๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 01 Haziran 2010, 16:18:56



Konu Başlığı: Muavvizeteyn
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 01 Haziran 2010, 16:18:56
Muavvizeteyn

Yüce Kitabımızın son sayfasında ışıldayan nurlarda, Felak ve Nâs sûrelerinde şöyle buyuruyor Rabbimiz;

“Ey Muhammed! De ki, bütün mahlûkâtın şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım. (Felak 113/1-5)

“De ki, insanlardan ve cinlerden, insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden; insanların İlahı, insanların Hükümrânı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım.” (Nâs 114/ 1-6)

*  *  *

Bu gün, bu vakitte Allah için kendimize bir saat ayıralım istiyorum. O'nun buyruğu cümlesinden şu iki sûreyi, dosdoğru anlayıp sahiplenmekle yüzümüze bir aydınlık, Rasûlullah'ın bir sünnetini ihyâ etmekle gönlümüze bir ışık doğsun.

Bu gün burada Mushaf-ı Şerîf'in sayfalarında dizilen mubarek inicilerden son ikisine, Felak ve Nâs sûrelerine; aşkla, heyecanla bir bakalım. Ki onların müşterek adı, muavvizeteyndir. Ve onlarda, bir insana musallat olabilecek belli başlı şerlilerin neler olduğu bildirilmiş; bunlardan nasıl korunacağımıza, ne sûretle istimdâd edeceğimize işaret olunmuştur.

Ne dersiniz, Muavvizeteyn'in önce lafzını sonra mealini âsûde bir mekanda okuyup düşünme fırsatınız oldu mu? "Ey Habibim! De ki" emriyle başlayan âyetlerde sıralanan şerlilerin şerrinden sakınmayı; hasetten, vesveseden, büyücülerin üflemesinden, karanlıkların her türlüsünden yalnız O'na sığınma konusunda nefsimizi test edebildik mi?

Şu anda huşû ve huzû içerisinde gözlerimizi dünyaya kapayıp, hafif bir sesle o mübarek sûreleri okumayı denesek; eminim ki onların ahengi bizi farklı bir atmosfere taşıyacaktır.

Benliğimizi o iki nurdan zırhın satırları arasına emanet ettiğimizde, Felak Sûresi'ne damgasını vuran gür sedânın vurgularından, usulca Nâs Sûresi'ne süzülebiliriz. Oradaki sinlerin selis akışıyla ruhumuz ğaşyolur. O akışın mükemmelliğini, mananın ehemmiyetini düşünürken Kelâm-ı Kadîm sayfalarında yeralan son surenin son satırlarına varmakta olduğumuz gerçeğiyle uyanabiliriz. Oradan Fatiha suresini, elif-lâm-mîmi yeniden okuma iştiyakıyla hayata doğabiliriz.

Sanki insanı tekrar Kelâm-ı İlâhî'nin başlangıcına götüren bir tılsım vardır bu sûrelerde. Umulur ki, onlardan alacağımız ışıkla içimizde bir şeyler kıpırdayabilir; Kur'ân'la daha çok hemdem olma arzusu, her gece istirahate çekilirken bu sûreleri okuma iştiyakı gönlümüze doğabilir.

*  *  *

Şafağı söktüren Rabbe ne kadar şükretsek sezâdır ki O, bir adım ötesini göremeyen hemcinslerimiz arasında bize ufukları göstermiş, bir imtiyaz lutfetmiş. Şerlerinden zâtına sığınacağımız başlıca kötülükleri, ana hatlarıyla bize bildirmiş. Bunların şerrinden emin olmanın yolunu yordamını göstermiş.

Nitekim Felak suresinde insana dıştan zarar verebilecek, dinini ve dünyasını harab edebilecek tehlikelere işaret olunmuş.

Mesela hasetlikten. Öyle karanlık bir tînet ki o, zulumâttan sakınırcasına ondan istiâze ediyoruz. Çünkü o, mezmûm bir sıfattır, övülmüş olan gıbtanın zıddıdır. Ve, hased insan kemâle düşman olur; hep

başkasının zevâlini ister. Kıskandığı kişiyle aynı seviyeye gelmek bile onu tatmin olmaz. Bu sebeple Sevgili Peygamberimiz; ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi, yararlı işleri yer bitirir, diye tarif etmiş hasedi.

Mesela düğümlere üfleyen büyücülerden. Çünkü onlar gerçeği saptırırlar. İnsanların gözünü boyar, olayları olduğundan farklı gösterirler. Müslümanın şevkini kırar, inancında şüphneye düşürürler.

Ve bütün yaratılmışların şerrinden, O'nun adıyla korunacağız. Şafağı söktüren sıfatıyla, Rahman'a sığınacağız.

Burada hayır ve şer bütün mevcûdâtı O'nun var ettiği bilgisine şu cümleyi ilave etmeliyiz ki; O, eşyayı ve oluşları hayırlı yönlerinin ortaya çıkması için yaratmıştır. Kulun başarısı, bir sınav içinde olduğu bilinciyle, hayırlı olanı talep edebilmekte saklıdır.

Nâs sûresinde ise, insanın içine vesvese veren sinsi vesvesecinin şerrinden; insanların Rabbi, Hükümdârı ve İlahı olan Allah'a sığınılması emredilmiştir. Öyle büyük bir fenalık ki, vesvesecinin yaptığı; Rahman'ın üç sıfatıyla Allah'a sığınacağız ondan. Çünkü o sinsidir. Bir fırsatını buluncaya kadar saklanıp büzülür. Harekete geçmek için en uygun zamanı kollar. En güçsüz vaktinde, insanın damarlarına zerk eder vesveseyi. Belki de fenalıklarından Allah'a sığınacağımız şerlilerin en kötüsü odur. Çünkü vesvese ve evham insanı, bütün fenalıklardan daha fazla geriletir; iki dünyasını mahveder.

Dışarıdan gelen tehlikeler ne kadar çeşitli ve çok olsa da, insanın içinden bir vesvese, bir çürük yer bulamadıkça, bunlar kişiye azîm zarar veremez. Bu sebeple Kur'ân-ı Kerîm'in daha ilk ayetlerinde rayb-şüphe nefyedilmiştir. Ve onun ancak bu sûretle muttakîlere hidayet rehberi olacağına işaret olunmuştur. (Bk. Bakara 2/2)

Şu kadar var ki o, bu tür tuzaklara karşı uyanık olan ve kalbinin kilit noktalarını zikir ve dua ile koruyanların yanında zayıf ve etkisiz kalır. Peygamber Efendimiz'in buyurduğu üzere; "insan Allah'ı andığında gizlenmekte, O'ndan gâfil olduğunda vesvese vermeye devam etmektedir. (Bk Buhari)

Rasûlullah Efendimiz bu sûrelerin nüzûlüyle ferahlamışlar ve bunlarla Allah'a sığınmaya devam etmişlerdir. Ehl u ıyâlinden biri rahatsızlanınca, şifa bulmaları için bu sûreleri okumuşlar, gece istirahate çekilirken, bunları okuyup avuçlarına üfleyerek mübarek vücudlarını mesh etmişlerdir. Ve bütün bu yaptıklarının ümmetine örnek olmasını istemişlerdir.

Çünkü o, Kur'ân-ı Kerim'in mü'minlere ayn-ı şifa ve rahmet olduğunu, her türlü ufûnet ve sıklete devâ olduğunu Muhammed Ümmeti anlasın istiyordu. Kur'ân-ı Kerîm'in ruhlara hayat bahşeden âyetlerine, muhabbetle bakmamızı arzu ediyordu. Canlı Kur'ân tavsîfiyle ümmetine adadığı hayatından yüreğimize su serpmemizi...

Şöyle bir misal çerçevesinde bu sûreleri mütalaa etmenin faydalı olacağına inanıyoruz:

Tasavvur buyurunuz ki, bir salih kişi, aziz bir insan gelmiştir evinize. Saygın bir misafirin, insanlar içinde sizi onurlandırmış olmasının sevincini yüreğinizde, onu ağırlamanın izzetini alnınızda taşıyorsunuz. Onu en güzel sûrette izâz ve ikram etmek istersiniz şüphesiz. Her söylediğini dikkatle takip edersiniz.

Buraların iklimi nasıldır, demesini bile anlamlı bulursunuz. O aziz insanın bir de size, aile efradınıza; şu işler şöyle yapılmalı, şunlardan uzak durulmalı gibi bazı tavsiyeleri olsa; o mühim tavsiyeleri nefesinizi tutarak dinlersiniz, gönül defterinizin baş köşesine not edersiniz, değil mi?

Düşünün ki şu anda Rabbimizin Kelamı, kutlu bir emanet sıfatıyla sizin yanınızda bulunmakta ve orada Efendimiz'e şöyle ferman edilmektedir: Ey Habibim, mü'min kullarıma söyle ki; şu türlü fenalıklardan şu tarzda, şu sıfatlarımla bana sığınsınlar...

İnsanların, hayatın gayesini ıskalayıp cemiyetlerin savrulduğu günümüzde. Fertlerin dine olan bağlılığında derin rahneler açıldığı şu zamanda, Kur'ân'ı, husûsen herkesin kolaylıkla sahiplenebileceği bu sûreleri, benzer bir anlayışla kucaklamaya ihtiyacımız var.

Bu günkü duamız şudur; Ey merhametliler merhametlisi! Bütün şerlilerin şerrinden senin öğrettiğin kelimelerle sana sığınyoruz. "Duanız olmasaydı ne işe yarardınız" (Furkân 25/77) buyurmuşsun Kitâb-ı Kerim'inde. Her daim sana sığınmaya muhtac oluşumuzu bize unutturma. Amin.

Alıntı


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Ağustos 2015, 00:56:16
 Selamün Aleyküm

Felak ve Nâs sûrelerinin ikisine birden verilen isim. Muavvizeteyn, Allah'a sığınmayı gösteren iki sûre demektir. Bu iki sûrede Allah, görünen ve görünmeyen, bilinen ve bilinmeyen bütün korkunç ve zararlı şeylerden kendisine sığınmamızı emretmiştir.

Hz. Hatice validemiz şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (s.a.s) rahatsızlandığı zaman Muavvizeteyni okur ve vücuduna üflerdi. Hastalığı ağırlaştığı zaman ona Muavvizeteyni ben okudum ve bereketini umarak kendi ellerimle vücudunu sıvazladım."


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 19 Ağustos 2015, 10:34:32
Ve aleykum selam;
İnsan vücudu Kuran 'ın ayetlerine programlandırılmıştır..Ey merhametliler merhametlisi! Bütün şerlilerin şerrinden senin öğrettiğin kelimelerle sana sığınyoruz. "Duanız olmasaydı ne işe yarardınız" (Furkân 25/77) Dua ve ayetler insanı koruduğu gibi insanın manevi huzura da ulaşmasınba yardımcı olacaktır....Rabbim bizleri de şeytandan ,kötü insandan vesveselerden ve kötü ahlaktan korusun inşalalh..Rabbim c.c. razı olsun ...


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: Ramazan. üzerinde 19 Ağustos 2015, 13:44:47
Ve ALeykümüs Selam Muavvizeteyn nas ve felak surelerine denir . Muavvizeteyn her tülü kötülükten ALLAH-u Teâlaya sığınmaktır . Rabb'im bizleri şeytanın vesveselerinden ve diğer bütün kötülüklerden koru ..

ALLAH c.c. razı olsun  


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: Pelinay üzerinde 19 Ağustos 2015, 15:29:20
Ve aleykumusselam ve rahmetulalh;amin amin amin ..
Allah razı olsun hocm .Muavvizeteyn der okurduk Felak ve Nas ı..ama artık okumaktan ziyade anlamını da, çok daha iyi idrak edebileceğiz inşallah.


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: Ceren üzerinde 19 Ağustos 2015, 15:54:00
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Rabbim bizleri okuduğumuz felak nas surelerinin hürmetine bizleri görünen ,görünmeyen bütün kötülüklerden korusun inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: Sefil üzerinde 20 Ağustos 2015, 15:27:11
Esselamu aleykum; O'nun buyruğu cümlesinden şu iki sûre dosdoğru anlayıp sahiplenmekle yüzümüze bir aydınlık, Rasûlullah'ın bir sünnetini ihyâ etmekle gönlümüze bir ışık doğsun.O nur bizi allaha yaklaştırıp rızasına nail eylesin inşaallah

Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: Mehmed. üzerinde 22 Ağustos 2015, 06:45:24
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah ,

İNDİRİLİŞ SEBEBİ: Müfessirler Felak ve Nas suresinin birlikte nazil olduğunu ve indiriliş sebebinin (sebeb-i nüzul) aynı olduğunu söylemektedirler. Müfessirlerin naklettiği bilgiye göre bu iki sure Peygamberimize ypıalan bir sihir sonucu olarak hastalanması sebebiyle gönderilmiştir. ancak bazı müfessirler, Peygamberimize büyü yapılamayacağın, böyle bir şeyi kabul etmenin Peygamberliğine nakısa getirmek olacağını söyleyerek, Peygambere büyü yapıldığına dair rivayetleri kabul etmemektedirler.

Rabbim (celle celalühü) bizleri dua edenlerden eylesin.

"Duanız olmasaydı ne işe yarardınız" (Furkân 25/77)


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: Ceren üzerinde 05 Eylül 2019, 21:11:24
Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun paylaşım dan kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Muavvizeteyn
Gönderen: Ceren üzerinde 24 Eylül 2019, 16:08:17
Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim...