Namazdaki sırlar

Namazdaki Sırlar

‘‘Hem günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek; yükü ağır basan, onun yüklenilmesine ( başkasını ) çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek, isterse bir yakını olsun. Fakat sen ancak o kimseleri sakındırırsın ki, gayb da Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dosdoğru kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir. Nihayet dönüş Allah'adır.’’ (Fatır-18 )

Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i: "Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın" buyururken işittim.
(Buhârî, Vudû' 3; Müslim, Tahâret 35)

Kembric Üniversitesi Doğu Bilimleri Araştırma Bölümünde bilim adamlarının araştırmalarına göre, namaz kılanın aura enerjisinin çok sağlamlaştığını, parladığını ve kortizon değerlerinin arttığını tespit ettiler.

Bölüm dalı başkanı Colin RENFREW ‘‘Abdest alırken kolun yıkandığında kolların ve yıkanan azaların damarlarının açıldığın görüldüğünü, yüzün yıkadığında çevremizden alınan olumsuz enerjilerin yüze yansıyan auro enerjisinin suyla temizlendiğini de tespit ettiklerini ’’ bildirdi. Sözlerine devam eden Prof. RENFREW:

    ‘‘ Elinizi kaldırıp enerji membaı olan kıble cihetine dönüp "Döndüm kıbleye" dediğinizde bir anda kilitleniyorsunuz, yani şarteli açıyorsunuz. Elinizi bağladığınızda etrafınızdaki bütün canlılar bu enerji kalkanından bedeninize girmeye başlıyor. Sonra, namaz kılan kişinin düşünce konsantrasyonuna ( Huşu) göre bedende bulunan olumsuz ne negatif enerji okunan ayetlerle birlikte enerji çıkış yerleri olan parmak uçlarından gidiyor.

Kıyamda duran kişinin secde mahalline baktığında beyinden gözlere mor bir enerji gidiyor. Bu enerjiyi incelediğimizde göz retinasını tamir ettiğini tespit ettik. Namaz esnasında her rükunu, vücudu sıkarak ( Hanefilerde ) yerine getirmenin sportif ana hareketlerin tamamına denk geldiğini, sağlık ve beden gelişim bölümündeki uzman arkadaşlarımızla yaptığımız analizlerde gördük. ’’

   Vücudun en zahmet çeken yerleri, eklemlerdir. Ve bütün eklemler, namaz içinde yıpranmışlıkları gidererek sağlıklarına kavuşurlar. Şunu da açıkça belirtmek gerekir ki, namaz dışında hiçbir hareket tarzı, vücuda bu ölçüde fayda sağlamaz. Ayrıca namazın bir ibâdet disiplini içinde devamlılığı, eklemlerdeki bu huzuru ömrün sonuna kadar götürür.

Kalbin çalışmasında ve hissî sistemlerle olan alâkasında, elektromanyetik eksenler, en ideal çizgilere gelir. Özellikle sağlıklı kişilerin günlük elektromanyetik tesirlerle, göğüs bölgelerinde hissettikleri huzursuzluklara, namaz kılanlarda hemen hemen hiç rastlanmamaktadır.

Namazın, psikolojimiz içinde pek çok faydası vardır:
Günde bir saat kadar da olsa, dünya telâşesinden kurtulur ve namazın penceresiyle nefes alırız. Namazlarımızı devam ettirmekle, her türlü aşırılık ve günahtan uzak kalır, ihtiras ve buna bağlı streslerden büyük ölçüde kurtuluruz.

    Namaz kılanlarda tevekkül duygusu, kendiliğinden gelişir. Böylece rûh hastalıklarında önemli bir rolü olan vesveseler (evhamlar) de giderilmiş olur.

Biz, Rabbimiz emrettiği için abdest alırız, onun emri sebebiyle namaz kılar ve diğer ibadetlerimizi yerine getiririz. Sonsuz merhamet sahibi olan Allah Celle celaluhü, ibadetlerine devam eden kullarına ne gibi faydalar lütfetmişse, bu emirlerini yerine getirdikçe zaten üzerimizde tecelli edecektir.

    O halde bizleri sayısız rızıklarla donatan Allâh-u Zül Celal Hazretlerine her an hamd ve şükür hâlinde olmalıyız.
O'nun bizlere sunduğu bu nimetlerin kıymetinin idraki içerisinde, kulluk vazifemizi en güzel şekilde ifâ edebilmeyi Yüce Mevlâ’mız hepimize nasip etsin. Âmin!

Adem DAĞLI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın