> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Modern çağ da birbirine tutunan gençler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Modern çağ da birbirine tutunan gençler  (Okunma Sayısı 795 defa)
24 Kasım 2010, 14:55:44
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 24 Kasım 2010, 14:55:44 »



Modern Çağ’da Erimemek İçin Birbirine Sımsıkı Tutunan Gençler


18 Y.Y.’da Aydınlanma’yla birlikte Batı’da kullanılmaya başlayan Modernite terimi, 19 Y.Y.’ın sonlarında, 20 Y.Y.’ın başlarında Alman sosyoloji teorisinde terim, modern kapitalist-endüstriyel devletin gelişimine paralel olarak geleneksel düzenin zıddı; farklılaşmanın vuku bulduğu durum anlamını kazanmıştır.1

 

Modernizmin kabaca anlaşılmasıyla birlikte bir noktaya daha vurgu yapmakta fayda vardır. O da “modern çağ” diye tanıtılan ya da tanımlanan 20 Y.Y.’da, ilk elden etkileyen ve etkilenen toplulukların Hıristiyan dünyasını oluşturduğu gerçeğidir. Yani modernizmin doğum, gelişim ve etkileşim sürecinde kendi bünyesindeki din adamları(ruhban), askerler, devlet adamları, burjuvazi ve köleler rol oynamıştır. Bu sınıflar ve savundukları görüşlerinin sentezi neticesinde günümüz “modern dünyanın merkezi” Avrupa Kültürü meydana gelmiştir. Yani modern süreç ve aktörleri, Avrupa kültürünün materyallerinden (insan, din ve sınıflar) beslenerek tekamüller neticesinde bugüne gelmiştir. İşte tam da burada şu husus tekrar hatırlanmalı ve hatırlatılmalıdır. O da Modernizmin Avrupa’da aydınlanmayla (Rönesans ve Reformla) başlayan, kapitalizm komünizm etkileşiminin bir ürünü olarak sentez bir kavram (liberal demokrasi-sosyal demokrasi gibi)  haline gelen bir olgu oluşudur. Daha açık ifadeyle modernizm avrupa kültürünün bir ürünü, avrupa yayılmacılığının (Haçlılığın) şekil değişmiş halidir. Bu süreç müslüman kavimleri, bu kavimlerin tarih, birikim ve hedeflerini ilgilendirmemektedir. Kaldı ki modernizmi “medenilik” olarak algılama yanlışına düşüş ise büyük bir hata, sapma adeta illüzyon olmuştur.

 

Medeni bir yaşam standartı tutturabilmiş ve oturtabilmiş Müslümanlar; gelişim ve ilerlemeyi (dinamizmi) devam ettirememeleri yüzünden etken değil edilgen hale düşmüştür. Bu süreçte ayrıca modernizm “yerli uydular” vasıtasıyla kendini sinsi bir şekilde deforme etmeye çalıştığı kültüre yön verir konuma getirmiştir. O da olmazsa zorla “sistem ihraç” etmek niyetiyle ama söylemde “barış ve demokrasi” getirme aldatmacası veya dayatmacasıyla yine “modern batıya” kavuşma, “onlardan olma”  rüyasıyla coğrafyaları sömürgeleştirmiş / ehlileştirmiştir!

 

İşte modern çağı böyle bir süreç olarak tanımayı becerebilirsek kendi “medeni çağımızı” özgün bir şekilde tasarlayabilme noktasına geliriz. Bu manada modern çağın ya da modernizmin veyahut bütün islamdışı dinlerin/yaşam modellerinin  “süslü dayatmalarını” basiretli bir şekilde görebilir, reddedebiliriz.

 

Bahsettiğimiz “medeni çağın” kurulabilmesi yine Kur’an’ın önderliğinde ve öncülüğünde olabilecektir. Peki, bu genel söylem, tüm müslümanların hem fikir olduğu bu çağrı nasıl vücud bulacaktır? Tıpkı 1400 yıl öncesinde hakim olan “tağuti süreçlerin”, Kur’an eğitimiyle değişimini gerçekleştirme gayretindeki ensar ve muhacir dayanışması, kardeşliği ile son bulduğu gibi, günümüz modern süreci de “nefsinde olanı değiştiren” ensar ve muhacirlerle son bulacaktır.

 

İnsanlığın adalet, huzur ve refahı taddığı ve de diğer kültürlere de yaşama hakkı tanıdığı medeni çağ tekrar, çalışma ve Allah’ın yardımını hakketmeyle kurulabilir. İnsanlık buna muhtaçtır. Beşeri dinlerin veya tahrif edilmiş,  seküler yamalar atılarak çare olmaya talip olan tahrif olmuş hıristiyanlık ve yahudiliğin zulmü, had safhaya gelmiştir. Bunu görmek için ille de ilim ehli olmaya gerek de yoktur. Her temiz akıl ve vicdan sahibi bunu görebilir.

 

Modern süreçte; Hıristiyanlığa atılan yamalar neticesinde bile nasıl ki modernizimin merkezi avrupa manevi çöküşten kurtulamadıysa, “modernliği medeniyet” olarak algılayıp da varılması gereken bir hedef olarak belirleme hatasına düşen islam coğrafyalarının din anlayışları da çeşitli yamalarla tahrif edilmeye çalışılmaktadır. Lakin İslam Milleti’nin şöyle bir avantajı vardır. Elinde bozulmamış bir kaynak  (Kur’an) ve önünde ensar-muhacirun birlikteliğinin meydana getirdiği çelikleşmiş bir yapı, uygulanmış ve uygulanabilir bir örnek (medine toplumu)  durmaktadır.

