> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır  (Okunma Sayısı 4276 defa)
26 Aralık 2010, 15:24:04
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 26 Aralık 2010, 15:24:04 »



KULUNUN KALBİNİ KIRAN RABBİNİ KARŞISINA ALIR

 
“Sakın incitme bir cânı
Yıkarsın arş-ı Rahman'ı”
Alvarlı M. Lutfî

İnsan, yaratılmışlar arasında, Cenab-ı Hakk'ın halifesi olmaya, O'nun güzel isimlerini ve ulvî sıfatlarını tastamam yansıtma potansiyeline sahip, kainatın fihristi mahiyetinde, başka canlılardan pek çok farklı derinliklerle serfiraz kılınmış biricik varlık; kalb de insanın manevî donanımında müstesna bir konum ve husûsî bir misyona sahip çok önemli bir rûhânî latîfedir. Allah Rasûlü (aleyhissalâtü vesselâm), “Allah sizin kalblerinize bakar, sûretlerinize değil” buyurarak, onun bir ‘nazargâh-ı ilahî' olduğunu işaret buyurur. Bu Hadis-i Şerif'ten anlaşılmaktadır ki, Cenab-ı Allah'ın insanla muamelesi kalbine göre cereyan etmektedir. Nitekim, Yunus bize seslenirken,

“Ararsan Mevlâ'yı gönlünde ara” der. İşte bu ölçüdeki ehemmiyetine binaen sûfiler kalbe ‘hakîkat-i insaniye' namını takmışlardır.

Öteden beri söz erleri en çok bu hayatî latîfe etrafında kelam etmiş, kalem gezdirmiş, sohbetlerine, nazımlarına, nesirlerine hep onu mevzu etmişlerdir. Kalb etrafında cereyan eden hususlar arasında da kalb kırma ve gönül incitmenin ayrı bir yeri vardır.

Kalb, Gönül ve Cân Demektir; Aynı Zamanda Pek Kırılgandır

Evet, bizde kalbe ‘gönül' de derler, ‘cân' da. Yine ‘cân' gibi Fârisî lisanından Türkçemize mâlolan ‘dîl' kelimesi de bu manada çok kullanılmıştır. Atalarımızın sözleri içerisinde yer alan, “ Gönül bir sırça kadehtir; kırılırsa yapılmaz ” şeklindeki ifade, kalbin cam gibi kırılgan ve ince olduğunu, hiç umulmadık şekilde çarçabuk kırılabileceğini, telafisinin de hemen hemen imkansız olduğunu anlatır. Yine ecdâdımızdan bize miras kalan, “gönül yıkmak”, “gönül kırmak”, “gönül yarası” gibi ibarelerde gönül hep kalb yerine kullanılmıştır. “Gönül koymak” gücenmek anlamında, “gönül yapmak”, yıkık ya da kırık bir gönlü tamir etme karşılığında, “gönül ehli” tabiri de, kalb-i selîme ulaşmış, halim, selim fıtratlı kimseler manasında istimal edilegelmiştir.

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, başkalarını incitmeyi, onların kalblerini kırıp, gönüllerini yıkmayı bir alışkanlık haline getirmiş insanlar Cenab-ı Erhamürrâhimîn'in kainata serpiştirdiği rahmet, merhamet ve şefkatten hissesini alamamış nasipsiz insanlardır. Böyleleri aynı zamanda insan olmanın en önemli yanlarından birini teşkîl eden his ve duygudan mahrum hissiz kimselerdir ve ahlâk-ı âliye-i İslâmiye içerisinde çok mühim bir yeri olan nezâket, nezâhet, güleryüzlülük ve kem söz söylememe, kem bakışta bulunmama gibi lütuflardan mahrumdurlar. Evet, kalb kırmak tek kelimeyle kaba bir tavırdır ve kabalık sadece bedevîlere yaraşır.

Allah-ü zü'l-Cemâl, kullarına her zaman sabrı şiar edinmelerini, dillerine hâkim olmalarını ve gayzlarını yutmalarını emretmenin yanında, “ Ben kalbi kırık olanların yanındayım ” buyurmak suretiyle, kullarının gönüllerini incitenlerin -bilmeyerek bile olsa- Zât-ı Ulûhiyeti karşılarına alacaklarına işaret buyurmuştur ki, gayet manidardır.

Efendiler Efendisi de, gerçekten inanmış bir insanın en önemli vasfının diğer insanları eliyle ve diliyle rahatsız edip incitmemesi olduğunu ifade ederek bu husustaki en küllî ve kuşatıcı kâideyi koymuştur. Yine O'nun beyanlarına müracaatla söyleyecek olursak, kendi kalbinin rencide edilmemesini, gönlünün kırılmamasını arzu eden bir kimse başkalarının kalbini kırmaktan da hazer eder, sakınır. Zira, hakîkî mümin kendisi için istediğini kardeşleri için de arzular; şahsı için istemediği şeylerin başkalarının başına gelmesine de gönlü razı olmaz.

Kalb Allah'ın Evidir

Büyükler hep öyle demişler; kalbi Kâbe'ye müsavî hatta ondan daha üstün tutmuşlardır. İbrahim Hakkı merhum meşhur şiirinde,

“Dil beyt-i Hudâ'dır, ânı pak eyle sivâdan

Kasrına nüzûl eyleye Rahman gecelerde” diyerek kısa yoldan bu gerçeği ifade eder. Kalbin Zümrüt Tepeleri'nde bu mülâhazanın temeli şu cümleyle ifade edilir: “Marifet-i ilâhînin pürüzsüz, mücellâ ve yalan söylemeyen sadık bir lisanı olması itibariyledir ki, insânî mülkün melekûtu sayılan kalb, Kâbe'den daha eşref görülmüştür.”

Kalb, Kâbe'ye benzetilince kalb kırmak da Kâbe'yi yıkmaya kıyaslanır olmuştur. Mesela, bu minvalden olmak üzere “Kâbe'yi yıksam, yeniden yapabilirim, ama kırılan bir kalbi kat'iyen” şeklindeki ifade, İslam'ın yüz akı Hazreti Ömer'e izâfe edilir. İşin doğrusu, Hazreti Ömer gibi bir gönül insanının böyle bir şey söylemesi kadar tabiî bir şey olamaz. Müminleri incitip onların kalblerini kırmanın büyük bir vebal olduğunu düşünen Allah dostları, bir gönül yıkmanın Kâbe'yi yıkmak kadar günah olduğunu, hâkezâ, bir gönül yapmanın da Kâbe'yi yeniden inşa etmek kadar sevap olduğunu dile getirirmişlerdir. Onlardan biri olan Hazreti Mevlânâ, “Bir defa kalb kırmak, Kâbe'yi alt üst etmekten daha kötüdür. Zira Kâbe'yi Hazreti İbrahim inşa etmiş, gönlü ise Hazreti Allah yaratmıştır” der.

İnsan kalbinin çok hassas ve kırılgan olması üzerinde en fazla duranlardan birisi de yanık şairimiz Yunus Emre'dir. Kalb kırmanın, gönül incitmenin ne büyük bir hata olduğu mülahazası onun pek çok mısraına misafir olmuştur. İşte onlardan ikisi:

“Gönül Çalab'ın tahtı, Çalab gönüle baktı
İki cihan betbahtı, kim gönül yıkar ise.”

“Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil”

Kalb kırmak biraz da başkalarını hor ve hakir görmenin neticesidir. Evet, insanın kendisini üstün ve faziletli görmesinin, enaniyetinin ve bencilliğinin ‘tabiî' sonucu başkalarını hor görmesi, dolayısıyla da tahkir etmesi, küçük düşürmeye çalışmasıdır. Takdir edilir ki, böyle bir tavır ve davranış Allah nezdinde hiç de hoş görülmeyecek merdûd bir davranıştır. Çünkü Yaratıcı'ya nispetle bütün insanlar kuldur ve kullukları açısından da herhangi birinin diğerlerinden hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece ve sadece dini diyanet yapma yani hayata hayat kılma hususundaki hassasiyet ve titizlikte aranmalıdır. Bu ise tamamen bir kalb işidir; hiç kimsenin bir başkasının kalb balansını ölçüp değerlendirme gibi bir imkanı ve selâhiyeti olmadığına göre, kendilerini başkalarının fevkınde gören insanlar kibir ve ucup gibi insanı ateşe götüren iki karanlık tünele girmiş sayılırlar. Allah bizleri böyle bir sukûttan muhafaza buyursun!

Başkalarını hor görmenin o insanları incitmeye bâdî olabileceğini merhum Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin şu vecîz beytinde ne güzel ifade edilir:

“Hiç kimseye hor bakma
İncitme, gönül yıkma!”

İnsanlara değer verenlerdir ki, onlar gönül kırmaktan, kalb incitmekten, yürek hırpalamaktan ısrarla kaçar, böyle bir hataya düşmeyi kendi hesaplarına büyük bir günah telakkî ettiklerinden dolayı da başkalarıyla pek titiz davranmak suretiyle peygamberane bir tavır sergilerler. Evet, bu incelik ve nezaket ufkuna ulaşmış edep kahramanları, değil kalb kırma, hayatlarını kalbleri tamir etmeye, gönülleri mamur kılmaya adamışlardır. Felsefenin onlarcasında fakirlerin, düşmüşlerin, muhtaçların ve gönlü buruk olanların kalblerini tamir etmek ibadetler dairesi içinde değerlendirilir. Yine onlara göre gönül yapmak arş yapmak gibidir. Bir beytini sözlerimize berceste yaptığımız Alvar İmamı (rahmetullahi aleyh rahmeten vâsiaten), bir başka dörtlüğünde bize nasihatte bulunarak, kullarını incitmeyenleri, Allah'ın onların ayıplarını setretmek suretiyle mükafaatlandıracağını anlatır:

“Lutfî miskinlere merhamet eyle
Hizmet eyle cândan hürmetle söyle
Amandır incitme neylersen eyle
Uyûbun muhâsib müsetter eyler”

İncinme, İncinsen de İncitme

Kalb kırmamak kadar, kırılmamak, incitmemek kadar incinmemek de tasavvuf terbiyesinde önemli bir kemâl basamağı sayılmıştır. Merhum Sami Efendi'nin, “Kalb-i selîm, kimseyi incitmemek ve kimseden incinmemektir. Kimseyi incitmemek kolay, fakat başkasından incinmemek çok zordur. Asıl onun için gayret gösterilmelidir” dediği nakledilir. Yine merhum Kenân Rifâî'ye nispet edilen, “İncinme, incitme” sözü bir hayli meşhur olmuştur. Zaten derviş-meşrep/gönül insanı olmanın özünde de bu vardır, yani sevgi, müsamaha, hoşgörü insanı olabilmek.. Yaratan'dan ötürü yaratılanların kusurlarını görmemek.. en ciğersûz hâdiseleri bile sinesinde eritebilmek.. herkesi kendi konumunda kabullenebilmek.. kim olursa olsun herkes için ihtiyacına göre dua edip yalvarabilmek...

Allah'a hakikaten iman etmiş gönül insanları, Yunus'un da dile getirdiği gibi, gönülsüz olmalı, sövenlere, dövenlere ne elleriyle ne de dilleriyle mukabelede bulunma gibi bir yanlışa düşmemelidirler. Kalb kırmama, gönül incitmeme edep yolcusu için seyahatinde çok önemli bir adım ise, kırılmama ve incinmeme onun da ötesinde bir ikinci adımdır ve ayrı bir kalbî derinlik ve vicdan enginliği ister. Sadece bazı babayiğitlerin kârı olan bu mertebe işin doğrusu her yiğide müyesser olmaz; daha fazla gayret, daha fazla irade, daha fazla sabır, daha fazla alçakgönüllülük ister.

Evet, insan incinse de incinmemeli, zarara zararla mukabelede bulunma gibi Peygamber lisanında zulüm sayılmış bir işe asla teşebbüs etmemelidir. Yine Yunus bir dörtlüğünde,

“Aşık kişi miskin gerek
Yol içinde teslim gerek
Kim ne derse boyun eğe

Çare yok gönül yıkmaya” diyerek bu hususa işaret eder ve Hak yolcularının ne tür muamelelere maruz kalırlarsa kalsınlar gönül yıkmaya asla mezun olmadıklarını anlatmak ister.

Hizm...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır
« Posted on: 19 Nisan 2024, 23:25:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır rüya tabiri,Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır mekke canlı, Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır kabe canlı yayın, Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır Üç boyutlu kuran oku Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır kuran ı kerim, Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır peygamber kıssaları,Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alır ilitam ders soruları, Kulunun Kalbini Kıran Rabbini Karşısına Alırönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes