๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Kasım 2010, 18:58:40



Konu Başlığı: Kurban nedir ?
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Kasım 2010, 18:58:40
KURBAN NEDİR ?     


Neden "kesim", "et- kan- kemik- post", "sadaka", "sevinç" ifade eden bir başka kelime değil de; özellikle “kurban" kelimesiyle ifade edilmiş bu güzel gün?

Veya bazılarının (kasıtlı ya da bilmeyerek) "et bayramı" dediği gibi; (Îd-i lehm) denebilirdi...

Hayvan kesmek anlamında "zebh" veya "nahr" da kullanılabilirdi. Neden "kurban" kelimesi ön plana çıkıyor dilimizde?..                           

Neden bayram olarak kutlanıyor bu hayvan boğazlama günü?... Nedir "kurban"?... Kurban kesmek, neden insanı, Yaratan'ına yaklaştırıyor?

Maksat hayvan kesmekse, kesiliyor her gün... Fakirleri yedirmekse, bunca zahmete ne gerek var; yerine para da verilebilirdi... Sadistlik zaten düşünülemez... Nedir öyleyse kurban kesmekle, kulu Yaratanına yaklaştıran sır?...

Bizim ibadetler için ne harcadıklarımıza ve ne de yorgunluğumuza bakmıyor O. Zaten     her şey Onun mülkü... Biz de Ona aidiz. İhtiyacı yok bir şeye... O, "samed"dir. (O, hiçbir şeye ve kimseye muhtaç değil; herkes ve her şey Ona muhtaç.

(Yeryüzünde -inançlarından dolayı- imha edilen çocukların, gençlerin, kadınların, yaşlıların feryatlarına kulak tıkayan; salyalı ağızlarıyla içtikleri içkilerin yanında meze olarak yedikleri etleri görmeyen; sadece "kurban bayramı"nda hayvanlara acıma ve onlara yakınlık duyma gevezeliği yapanların sözlerini kale almıyoruz. Biz, aklı başında., ayağı yere basan insanları muhatap alıyor, onlara "kurban" terminolojisiyle ilgili olarak bir yorum yapmak istiyoruz...)

Çoğaldı çağımızda kurbanlar... Nefsinin, ırkının, kibrinin kurbanları... Hayvanların, bitkilerin, dağın, taşın... ayın, güneşin kurbanları... Şehvetin, şöhretin, paranın, makamın kurbanları... Kurbanlar... kurbanlar...

Şu dünya bahçesinde, senin yolunda kurban (sana yakın) olmaya kabul buyur bizleri ya Rab!...

Kurban nedir?.. Lügatte: Arapça; “k-r-b” harflerinden türeyen bir kelime olup; yakınlık, yaklaşmak, yakınlık kazanmak bir işi yapmak, işlemek demektir. Hayat rehberimiz Kur'an'da bu kelime doksan altı ayette geçiyor...

Dinde: Allah'a ibadet amacıyla, belirli vakitlerde, belirli şartları taşıyan hayvanları usulüne uygun olarak boğazlamaya denir. Allah'a yaklaşmaya vesile olan bu maksatla    kesilen hayvana da "kurban" veya "kurbanlık" deniyor.

Kurban kesiminin tarihi; ilk insan, ilk peygamber ve ilk Müslüman olan Hz. Adem'in çocukları (Habil ve Kabil)e kadar uzanıyor... ( 1 )

Ve bütün ümmetlerden yapılması gerekli olan bir ibadet olarak isteniyor. (2)

Yalnız kendisine ibadet edip ve yalnız kendisine istiane ettiğimiz (yardım dilediğimiz)       Hak Teala, bütün ibadetlerde olduğu gibi Kurbanda da işin şekli ve görünür yanından öte -perdeyi aralayarak- asıl amacın Allah'ın rızası olduğuna, takva ve ihlasın ön plana çıkması gerektiğine işaretle hatırlatmada bulunuyor:

“Onların (kurbanların) ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşmaz; fakat sizin takvanız Ona ulaşır. Böylece size yol(unu) gösterdiği için Allah'ı tekbir edesiniz diye Onları bu şekilde size boyun eğdirdi. Güzel davrananları müjdele..." (3)

Habil'in, Kabil'e cevabı da ilginç. Kurbanın Allah tarafından kabul edilmeyişini takvasızlıkla açıklıyor:

"Allah, (kurbanı) sadece takva sahiplerinden kabul eder, dedi." (4)

(Takva: Allah'ın yasakladığı, hoş görmediği bütün fiillerden, haramlardan ve günahlardan sakınmak; Allah'ın (c.c.) emrettiği hoş gördüğü, sevdiği işlere yönelmektir...

Buna vesile kılmaktır ibadetleri... Ve inanışta, düşünüşte, konuşma ve davranışta gösteriş ve başka menfaatler gözeterek değil, Allah için yapmaktır her ibadeti... )

Kurbanlığı keserken söylediğimiz dua da bunu ifade ediyor zaten:

"Allah'ım, bu sendendir ve yine sanadır. `Benim namazım, ibadetim (kurbanım), hayatım ve ölümüm alemlerin Rabb'i Allah içindir. / Onun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu.' Ve ben Müslümanlardanım. Rabb'im, bu kurbanı benden kabul buyur." (5)

"Sizin takvanız ulaşır." buyurmakla; Rabb'imiz, kurbanlığı keserken neler düşünmemizi, neler niyet etmemizi, neler söz vermemizi ve neler yapmamızı istiyor bizden?.. Bu temsili eylemle hangi ahitlerimizi yeniliyoruz Yaratan'a karşı?...

Ayette geçen "nusiki" kelimesi, özel manada kurban... Genel manada bütün ibadetlerin yerine getirilmesi demektir... Neden bütün ibadetler?... Çünkü kurban, bütün ibadetlerin temsili bir ifade ve izahıdır...

Her şeyimi ve kendimi de Allah yoluna kurban adıyorum demektir... Bütün yanlışlarımı, kusurlarımı, günahlarımı kurban ediyorum... Pişmanım. Tövbe diliyorum. Allah'a; Ona. itaate; kulluğa yöneliyorum... Ona yaklaşmak için yoruluyorum... koşuyorum... demektir... Bütün kulluğu (ibadetleri), hayatı ve ölümü Allah'a adamanın adıdır "kurban". İbrahim ve İsmail'in rollerini üstlenmektir... İbrahim gibi inanmak... İsmail gibi teslim olmaktır...

Kendisine uzaklaşanı uzaklaştırıyor Allah. Karanlıklara salıyor... Yaklaşmak isteyeni yaklaştırıyor... Bağışlıyor. Seviyor. Razı oluyor... Dünyada ve ahirette huzur bahşediyor...

İşte bu anlamda kulun yalnız kurbanla, hacla, oruçla, zekatla, namazla değil; bütün hayatını -hayatının her anın- ibadetleştirme borcu var Yaratan'a... İbadet, hayatın mayasıdır. Tadıdır. Çeşnisidir... İbadetle yoğrulmayan hayat tatsız, anlamsız... boş ve kof bir hayattır. İnsanın sırtında bir yüktür. Bir leş yükü... Böyle bir hayatı taşımaktansa, yaşamamak yeğdir... İbadetle güzelleşir hayat. İnsan ibadetle güzelleşir... İnsanlaşır... Olgunlaşır...

Kurbanlık kesemeyen Müslümanlar da bunları düşünmeli.... Allah ile ahitlerini yenilemeli... Şeytanı izlememeli... Kendisine de, yoluna da, kanun ve prensiplerine de lanet okuyarak; Allah'a yaklaşmaya çalışmalı... Ve bu güzel yönelişi, kutlamalı... Tebrikleşmeli... Bayramlaşmalı...

Her Allah'a inanan kimsenin hakkıdır, kurban gününü (Allah'a yaklaşma ibadetini) bayram olarak kutlamak... Dünya Müslümanlarının haline ağlasak da, içimizde burukluk da duysak, Allah'a yaklaşmak, Onun rızasını kazanmak; bütün dünyadan -hatta cennetten bile- ­daha güzeldir. (6) Sevinmez mi insan!...

Bu sebeple dünyanın her köşesinde bulunan (mağdur, mahzun, mazlum, mahkum Müslümanlar da dahil), her inanan insan kutlamalıdır bu güzel günü... Bayram etmeli, sevinmelidir...

Mübarek olsun bayram size; ey bayramı hak edenler!..


Mehazlar:

l. Maide:5/27

2. Hac:22/34

3. Hac:22/37

4. Maide:5/27

5. Bkz.Enam:6/162,163

6. Tevbe:9/72; Al-i İmran:3/15



Adil AKKOYUNLU