> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kabuğun Altında Sen Kanayansın
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kabuğun Altında Sen Kanayansın  (Okunma Sayısı 648 defa)
06 Temmuz 2010, 11:12:08
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 06 Temmuz 2010, 11:12:08 »




Kabuğun Altında Sen Kanayansın...


Amerika’dan Arzu İpek kardeşim yazmış… “Kur’an niye bu kadar kalın?” yazısına birkaç paragraflık yorum “Müddessir” koymuş başlığını “Müddessir”, yani “örtünen” Soruyor: “Muddessir suresinin saf örtüleri içinde hiç çocukluğunuzu bulduğunuz oldu mu?” Cevabın ipucunu veriyor hemen Telaşlarımın sakladığı, alışkanlıklarımın gözden ırak tuttuğu bir küskün yanım, bir eski yaram kanamaya başlıyor “‘Kalk, örtüye bürünerek saklanan!’ diye başlıyor ayet Bu uyarıyı duyunca, bir çocukluk telaşı düşüyor hatıralarıma Bir dolabın ardına yahut masanın altına saklanmış titreyen bir yürek oluyorum Efendimiz Aleyhiselâtüvesselâmı düşünüyorum”

Kalbimi/n ağlarına doladı bu son cümleKalbimi daladı Bir çocuk kalbini göğsüme koyarak da anlamaya çalışmalıydım “örtüneni” Ama nasıl? Masanın altına saklanmış titreyen o çocuk yüreğinin odacıklarına akıp duruyor hayalim Dalıyorum; ama korkup geri kaçıyorum Biliyorum; ben yazmaya çalıştıkça o kalbin kıpırtıları zayıflayacak ki, ben tarif ettikçe, o sessiz, o isimsiz, o tarifsiz, o eşsiz titreyiş ucundan kıyısından tahrip olacak (Tarif etmek, tahrif etmek de demektir) Masanın altında kalan o titreyişi “masaya yatırmak” ne kadar incitici bir zorunluluk?

Neden saklanır çocuk? Utanır da ondan! Utanır çocuk Utanır çocuklar Çünkü, hiç beklentisizdirler Hiç hesapsızdırlar Bir şeyi hak ettiklerini düşünmezler “Nasılsa ben kazandım!” edasında olamazlar Kendilerine verileni sıradan bilmezler Sonsuz bir minnettarlık göğünde ağırlandıklarını dillendiremeseler de derinden hissederler Sevinç eşikleri o kadar düşüktür ki, ne taşarsa oradan sınırsız bir tebessüme bürünürler, lekesiz bir mutlulukla gülerler

İşte kırklı yaşlarında bir insan Sadece şükür telaşında Hiç bitmez teşekkürler derdinde Ayaklarını çekinerek basıyor yere Gözlerini utanarak gezdiriyor göklerde Her nefesi eşsiz ve sessiz bir hediye bilerek ağırlıyor göğsünde Kalbinin kıpırtısının bile kendisine duyurulmamasını sonsuz bir cömertliğin dokunuşu olarak okuyor Verirken, verdiğini bile unutturacak denli sessizce ve teklifsizce verenden utanıyor o titreyen çocuk kalbi Yağmur tanelerini misafir ediyor saçlarında göğsünde Diyor ki, “Onlar henüz Rabblerine verdikleri sözü unutmadılar!” Yağmur yağmur sevinç olup yağıyor üzerimize Bir damla bile taşırmaya yetiyor ağzına kadar dolu minnet bardağını

Sadece minnetini ifadeye ayırıyır vaktini Tam mesai kullukta Kulluğun ötesi peygamberlik olabilir mi? O ötesini düşünmüyor minnettarlık duygusunun yamaçlarını canhıraş tırmanmaya çalışırken Yalnızca şükür kaygısında Şükrün karşılığı “En Sevgili” olarak el üstünde tutulmak mı? Karşılığını hesap ettirmiyor içine sığdıramadığı sonsuz memnuniyetler

Çocuklar da öyle değil midir? Büyüklerin alışverişlerindeki karşılıklılık ve dengeyi aramaz onlar Öğrenememişlerdir bir şeyi hak edeceklerini Akıllarına getirmezler bir iyiliğin altından kalkabilecek bir karşılıkta bulunabilecekleri

Ümmî O Saf bir teşekkür dili Duru bir şükür ırmağı “Peygamberlik gelecekse benim gibi şerefli birine gelmeli!” diye bir an bile geçirmiyor içinden “Bana ‘emin’ diyorlar madem, lider ben olmalıyım!” türü hesapların noktasına dokunmuyor aklı

Akıyor sadece Aktığını bilmeyen bir ırmak gibi Çağlıyor sadece Denize yaklaştığını hesap etmeyen bir çağlayan gibi Dallanıp budaklanıyor sadece Güneşe uzandığının farkında olmayan bir ağaç gibi Büyüyor sadece Büyüdüğünü bilmeyen bir çocuk gibi Hacmini artırdıkça, genleşip sınırlarını zorladıkça çeliği bile parçaladığını fark etmeyen su gibi Övülmeyi en çok hak ettiği halde, övünmeye vakit ayıramıyor Övülmeye değer işler yaptığının hesabına koyulmuyor Övülesi olduğunu bilmiyor Ümmî kalıyor

Ümmîdir O “Peki ya sonra” demeye fırsat bulamayacak kadar önceliyor minnettarlığını “Hani ya benim ödülüm!” diyememecesine sevincinin içinde kayboluyor, dilsizleşiyor Hâliyle, varlığıyla, edasıyla, tavrıyla, duruşuyla, susuşuyla dil oluyor Keskin bir dil “Hamd” oluyor baştan ayağa, tepeden tırnağa Ete kemiğe bürünüyor “hamd”; “Muhammed” diye görünüyor Öyle ki, Muhammed’den hamd’i çıkarsan geriye bir şey artmıyor Hamd olmayan bir hali yok Varedildi diye utanmadan geçirdiği bir an yok Kendisine istemeden verildi diye mahcup olmaksızın durduğu bir yer yok

Elçiliğe lâyık görüldüğü halde, beklemediği bir makama oturtulmuş birinin mahcubiyetiyle çocuklar gibi masa altına saklanıyor “Örtünüyor” Vahye muhatap olduğunda, Cebrail’le yüzleştiğinde, hiç hak etmediğini düşündüğü ödülün utancıyla yüzünü perde arkasında tutuyor Utanıyor

Her birimiz üzerinde titreyen, kılımıza zarar gelsin istemeyen o ana yürekli “ümmi”nin titrek kalbinin nabızlarını göğsümüzde yeniden hissetmek için masa altına saklanan beklentisiz çocuk masumiyetini titreyen kalbimizle keşfetmemiz gerek Kur’ân’ı güya saygı adına örtüp duvara asıp kendimizden saklamak yerine, “Nasıl oldu da Rabbim beni adam yerine koydu?” şaşkınlığıyla, mahcubiyetiyle “örtünen”lerden olmamız gerek Kabuk bağlamış duyarsızlığımızın altında kanayıp duran o kutlu sevgilinin utanmasıyla yeniden örtünmeliyiz Masa altına saklanan çocuklar gibi…


Senai Demirci
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kabuğun Altında Sen Kanayansın
« Posted on: 26 Nisan 2024, 03:07:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kabuğun Altında Sen Kanayansın rüya tabiri,Kabuğun Altında Sen Kanayansın mekke canlı, Kabuğun Altında Sen Kanayansın kabe canlı yayın, Kabuğun Altında Sen Kanayansın Üç boyutlu kuran oku Kabuğun Altında Sen Kanayansın kuran ı kerim, Kabuğun Altında Sen Kanayansın peygamber kıssaları,Kabuğun Altında Sen Kanayansın ilitam ders soruları, Kabuğun Altında Sen Kanayansınönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes