası peygamber kıssaları,Sanata vurulan tevhid damgası ilitam ders soruları, Sanata vurulan tevhid damgası önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes