> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Seni güçlü kılan o korku
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Seni güçlü kılan o korku  (Okunma Sayısı 810 defa)
08 Mayıs 2010, 01:35:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Mayıs 2010, 01:35:26 »



Seni Güçlü Kılan O Korku

O korkudur şimdi seni güçlü kılan.

Yoldasın

Sağına soluna bakmadan. Kim var kim yok bakmadan.

Yalnız bırakılmışsındır, aldırmadan şimdi seni yürüten o korkudur.

Durman gereken yerde durduran da o korku.

Âdeti kesmek olan bıçak nasıl durdu, kesmediyse..

Sular nasıl durduysa bıçakla kesilir gibi.

Başka neden korktuysan seni zayıf kıldı, aciz bıraktı.

O korku güçlü kıldı.

Durdurdu durman gereken yerde, yürüttü yürümen gereken yerde. Ayağa kaldırdı düştüğün yerde.

Başka neden korktuysan zelil kıldı.

O korku tüm tarihin gözleri önünde tekrar tekrar şereflendirdi.

Bak esir etti başka tüm korkular.

O korku, işte o tek korku, tek olandan duyduğun korku hürriyetini verdi.

Başka tüm korkular tüm genişliğiyle sana yeryüzünü dar etti.

O korku şu küçücük hücrende âlemi ayaklarına getirdi.

Tek olana duyduğun o tek korku.. O korkuda eridi gitti tüm korkular.

O korku..

Sevdiğin için, kaybetmek istemediğin için, büyüklüğünü bildiğin için duyduğun...

Gözlerini yaşartan şimdi, kalbini titreten soğukta kalmış küçük bir kuş gibi.

Uzağında hep soğuktasındır zira.

Bir an bir lerze

“…(habibim) O mütevazi, itaatkâr ve samimi insanları müjdele! Onlar ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer…” (Hac, 34-35)

Abdullah bin Şukayr r.a. bir gün Rasulullah s.a.v.’i ziyarete gitmişti. Allah Rasulü ibadet ediyordu. Bu arada gözlerinden yaşlar akıyordu.

. . .

“Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.” (Mü’minun, 57-61)

Bu ayet nazil olduğunda Hz. Aişe r.a., Efendimiz s.a.v.’e sordu:

– Ey Allah Rasulü! Ayette zikredilenler zina, hırsızlık ve içki gibi haramları işleyenler midir?

Efendimiz s.a.v. buyurdu:

– Hayır, Sıddîk’in kızı! Ayette anlatılmak istenen namaz kıldığı, oruç tuttuğu ve sadaka verdiği halde bu ibadetlerim kabul olur mu olmaz mı diye endişe duyarak korkanlardır.

. . .

Efendimiz s.a.v.’e sordular bir gün:

– Kur’an okuyuşu için hangi ses ve kıraat daha güzeldir?

Efendimiz s.a.v. buyurdu:

– İşittiğinde Allah korkusu hissettiğin kimsenin okuyuşudur.

Ve buyruldu:

“Gerçekten mümin olanlar o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. Onlara ayetleri okunduğu zaman imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine dayanıp güvenirler.” (Enfal, 2)

. . .

Taşları anlatırsın, senin korkunla titreyen, yarılıp bağrından sular çıkan.

Senin korkundan yuvarlanırlar.

Biliyoruz, bir gün senin huzurunda toplanacağız.

Bunu bildirdiğin gibi hissettir bir gün.. Taşlardan daha katı kalmayalım.

Bilmediğimizi itiraftır

Allah Rasulü s.a.v. buyurdu:

“Ben Allah’ı en iyi bileniniz ve O’ndan en çok korkanınızım.”

Bir vakit şiddetli bir fırtına kopmuştu. Allah Rasulü s.a.v. elindeki önemli işi bıraktı ve kıbleye dönerek duaya başladı:

“Ya Rabbi, gelmesi muhtemel olan felaketlerden sana sığınıyorum.”

Hava açıldığında da hamd etti. Ve her ne vakit bir fırtına çıksa böyle yapardı.

Yine bir gün şiddetli rüzgâr esmiş ve bulutlar gelmeye başlamıştı. Allah Rasulü s.a.v. kaygılandı. İçeri girip çıkıyordu sürekli. Hz Aişe telaşının sebebini sordu. Şöyle buyurdu:

– Hud Kavmi’nin uğradığı felakete uğramayacağımızı nerden biliyorsun? Onlar bir bulut görmüşler, bu bulut topraklarımızı sulayacak demişlerdi. Fakat o bulut onları helak etmişti.

. . .

Bir gün en yakın arkadaşı Ebu Bekir Sıddîk r.a. şöyle dedi:

– Ey Allah’ın Rasulü, saçlarınız ağarıyor.

Efendimiz s.a.v. şu cevabı verdi:

– Evet. Hud, Vakıa, Mürselat, Amme sureleri beni ihtiyarlattı.

Ve buyurdu Peygamber s.a.v.:

“Ey insanlar!
Benim bildiklerimi bilseniz şimdikinden daha fazla ağlar, daha az gülerdiniz.”

. . .

Senden hakkıyle korkanlar seni en ziyade bilenlerdir.

O sarsılmaz sandığımız dağları yürütebilir, un ufak edebilirsin.

Yıldızları nasıl üstümüze düşmesin diye tutuyorsan, güneşi nasıl her sabah yeniden doğduruyorsan.. Bir gün ışığımızı alabilirsin.

Bize bir bilgi verdin, bir bilgiyle donattın.

Seni bilemediğimizin bilgisi...

Acziyetimizi itiraf ederiz.

Bir gün alırsan güneşimizi gönlümüzdeki bu güneşle kalalım.

O her vakit doğsun, hiç batmadan.

Yürüten ve durduran

Huneyn günüdür.

Sayılarına bakarak kimileri diyordu ki, artık kimse müslümanların önünde duramaz!

Bir an unutarak Bedir gününü..

Hani o çok az oldukları, yoksun oldukları günü..

Şimdi çoktur müslümanlar, donanımlıdırlar tam tekmil.

Unutmuşlardır bir an müslümanlar kafa sayısıyla değil kalp sayısıyla eldedirler.

Bir an unutmanın bedeli acıdır.

Sarsılırlar, dağılırlar, bozgundadırlar.

İşte o anda hiçbir vakit unutmayan biri vardır.

Bozgunun ortasında yalnız O’na dayanıp güvenen, yalnız O’ndan korkan...

Nasıl ki varlığını birledi o korkuda tüm korkuları da birledi.

Yürümesi gerekiyor ve yürür. Tek başına, sağına soluna bakmadan hesapsız yürür.

Ne kılıçların şakırtısı durdurur, ne düşmanın kaviliği, ne ok yağmurları.. Ne de sarsılan, bozulan arkadaşları.
İleri sürer atını. Seslenir:

“Ey Ensar!
Ey Muhacir!
Buraya geliniz. Ben Allah’ın kulu ve peygamberiyim!”

Ve topladı arkadaşlarını.

Ve durduran kimi zaman

Süheyl bin Amir Kureyşlilerin hatibiydi. Tesirli söz söylerdi.

Savaşlar çıkarıp savaşlar bitirecek kadar tesirli.

Bedir günü esir alındı.

Hz. Ömer r.a. hiddetliydi:

– “Ey Allah’ın Rasulü, müsaade buyur Süheyl’in ön dişlerini sökeyim. Bundan sonra hiçbir yerde senin ve İslâm’ın aleyhinde konuşamasın.”

Allah Rasulü s.a.v. müsaade etmedi:

– “Bırak onu ey Ömer! Ben onun uzuvlarına böyle bir zarar veremem.
Böyle yaptığım zaman peygamber olduğum halde Allah’ın da bana aynısını yapmasından korkarım.
Acele etme, gün gelir o, senin hoşlanacağın bir konuşma yapar da seni ve müslümanları sevindirir.”

Şaşılacak şey! Süheyl mi yapacak bunu!

Kalpler O’nun elindedir. Ve konu kalp olunca şaşılacak ne vardır?

Allah Süheyl’in kalbini ısındırdı.Yumuşattı da Süheyl kendini bildi, Rabbini bildi.

. . .

Allah Rasulü s.a.v. vefat etmişti. Bir takım insanlar zekâtın peygamber devrine ait bir ibadet olduğunu ileri sürerek zekâtlarını vermek istemediler.

Süheyl bu insanlara konuştu konuştu ve dedi ki:

“… vallahi ben iyi biliyorum ki bu din güneşle ayın doğuşu ve batışı devam ettikçe dipdiri ayakta kalacak!..”

Hz. Ömer r.a. da duydu bu konuşmayı, Allah Rasulü s.a.v.’in sözlerini hatırladı. Gözleri dolu dolu olduğu halde dudaklarından şu söz döküldü:

“Senin Allah’ın Rasulü olduğuna bir kez daha şehadet ederim!”

. . .

Seni o gün durduran ey Allahın Rasulü, her şeyi yapabilecekken bıçağı kestirmeyendir.

Lakin bıçak emirle; müslüman, gönülden verdiği kararla durur.

Şimdi sana ve getirdiklerine karşı duranlar var ya... Sen gittikten sonra, işte seni durduran o korku, onların gönüllerine korku salıyor.

Bir korku ki sonu çıkar sevince

“Ey İman Edenler!
Allah’tan korkarsanız O size bir Furkan verir. Ve günahlarınızı örter.Sizi bağışlar. Allah çok büyük lütuf sahibidir.” (Enfal, 29)

Ashab-ı Kiram’dan Kâsım r.a. sabah evden çıktığında ilk önce akrabası Hz. Aişe r.a.’ın evine uğrar, selam verirdi. Bir gün yine evine gittiğinde onu nafile namaz kılıyorken buldu. O şu ayeti okuyor, dua ediyor ve ağlıyordu:

“(Müttakiler şöyle derler: şükürler olsun ki) Allah bize lütfetti de bizi o kavuran ateşten korudu.” (Tur, 27)

Yoruluncaya kadar bekledi sonra bazı ihtiyaçlarını karşılamak için çarşıya gitti. İşlerini bitirip döndüğünde Aişe r.a. aynı vaziyette ayakta duruyor, namaz kılıyor ve ağlıyordu.

. . .

Ateşe yak dersen yakar. Korkumuz ateşin yakmasından değil sendendir.

Çünkü yakan ateş değil gazabındır. Gazabından yine sana sığınırız. Senden korkan yine sana sığınır.
“Kim bir kötülük yaparsa cezasını görür ve Allah’tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı bulur.” (Nisa, 123)

Sana uzak kaldığımız için, seni sevdiğimiz ve yalnız senden korktuğumuz için bir an titrese kalbimiz, ümidimiz odur ki sen tüm ömrümüzü o bir anla doldurursun.

Ve biz o bir ana tutunur da kurtuluruz, kim bilir...

Kalbimize korkunu lütfet Rabbim.

Seni bilmekten ve seni sevmekten doğan korkunu.

Ki o günde seni bulalım dost ve yardımcı olarak.

Korktuğun şeye bak

Bir böcek görüp de feryat figan eden birini gördüğümüzde deriz ki; ‘Korktuğun şeye bak! Şuncacık böcekten mi korkuyorsun?’

Korktuğumuz şeye bakmalıyız.

Korkumuz küçültür bizi. Korkumuz büyütür bizi.

Allah’tan korkma iddiası büyük, feryat figanı da o denli büyük, telaşı büyük olmalı.

Kalbimizi büyütmeli, kocaman etmeli, cesaretlendirmeli.

Küçük dağları ben yarattım e...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Seni güçlü kılan o korku
« Posted on: 26 Nisan 2024, 08:44:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Seni güçlü kılan o korku rüya tabiri,Seni güçlü kılan o korku mekke canlı, Seni güçlü kılan o korku kabe canlı yayın, Seni güçlü kılan o korku Üç boyutlu kuran oku Seni güçlü kılan o korku kuran ı kerim, Seni güçlü kılan o korku peygamber kıssaları,Seni güçlü kılan o korku ilitam ders soruları, Seni güçlü kılan o korkuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes