Konu Başlığı: Kâinat konuşuyor Gönderen: Sümeyye üzerinde 24 Ekim 2010, 13:53:51 Kâinat Konuşuyor Neden ayrılık denen bir şey var? Neden insanlar bir taraftan dünyaya gelirken diğer taraftan da bir bir gidiyorlar? Neden çok güzel bir şekilde yaşarlarken birden yok olup gidiyorlar? Neden ölüm denen bir şey var? Bütün bunlar insanın kafasını kurcalıyor ve eğer cevap bulunmazsa, huzurunu bozuyor. Evet, en büyük musibetmiş gibi görünen ölümlerin, kayboluşların, ayrılıkların ardında pek çok sırlar var. Bu sırlardan bir tanesi, kâinatta görülen muazzam faaliyet ve dönüşümlerdir ki, Allah, bu faaliyetler diliyle kâinatı konuşturuyor. Üzerinde yaşadığımız bu dünya, sayısını bihakkın bilemediğimiz varlık türüne ev sahipliği yapıyor. Bizim her birimizin kendi âlemimiz olduğu gibi, bu varlıkların da birer âlemi var. Küçük bir balıktan kocaman bir balinaya, sivrisinekten kartala, gözle görülmeyen bir mikroptan file, zürafaya kadar her canlının bir dünyası var. Canlılar âleminde geliş-gidişler olduğu gibi, cansız varlıkların da dünyaya geliş ve gidişleri var. Canlılar âlemi olduğu gibi cansızların da âlemi var. Yani sayısız varlık var; yani sayısız âlem var ve bu âlemlerin hepsinde yenilenmeler, değişmeler oluyor. Bir binayı tadil edeceğimiz zaman bile, önce eskimiş kısımlarını çıkarıyoruz ve yerine yenisini ikame ediyoruz. Aksi takdirde binada tadilat yapmak mümkün olur mu? Olmaz, hatta bina daha kötü bir hal alır. Önceki varlıkların da gitmeyip burada kaldıkları nı düşünelim. O zaman dünya yaşanmaz olur. Demek oluyor ki önceden gelenlerin gitmesi gereki- yor ki sonradan gelenler vazifelerini rahat bir şekilde yapabilsin. Her gelen vazifesini bitirdikten sonra terhis oluyor, başka bir âleme geçiyor. Bununla birlikte, “görünürde” bir yok olma vardır; gerçekte yok olmak yoktur. Mesela bir çiçek kuruyup gittikten sonra yerine birçok çiçek bırakır, öyle gider. Bir sonraki bahar, bunu bütün ihtişamıyla gözler önüne serer. Arkasında bıraktığı tohumlar vasıtasıyla kendi mahiyetini bırakır. Ayrıca kendisini gören bütün hafızalarda muhafaza edilir. Yani görünürdeki bir vücudu kaybeder, fakat yüzlerce manevî vücut kazanır. Bunun şöyle bir hikmeti var ki: Varlıkların her biri çeşitli vazifelerle görevli olarak bu kâinata gönderilmişlerdir. Vazifeleri sona erdikten sonra, başka bir âleme giderler. Yani yerlerini yeni gelecek olanlara bırakırlar. Böylece her gelen kendi manalarını ifade eder, anlatacaklarını anlatır, görevi- nin tamamlar ve yerini bir sonrakine bırakarak gider. İşte, varlıkların devamlı kaybolması ve bir yenisine yerini bırakmasının bir hikmeti, bu güzelliklerin devamlılığını sağlamak cihetiyledir. Tıpkı sinema sahneleri değiştikçe güzelliği, cazibesi arttığı gibi, dünya sahnesindeki görüntüler de değiştiği ölçüde güzelliği ziyadeleşir. Bütün bu hareketler, değişmeler ve gidip-gelmeler diliyle kâinat konuşuyor. Bir şeyler anlatıyor. Bu konuşmaları dikkatle takip edenler, Kur'an'ın feyziyle anlıyorlar ki, kâinat bu sürekli tazelenme diliyle Hakîm ve Rahîm olan bir Yaratıcıdan bahsediyor. Yerli yerinde ve hikmetli değiştirmelerle Hakîm ismini, her gidenin yerine başka bir neslini bırakması, onların ruhlarının ve manalarının muhafazası ve baki bir âlemde tekrar gösterilmek üzere muhafaza etmesiyle Rahîm ismini anlatıyorlar. Ve daha bunlar gibi O'nun pek çok ismini dile getiriyorlar. Evet, kâinat, faaliyet diliyle konuşuyor ve ayrılıklar, gidişler diliyle yeniden buluşmaların olacağını ilan ediyor. Çünkü kavuşmak olduğu için ayrılık vardır. İkram ASLAN |