 

Modernizm ya da “modernite zihinlerden manevi olanı silme ve yaşam mantalitesini topyekün sekülarize* etme çabası içindedir.”2 İslam dininin kaynağına (Kur’an’a) hıristiyanlığa ve yahudiliğe atılan yamaları atamayan çağın modern güçleri çareyi islam coğrafyalarındaki kavimlerin “din anlayışlarını” deforme etmekte, bozmakta bulmuşlardır. (Ilımlı İslam, Demokrat müslüman, Liberal Müslüman, Sosyalist Müslüman vb. görüntüler altında)

 

Bu tür “karanlık dönemleri” nefsinde olanı değiştirenler aşmıştır, bugün de yarın da bu böyle olacaktır. Nitekim “Allah’ın sünneti(sünnetullah)” bunu bize göstermektedir. “Bir topluluk kendinde olanı değiştirmedikçe biz o topluluğu değiştirmeyiz” (Rad,11) ve “İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır.” (Necm,39)

 

Nefsinde olanı değiştirme ve çalışma aşamasının bir ileri safhası, belki de süreci hızlandıracak şey ise Allah’ın rızasını kazanmaktan geçmektedir. Nitekim çalışan, gayret gösteren iki topluluktan (islam ehli ve diğerleri) elbetteki Allah müminleri tercih edecektir. “Gevşemeyin ve üzülmeyin; eğer inanmış kimselerseniz, üstün olan sizsiniz.”(Âl-i İmran,139) Yalnız, bu hassas farkı yüzyıllarca yanlış anlayan müslümanlar olmuştur. Sadece iman etmenin yeterli olacağını zannetmişler. Bunun sebebi de; Kur’an’ı anlamak için okumayı terk ederek sünnetullahı göremeyişleridir... Kur’an’ı anlamaya ve sonraki aşamada tatbik etmeye çalışmalı. “Kur’an’ı hesap (ebced, cifir yada gaybten haber verme) ya da kıraat (anlamadan okumak) kitabı” olarak değil, hayatın kitabı olarak görmeli. İşte bu olgunluğa gelindiği vakit İslam’ın toplum modeli yeşermeye başlayacaktır.

 

Bu sağlam yapının sağlanması noktasında 3 aşama sözkonusudur diyebiliriz. Bunlar:

1)Nefsinde olanı değişmek (Rad,11)

2)Çalışmak (Necm,39)

3)Allah’ın rızasını kazanmak. (Saff,4) 

 

Allah’ın rızası nasıl kazanılır? İşte yukarıda ilahi işaretlere ibret gözüyle, anlamak için bakmalı denmesi bunun içindi. Eğer anlamak ve uygulamak için okursanız Kur’an’ı, O size mutluluk, şifa olacaktır hem bireysel hem toplumsal olarak.

 

“Gerçek şu ki Allah [yalnızca] kendi dâvâsı uğrunda, sağlam ve yekpare bir bina gibi, kenetlenmiş saflar halinde savaşanları sever.” (Saff,4)

Bu birlikteliği; eleştiri ve iyiliği emredip kötülükten alıkoyma ibadetlerinin işletildiği bir süreç sonucu olarak görmeliyiz… Taklidin değil dinamizmin, tahkik ve tefekkürün canlılığından bahsediyoruz…

 

Toplumların itici gücünün gençler olduğu gerçeğini de tüm bu saptamalarla birleştirirsek sanırım Ashab-ı Kehf’i ya da ensar-muhacirini daha iyi anlayabilir daha da önemlisi içselleştirebilir ve bunları yeniden üretebiliriz.

 

Bu manada Allah’ın ipine sımsıkı sarılıp, nefsinde olanı Kur’an’la değiştirip tüm taklid ve taassuplardan da temiz kalmalıyız. Çalışkan, birbirine bağlı bir gençlik modern sürecin tüketim malzemesi, kölesi ya da sömürgesi olmayıp tevhidin, adaletin ve umudun çekim merkezi olacaktır…

 

 

Kaynakça

 

1)Ali Yaşar Sarıbay, Postmodernite Sivil Toplum ve İslam, Alfa, İst., Bursa, 2001, 3.Baskı, Sf.4-5

2)Ramazan Yazçiçek, Müslüman Aile Popülizm Tehdidi Altında, Fikir Dünyası Dergisi, İst., 2006, 4.Sayı, Sf.10

*Sekülarizm: 1)İngilizcedeki "secularism", "secular" kelimeleri de dünyevî (ci) lik, dünyaya ait anlamında lâikliği karşılamaktadır. Ancak din-devlet ilişkisi bakımından secularizm ile lâiklik arasında hassas bir ayırım söz konusudur.

                      2)Hevayı ilah edinmek.


Ertuğrul Satan
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Modern çağ da birbirine tutunan gençler
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:11:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Modern çağ da birbirine tutunan gençler rüya tabiri,Modern çağ da birbirine tutunan gençler mekke canlı, Modern çağ da birbirine tutunan gençler kabe canlı yayın, Modern çağ da birbirine tutunan gençler Üç boyutlu kuran oku Modern çağ da birbirine tutunan gençler kuran ı kerim, Modern çağ da birbirine tutunan gençler peygamber kıssaları,Modern çağ da birbirine tutunan gençler ilitam ders soruları, Modern çağ da birbirine tutunan gençlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes