Kuran Ölçüsünde Kafir

Kur'an Ölçüsünde Kafir

Ahmet Rüstemoğlu

ALLAH İNANCI

Kâfirlerin temel sapıklıkları ALLAH inancı konusundadır. Kur'an, onların inanç yapıları konusunda şu tesbitlerde bulunur:

ALLAH'a inanamadıkları için sürekli delil arayışındadırlar. Kimisi "ALLAH bizimle konuşsa" der. Kimisi ise "Bir mucize gelse de inansak" şeklinde konuşur. ALLAH'ı inkâr edenler üzerine belâlar gelecek denildiğinde "Hadi gelse ya!" diye meydan okurlar.(13/6) Mü'minler kendilerine isterse mucize getirsin yine de reddederler.(30/58) ALLAH hakkında mücadele eder.(13/13) ALLAH anıldığı zaman kalpleri nefretle dolar.(39/45) Bir kısmı ise, Kâinatın sahibi kim diye sorulduğunda ALLAH olduğunu belirtmesine rağmen, iman etmekten kaçınırlar.

ALLAH'tan kork denildiğinde gururlarına yediremezler.(2/206)

ALLAH azıcık imkân verse kendisinde ilâhlık gücü görür, ALLAH gibi varlıkları diriltip öldürebileceği vehmine kapılır.(2/258)

Kimi ALLAH'ın yarattığı kullardan bazılarını, O'nun bir parçası gibi sayarak, ALLAH'a ortak koşar.(43/15) Kimi ALLAH'a karşı büyüklük taslayıp,(44/19) kendi arzu ve heveslerini ilâh edinirler.(25/43) Hatta içlerinde "ALLAH'dan başka bir ilâh da benim" diyenler vardır.(21/29)

Bir kısmı ALLAH'a iman edip, ibâdet etmeyi kabullenemezken, kendi kendilerine hayvanları, taştan, başka şeyleri putlar edinirler.(7/148) Sözüm ona putların ALLAH katında kendilerine şefaat edeceğine inanırlar.(10/18) Kimisi ALLAH'ı bırakıp insanlardan birini put edinir,(3/64)Onun adına yemin eder. Meselâ "Firavn hakkı için şöyle olsun!." gibi sözler söyler.(26/44)

Putlara inançta garip bir taassup içindedirler. Mü'minler kendilerini putlara tapmaktan kurtaracak diye ödleri kopar.(25/42) Âdeta putların hazır askeri durumundadırlar.(36/75) İnsanlara "Sakın putlarınızı bırakmayın" diye propaganda yapıp, bir çoğunu da kendileri gibi saptırırlar.(71/23-24) İleri gelenleri ise birbirlerini "Haydin ilâhlarınıza tapmakta direnin. Sizden beklenen budur. Biz tek ALLAH inancını İslâm'dan başka dinde duymadık. Bu uydurmadır" diye şartlandırmaya çalışır.(38/6-8) Putlaştırdıkları şeyleri ALLAH'ı sevdikleri gibi severler.(2/165)

Çoğunun putculuğu bir gelenektir. Putlarının adını babaları koymuş, bunlar da onlardan bu bâtıl inancı devralmışlardır. Atalarının bir şey bilip bilmediğini araştırmazlar. Körü körüne bir saplantıdır putçulukları.(2/170)

Hiç bilmedikleri konularda ALLAH'ı tartışırlar.(2/169) Kimi ALLAH'ın evlâd edindiği saplantısındadır, kimi melekleri ALLAH'ın kızları kabul eder.(2/116)

Sanki ALLAH'ın izin vermediği değer ölçülerinden oluşan bir dini kendilerine meşrû kılan bir ilâhtır aradıkları.(42/21)

Oysa onların "Rabb" diye putlaştırdıkları da, aslında kıyamette ALLAH'a yaklaşma dileğinde, O'nun rahmetinin ümidindedir. Örümcek gibi kendilerine çok zayıf bir barınak edindiklerinin farkında değillerdir.(29/41) ALLAH'ı unutmuş görünürler. Oysa ALLAH'ın kendilerini kendilerine unutturduğunun farkında bile değildirler.

KUR'AN KARŞISINDA

Kâfirlerin sapkınlıklarından bir önemlisi de Kur'an ve din karşısında olanıdır. Kalplerinde hastalık bulunduğu için şeytanın Kur'an ile ilgili ortaya attığı şüphelere kanıverirler.(22/52-53)

Kur'an'ı Muhammed uydurdu diye propaganda yaparlar. İlmini kavrayamadıkları için Kur'an'ı yalanlarlar.(10/38-39)

Kur'an'ı işittiklerinde "Biz de böyle şeyler yazabiliriz. Bunlar hikayedir, eskilerin masallarıdır." derler.(8/31) Kur'an ile dağlar yürütürse, gökyüzü parçalansa, yahut ölüler konuşturulsa bile yine de inanmazlar.(13/31)

ALLAH'ın âyetleri üzerinde münakaşa eder(40/4), "Kur'an bir kerede indirilseydi ya. Niye parça parça indirildi?" gibi sorular, istifhamlar üretirler.(25/32) ALLAH'ın indirdiklerini beğenmez, çirkin bulur(47/9), Kur'an'ın âyetlerini alaya almak için boş sözler satın alırlar.(31/6) Kiralık kalemler, kiralık ağızlar temin ederler.

Kur'an'ı insanlara dinletmemek için büyük gürültü koparırlar.(41/26) Âyetler karşısında büyüklük taslar(7/36), âyetler okunurken arkalarını dönüp sefahate dalarlar. Yaptıkları ile öğünür, geceleri de yaptıkları toplantılarda Kur'an hakkında hezeyanlar savururlar.(23/66-67) Kur'an okunduğunda inkârları yüzlerine yansır, nerdeyse âyetleri kendilerine okuyanlara saldıracak olurlar. Kur'an'ın hükmü hoşlarına gitmediği zaman "ALLAH başka bir hükmü indirseydi ya" derledi.(10/15)

Kâfirlerin dini ve dinî emirler karşısındaki tavırları da pek farklı değildir. Kur'an bunu şu şekilde tespit eder:

Dini yalanlar,(107/1) dinlerini parça parça edip fırkalara ayrılırken,(6/159) Herkes kendi dininin doğru olduğuna inanır.(20/63)

ALLAH'a verdikleri sözü bozup(2/27), heva ve heveslerini ilâh edinirler.(45/23) ALLAH'dan gelen her öğüde yüz çevirirler.(26/5)

ALLAH'ın bir buyruğu ile karşılaştığında ona uymaz, uymamak için nefsî gerekçeler bulmaya çalışırlar.(7/12)

"ALLAH'ın indirdiğine uyun" denildiğinde "Biz atalarımızın yolunu takip ederiz" derler. Ya Şeytan atalarını alev alev yanan bir ateşin azabına çağırmışsa... Bunu hiç düşünmezler.(31/21)

ALLAH'ın indirdiğine benzer bir kitap da ben indiririm" diyerek ilâhlığa soyunan zalimlerdir. Oysa onlar ölüm şiddeti ile karşılaştıklarında acınacak haldedirler.(6/93)

ALLAH'ın ve Peygamberin haram kıldığını haram saymazlar.(9/29) Namazı ve ezanı alaya alırlar.(5/58) Faiz yerler. "Alışveriş de tıpkı faiz gibidir" diyerek faiz yemeyi meşrulaştırırlar. ALLAH'ın alışverişi helâl, faizi haram kıldığını bilmezden gelirler. ALLAH'a ve Rasûlüne harp açmış gibi olmak pahasına faizciliğe devam ederler.(2/275)

Peygamberimizin çağrısını duymak ve anlamak istemeyen kâfirlerin durumu, çobanın sesini duyup da anlamayan hayvanların durumuna benzer. Âdeta sağır, dilsiz ve kördürler.(2/171)

ÂHİRET İNANCI

Kâfirlerin, inanç konusundaki temel sapıklıklarından birisi de öte dünya inancı noktasındadır. Kur'an'ın bu alanda ki tesbitleri ise şöyledir:

Hayatın sadece dünya hayatı olduğuna inanır, öldükten sonra tekrar dirilip hesap vereceklerini kabul etmezler.(45/24) Dünya hayatının ebedîliğine inandıkları için, ona sımsıkı sarılır, arzularına uyar(7/176), yüksek yüksek tepelere binalar, köşkler yapıp eğlenceye dalarlar. Bu yüzden insanlara karşı da bir sorumlulukları yoktur ve zorbaca davranırlar.(26/128-130) Hayvanlar gibi yaşarlar.(47/12) Dünya hayatı kendilerine süslü ve cazip görünür. Oysa körü körüne, anlamsız, gayesiz bir hayat içinde bocalayıp durmaktadırlar.(27/4) Yaratılışın bir anlamını bulamazlar. Mal ve evlâd çokluğu ile övünür ALLAH'ı unuturlar. Bu kabir kapısına kadar sürer.(102/1)

Âhirete inançsızlıklarındaki temel mantıkları harabe olmuş şehirlere, iskeleti kalmış veya kemikleri un ufak olmuş, toprağa karışmış insanlara bakıp "Bu hallerden sonra mı yeniden diriltileceğiz? sorusuna dayanır.(2/259, 13/5, 17/49) Aslında ise temel problemleri âhirette hesap verme korkusudur. Dünya hayatına razı olunca hesap verme korkusundan korkulur ve böylece rahat ettiklerine inanırlar.(10/7-8) Kıyamet günü gözlerinde çok uzak bir olaydır.(70/6) Oysa bu büyük bir aldanıştır. Âhiret vardır, kıyamet gelecektir.(40/59)

KIYÂMET GÜNÜNDE

Kur'ân, kâfirlerin inkâr etmekte oldukları kıyamet günündeki durumları ile ilgili olarak da çok önemli tespitlerde bulunur. Bunları da sıralayalım:

Kıyamet günü kâfirler için büyük bir pişmanlık vardır.(2/167) Onların dünyadaki liderleri, önlerine düşüp ateşe götürdüğü zaman(11/98) yaptıkları işlerin fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu küle benzediğini, ellerinde hiçbir şeyin kalmadığını(14/18) biçilmiş ekine döndürüldüklerini ve ocaklarının söndürüldüğünü göreceklerdir.(14/18) Yüzlerini zillet bürüyecek, sanki gece karanlığından bir parça kaplayacaktır.(10/27)

İşte o zaman parmaklarını ısırıp "Keşke peygamberle birlikte hak yolu tutsaydım." "Vay başıma gelenlere! Keşke filânı dost edinmeseydim." diye feryat diyecek.(25/27-28)

Cehennem ateşi ile karşılaştıklarında ölüme yalvaracak "Ey ölüme sürükleyen helâk. nerdesin!" diyerek çığlıklar atarak ölüp helâk olmayı arzulayacak. Oğullarını, karısını, kardeşini, sülâlesini ve yer yüzünde sahip olduğu her şeyi verip azaptan kurtulmak isteyecek.(70/11-14) Bütün yeryüzündekiler kendilerinin olsa onu da fidye olarak verip kurtulmak isteyecekler. Ama onların dileği kabul edilmeyecek.(5/36)

Son olarak dünyaya yeniden dönüp iman etmeyi dileyecekler. "Keşke müslüman olsaydık" diye temenni edecekler.(2/167, 15/2)

Ama onlar için meşakkatli, zor bir hayat vardır. ALLAH'ın âyetlerini görmezden gelmenin cezası olarak kör bir şekilde haşredilecekler.(20/124)

MUSİBET KARŞISINDA

Kâfirlerin bir musibet karşısındaki dönekliklerine Kur'an önemle dikkat çeker. Şu tesbitleri inceleyiniz:

Karada ve denizde bir zorlukla karşılaştıklarında "Ey ALLAHım, bizi bundan kurtarırsan yemin olsun, şükredenlerden oluruz." dedikleri, gizli gizli dua ettikleri halde kurtulur kurtulmaz yan çizerler.(6/63)

Felâketle karşılaştıklarında putlaştırdıkları şeylerin hiçbirini hatırlamazlar.(17/67) Onları unutuverirler.(6/41) Dini yalnız ALLAH'a tahsis ederler. Musibet giderilir giderilmez ise hainlik ve nankörlükle inkâra yönelir,(31/32) azgınlık ederler.(10/23)

FANATİZM

Kur'ân, kâfirlerin, inançlarındaki temelsizliğe ve körü k...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın