๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2010, 22:35:24



Konu Başlığı: Kurân meydan okuyor!
Gönderen: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2010, 22:35:24
Kur’ân Meydan Okuyor!

Arab ediblerinin i‘câz-ı Kur’ân’ın bir tek vechi olan belâğatı noktasında tek bir sûresinin mislini getirmekten çekinmeleri ve şimdiye kadar hiçbir i’câz vechine karşı çıkamamaları ve acz içinde sükût etmeleri, Kur’ân’ın i‘câzına, mucize oluşuna, beşerin gücünün fevkinde oluşuna en büyük delildir.

Hâlbuki Kur’ân defalarca: “Eğer bunun Allah kelâmı olduğunda şübheniz varsa, haydi benzerini getiriniz” diye meydan okumuştur ve okuyor.

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, Kur’ân’ın muârazaya dâ‘vet eden çok sayıdaki âyetlerini sekiz mertebede şöylece îzâh ediyor:

1. Yüksek nazmıyla, gayba dâir haberleriyle, ihtivâ ettiği ilimlerle, ve yüksek hakikatler ile berâber, tam Kur’ân’ın mislini ve benzerini, ümmî bir şahıstan getiriniz!

2. Eğer böylece benzerini getirmeye tâkatiniz yok ise, belâğatlı bir nazımla uydurma şeylerden olsun getiriniz!

3. Eğer buna kudretiniz yetmezse, Kur’ân’ın tamamına değil, on sûresine benzer getiriniz!

4. Eğer bunu da yapamadıysanız, uzun bir sûresinin benzerini yapınız!

5. Eğer bu da size kolay değilse, kısa bir sûresinin benzerini olsun yapınız!

6. Eğer ümmî bir şahıstan getiremediyseniz, âlim ve kâtib bir şahıstan olsun getiriniz!

7. Şâyet buna da imkân bulamadıysanız, birbirinize yardım ederek ve eski güzel eserleri, hattâ istikbâldekileri de yardıma çağırarak olsun yapınız!

8. Bunu da yapamazsanız, bütün âlimleriniz, belâğatçılarınız, hatta taptığınız putlarınız size yardım etsin! Hatta bütün insanlar ve cinler de size yardım etsinler!

Yoksa din, can, mal ve âileleriniz dünyada ve âhirette de büyük tehlikeye düşecektir.”

İşte Kur’ân yalnız nazil olduğu yirmi üç senede değil, bin dört yüz seneden beri cin ve insanlara karşı bu meydan okumayı yaptığı hâlde, o zamanın insanları susup mukabele edemediği gibi, bugün için de tüm insanlık aczini ve çâresizliğini kabul etmektedir.

Meşhur belâğat imamı Câhız’ın dediği gibi: “Muâraza-i bi’l-hurûf mümkün olmadığından, muhârebe-i bi’s-süyûfa mecbur oldular.” Yani harflerle benzer getiremediklerinden kılıçlarla harb etmeye mecbur kaldılar! Harflerle yapamadıklarını, harblerle yapmak istediler!


Berâ GÜNDOĞAR