> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kendi kalıbını terk edenler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kendi kalıbını terk edenler  (Okunma Sayısı 743 defa)
18 Kasım 2010, 15:56:06
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Kasım 2010, 15:56:06 »



Kendi Kalıbını Terk Edenler


İnsanlık bir kriz döneminden geçiyorsa, bu yeni umutların yeşermesinin yakın olduğunu  gösterir. En güzel çözüm üretme zamanı bütün imkânların yok olduğu, yitirilecek hiçbir şeyin olmadığı zamandır.

Eskiden sosyal ya da kültürel sorunlar üzerinde tartışmak, kafa yormak yeterli olabilirdi. Bugün ise yerel ile küresel olanı ayırmak oldukça zordur. Dünyanın bir bölgesindeki iç sorunlar kimi zaman bütün dünyayı ilgilendirir hale gelmiştir. Bu nedenle insanlığın geleceği üzerinde tefekkür etmek, etkin ve kalıcı çözümler üretmek herkesin en temel sorumluluğu olmalıdır. İslam coğrafyasında yaşayanların küçük bir hamlesi bütün insanlığın geleceğini etkileyebilecek güçte olabilir.

Küreselleşen kapitalizm ve yeni sömürgecilik ahlaki değerleri yok saymış, çıkarlar uğruna en kutsal değerleri  ayaklar altına almaya yönelmiştir. Birey olma bilinci ailenin ve toplumun çözülmesine yol açmış, haklı olabilmek için güçlü olmak koşulu bir ölçüt haline gelmiştir. Her şeyin insanın tasarrufuna bırakılması dünyayı daha yaşanır hale getirmemiştir. İnsanın ancak Rabbi ile irtibata geçtiği zaman anlam kazanan bir varlık haline geleceği düşünülmemiştir.

İnsanlık bugün bir tutamak, ilke, kaynak aramaktadır. Günümüzün teknolojik imkanlarını kullanarak yeni silahlar geliştirmek çok da zor değildir. Burada üzerinde durulacak husus imkanın olup olmaması değil ortaya konulacak eserin insanlığa neleri getireceği ve ondan neleri götüreceğidir.

İnsanlığın yanlışlar içerisinde olduğunu söyleyebilecek tek din İslam’dır. İslam, Yaratıcı’dan bağımsız bir dünya kurma projesine karşı direnir. İnsan, hayatı anlamlı yaşamak zorundandır. Anlamlı bir hayat için gerçekler bilinmeli, doğru bilgi kaynaklarına akın edilmelidir. Aklın ve hislerin vahiy ile yönlendirilmesi gerekir. Vahyin sağladığı istikamet insana kim olduğunu hatırlatacağı gibi kendini keşfetmesi için ona ihtiyaç duyduğu araçları da sağlar. Böylece  kendisini büyük gerçekliliğin bir parçası olarak gören insan yalnız ve başıboş olmadığını anlar. Seküler hümanizmden  kaynaklanan ufuk daralmasına karşı İslam farklı bir evren tasavvuru sunmaktadır. İslam’ın  evren tasavvurunu özümseyen    insan kat edeceği aşama ile  manen yücelecektir. Her yeni bilgi ya da buluş insanı asıl kaynağına yaklaştırır. İslam’la kaynaşan insanların maddi ilerleme ile azması, hırçınlaşması mümkün değildir.

İslam’ın güzelliklerini bir yana bırakıp başkalarına özenenleri anlamak kolay olmayacaktır. Özenilen toplum, millet ya da kişi hayranlık uyandıran bir takım üstün özelliklere sahip olmalı ki özenilmeye değsin. Üstün özelliklere değil de gürültüye, akıntıya kapılıp kimliksiz, kişiliksiz olmayı kabul edenlerin, bütün bunları başkalarına önerenlerin ağır bir hastalık halinde olduğu kuşkusuzdur. Bugün müslüman toplumların Batı’ya özenmesi, onlara benzeme uğruna yırtınırcasına çaba göstermesi aynı ruh halinin bir sonucudur. Her şey onları taklit etmekle başlar. Ardından onun tercihleri kabul edilir, yedikleri yenir, baktıklarına bakılır hatta mimikler ve jestler ona göre biçimlenmeye çalışılır. Bunun için de kimi zaman özel eğitmenlere başvurulur, kurslara gidilir, kozmetik uzmanların reçetelerine uyulur ve sonunda kişi kendini terk eder. Bir toplumun kendi kalıbını terk etmesi böyle gerçekleşir. Oysa, özenilen Batı elindeki bütün imkanlara rağmen dünyadan öte bir kapı açamamış olmanın acısını giderek daha fazla yaşamaktadır. Çünkü Batı hangi maskeyi takarsa taksın, çirkinliğini gizleyememekte, içindeki sancıyı durduramamakta ve başkalarına olan düşmanlığını sınırlayamamaktadır.

İnsanın kim olduğunu bilmesi için nereden geldiğini ve nereye gittiğini bilmesi gerekir. Aksi halde insan bir tarafta ilahlık taslarken diğer tarafta da hayvanların bulunduğu dereceden daha aşağılara iner. Tıpkı bugün olduğu gibi.     

 

 Altan Murat Ünal 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kendi kalıbını terk edenler
« Posted on: 27 Nisan 2024, 02:16:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kendi kalıbını terk edenler rüya tabiri,Kendi kalıbını terk edenler mekke canlı, Kendi kalıbını terk edenler kabe canlı yayın, Kendi kalıbını terk edenler Üç boyutlu kuran oku Kendi kalıbını terk edenler kuran ı kerim, Kendi kalıbını terk edenler peygamber kıssaları,Kendi kalıbını terk edenler ilitam ders soruları, Kendi kalıbını terk edenlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes