> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın  (Okunma Sayısı 626 defa)
12 Temmuz 2010, 16:09:32
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 12 Temmuz 2010, 16:09:32 »



Cami çıkışında kalp krizi
   
Gazetemiz Zaman'ın Bükreş'teki merkezindeki görüşmemizde, 15-18 Şubat 2003 tarihli haftalık Zaman- Romanya'da neşredilen bir yazı üzerinde tekrar durduk. Tarihçi Prof. Mustafa Mehmed, o zaman 50 senelik sırrını açıklamış ve meşhur şair Nazım Hikmet'in, 1957 Ramazan'ında Kadir Gecesi'nde Bükreş'te camiye gelmek istediğini ve kendisinin de onu götürdüğünü anlatmıştı. Şimdi hayatta olan Mustafa Mehmed Bey, bunu tekrar kameralar önünde de anlatmış... Diyor ki:

"Romanya Bilimler Akademisi müdürü beni çağırıp; 'Nazım Hikmet Bükreş'te bulunuyor. Hemen evine git güzelce giyin ve Athenee Palace Oteli'nde kalan Nazım Hikmet'le görüş. Seni bekliyor!..' dedi. Ben de hazırlığımı yapıp gittim. Görevlilerden birisi beni odasına kadar götürdü. Odada Ankara radyosunu dinliyordu. Ramazan olduğu için bana hiç ikramda bulunmadı. Bana 'Kardeşim bu akşam Kadir Gecesi'dir. Beni camiye götür!' deyince şaşırdım. Hemen 'Olur' dedim. Kendisiyle iftardan ve akşam namazından sonra camiye gitme konusunda anlaştık. Arkadaşım olan cami imamına durumu önceden haber verdim. Namazdan sonra mevlit okumasını rica ettim. Vakit gelince Komünist Partisi'nin tahsis ettiği makam arabasına binerek Nazım ve Vera'sıyla birlikte bugünkü Carol Parkı'nın ortasındaki bir adacıkta yer alan ancak daha sonra yıktırılan camiye geldik. Camiye girdiğimiz zaman mevlit okunmaya başladı. Cami yarıya kadar doluydu. Nazım için caminin ortasına bir sandalye konulmuştu. Nazım usulca sandalyeye oturdu. Vera da yanında ayakta bekliyordu. Ben de imamın yanında yüzümü cemaate dönerek oturdum. İmam bana bir fasıl okumamı söyledi. Ben de 'Ey azizler işte başlarız söze!...' faslını okudum. Bittikten sonra imama bir Fâtiha buyurmasını teklif ettim. Nazım Hikmet, mevlidi dikkatle dinliyordu. O arada yerimden kalktım yanına gittim ve cemaate ünlü şairin aramızda olduğunu duyurdum. Bütün cemaat başını Nazım'dan yana çevirerek 'Hoş geldiniz' dedi. O arada Nazım yerinden kalkarak cemaate; 'Saygılı cemaat! Ben bir komünistim. Lâkin böyle bir mübarek gecede sizleri derli-toplu, cami gibi kutsal bir mekânda görmekten dolayı çok mutluyum ve duygulandım...' dedi."

"Konuşmalardan sonra Nazım, camideki bütün cemaatle tek tek dolaşarak vedalaştı. Camiden çıktıktan ve adacıktaki köprüden geçip birkaç adım attıktan sonra birdenbire Nazım sendelemeye başladı. Bana 'Kardeşim, ben ölüyorum!..' dedi. Ünlü şair o kadar caminin tesirinde kalmıştı ki, neticede kalp krizi geçirmişti. O anda Vera'ya Rusça oldukları yerde kalmalarını söyleyerek taksi getirmek için koşturmaya başladım. Bir yandan aklıma binbir türlü şey geliyordu. O anda ne yapacağımı şaşırdım. Şayet Nazım gibi bir adam o gece yarısı bir parkta ve cami kenarındaki bir kanepede can verirse Komünist Partisi yetkililerine nasıl cevap verecektim? Tam bir şok içerisindeydim. Sonunda bir taksi ile parka girdik ve tekrar Nazım'ın rahatsızlanarak yattığı yere geldim. Gözleri biraz açılır gibi olmuştu. Arabaya binince Nazım pencereleri açtırdı ve 'Beni Bükreş'in en havadar yerine götürün!..' dedi. Şoföre gideceğimiz yeri söyledim. Orada dinlenip biraz hava aldıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi gece yarısı bir taksi ile oteline döndük. Kafamda; Nazım gibi komünist birisinin, 'Cami, Kadir Gecesi gibi Müslümanların değerleriyle ne gibi bir alâkası olabilir?' diye bir soru işareti kaldı. Hâlâ bu durumu, o gün bugündür çözemedim, sanki işin içinde bir şeyler vardı..."

Bu konuda sevdiğim bazı köşe yazarlarının görüşlerine saygı duymakla birlikte, Azerbaycan milli şairi Bahtiyar Vahabzâde'den de Nazım Hikmet ile ilgili benzer olumlu şeyler dinlediğim için benim kanaatim insanların zamanla değişebilecekleri yönündedir. Hem insan yaşlandıkça tecrübe ve birikimleri, gençliğin ham ve aşırı düşüncelerini törpüler, olgunlaştırır. Onun için her seferinde bütün ayrıntıları ile meseleyi aynı şekilde anlatan Prof. Mustafa Mehmed'in sözlerinin doğruluğunu kabul ediyorum...

Abdullah AYMAZ

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın
« Posted on: 08 Mayıs 2024, 19:54:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın rüya tabiri,Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın mekke canlı, Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın kabe canlı yayın, Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın Üç boyutlu kuran oku Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın kuran ı kerim, Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın peygamber kıssaları,Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayın ilitam ders soruları, Kişileri sadece düşündükleriyle yargılamayınönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes