m ü'min hastalandığında, bu onu, tıpkı körüğün demirin pasını giderip temizlediği gibi tertemiz kılar." İbn Hibban, VII, 198.
"Mü'mine bir diken ve daha da küçüğü bile isabet etse, Allah onunla mutlaka bir derecesini artırır, bir günahını ise düşürür."( Müslim, IV, 1991.)
"Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah bu sebeple onun günahından bir kısmını mağfiret buyurur."( Buharı, Marda, 1.)
"Mü'min erkek ve kadının kendisinde, çocuğunda, malında bela eksik olmaz. Ta ki günahsız olarak Allah'a kavuşsun."( Muvatta, Cenaiz, 40.)
"Mü'min kişiye hiçbir yorgunluk, rahatsızlık, kaygı, üzüntü, keder, sıkıntı isabet etmez ki; hatta ayağına batan bir diken bile yoktur ki, onunla günahları silinmesin."( İbn Hibban, VII, 166.)
"Mü'minin hastalığı bir silkelenmedir. Günahlarını döker."( Bezzar, Müsned, IV, 111.)
Mü'min, hastalık ve musibetten ders çıkarır
"Mü'mine bir hastalık gelir, sonra da Allah ona şifa verirse, bu hastalık onun geçmiş günahlarına kefaret, geri kalan hayatı için de bir öğüt olur. Münafık hastalanır, sonra da afiyet verilir. O ise, sahibi tarafından bağlanıp sonra da salıverilen, fakat niçin bağlandığını, niçin salıverildiğini bilmeyen bir deve gibidir."( Ebu Dâvud, III, 182.)
Ateşli hastalıklar, mü'minin Cehennem azabına karşılık olur
Hz. Peygamber (a.s.m.), bir hastayı ziyarete gitmişti. Hastanın ateşi vardı. Buyurdu ki,
"Müjdeler sana! Allah buyuruyor ki: 'Bu benim ateşimdir, dünyada mü'min kuluma isabet ettiririm ki, âhirette (hak ettiği) cehennem ateşine karşılık olsun.'"( el-Müstedrek, I, 496.)
"Ateşli hastalık, cehennemden bir esintidir. Mü'minin cehennemden payına karşılık olur."( Mecmau'z-zevâid, II, 306.)
"Hastalıktan dolayı titreme ve ateş isabet ettiğinde mü'minin durumu, ateşe sokulup kiri, pası giden, tertemiz kalan bir demir parçasının durumuna benzer."( el-Müstedrek, I, 145.)
Evlat acısına sabreden mü'minin mükâfatı cennettir
Allah buyurur: "Dünya halkından en sevdiğini elinden aldığım halde sevabını umarak sabreden mü'minin Bendeki mükâfatı cennetten başkası değildir."( Buharı, V, 2361.)
"Mü'minin evladı öldüğünde, Allah meleklerine sorar: 'Siz kulumun evladının canını aldınız mı?'
Onlar, 'Evet' diye cevap verirler. 'Onun gönlünün meyvesini aldınız mı?' diye tekrar sorar. 'Evet' diye cevap verirler. 'Peki ne dedi?' diye sorar. Onlar,
'Biz Allah'a aidiz ve yine O'na döneceğiz dedi ve Sana hamd etti' cevabını verirler. Bunun üzerine Allah, 'Ona cennette bir köşk inşa edin ve ona 'Hamd Evi' adını verin' buyurur."( İbn Hibban, VII, 210.)
Mü'minin her hali hayırdır
"Mü'minin haline hayret edilir, her hali hayırdır. Kendisine bir nimet gelse şükreder, bir sıkıntı gelse sabreder. Her ikisi de onun için hayır olur. Bu, mü'minden başka bir kimse için söz konusu değildir."( İbn Hibban, VII, 155.)
Musibet anında feryat etmek mü'mine yakışmaz
"(Istırap ve matemi sebebiyle) yanaklarını yolan, üst başını artıp dövünen bizden değildir."( Müslim, İman, 165.)
Mü'min, iman sıcaklığının verdiği esneklikle musibetler karşısında yıkılmaz
"Mü'min yeşil ekine benzer; rüzgâr vurdukça o da durmadan sağa sola esner. Sürekli gelen musibetlere karşı mü'min bunun gibi esnektir. Münafık ise, sedir ağacına benzer, esnemeyip sonunda kökünden sökülüp fırlatılır."( Müslim, IV, 2163.)
İmtihan dünyasında dertsiz ve tasasız yaşamı beklemek yersizdir
"Dünya, mü'minin zindanı, kâfirin ise cennetidir."( Müslim, IV, 2272.)
"Dünya, mü'minin zindanı ve kıtlık yıllarıdır. Dünyadan ayrıldığında zindandan ve yokluktan kurtulur."( 'el-Müstedrek, IV, 351.)
Mü'min her sınavdan yüzünün akıyla çıkar
"Mü'min kul, som altın külçesine benzer. Ateşe sokulur, körükle üzerine üflenip tertemiz çıkar. Ağırlığından da hiçbir şey eksilmez."( el-Müstedrek, I, 147-)
Mükâfat kazanmanın şartı, yakınarak Allah'ı kullara şikâyet etmemektir
"Allah buyurur ki: 'Mü'min kuluma bir musibet verdiğim zaman Beni ziyaretçilerine şikâyet etmezse, onu hastalık bağından kurtarırım. Kendisine önceki etinden daha iyi bir et, kanından daha iyi bir kan kazandırırım. O da hayata günahtan tertemiz olarak yeniden başlar."( el-Müstedrek, I, 500.)
Hastalık bir perhizdir. Allah sevdiğine verir
"Allah mü'min kulunu sevdiği için onu dünyalıktan korur. Tıpkı sizin, zararlı olan yiyecek ve içeceği hastalarınızdan esirgediğiniz gibi."( el-Müstedrek, IV, 231.)
"Allah, mü'min kulunu sevdiği için helal olmayan dünyalık nimetleri ondan esirger. Tıpkı, zararından korktuğunuz için yemek ve içmekten hastanıza perhiz tutturduğunuz gibi."( Ahmed, Müsned, V, 427.)
"Hiç şüphesiz Allah, mü'min kuluna ancak yanındaki yüksek değerinden dolayı musibet verir."( el-Mu'cemul-Kebîr, XXII, 323.)
Hastayken yapılamayan mutat iyilik ve ibadetler, aynen yapılmış gibi yazılır
"Mü'min hastalandığında, ilgili melekler, 'Rabbimiz, verdiğin hastalık yüzünden falan kulun iyi amel işleyemiyor.' derler. Allah, 'İyileşinceye veya vefat edinceye kadar, daha önce yapmakta olduğu iyilikleri aynen yazmaya devam edin.' buyurur."( el-Müstedrek, IV, 344.)
Hastalık ve musibet, mü'min için, Allah sevgisinin ve yüksek derecelere erdirme iradesinin işaretidir
"Allah'ın mü'min kuluna bela ve musibet vermesi, o kulunun Kendi katındaki yüksek değerinden dolayıdır. Allah ona öyle bir derece takdir etmiştir ki, o dereceye kendi ameliyle ulaşması mümkün olmaz. Allah ona bela verir ki, sabretme sevabıyla o dereceye ulaşabilsin."( Mecmau'z-Zevâid, II, 293.)
"Allah, mü'min kulunu hastalığa müptela eder ki, bütün günahlarını temizlesin."( Mecmau'z-Zevâid, II, 302)
Mükâfat almak için Allah'a yönelip teslimiyet göstermeli
"Mü'min, musibete uğradığında, Allah'a teslim olur, ona yönelir ve 'Biz Allah'ınız ve yine sonunda O'na döneceğiz' derse, onun için üç hayırlı nitelik yazılır: Allah'ın bağışlaması, O'nun rahmeti ve doğru yolda sebat başarısı."( Mecmau'z-Zevâid, VI, 317.)
Musibet karşısında ölüm temenni edilmez
"Mü'min başına gelen bir zarardan dolayı ölümü temenni etmesin. Eğer mutlaka bir şey dileyecekse, 'Allah'ım, yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat; ölüm daha hayırlı ise canımı al.' desin."( Sünenü'l-Kübra, VI, 262.
Allah yolunda mücadele ederken korkuya kapılmak bile günahları temizler
Bir mücadele sırasında galibiyet gibi mağlubiyet de, zafer gibi bozgun da söz konusu olabilir. İşte, insan olmamız hasebiyle güçsüzlük ve çaresizlik durumunda yüreğimiz endişe ile ürperse bundan dolayı bile günahlarımız dökülür: "Mü'minin yüreği Allah yolunda korkuyla titrediğinde, olgunlaşmış hurmaların, daldan dökülmesi gibi günahları dökülür."(el-Mu’cemü’l-Evsat,VIII,184.)
Musibete karşı mü'minin acısını paylaşmak, onu teselli etmek büyük sevaptır
"Kim bir musibetten dolayı mü'min kardeşini teselli ederse, Allah Kıyamet günü ona şeref elbiselerini giydirir."(es-Sünenü'l-Kübra,, IV,59.)
"Mü'min kardeşini ziyarete giden, dönünceye kadar rahmet içindedir. Hasta mü'min kardeşini yoklamaya giden de dönünceye kadar cennet bahçesindedir."( Mecmau'z-Zevâid,, II,298.)
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın