> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kardeşliğin Adı Var
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kardeşliğin Adı Var  (Okunma Sayısı 641 defa)
10 Temmuz 2010, 17:26:26
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Temmuz 2010, 17:26:26 »



Kardeşliğin Adı Var


İslam bir bütündür Bu bütüne teslim olanların da kendi aralarında bir bütünlük içinde olmaları gerekmektedir Çünkü bu dinin Sahibi böyle istiyor:

“Gerçekten sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse bana kulluk ediniz” (Enbiya-92)

Tek Rab…Tek ümmet…

Ancak tek tek değil, topluca kulluk ediniz…

Kuşkusuz kollektif bir kulluk için önce kardeş olmak gerekiyor…Kardeşlikten kopuk bir kulluk düşünülemez ve sürdürülemez…Tevhidi bilincin yaşamda yankı bulması da ancak müminlerin birlikteliği ile mümkündür Çünkü; kardeşlik bağı arızî değil, asli bir bağdır…Bu bağ “Hablullah-ALLAH’ın ipi” üzerinden gerçekleşen bir bağdır…Koparamazsınız…

Şayet iman etmiş iseniz, kardeşlik müessesesinden istifa edemezsiniz…

Kardeşlik aktini fesh edemezsiniz…Çünkü bu sözleşme ihtiyari değil zaruridir…

Kardeşlik birlikteliğinin talakı yok ki! Boşanamazsınızda…

Bu durumda kaderimizi kardeşlerimizin kaderi ile bütünleyerek; irademizi kardeşimizin iradesi ile bileyerek; özgürlüğümüzün ancak kardeşlerimizin özgürlüğü ile tamamlanacağını bilerek, İslami sorumluluklarımızı sürdürebileceğimizi görüyoruz…

Zira; uhuvvet, kuvvettir…Vahdet, rahmettir…

İslam kardeşliği bir hayat nizamı ve yaşam modelidir… Mekke de “Daru’l-Erkam”a baktığımızda;”Medine kardeşliği”ni incelediğimizde bunu göreceğiz…Bu projenin sahibi Hz Muhammed (sav) dir…”Ficar Günleri”nden gelen Mekkelilerle, “Buas Günleri”nden gelen Medineliler “Bünyan-ı mersus (kurşunla kaynatılmış duvar)” misali bir “kardeşlik duvarı” ördülerBu duvarın harcında velayet,vesayet, merhamet, muhabbet, ünsiyet, ülfet, şefkat ve vahdet vardı…Şirkin, nifakı, ifsadın saldırı komplo ve tuzaklarını bu duvar ile kırdılar…

Medine de 120 yıllık bir savaştan sonra Evs ve Hazrec bu bilinçle “kardeş” oldular…Bu birlikteliği kendileri için tehlikeli gören Yahudi Şemmas b Kays gibilerinin fitnelerini “ALLAH’ın ipi” ne sarılarak boşa çıkardılar…

Çünkü Kuran böyle emretmişti:

“Hep birlikte ALLAH’ın ipine sımsıkı sarılın ve sakın tefrikaya düşmeyinALLAH’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmiştiO’nun bu nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz Siz bir ateş çukurunun kenarında iken sizi oradan O kurtarmıştıHidayete eresiniz diye ALLAH size ayetlerini böyle açıklar”(Ali İmran-103)

ALLAH’ın müminlere ihsanı kardeşlik nimeti…İslam toplumunun omurgası; kardeşlik…Nefret tohumlarını çürütecek…Şefkat ve merhamet yüklü bir kardeşlik…

Kurtuluşun adresi: Hablullah ve Habibullah…Kardeşlik bağını güçlendirmek için ALLAH’ın ipine tutunmak ve ALLAH Rasulü’nün örnek ve önder kişiliğinde buluşmak mecburiyeti altındayız…

Gerçek böyle iken; kardeşlik nimetini tepmek, küfran-ı nimet olmaz mı? Kardeşleri yok saymak nankörlük değilse nedir? Kardeşlerine karşı mağrur, müstağni, mütekebbir bir tutum ALLAH’ın hışmını çekmez mi? Müminler arası velayetin işlemediği durumda iş nereye varır?

Kardeşliğin zorunlu kıldığı sahiplenme, dayanışma ve yardımlaşma durduğu zaman, bunun nasıl bir felaketin habercisi olduğunu Kur’an bize bildiriyor ;

“Kafirler birbirlerinin velileridir Eğer siz bunu yapmazsanız( birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde büyük bir fitne ve büyük bir bozgunculuk(fesat) olur”(Enfal-73)

Günümüz dünyasında İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde bu fitne ve fesadın farklı tezahürlerine tanıklık etmiyor muyuz?

Bağdat’ta yaşanan Şii-Sünni çatışmasını nasıl yorumlayacağız? Kanı akıtılan da, akıtan da aynı kıbleye dönüyorsa bunu nasıl izah edeceğiz? Çeken de çektiren de…Sürünen de, süründüren de…Vuran da, vurulan da…Ezen de, ezilen de…Aynı peygamberin ümmeti olmakla övünüyorlarsa…Ne yapmak lazım?

Yıkılan kardeşlik duvarının altında bir gün bizde kalabiliriz…Şayet bu kıyıma, yıkıma ilgisiz kalırsak…Sarsılan ümmet binasını, çatırdayan kardeşlik duvarını güçlendirmede gecikir isek bu bizim felaketimiz olmaz mı?

Müslümanlar arası kavganın galibinin olamayacağını biliyoruz Bu iç kanama ile şeytan ve şeytani güçlerin elinin güçlendiğini görmemek için basiretin kör olması gerekiyor…

Bu tablonun arka-planına indiğimiz de sonucun emperyalist zorbaların tuzaklarıyla nasıl örtüştüğünü göreceğiz…

Washington’da Ortadoğu formu yöneticisi Daniel Pipes niyetini gizlemiyor:

“Sorun militan İslam, çözüm ılımlı İslam”

Batılın/Batının başını ağrıtan, uykularını kaçıran bir İslam var…Peki, Batı ne yapmak istiyor? İslam’ı İslam’la vurmaya çalışıyor…İşgal ve istila ile yapamadığını Müslüman’ı Müslüman’a kırdırtma politikası ile elde etmenin hesabında…

ABD’nin Siyonist güdümlü politikalarının mimarlarından Zbigniew Brzezinsky niyetini gizlemiyor, daha açık konuşuyor:

“Bundan sonra savaş Müslümanlarla diğerlerinin savaşı değil, Müslümanlarla Müslümanların savaşı olacaktır”

Bu söz bir öngörü değil, bir stratejidir…ABD-İsrail-İngiltere şer ittifakının İslam topraklarında ektiği fitne tohumları uç vermeye başladı bile…Etnik, mezhebi, coğrafi, tarihi ayrılıklar kaşınıyor…Fitne kıvılcımları tutuşturuldu, bu yangın tüm ümmeti tehdit ediyor…Türk-Kürt…Arap-Acem…Şii-Sünni…Selefi-Sufî…Kavgalar büyüyor…Faşizanlaşan, fanatikleşen taraflardan feraset bekleyebilir miyiz? Irkçı, dilci, renkçi, derici, uluscu, bölgeci, sınıfçı kutuplaşmalar beraberinde bağnazlığı, bağyi ve belayı getiriyor…İslam kardeşliğinin menşei, menbaı, mesnedi unutuluyor…Tevhid ve takva bilincinden uzaklaşan kitleler, kana ve kafatasına dayalı bir kardeşlik savrulması yaşıyorlar…Kardeşlik asabiyete, aşırılıklara ve atalete kurban gidiyor…

Seküler bir zeminde, müteal olandan uzaklaştıkça kardeşlik dikiş tutmuyor, kişilikler oturmuyor…Liberal bir mantalite ile gelişen süreçte; hiçbir disipline gelmeyen, kayıt-kural tanımayan, ortak sorumluluk almayan, “bireyci” anlayışlar benimseniyor…

Ümmetin yaşadığı kan kaybının nedenlerine baktığımızda şunları görüyoruz…

Bireyselleşme…

Müslümanlarla birlikte olmanın sıkıntılarına katlanmadan, yalnızlığın rahat ve rehavetini tercih etme anlayışı hızla yaygınlaşıyor…Sonuçta yalnızlaşan zamanla yabancılaşan, “Bireysel Müslümanlık” kabul görüyor…Ümmet, vahdet, cemaat, kardeşlik nostaljik bir takıntı olarak görülüyor…

Bencilleşme…

”Benlik zindanı”nı aşamamış, “ben merkezci” bir açmazın girdabında insanlarımızın zayiatı gün geçtikçe büyüyor…

Dünyevileşme…

Yaşam ufku dünya ile sınırlı, hesapçı, hazırcı, hazcı, şimdici, dünyacı insanların gündemine ortak hedefleri, dertleri davaları koyabilmek oldukça zor…

İşte bu gibi nedenler kardeşliğin önemini, ödevini, hükmünü, erdemini unutturuyor…Sosyal ilişkilerde bencil ve taassupça tavırlarBüyütülen basit ihtilaflar…İnsaf ve adaletten uzak davranışlar…Sürekli bir gerilim…Kısır döngüler…İç çekişmeler…Kişisel hesaplaşmalar…Rahmet ve merhametten mahrumiyete dönüşüyor…Sonuç; ya içe kapanma, ya karamsarlık, ya da kopuş ve kaçış oluyor…

Ümmet yorgun düştü…Toplumsal bir yorgunluk…Küfürle mücadele bizi yormadı…Biz birbirimizi yorduk…Sorun burada…Halbuki, yorgunluğu atmalı, yarınlara dönük yaşamalıyız…

Bugün neden bir kardeşlik rüzgarı estiremiyoruz? Söylemlerimiz heyecan vermiyor…Çağrılarımız yankı bulmuyor…Niçin mi?

“ALLAH’a ve Rasülü’ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider Sabredin Şüphesiz ALLAH sabredenlerle beraberdir”(Enfal-46)

Artık mugalata, münakaşa, münazara, mübareze zamanı değil; diyalog günlerimiz olmalıdır…Birbirimizi dinlemek ve anlamak için…Ortak konuşma zeminlerimiz gelişmelidir…Sorunlarımızı seviyeli bir dille, soğukkanlılıkla tartışabildiğimiz platformlarımız oluşmalıdır…Kapalı kapılar ardında bunca yıl bekledikten sonra , kapımızı Müslümanlara açmakta daha fazla gecikmemeliyiz…Kendi özelimizde yapısal çalışmalarımız, diğer Müslümanlarla kardeşleşmemize engel oluşturuyorsa, grup asabiyetine düşmüşüz demektir…Kardeşlik tasavvurumuz lokal sınırları aşan bir çaptadır…Faaliyet alanları, araçları, teknikleri, tarzları farklı olsa da müştereklerden hareketle kuşatıcı, yapıcı, tamamlayıcı bir dil ve yöntem yakalayabiliriz…Sorumluluklarımızı organik bir zeminde yürütürken, sorunlarımızı diyalog ortamlarında çözebiliriz…

Bunun içinde, öncelikle böylesi bir diyalog sürecine ikna olmalıyız ve önemsemeliyiz… Nasıl bir kabulle yola çıkarsak çıkalım, ister imani bir gereklilik olarak alınsın, ister siyasi bir zaruret olarak görülsün, mutlaka böylesi bir sürecin işlemesi gerekiyor… Bu süreçte diyalog da öncelikler belirlenmeli ve en önemlisi diyalogun “hukuku” ve “ahlakı” ortaya konulmalıdır Adalet ve ahlakın oturmadığı ortamlardan hayırlı sonuçlar beklememiz boş bir avuntudur…
Diyalog yolu ile en azından Müslümanların doğrudan birbirini tanıma, anlama fırsatı doğacaktır Dolaylı, önyargılı bilgilenme ve değerlendirmelerin önüne geçilecektir

“Kişiye yalan haber olarak her duyduğunu söylemesi yeter” uyarısı, şu iletişim çağında bizlere neler hatırlatıyor? Eksik, yanlı, yanlış, bilgi ve bulgularla bir yargıç edasıyla yargıladıklarımızla nasıl bir yol ayrımına geldiğimiz gözler önünde… İtici, kırıcı, yıpratıcı, bir dil, bizim dilimiz olabilir mi?

“ALLAH’tan bir rahmet sayesinde onlara yumuşak davrandın Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi… (Ali İmran-159)”

Kendi dışındakileri “Fırkayı dalle” gören fırkacı, fırsatçı, çıkarcı, sığ anlayış kısa vadede prim yapıyor gibi gözükse de, bu mantık iflah etmez bir mantıktır…

Bu konuda rabbani kriter bize çok net sınırlar çiziyor:

“Muhammed ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kardeşliğin Adı Var
« Posted on: 23 Nisan 2024, 11:09:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kardeşliğin Adı Var rüya tabiri,Kardeşliğin Adı Var mekke canlı, Kardeşliğin Adı Var kabe canlı yayın, Kardeşliğin Adı Var Üç boyutlu kuran oku Kardeşliğin Adı Var kuran ı kerim, Kardeşliğin Adı Var peygamber kıssaları,Kardeşliğin Adı Var ilitam ders soruları, Kardeşliğin Adı Varönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes