๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Halis_52 üzerinde 17 Eylül 2011, 00:14:38



Konu Başlığı: Kadının Şahsiyetinin Gelişmesine Yardımcı Olan Etkenler
Gönderen: Halis_52 üzerinde 17 Eylül 2011, 00:14:38
Kadının Şahsiyetinin Gelişmesine Yardımcı Olan Etkenler:
 
Birinci etken: Kur'an ve sünnete müracaat ederek müslümanlann, kadının şahsiyyeti hakkındaki düşüncelerini düzeltmek.

Bu düzeltme işi ilk etapta kadının bizzat kendisi hakkındaki düşüncele­rinin düzeltilmesini de içine alır. Çünkü bu tamamlanırsa kadın-zeki kimse­lerin gayretli ve çalışkan olması için- yeryüzünün en güzel bir şekilde imarı­na katılmak üzere işe koyulur. Kadının, saplantılarından kurtulup doğru bir gidişat üzere olması, kendisi hakkındaki düşüncelerin düzeltilmesinde en iyi yardımcıdır.

O, şerefli insandır. ALLAH Teala :

"And olsun ki biz insanoğullarım şerefli kıldık" (İsra, 70). buyuruyor. İnsanoğulları da erkekler ve kadınlardır. Rasulullah'ın "aklı ve dini eksik olanlar" ve "kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri en üst kısmıdır" sözlerine gelince insanlar onu kötüye yorumlamışlardır. Nitekim daha önce bunun izahım yaptık.[588] Bu sözler kapalı sözlerdir. Kafi ve tafsili naslarla sabit olan kadının bu şerefinin eksik olduğunu gösterecek hiçbir delil yoktur.

O da erkekler gibi hayatında yaptıklarından sorumludur. Sonra da kıyamet günü yaptıklarının karşılığını görecektir. Kadın, babasından, kardeşinden ve kocasından asla bir fayda görmez. ALLAH Teala:

"Kadın, erkek, inanmış olarak kim iyi iş işlerse ona hoş bir hayat yaşatacağız." (NahI, 197).

"Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun" (Nur, 2) ve yine:

"Erkek hırsız ve kadın hırsızın yaptıklarından dolayı ALLAH tarafından ibret verici bir ceza olarak ellerini kesin" (Maide, 38) buyurmaktadır.

Rasulullah (s.a.v.)'de: "Ey Abdulmüttalib'in oğlu Abbas! ALLAH indinde sana hiçbir fayda veremem. Ey Rasulullah'ın halası Safiyye! Sana hiçbir fay­da veremem! Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Sana da hiçbir fayda veremem" buyurmuşlardır.[589]

Kadın da insandır ve müstakil bir şahsiyeti vardır. Seçme hürriyeti var­dır, nitekim hayat arkadaşını seçme hürriyetine sahiptir. Rasulullah (s.a.v.): "Dul bir kadın sarih, açık emri alınmadan nikahlanmaz, bakire kız da kendi­sinden izni alınmadıkça nikahlanmaz."[590]

Binaenaleyh kadın, şayet hoşlanmazsa kocasından ayrılmaya hakkı vardır. Bu, ya kendisinin isteğiyle yahutta kadın tarafından hakime sunulan iddiayı reddetmesi ve kadına zarar vermekten vazgeçmemesi üzerine haki­min boşamasıyla gerçekleşir. Sabit b. Kays'ın karısı Rasulullah'a geldi ve: 'Ey ALLAH'ın Rasulü! Sabit'i ne dini konusunda ne de bir huyundan dolayı ondan intikam almadım, fakat ona nankörlük etmekten korkuyorum' dedi. Bunun üzerine Rasulullah: 'Ona bahçesini geri verir misin?1 diye sorunca kadın 'evet' dedi ve (kocasını) bıraktı. Rasulullah emir verdi ve onu ayırdı."[591]

Kadın, kamil bir insandır; aile hayatında erkeğin tam bir ortağıdır. Erkeğin cinsi bir oyuncağı değildir. Nihayet kadın, erkek için bir elbise ise aynı şekilde erkek de onun elbisesidir. ALLAH Teala :

"onlar sizin örtünüz, siz de onların örtülerisiniz." (Bakara, 187)

buyurarak bunu tasdik etmektedir. Aile sorumlulukları da ikisi arasında taksim edilmiştir. Binaenaleyh ALLAH Teala erkeği evi ayakta tutmaya ve kazanç sağlamaya hazırlamıştır. Ve şöyle buyurmaktadır:

"ALLAH'ın kimini kimine üstün kılmasından ve erkeklerin mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine yöneticidir."(Nisa, 34).

ALLAH Teala kadım da çocukları gözetip yetiştirmek ve ev işlerim çekip çevirmek üzere hazırlamıştır. Rasulullah (s.a.v.) de: "Kadın» kocasının evine ve çocuklarına karşı çoban durumundadır, onlardan sorumludur" buyuruyor.[592] Bu, kadının iradeden yoksun olarak erkeğe tâbi olan biri olmadığını aksine aralarındaki ilişkinin sevgi ve şefkat üzere kurulduğunu gösterir. Eğer bu sevgi ve şefkat kopukluğa uğrarsa evlilik bağlan meşru bir yolla kopar.

O, faydalı siyasi ve sosyal aktivitesi olan olgun bir insandır. ALLAH Teala:

"Mü'min erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder kötülüğü de yasaklarlar." (Tevbe, 71)

buyuruyor. Kadın, insanlara karşı şahsiyetini, yüzünü, sesini hatta ismini gizlemesi gereken mücerret bir mahrem değildir. Eğer kadın insanla­ra karşı örtünmesi gereken bir avretse aynı şekilde erkek te onlara karşı örtünmesi gereken bir avrettir.

Kimilerinin düşündüklerinin aksine kadının da -erkeklere- denk bir şahsiyeti vardır. Kadın, kimilerinin düşündüğü gibi tatlı bir söze kanan aptal, veya kendisinde hile ve desiseden başka bir şey bulunmayan hilekâr bir tuzakçı değildir. Şayet bazen kadından zayıf ya da kötü birşey sadır oluyarsa aynı şey erkek için de söz konusudur.

İkinci etken: Kadının, ALLAH'ın kendisine farz kıldığı görevleri yerine getirmesi:

Kadının görevlerini yerine getirmesi yani görevin tabiatı gereği kimi ödevler arasında oran farkı bulunsa da bedeni, akli ve vicdani çeşitli görevle­rini yerine getirmesi demektir. Bütün bu konulardaki gayret ve çalışkanlık kadının şahsiyetinin gelişmesine yardım eder ve ona önemi yüksek seviyeli bir şahsiyet kazandırır. Çevresindeki hayatla geniş deneyimleri olur. Bu yüzden her bir görevin terkedilmesi müslüman kadını zarara uğratır, şahsiyetinin gelişmesine yardım edecek güzel imkânları kaybeder. Şahsiyetini korursa olgunlaşır, yüksek dereceler elde eder. Yerine getirdiği görevlerde güzel meyvelerini verir. Kadının, ALLAH'a karşı, ailesine ve toplu­ma karşı görevleri vardır. Bu görevlerini yerine getirmesiyle kadının şahsi­yeti kat kat artar.

Üçüncüsü: ALLAH'ın kadına verdiği uygulamaya sokmak:

Haklan uygulanır kılmak vacibi eda etmek gibidir. Bu çeşitli alanlarda­ki akli, vicdani ve bedeni çabaları kapsar. Ancak burada, vacipleri eda ile hakları pratize etmek arasıda bir etkileşme ve birbirini tamamlamanın oldu­ğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Bu ahenk sağlandığında en güzel meyvelerini verir. Hele buna kadının kazandığı faydalı tecrübeler de katıldı­ğında... Uygulandığında kadının şahsiyetinin gelişmesini sağlayacak hak­lar; va'z ve irşad meclislerine katılma hakkı, eğitim ve öğretim görme hakkı, evlilik ve evlilik için karar bildirme hakkı, evinin ihtiyacından fazla vakti o-lursa mesleki çalışma hakkı, olumlu siyasi ve sosyal aktiviteye katılma hakki vs... Bu hakların kullanılması zorunlu bir maslahattan veya kadının, ailenin veya toplumun temel bir ihtiyacından kaynaklanırsa vacip konumu­na yükselir. [593]


Kaynaklar

[588] Bkz. Bu beşinci bölüm.
[589] Buhari, Kitabu't-Tefsir "sana yakın olan aşiretini inzar et, âyeti" babı, c. 10, s. 120. Müslim, Kitabu'İ-İman, "sana yakın olan aşiretini inzar et, âyeti" babı, c. 1, s. 133.
[590] Buhari, Kitabu'n-Nikâh, "dul kadının evliliğe rızası konuşma, bekarınki ise sukut iledir." babı, c. 4, s. 140.
[591] Buhari, Kitabut-Talak, "hulu", babı, c. 11, s. 319.                                                          
[592] Buhari, Kitabul-Ahkam, "ALLAH'a itaat edin, Rasulüne ve sizden olan emirlere itaat edin âyeti babı, c.16, s.229. Müslim, Kİtabu'l-İmaret, adil imamın fazileti babı, c.6, s.8.
[593]Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 1/254-257.