๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Kasım 2010, 14:56:58



Konu Başlığı: Kalemimden yüreklerinize Şam esintileri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Kasım 2010, 14:56:58
Kalemimden Yüreklerinize Şam Esintileri


Birbirine geçmiş dar labirenti andıran sokaklar...

Dışları tek bir renge (beyaza) boyanmış düzensiz yapıda evler...

Her birinden bir başka anlam çıkarmaya çalştığım yabancı yüzler...

Öylesine sıradan ve kendince yaşanan sade hayatlar...

Ve dört bir yanımdan beni kuşatan; duymaktan, anlamaktan ve konuşmaktan zevk aldığım bir dil...

Arapça...

Haza lisanun nebiy...

 

Başka bir ülke, başka bir dil, bir insana kendi dilini ne kadar süre de unutturur bilmem ama, bana yazmayı -bir müddetliğine de olsa- unutturdu desem abartmış olmam. Kelimeleri bir türlü zihnimde toparlayamayıp yazıya dökemeyişimi, ilk olarak başka bir ortama adapte olamamak olarak yorumlamıştım.

Fakat daha sonra onca kargaşasına rağmen sadelik fışkıran bu şehire hemen alışmam bu fikrimi değiştirdi.

Sürekli olarak, sevdiğim başka bir dili duymak belki de -bir müddetliğine- kelimelerimi kaybetmeme sebep olmuştu.

Yazma alışkanlığım ve bu şehrin ruhuma tattırdığı derinlik, artık kelimelerimle buluşmam gerektiğine beni ikna etti.

Kelimelerim sizi buralara taşımaya güç yetirir mi bilmiyorum ama, beni gerçekten ruhen etkileyen ve buralara alışmamı kolaylaştıran birkaç dipnot düşeceğim yüreklerinize...

Kimbilir belki yürekleriniz bir gün bu dipnotların peşinden sürüklenir. Ve siz de dayanamayıp düşersiniz yollara...

Tıpkı benim gibi; önce yüreğinizle gezerken coğrafyaları, bir bakmışsınız ki, bedeniniz de ona eşlik edivermiş...

Her sabah Şam’ın ayaklarımızın altında olduğu dağdaki evimizde eşimle beraber yaşadığımız aynı telaş; okula yeni başlayan çocukların heyecanını anımsatıyor bana. Dağdan yürüyerek ama koşarcasına aşağılara inmek her günkü adetimiz.. Kimi zaman bu telaşe neden diye sorguluyorum kendimi.

Aynı saatte, aynı yöne. aynı amaç için, ama çok farklı yerlerden gelen bir sürü mü’min var çevremde. Bu kadar farklı simaları görmek daha derin düşüncelere sevk ediyor beni..

Herkes tatlı bir heyecan ve telaşla tek bir dile koşuyor sanki... Bu dili en güzel bir şekilde anlamak ve konuşmak hepimizin isteği...

Derin düşüncelere dalmış bir şekilde okula yürürken, yeni yeni açılmaya başlayan çeşitli dükkanlardan bir esinti dokunuyor yüreğime. Ve alıp götürüyor beni...

Kimi bakkal kimi berber, kimi kasap, ya da pastane kimi...

Sabahın o güzel saatlerinde dükkanlarından dışarıya akan Kur’an sesiyle ruhumu o kadar sukûnete erdiriyorlar ki, anlatamam.

Evde çok farklı imamlardan dinlediğim Kur’an bile beni o şekilde etkilemiyor.

Belki de, her bir yandan Kur’an tilavetinin dışarılara taşması ve sokakta yürüyen bütün insanlarla birlikte aynı ayetleri duymak, aynı emirlere muhatap olmak, beni bu kadar etkileyen...

Şam’da hissettiğim en güzel farklılıklardan biri bu... Günü her yaşadığımda aynı etkiyi hissediyor ve ruhumu saran bu tatlı rüzgarı yol boyunca koruyorum.

 Ve okulumuz... İçinde dünyanın dört bir yanındaki ülkelerden mü’minleri ağırlayan dil okulu...

Hepsi ile konuşamamış olsam da, aynı amaçlarda olduğumuzu bildiğim ve her gün gülümseyerek selamlaştığım kardeşlerim...

Güney Afrika, Somali, Kore, Çin, Kırgızistan, Endonezya, Malezya, İngiltere, Avusturya, İran, Rusya, Dağıstan, Çeçenistan, Yugoslavya, Pakistan, Doğu Türkistan, Tacikistan, Türkiye ve belki de bilmediğim daha başka ülkelerden kardeşlerim...

Hepsinin dilinde, büyük bir arzuyla öğrenmeye çalıştığı ortak bir dil, arapça...

Önce karşılıklı nerelisin soruları çıkıyor ağızlardan. Sonra ülkeleri bir kenara bırakıp güzel bir sohbet başlıyor teneffüslerde. Konuşabildiği kadar anlaşıyor herkes. Kimi zaman el hareketleri ya da aynı ülkeden olan arkadaşından konuşma desteği giriyor aralara...

Bazen bir bakıyorsunuz, bayağı derin konulara girmişsiniz... Sonra şaşırıyorsunuz kendi kendinize, nasıl bu kadar konuşabildiğinize...

Beraber olduğun kişiye göre değişebiliyor konuşulan konular. Ama ortak bir konu var ki, her zaman gündeme gelen, herkesle bu konuyu konuşabiliyorsun;

“arapça nasıl daha iyi öğrenilebilir?”

Kimi zaman ne kadar zor gelirse gelsin, bu kadar farklı yerlerden gelen, bu kadar farklı insanı bir araya getirip, birleştiren bu dili seviyorum.

Ve bir gün ayet ve hadisleri okuduğumda tam olarak anlayabileceğimi düşünmek beni gerçekten heyecanlandırıyor...

Şam’dan ve yüreğimden yüreklerinize en içten sevgi ve dualar...

Fî emânillah....



Raziye Nur Özköse