Konu Başlığı: Kalbinizin Frekansı Nereye Ayarlı?... Gönderen: Zehibe üzerinde 29 Eylül 2009, 13:10:15 (http://photos-c.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs211.snc1/7822_139361687637_89361212637_2764322_1460987_n.jpg) Gönül frekansım ilk seninle mana buldu Ey Tevhidi Kelamım. La ilahe illallah diyen yer ve gök ehli Hakka hep bu gönülden seslendi ardın sıra Benliğime açılmaz kilitler vurdum gelişinle, yokluklarda dolaşan biçareler olmamak adına Kaybedişlerin yaşandığı deryalarda boğulmadıysam eğer bugün Senin zikrinledir, Rahmanı yanımda hissetmem en çaresiz kalınan zamanda Dilimde gonca olup, kalbimde güle dönen ey emanet sözüm Nurunla arındır tüm yakında olup, uzaklarda kendilerini sananları Ve şahadetin şerbetini kanarak yudumlarken, ilk sen gel öp hasretle dudaklarımı Ömür sabahının ufkunda bırakıldığın yüreklerimizdeki bereketini Tan ağarışındaki çiğ tanesinin rahmeti kadar serin ve derin kıl her daim. Ey dilden ilk dökülen name, en son da sen uğurla Sevgiliye bizleri. Gönül frekansım şükrün eda edildiği iklimlerde sana yöneldi Ey Namazım Bir öğlenin yakıcı güneşini hisseden tenim gibi hissettim seni Nefsimle baş başa kaldığım mücadelemin en kavurucu noktasında Kıyamda sana verdiğim sözlerin ağırlığı sardı bedenimin üst yanını Bir bir rûkuda boynumu büktü yalan dünyanın mahcup bırakan yanları Ve secdeye varmak istedim koşarcasına af kapıları yüzlere kapanmadan Hep bir umutla selam gönderdim sana, kapına fikir, zikir ve şükür güllerini bırakarak Bir tek bu frekanstan gönderdim sana dualarımı ve çaresiz haykırışlarımı Bedenimi ve ruhumu çıkmaz sokaklara sürükleyen günahlarımla başa çıkmak adına Ve yalnız seccademin nuruyla aydınlata bilirdim, yüreğimin karanlıkta kalmış yollarını Ey Rahmanla buluşturan, baharımda tuttuğun ellerimi, sonbaharımda takatsiz kalıp bırakma Gönül frekansım arınmaya en muhtaç bir ayda sana yöneldi Ey Orucum Yoklukta sabretmeyi ve varlıkta şükretmeyi öğrettin her saniyenle birlikte Nefsimin doyumsuzluklarına setler inşa edip, günah girdaplarından korudun her zerremi Ruhumu özgür bıraktım ayaklara takılacak bir taş kalmayan Hakkın yollarında Hoşgörü yağmurlarıyla dolan kör kuyulara hapsettim benliğimi arınması adına Aç ve susuz aştım sabır çöllerini dua güneşinin aydınlığından güç alarak Ve Teheccüdün enfesliğiyle hem hal olurken, sahurun nuru aydınlattı bir anda gecemi İkindinin kızıllığıyla uğurlarken günü, iftarın bereketi anlamlı kıldı her rızk için şükür edilen hecemi Ömür hasatlarının yapıldığı şu mevsimin yağmurlarında ıslanmak doyasıya İstiğfar yıldızının ardın sıra dilek tutmak ve tövbe gök kuşağıyla günahlardan arınmak Koşabildiğince koşmak nefesler kesilinceye kadar af ovalarından Ezeli olana Ey diğer aylardan bin kat daha hayırlı olan, arınmama vesile ol ve kurtar beni çıkmazlardan (http://photos-g.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs211.snc1/7822_139361307637_89361212637_2764302_1858541_n.jpg) Gönül frekansım paylaşmanın hazzını zerrelerinde hissettiği bir anda sana yöneldi Ey Zekâtım Bolluğun ihtişamından kendinden geçip benciliğin caddelerinde koşan gönlümü Yokluğun kol gezdiği sokaklarda dolaşanlarla komşu kılansın sen İkram etmenin bereketini her daim haneme doldurup yüreğimi coşturansın Samimiyetin gölgesinde verdikçe hiç azalmayıp, bilakis arttıkça artansın Sen insanları servette bir tutup, takvada birbirinden ayırıp üstün kılansın Yokluktan sararmış simaları, paylaşmanın bereketiyle yeniden canlandıransın Adaleti gönüllere Nev baharda bir tohumla ekip, hazanda kucak dolusu olarak toplattıransın Dünya sermayemizin bereketi, ahiret azığımızın en lezzetli lokmasısın sen Yalnızlığı silensin üzerimizden paylaştıkça kardeşliği perçinleyen bir dokunuşsun yüreklerimize Ey Emanet olunan, emanet verileceğin gönüllere girmeyi bizlere de vesile kıl Gönül frekansım hasretin ve vuslatın ufkunda sana yöneldi Ey Haccım Yıllarca özlemini yüreğimde büyüttüğüm sevdalının iklimine koştuğum vakitsin Gurbetin bağrında yetiştirdiğim, susuzlukta bile soldurmadığım gülümün diyarına uzanan bir sabah Hicretinle Mekke de hüzünlü bir geceyi yudumladığım, Medine de aydınlık bir mehtaba gözlerimi açtığım ansın İhrama bürünürken bütün dünyalıkların üzerimden akıp gitmesine vesile olansın Şimdi Arafat’ı şahit tutuyorum asırlardır senin için büyüttüğüm sevdama Umutla koşuyorum Merve ve Safa arasını Hacer misali hiç yorgunluk nedir bilmeden Ve hayranca dalıyor gözlerim kâinattaki yeşillerin en mukaddesine bürünmüş hanene Ve kendimi ilk kez bu kadar berrak görüyorum ravzandaki mermerlere bakıp bakıp kaybolurken Zemzem kuyusuna akıtıyorum şimdi gözyaşlarımı sevdanla yudumlayanların duasında olmak ümidiyle Ey sevgili şimdi kabul eder misin ikliminden çok uzaklarda yetişmiş Boynunun büküklüğüne aldırmadan mevsiminde gül olmak isteyen bu garip goncayı Gönül frekansım daima sana dönüktür YA ERHAMER RAHİMİN Sen ki, bu bedene can, bu ruha ilham olansın Sen ki, şah damarından yakın olan, her nefeste zikirle anılansın Sen ki, fikirlerimize varlığınla yön bulduran, nimetlerine karşı sonsuz şükre layık olansın Sen ki, varlığımın tek sahibi, ruhlarımızın ezeli ve ebedi hükümdarısın Sen ki, yaratılanlar âdetince hamdu senayla anılacak olansın Ey RAHMAN ve RAHİM olan ALLAH’ım sana sesleniyorum şimdi Beşi birbirinden mukaddes taşla ördüğüm ve İslam’ın nuruyla yükselttiğim kalemden Bilirim ki, bu gönül frekansımın tek dinleyenisin ve dilediğimi esirgemeden ikram edensin Hamd sanadır, Ey Âlemlerin yegâne sahibi, Ey varlığıyla zerreleri kuşatan Rabbim Bu garip gönüllerin her daim dinleyici ol ve bizi senin varlığını duyanlardan ve bu sese ses verenlerden eyle… Hamd olsun Rabbim bu aciz sözlerimle seni anmama izin verdiğin için… Gönlümün frekansını sana yönlendirdiğin için… İLKNUR DOĞANAY (http://photos-b.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs211.snc1/7822_139361642637_89361212637_2764321_2711733_n.jpg) |