๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 01 Haziran 2010, 14:58:25



Konu Başlığı: Kalbin vazifesi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 01 Haziran 2010, 14:58:25
Kalbin Vazifesi

Hak teâlâ Hazretleri hadîs-i kudsîde:

“Velilerim kubbelerim altındadır. Onları benden başkası bilmez,” buyurmuştur. Kubâbdan maksad setirdir. Setir, kubbe ile ta’rif buyurulmuştur. Setirden murâd ruhaniyettir. Zirâ evliyânın bir zâhiri, bir de rûhaniyeti vardır. Zâhirini herkes görebilir, fakat rûhâniyetlerini göremezler.

Evliyâullah umumiyetle mestûrdurlar. Yerler, içerler, halk ile muâmele ederler. Cismâniyetleriyle halk içinde bulunurlar.

Cenâb-ı Hak -azze ve celle- evliyâyı benden gayrı kimse bilemez, buyurmuştur ki rûhaniyet i’tibariyledir.

Hak -celle ve alâ- Hazretleri:

“Allah Zü’l-celâl Hazretleri semâvât ve arzın nûrudur,” (Nur Sûresi: 35) buyurmuştur.

Allah Zü’l-celâl Hazretlerinin nûru kafa gözüyle görülemediği gibi, nûr-i ilâhiden muktebes olan envâr-ı evliya da zâhiren görülemez. Cenâb-ı Hak -azze ve celle- nûrunu gizlediği gibi evliyâsını da gizlemiştir. Zirâ açık olsa mübtezel olur.

Evliyâ-yı kümmelinin feyizleri yeryüzünde bulunan mü’minlere teveccühleriyle bi-iznillâhi Teâlâ ulaşır. Güneşin tulûiyle (doğuşuyla) ziyâsı (ışığı) her tarafı tenvir eylediği (aydınlattığı) gibi evliyâyı kümmelînin nûru da aynı sûretle tenvir eyler. Yeryüzünde her an yüz yirmi dört bin evliyâ bulunur.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Ebû Bekri’s-Sıddîk -radıyallahü anh-’a:

– “Ne düşünüyorsun?” buyurmuş.

Ebû Bekri’s-Sıddîk -radıyallahu anh- da cevâben:

– “Vücûdum genişlese de cehennemi kaplasa ve bu sûretle ümmet-i Muhammed-’i Cenâb-ı Hak yakmasa”, demiş.

Bunun üzerine Cenâb-ı Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:

– “Bu tefekkür yetmiş sene ibadetten hayırlıdır,” (Keşfûl-Hafa: 1/370) buyurmuştur.

İbn Abbas -radıyallahu anh-’a:

– “Ne düşünüyorsun?” diye sual buyurmuşlar.

– “Yevm-i kıyamette haşrı düşünüyorum”, demiş.

– “Bu tefekkür, yedi sene ibadetten efdaldır”, buyurmuşlar.

Muâz -radıyallahu anh- da; bu kâinatı, masnûatı düşünüyorum, demiş. bunun hakkında da Rasûlüllah -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz:

–“Bu tefekkür bir sene ibadetten efdaldir”, buyurmuşlardır.

* * *

Aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm Efendimiz Hazretleri buyurmuşlardır ki:

– Dünyâda cenâzenin yürüdüğünü görmek isterseniz, Ebû Bekri’s-Sıddîk Hazretlerine bakınız. Mâ-sivâdan tamâmen geçerek meyyit gibi olmuştur. “Ölmeden evvel ölünüz!” sırrı da budur.

Kur’an-ı Kerim’de zikri gecen mü’minden maksad mü'min-i kâmildir, evliyaullah hazarâtıdır.

Mü’minlerin kalbi, arşu’r-rahmândır, Cenâb-ı Hak hadis-i kudside: “Ben yere ve göğe sığmam, mü’minin kalbine sığarım,” buyurmuştur ki, bu mü’min kalbi arşu’r-Rahmân olan evliyâullah kalbidir. Arşu’r-Rahmân da bütün semâvâtı içine alır.

Zâhiren görünen âzâların her biri bir vazîfe ile muvazzaftır. Göz, görmek; kulak işitmek, ayak yürümek içindir. Bütün âzâların bir vazifesi vardır. Kalbin vazifesi de muhabbettir. Muhabbet ise Cenâb-ı Allah’a mahsustur. İnsan el, ayak ve göz ile vezâif-i lâzimesini ifâ ettiği gibi kalb de vazîfesini icra eder. Kalbin Cenâb-ı Hakk’a muhabbet etmesi, sâir ticâret ve meşguliyetlere mâni teşkil etmez. Arşu’r-Rahmân olan evliyâullahın kalbinde muhabbetullahtan başka muhabbet yer almaz.

Alıntı