> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kötülüklerle mücadele
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kötülüklerle mücadele  (Okunma Sayısı 832 defa)
27 Ekim 2010, 17:50:09
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 27 Ekim 2010, 17:50:09 »



Kötülüklerle Mücadele


Kötülüğe Göz Yummak ve Umumi Felâket

"İsrâiloğullarından birtakım kimseler günahlar işlemeye başlayınca âlimleri onları bu işlerden önce menettiler. Onlar vazgeçmeyince bu defa da âlimler onlarla oturup kalktılar ve yiyip içtiler. Bunun üzerine Allah Tealâ onların kalplerini birbirine kattı ve Davud'un ve Meryemoğlu İsa'nın diliyle onları lanetledi." (Kur'an,5/78)
Bir yere yaslanmış bulunan Allah Resulü oturduğu yerde doğrularak şöyle dedi:
“Hayır! Canımı kudretinin elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, kötüleri kötülükten tam olarak çekip doğruya yöneltmezseniz, siz de onların akıbetinden selamette kalamazsınız.”(1)
İsrâiloğulları âlimlerinin, kötülük işleyen kimseleri önce o fenalıktan menedip, daha sonra onlarla yiyip içmesi, düşüp kalkması, içli dışlı olması onların da kalplerinin kararmasına sebep olmuştur. Buna göre bir kimse kötülük işleyip, diğeri de onu bundan vazgeçirmeye çalışsa, daha sonra kötülüğü bırakmayan o kişiyle ilişkiyi kesmeyip hiçbir şey yapmamış gibi işi oluruna bıraksa, her ikisi de Allah'ın gazabını hak eder. Bu durumda yapılması gereken, işin peşini bırakmamak, elden hiçbir şey gelmiyorsa bile pasif direniş göstermek, kalben buğzetmektir. Hadîste anılan âyette belirtildiği gibi, böyle davranan İsrâiloğulları gerek Hz. Dâvûd ve gerekse Hz. İsa'nın diliyle Allah'ın gazabına uğramaları için bedduaya hedef olmuşlardır.
Resûl-i Ekrem bu buyruğu yaslanmış durumda iken söylemiş ve Müslümanlara ait olan talimatı vereceği zaman ise, doğrulmakla işin önemini belirtmek istemiştir. Talimatın verdiği mesaj şudur: Müslümanlar haksızlık edenlere "dur!" demeli, onların hakkı kabul etmelerine çalışmalı, mazlumla rın haklarını iade etmeye gayret göstermelidirler. Bu, onların görevidir. Bu yükümlülüklerini yerine getirmezlerse sorumluluktan kurtulamaz ve İsrâiloğullarıyla aynı akıbete uğramak kaçınılmaz olur.

Umumi Azap Nasıl Gelir?

Hz. Ebû Bekir, bir hitabesinde şöyle der:
"Ey insanlar siz, 'Ey imân edenler! Siz kendinize düşene bakın. Siz doğru yolda olduktan sonra, sapı- tan kimseler size zarar veremez." (Kur'ân, 5/105) âyetini okuyorsunuz ve fakat yanlış anlıyorsunuz. Hiç şüphesiz biz Resûlullah'm şöyle buyurduğunu duyduk:
"insanlar zalimi görüp de kendisine engel olmazlarsa Allah'ın hepsine umumî bir azap gönder mesi pek yakındır.”(2)
Bazı kimseler, âyetin zahirine bakarak zannet- mişler ki, mü'minler sadece kendi nefislerinden sorumludur. Kendileri doğru yolda olduktan sonra, dalâlete giden kimselerin bu hali onları ilgilendir- mez ve onlara zarar vermez. Hz. Ebû Bekir ise, aye- tin yanlış yorumlanmaması gerektiğini belirterek asıl manasını açıklayıcı hadîsi rivayet etmiştir.
İmam Nevevî de âyeti şöyle açıklar:
"Ey insanlar! Siz yükümlü olduğunuz görevleri tam yaptığınız zaman, dışınızdakilerin kusurları size zarar vermez. Bu görevlerden birisi de iyi şeyleri emretmek ve fena şeylerden alıkoymaktır. Mükellef, bu görevini yaptığına rağmen muhatabı kendisini dinlemezse, mükellef olan zat Allah tarafından kınanmaz. Çünkü görevini yapmış du- rumdadır."
"Yeryüzünde bir günah işlendiğinde, onu görüp de çirkin karşılayan, onu görmemiş kimse gibidir. Onu görmediği halde ondan memnunluk duyan da, ona şahit olan gibidir." (3)

Mü'min elindeki bu Peygamberi ölçüye baka- rak niyetine, kalbi arzu ve temayüllerine dikkat etmelidir. Çünkü sadece kötülüğü yapan sorumlu olmaz. Aynı zamanda onu görüp veya duyup da sevinen, ondan memnunluk duyan kimse de sorumludur. Çünkü kötülük yapan kişi, böylelerin- den cesaret almakta, kötülüğüne uygun zemin bulmaktadır.
Diğer taraftan kötülüğe şahit olan, yanında kötülük işlenen kimse de bunu yadırgadığı, çirkin karşıladığı ve vazgeçirmek için hiçbir şey yapamasa bile en azından kalbiyle buğzettiği sürece onun günahından korunmuş olur. Manen sorumluluktan kurtulur.

"En faziletli cihâd, zâlim bir hükümdar yanında gerçeği söylemektir.”(4)

İslâm'da cihâd sadece savaş değil, çok daha kapsamlıdır. İyiliği teşvik, kötülükten sakındırmak da cihadın bir çeşididir. Her cihâd türünün şart ve neticelerine göre önem ve mükâfatı farklıdır. İşte zâlim bir hükümdarın yüzüne karşı hak ve gerçeği haykırmak da cihâd, hem de en faziletli cihâddır.


Evet, dilediği kimseyi sorgusuz sualsiz öldüre- bilen zâlim hükümdarın yüzüne karşı, kendisini hakka, adalete davet etmek, zulüm ve haksızlık gibi fena işlerine son vermesi için uyarıda veya iyi şeyle- ri yapması için teklifte bulunmak can güvenliğini büyük ihtimalle tehlikeye düşürür. Böyle bir ortamda doğru bir konuşma, elbette, bazen zafer kazanıp gazi olma ihtimali de bulunan, düşmanla savaşmaktan daha tehlikelidir ve her babayiğidin kârı değildir.
Bu konuda şu Peygamber mesajıda çok anlamlıdır:


"Canımı kudretinin elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ya iyiliği emredecek ve kötülükten alıko- yacaksınız veya Allah kendi katından pek yakında size umumî bir azap gönderecektir. Ondan sonra yalvarıp yakarırsınız ama duanızı da kabul et- mez.”(5)


"Kolaylaştırın zorlaştırmayın. Müjdeleyin -bir rivayette de 'ısındırın'- nefret ettirmeyin.”(6)
Kaynaklarda belirtildiğine göre, Hz. Peygam- ber cihâd ve İslâm'ı tebliğ için birini bir yere gönder- diğinde ona bu tavsiyede bulunurdu. Bu, Hz. Pey- gamber'in çok özlü sözlerindendir. Dünya ve âhiret saadetini içine almaktadır. Hz. Peygamber bu hadîsinde dünyaya ait işlerde insanlara kolaylık gösterilmesini, âhiretle ilgili konularda da hayırlı vaadler, sevindirici müjdeler verilmesini emretmiş, böylece alemlere rahmet olarak gönderildiğini ispat etmiştir.


Hadîste "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın" cümlesi, insanın yapması zorunlu işlerde taviz verin anlamında değildir. Ancak, bu zorunlu işler karşıdaki insana teklif edilirken kullanılacak bir üslûp vardır. Hadîste bu üslûbun yumuşak, tedricîliği esas alan ve gerektiğinde ruhsatı gösteren bir üslûp olmasını emretmektedir.


Hadîsin ikinci kısmı olan "Müjdeleyin -ısındırın-nefret ettirmeyin" cümlesini ise hadîs sarihleri şöyle açıklıyorlar:
Değişik İlâhî tehdit ve korkutucu emir ve yasakları birden söyleyip şiddet göstermeyin ki, yeni Müslüman olanlar, bulûğ çağına yaklaşan çocuklar ve günahlarından yeni tövbe etmiş bulunan günahkârlar İslâm'a yatışsınlar. Bunları lütuf ve yumuşaklıkla yavaş yavaş ibâdetlere alıştırın. Nitekim İslâm'ın ilk yıllarında bu tedricîlik gözetilirdi.

Haksızlıklara Tepkisizlik ve
Hz. Peygamber'in Talimatları

"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" atasözü çoğumuzun hayat prensibi haline gelmiş. Hatta dokunan yılandan bile hakkımızı almayı düşünmez, onu daha da palazlandırır, ejderha haline getiririz. Bundan dolayıdır ki, dünyada bir ağırlığımız bulunmamaktadır. Bir şekilde yaşamak (!) bizim için kafi geliyor. Bunun sürünerek olması bile kimimizin onurunu rencide etmiyor. Acaba dinimiz bizden bunu mu istiyor? Peygamberimiz bu halimizi onaylıyor mu? Burada kaydedeceğimiz Hz. Peygamber'in sözlerine bir bütün olarak bakıldı- dığında, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde O'nun konuya ilişkin eğilimini ortaya koymaktadır. Nasıl olmamızı istediği konusunda açık bir fikir vermektedir. Mesajları gayet nettir. Yoruma ihtiyaç bırakmayacak kadar açıktır. Müslümanın, her çeşidiyle haksızlık ve kötülüğe karşı tutumunun nasıl olması gerektiğini belirlemektedir. Bizden istenen bu tepkinin, usulüne en uygun, en kalıcı, en etkin ve en iyi sonuç alıcı nitelikte olması gerekmektedir. Zaman ve zemine göre bunu feraset ve basiretiyle belirleyecek olan, yine müslümanın kendisidir.

Zorba zalimlere karşı kâmil müslümanın tutumu:

"En üstün cihad zalim hükümdara karşı hakkı söylemektir!”(7) "Zalim bir hükümdarın huzurunda kalkıp, ona iyiliği emreden ve kötülükten meneden, bu yüzden de öldürülen kimse, şehitlerin efendisidir.”(8) "İnsanlar zalimi görüp de, (güçleri yettiği halde) zulmüne engel olmazlarsa, Allah pek yakında Kendi tarafından hepsini kapsayacak umumi bir azap gönderir.”(9) "Ümmetimin, zalime 'Ey zalim, yanlış yapıyorsun!' Demekten korktuğu- nu gördüğünde, artık ondan ümit kesilmiştir.”(10)

Kâmil Müslüman olmak için, kötülükle mücadele şart


Küçüklerimize şefkat etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen, iyiliği emretmeyen, kötülükten sakındırmayan bizden değildir.”(11)
Hz. Peygamber, sahabilerinden bağlılık sözü alırken, her nerede olursa olsun haktan başkasını söylememelerini ve Allah yolunda hiçbir kimsenin kınamasından çekinmemelerini de şart koşardı.(12) Ebû Zer anlatıyor: “Dostum Hz. Muhammed, bana birkaç hayırlı tavsiyede bulundu: Allah yolunda hiç kimsenin kınamasından çekinmememi, acı da olsa sadece hakkı söylememi bana tavsiye etti.”(13)
Kötülüklerle herhangi bir şekilde mücadele etmemek, imandan yoksun olmanın işaretidir. "Sizden kim bir kötülük görürse (seyirci kalmayıp) onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzet- sin. Bu kadarı imanın en zayıf derecesidir.”(14) "Benden önce Allah'ın gönderdiği her peygamberin mutlaka ümmetinden havarileri (yardımcıları) ve arkadaşları olmuştur. Bunlar onun yolundan giderler, emirlerini de yerine getirirlerdi. Sonra, bu peygamberlerin ardından öylesi kötülükler zuhur etti ki, bazıları onun yapmadıklarını söyleyip kendilerinden istenenin tersini yaptılar. Kim bu güruhla eliyle mücadele ederse, mü'mindir. Kim onlarla diliyle mücadele eders...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kötülüklerle mücadele
« Posted on: 30 Nisan 2024, 07:28:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kötülüklerle mücadele rüya tabiri,Kötülüklerle mücadele mekke canlı, Kötülüklerle mücadele kabe canlı yayın, Kötülüklerle mücadele Üç boyutlu kuran oku Kötülüklerle mücadele kuran ı kerim, Kötülüklerle mücadele peygamber kıssaları,Kötülüklerle mücadele ilitam ders soruları, Kötülüklerle mücadeleönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes