๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Haziran 2010, 14:06:41



Konu Başlığı: Mânalı tevafuklar
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Haziran 2010, 14:06:41
Mânalı tevafuklar


Eğitim gönüllüsü Hasan Bey, Orta Asya'dan Afrika'ya uzanan hatıralarını anlatırken zaman zaman İlâhî inayetin işaretlerine de yer veriyorBen burada öğrenciliğine ait bir hatırasını kendi ağzından aktarmaya çalışacağım:

"Konya'ya ilk defa 1987 yılında üniversiteyi okumak için gittim Hiçbir tarafını tanımıyorum Gece, aileme telefon açmak üzere merkez postaneye vardım Görüşmeden sonra Alâaddin Tepesi'nin kenarından yürümeye başladım Farkında olmadan tam 360 derece etrafında gezip geri dönmüşüm Yanlış yola doğru yürümeye başladığımı anladım ama irademin dışında biraz daha yürüdüm bir de baktım yolum HzMevlânâ'nın türbesinin olduğu yere çıktı Burasını fotoğraflardan tanıyordum Demek Mevlânâ Hazretleri ziyaret etmemi istiyor diye düşünüp orada dua ettim Çok farklı bir atmosfere girmiştim Burnuma gelen hoş koku daha önce hiç hissetmediğim bir râyiha olduğunu fark ettiriyordu Vaktim oldukça orayı sürekli ziyaret ettim Kalbî hayatımın düzgün olduğu dönemlerde aynı kokuyu hissederdim Bir defasında Mevlânâ Hazretleri'nin Türbesinin yanından geçen yolun kaldırımının ortasında tek başına bir mezarlık gördüm Çok dikkatimi çektiSorduğumda bana "Aslında karşımızdaki mezarlık buraya bitişikmiş, sonradan mezarlığı bozup yol yapmışlar Bu mezarı dozer bozamamışKaldırımın ortasına denk getirip bırakmışlar" dediler Hâdise bana tesir etmişti "Kim bilir karşı tarafta ne veliler vardır?" diye düşündümBu duygu ile karşımdaki Üçler Mezarlığı'na girdim Kabir taşlarını okumak unutkanlığa sebebiyet verir diye hiçbirisinin yazısını okumadan bir miktar yürüdüm Bir mezarın başında durup dua ettim Başından ayrılmadan önce, bu kadar mezar içinde niye burada dua ettim diye merakla mezar taşına baktım Bediüzzaman Hazretleri'nin bir sözü yazılı idi Meğer kardeşiAbdülmecid Nursî'nin kabri imiş Çok hayret ettim Yüzlerce mezardan gelip tam onun önünde dua etmem elbette tesadüf değildi"
"Karaman'da bir câmide ikindi namazı kılmıştım Dua ederken birden Mevlânâ Hazretleri'ni ziyaretimde hissettiğim hâli hissettim O hoş kokulu atmosfer beni sarmıştı Namazdan Aziz Bey'e, durumu arz ettim O da "Gerçekten buranın neresi olduğunu bilmiyor musun?" diye sordu "Bilmiyorum" deyince, elimden tutup beni biraz ileriye götürdü Baktım câminin içinde bir kabir var Meğer Hz Mevlânâ'nın annesinin kabri imiş"

"Yine o yıllarda arkadaşlarla beraber Beyşehir'in bir köyüne düğüne gitmiştik Namaz kılmak için köyün câmiine gittik Orada da beni yine o hoş râyihalı atmosfer sardı Bir türlü oradan ayrılmak ve o atmosferden çıkmak istemiyordum Camiden herkes çıktı ama hâlâ ben oradaydımCâminin imamı yanıma gelip, artık camiyi kapatacağını söyledi Ona "Ben burada, Hz Mevlânâ'yı ziyaretimde hissettiğim hoş atmosferi hissediyorum!" dedim İmam beni alıp câminin arkasına götürdü Önümüzdeki mezarlığı göstererek "Bu zât, Kıbrıs savaşı sırasında benden önceki imamın rüyasına girip, 'Yarın düşmanın mevzilerini yarıp onları bozguna uğratacağız!' demiş" dedi "Muhtemelen Mevlânâ Hazretleri'nin mensuplarındandı" dedi
Konya'da bulunduğum dönem, bir gün İstanbul'dan gelen Saadettin, Ahmet, Mustafa beylerle beraber Karaman'a gitmiştik Gece Konya'ya dönerken sıcak bir sohbet havası içerisinde birden hepimiz de çok hoş bir koku hissettik Mânevî ve feyizli bir atmosfer oluşmuştu, Hasan Bey'in hatıraları münasebetiyle o güzel olayı da hatırlamış oldum


ABDULLAH AYMAZ