> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kâr ve zarar bilançosu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kâr ve zarar bilançosu  (Okunma Sayısı 802 defa)
20 Kasım 2010, 16:32:08
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Kasım 2010, 16:32:08 »



Kâr Ve Zarar Bilançosu




İnsanın yaratılış amacı, yalnız Allaha kulluk yapmak ve onun mükâfatını kazanmaktır. Bunun nasıl olacağını vahiy öğretmiştir.

İslam anlayışında ilke olarak her şeyde asıl, mübahlık/serbestliktir. Vahyin öğretileriyle çelişmediği sürece her şey mübah ve her türlü çalışma serbesttir.

Yine İslam anlayışına göre amaç/gaye, aracı/yolu meşrulaştırmaz. Örneğin, zengin olmak güzel bir amaçtır, ama hırsızlık, yalan dolan, haram şeylerin ticareti, gibi haram yollarla zengin olmak haramdır. Aynı şekilde harama götüren yollar da haramdır.

Bu bilinçle müslüman birey eğitim, öğretim, tarım, sanat, ticaret, sanayi, ulaşım, sosyal hizmet, politika, vb. hayatın her alanında çalışabilir. Ancak bütün bu alanlarda çalışırken yaratılışının amacı olan Allah’a kulluk ve dini Allah’a halis kılma ilkesini genel bir çerçeve olarak göz önünde bulundurması gerekir.

Bunun için ne türden olursa olsun müslüman birey, yaptığı işin kendisini tevhit inancından saptırmamasına veya şirke bulaştırmamasına dikkat etmeli, inancını ve müslümanca yaşayışını, başka bir deyişle, müslüman kimliğini erozyona uğratmasına fırsat tanımamalı, vahiy üzerinden cahiliyye ile pazarlığa ve uzlaşmaya gitmemeli, zorunluluk bulunmadığı durumlarda (bkz.16 Nahl/106)  şu veya bu işi yapabilme yahut şurada burada çalışabilme karşılığında vahyin öğretilerini çiğnememeli, yaptığı işle Allah’ın vahyini başka şeylere eklemlememeli ve bunun aracı olmamalıdır.

Şeytan’ın, insanın aklını çeldiği ve oyuna getirdiği en tehlikeli yerlerden biri, hatta en önemlisi burasıdır. Çünkü değişik mülahazalarla insan birtakım hesapların içine girmekte ve yapacağı pazarlık sonunda kârlı çıkacağını tasarlarken büyük kayıplara uğrayabilmektedir. Nitekim yüce Allah, müşriklerin Hz. Muhammed’i vahyin öğretilerinden saptırmak istediklerini ve kendisinin koruması olmasaydı az kalsın onlara meyledecek olduğunu şöyle belirtir:

”Seni, sana vahyettiğimizden ayırıp başka bir şeyi bize karşı uydurman için uğraşırlar. O zaman seni dost edinirler. Sana sebat vermemiş olsaydık, and olsun ki, az kalsın onlara meyledecektin. O takdirde sana, hayatın da ölümün de kat kat azabını tattırırdık. Sonra bize karşı bir yardımcı da bulamazdın. Seni neredeyse memleketinden çıkarıyorlardı. O takdirde senin ardından onlar da pek az kalabilirlerdi. Bu, senden önce gönderdiğimiz elçilerimize de uyguladığımız yasadır. Sen bizim yasamızda değişiklik bulamazsın” (17 İsra/73-77). Peygamberlerin bu tür pazarlıklarla tehditlere maruz kaldıkları konusunda bilgi için bakınız: 14 İbrahim/13; 4 Nisa/89; 7 Araf/87-88; 68 Kalem/9-14.

Şüphesiz Peygamberler ve onların izleyicileri saptırmak isteyenlerle vahiy üzerinden uzlaşma yoluna gitseydi, kendi inanç ve öğretilerinden ödünler verir, onların değerlerinin tümünü veya bazılarını benimseyerek toplumun istediği şekilde yaşarlardı. Bunun karşılığında da toplum kendi inanç ve değerlerinden ödünler vererek onlarla uzlaşır ve işi birlikte götürürlerdi. Böylece alan memnun, satan memnun olurdu. Saptırmaya çalışan toplum, onları kendi standartlarına çektiği, ilke ve öğretilerini kabul ettirdiği, kutsallarını benimsettiği ve gücü karşısında boyun eğdirerek kendisine benzettiği için memnun olup kendini başarılı ve güvenli hissederken, bunlar da uzlaşma çerçevesinde yaşayabildikleri kadar inançlarına göre yaşadıklarını, sınırlı, sansürlü ve ödünlü de olsa toplumunda çağrılarını yapabildiklerini, eğitimden ekonomiye, tarımdan politikaya kadar değişik alanlarda görevler üstlenip birtakım hizmetler yaptıklarını, hatta başkalarının bozduğu işleri kendilerinin yoluna koyduklarını düşünürlerdi. Bunu, saptırmak için değişik yollar denedikten sonra güzel kadın suretine girerek zahidi yoldan çıkardığına sevinen şeytanı bile kullandığı için sevinen zahid fıkrası çok güzel anlatır. Bu gerçekler ışığında müslüman bireyler nerede ve nasıl çalışacaklarını değerlendirir ve kararlaştırırlar. Ancak yapacakları işin getirisini ve götürüsünü iyi hesap etmeleri gerekir.

Şüphesiz müslümanların bireysel yahut örgütlü olarak yapabilecekleri birçok işler vardır. Gerek kimliklerini koruyabilmeleri için, gerekse İslam’ın insanlara ulaştırılması ve tanıtılması için çalışma şekilleri veya alanları pek çoktur. Örneğin, eğitim öğretim işleri bunlardan en önemlisidir. Örgün veya yaygın eğitim öğretim şekilleri çoktur. Okul, televizyon, radyo, sinema, kitap, dergi, cd, gazete, konferans, panel, sempozyum, bilimsel ve akademik çalışmalarla nüfusun çoğuna ulaşmak ve onları bilgilendirmek mümkündür.

Örneğin, yüzde şu kadarı müslüman olan ülkede şimdiye kadar inandığı ve savunduğu Kur’an’ın ne dediğini anlamak için mealini bir kez olsun okuyan insanların sayısının yüzde beşi bile bulduğundan emin değilim. Yahut yüzde beşinin evinde bir meal bulunduğunu ve Kur’anı anlamak için okuduğunu rahatlıkla ne kadar söyleyebiliriz. Bu boşluğu doldurmak ve din konusundaki cehaleti gidermek amacıyla isteyen herkese bir Kur’an meali ulaştırmak için şimdiye kadar Misyonerlere tepki olarak dar çerçevede yapılan bazı çalışmaların ötesinde neden ülke çapında çalışma seferberliği olmasın?! Bunun için neden güçlü organizasyonlar yapılmasın?! Örneğin, Kayseri’de Okyanus Kültür Merkezi’nin sahip olduğu sınırlı imkanlarla Türkçe, İngilizce, Almanca dillerinde Kur’an’ın onbinlerce mealini yurt içinde ve yurt dışında dağıtmak çabaları gibi, neden her ilde bunun için çabalar ve organizasyonlar olmasın ve Kur’an’ın anlaşılması gerektiğine inanan ve imkanı olan her kesim tarafından neden yapılmasın?! Kur’an inançlarında insanlar samimi iseler ve toplumun bu konudaki cehaletinin farkında iseler, örneğin milletvekili adayı olmak ve seçilebilmek için ayrılan veya harcanan paranın onda birini ayırsalar, yeter de artar.

Yukarıda belirtilen ölçüler çerçevesinde örneğin politik işlerle uğraşmak. Bunun ne kadar mümkün olup olmadığı tartışılabilir, ancak maddi getirisi dışında, bu işin öteden beri müslümanlara ne getirip ne götürdüğünün değerlendirilmesi gerekir. Bunun için on yıllık, yirmi yıllık, elli yıllık, gibi periyodlarla bu işin müslümanlara getirisinin ve götürüsünün istatistiği tutulabilir. Örneğin, din eğitim ve öğretiminde okullaşma veya kurumlaşma, müslüman bireylerin hak ve özgürlüklerinin miktarı ve düzeyi, basın yayın, iletişim, sivil örgütlenme, giyim kuşam, ekonomik ve ticari potansiyel, müslümanların otuz yıl önceki İslam ve başka değerlere bakışları ile bugünkü bakışları, sistemle karşılıklı benzeşme oranı vb. alanlarda politikanın getirisi ve götürüsünün istatistiği yapılabilir.

Bunun için bir merkez ve her ildeki temsilcileri tarafından yahut gönüllü görevli bir kuruluş veya sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle işletmelerin uzun vadede bilânçoları çıkarıldığı gibi, belirlenecek periyodlarla politik çalışmaların müslümanlara getirisinin ve götürüsünün bilânçosu çıkarılabilir. Böylece insanlar, zahid ve şeytan fıkrasında olduğu gibi, şeytanın oyununa gelip gelmediklerini yahut yararlı işler yapıp yapmadıklarını görme veya kâr ve zararı karşılaştırma imkanına sahip olurlar. “De ki: Benim yolum budur. Ben ve bana uyanlar bilerek/basiretle insanları Allah'a çağırırız....”(12 Yusuf/108).

 

 Prof. Dr. İbrahim Sarmış

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kâr ve zarar bilançosu
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:33:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kâr ve zarar bilançosu rüya tabiri,Kâr ve zarar bilançosu mekke canlı, Kâr ve zarar bilançosu kabe canlı yayın, Kâr ve zarar bilançosu Üç boyutlu kuran oku Kâr ve zarar bilançosu kuran ı kerim, Kâr ve zarar bilançosu peygamber kıssaları,Kâr ve zarar bilançosu ilitam ders soruları, Kâr ve zarar bilançosuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes