> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  >  Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları  (Okunma Sayısı 686 defa)
01 Temmuz 2010, 04:33:26
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 01 Temmuz 2010, 04:33:26 »



Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları
   
Sadettin Başar Bey, Orta Asya'da Türk kolejlerinin açılış hikayelerini anlatırken şöyle diyor:

Tacikistan'a gittiğimde Hacı Kemal Ağabey'in hitabeti, asaleti, bilgisi yetkililer üzerinde müessir olmuştu. Onun için özel ilgi göstermişler ve Tacikistan'da kalmasını teklif etmişlerdi. Milli Eğitim Bakanı, oradan Türkmenistan'a geçeceğimiz için Türkmen bakana telefon edip, bize randevu ayarlamıştı. Duşanbe'den Türkmenistan'ın başşehri Aşkabat'a gelirken uçağın tekerleri yere temas eder etmez hostes isimlerimizi anons etti. Bu anons bizim Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanacağımızın işareti idi. Daha uçağın merdivenlerinden yere ayak basar basmaz, siyah renkli resmi bir araba ile aslen Rus olan Türkmenistan Eğitim Bakan yardımcılarından Alexander Ivancenko "Hoş geldiniz" diyerek bizi karşıladı. Ertesi gün "Eğitim Bakanı Bayram Nursahatov, Moskova'da olduğu için, yardımcısı Beycanov görüşmek için yarın sizi bekliyor." dediler.

Ertesi gün Beycanov Bey ve beraberindeki heyetle görüşmeye başladık. Bakan yardımcısı anlattıklarımı ütopik bulmuş olmalı ki, anlattıklarımıza inanmak istemiyordu. Tepkisini de "Siz bize para yardımı yapın, biz kendi okulumuzu yaparız. Bir kızıl bayrak gitti, bize yeni bir kızıl bayrak lazım değil." diyerek gösterdi. Bu tatsız ifadeye rağmen, Türk-Türkmen kardeşliğinin önemini ifade eden çok güzel sözler söyledi. İşin tatlıya bağlanmasını ümit ederken, hiçbir yumuşama görülmedi. Kemal Ağabey'i biraz tanıdığım için bu sefer ne zaman gürleyecek diye beklemeye başladım. Birdenbire duygulanmaya başlayan Kemal Ağabey ağlamaya başladı. Artık resmiyeti bir tarafa bırakmıştı, hem ağlıyor hem konuşuyordu. Muhataplarının konuşmasını anlayıp anlamamalarını hiç düşünmeyerek şöyle diyordu:

"Bakan Bey, biz Türk milleti olarak tam yetmiş senedir, aramızdaki şu demir perde kalksa da kardeşlerimizle bir kucaklaşsak, hasretimizi gidersek, kardeşlerimize yapabileceğimiz bir işleri bir ihtiyaçları varsa, gidip dertlerini dinleyip gidersek, yapabileceklerimizi yapsak ve vefa borcumuzu ödesek diyorduk. İşte sırf bunlar için yanınıza geldik. Kusura bakmayın ama sizin "Bir kızıl bayrak gitti, bir kızıl bayrak daha istemiyoruz." sözü bizi rencide etti. Ne demek bu? Onu en az sizin kadar biz de istemiyoruz. Biz buraya kendi bayrağımızı dalgalandırmaya değil; eğer bir gün bu topraklarda okullar açılırsa, bir zaman buralarda yetişmiş, ilimle, bilimle dünyayı aydınlatmış ecdadımız gibi, aynı geni taşıyan yavrulardan atalarının yaptığı gibi, insanlığın içinde bulunduğu çıkmazın içinden çıkarsınlar, Türkmenlerin ününü dünyaya duyursunlar düşüncesiyle buraya geldik. Sizi asimile etmeye değil, sizinle kucaklaşmaya geldik. Teklif ettiğimiz hizmetin biz sadece zahmetine talibiz. Yeni yetişen neslimiz, ancak iyi bir eğitimle eğitilirse, bundan sadece Türkmen milleti faydalanacaktır. Çocuklarımız bilmedikleri dünyayı tanıyıp görsünler, bizim yaşadığımız hasreti onlar da yaşamasınlar, esas kardeşleri olan bizleri tanısınlar diye size geldik. Siz bizi yanlış anlıyorsunuz!"

Kemal Ağabey bunları söylerken adeta kendinden geçmişti, gözlerinden süzülen yaşlar sakalları arasından inip ceketinin yakasını ıslatıyordu. Bu duygu dolu samimi hali, muhataplarımızın bazılarını etkilemişti ama Bakan Yardımcısı'nın adeta konuşulanları dinlemek istemiyormuş gibi bir hali vardı. Tam kalkacağımız sırada, bir anda kanaatini değiştirmiş bir tavırla, belki biraz da misafir olduğumuzu hatırlayarak rahatsız olmuş olacak ki, "Mademki, siz fazla kalamayacaksınız, eğer bu konuda anlattıklarınızın detaylarını görüşebileceğimiz arkadaşlarınız varsa, onlar gelsin. Hem bu arada Bakan Bey, Moskova'dan gelmiş olur, çözüme bağlarız." dedi. Daha sonra görüşmeler yapılıp 1992-1993 eğitim yılı Türk-Türkmen mekteplerinin baslangıç yılı oldu.

Aradan birkaç ay geçtikten sonra, yine bir münasebetle Aşkabat'a gitmiştim. Eğitim Bakanı Bayramsahat Bey'i ziyaret ettim. Okulun açılışından dolayı teşekkür ediyor, öğretmen ve belletmenlerin çalışkanlıklarından ve dürüstlüklerinden dolayı memnuniyetini bildiriyordu.

Saadettin Bey'in bu hatırasını, Hacı Kemal Ağabey'in vefatının (13 Mart 1997) yıldönümünü hatırlayıp, Fatihalar gönderelim diye sizlere aktarıyorum.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları
« Posted on: 25 Nisan 2024, 04:07:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları rüya tabiri, Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları mekke canlı, Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları kabe canlı yayın, Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları Üç boyutlu kuran oku Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları kuran ı kerim, Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları peygamber kıssaları, Katı kalpleri yumuşatan gözyaşları ilitam ders soruları, Katı kalpleri yumuşatan gözyaşlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes