Konu Başlığı: İzlere Basarak Yolda Olmak Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Temmuz 2010, 11:38:09 İzlere Basarak Yolda Olmak Muhakkak ki Rabbimin yolu dosdoğru yoldur Ve O, öğüt alırız diye bize nice işaretler gösterir, ayetlerini açıklar ‘Hüsrandasınız’ der, ‘birbirinize sabrı ve hakkı tavsiye etmezseniz hüsrandasınız’ Şahit ol Rabbim! Bugün Rasulünün izine basarak yol alanlar var Ve onlar bize senden nice öğütler getiriyorlar Kucaklar dolusu hediyeler Nimet bileceğiz Rabbim Öğüt alanlar olacağız! Eğer Öğüt Alırsanız “Şüphesiz biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik” (Bakara, 119) “Ey Kureyş, buraya gelin! Büyük bir iş karşısında bulunuyorsunuz Allah’tan, onun azabından yine onu birleyip, ona ibadet ederek korunun” “Ey Kureyş bana cevap verir misiniz? Ben size şu dağın ardından bir düşman ordusu geliyor desem bana inanır mısınız?” Evet, inanırız, evet inanırlar! “Öyleyse ben size ileride şiddetli bir azap günü bulunduğunu, günahkârların o zaman azaba uğrayacaklarını haber vermeye ve azaptan sizi men etmeye görevliyim” “Ey Kureyş benimle sizin durumunuz, düşmanı görüp de ailesini kurtarmak üzere koşan, onları uyaran kişinin haline benzer” Allah Rasulü sav’in ilk davetidir Yanlış yolda hızla koşan insanların önüne durmuş ve ‘durun’ demiştir “Ben size bir uyarıcı ve müjdeciyim” “Rabbimin nimetleriyle müjdeler ve onun azabına karşı uyarırım” “Eğer öğüt alırsanız!” O Konuştuğunda Ne güzel anlatırdı Tane tane… Sanılırdı ki o inci tanesi dişlerin her birinden tek tek çıkıyor, damla damla dökülüyor kelimeler Öyle akardı insanın içine, öyle işlerdi Ve O, Abdullah bin Mes’ud ra’ın dediğine göre, vaaz ve nasihat konusunda insanlara bıkkınlık gelmesin diye hallerine bakar ona göre gün ve saat kollardı Ve nasihat ederken hayatı ne kadar kolaylaştırır, Allah’a giden yolları ne kadar yakınlaştırırdı Yine Ashab-ı Kiram’dan Ebu Zer ra bir gün O’na: – Bana tavsiyede bulun ya Rasulallah, diye ricada bulundu Efendimiz sav şu nasihati buyurdu: Sana Allah’tan korkmanı tavsiye ederim Çünkü Allah korkusu her işin başıdır Kur’an’ı oku, Allah’ın zikrine sarıl Çünkü zikrullah senin için yeryüzünde ışık, gökte de saklanan bir azıktır Sakın çok gülme Zira çok gülmek kalbi öldürür, yüzünün nurunu söndürür Çok konuşmamaya çalış Çünkü bu şeytanın senden uzaklaşması için bir vesile, dinini koruman hususunda da bir yardımcıdır Fakirleri sev, onlarla yakın ol Senden aşağıdakilere bak, senden üstünlerine bakma Bu, Allah’ın sana verdiği nimetleri küçümsememen için en uygun yoldur Acı da olsa hakkı söyle!” Düşünüp Öğüt Almaz mıyız? “Yetimin malına yaklaşmayın Rüştüne erişinceye kadar en güzel şekilde ilgilenmeniz başka… Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yapın Biz hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz Birileri hakkında söz söylediğiniz zaman, akrabanız da olsa adaleti gözetin Ve Allah’a verdiğiniz söze sadık kalın İşte Allah size iyice düşünesiniz diye bunları emretti” (En’am, 152) Düşünüp öğüt alanlar o günlerden bu günlere ulaştırdılar Birisi İbn Mesud ra’a gelerek: “Bana özlü ve faydalı birkaç kelime öğret” dedi İbn Mesud ra şunları tavsiye etti: “Allah’a ibadet et! Ona hiçbir şeyi ortak koşma Kur’an nereye giderse sen de birlikte git Sana hakkı getiren biri, sana uzak, hatta kızdığın biri de olsa kabul et Bâtılı getiren ise dostun, yakının da olsa onu yüzüne çarp!” Henüz Öğüt Alabiliyorken Müminlerin halifelerinden Hz Ömer ra insanlarla münasebet hakkında şu tavsiyelerde bulunmuştur: “Seni ilgilendirmeyen işlere karışma, düşmanlarından uzak dur Yalnız emin dostlarına güven Hiçbir kıymet, güvenilir bir kişiye denk olamaz Fâcir kişiyle, haktan sapmış kimseyle dost olma, kötülüğünden sana da bulaşır Ona sırrını da açıklama İşlerinde Allah’tan korkanlarla istişare et!” Yine Hz Ömer, oğlu Abdullah’a (Allah onlardan razı olsun) tavsiyelerle örülmüş şu mektubu gönderir: “Allah’tan korkmanı tavsiye ederim Çünkü Allah kendisinden korkanı korur, kendisine dayanana yeter Allah kendisi için borç verene bol karşılık lutfeder Şükredenin nimetini artırır Takva; gözlerinin dikildiği nokta, amelinin sütunu, gönlünün cilası olsun Niyeti olmayanın ameli, bir işi Allah için yapmayanın da ecri yoktur Şefkatli olmayana mal, eski giymeyene de yeni yoktur” Ve valilerinden birine gönderdiği mektubunu şöyle bitirir: “… Çetin hesapla karşılaşmadan, imkanın varken kendini sorguya çek Çünkü böyle yapan hoşnut olacağı ve imrenilecek bir sonuca ulaşır Kimin de yaşantısı kendini oyalar, günahları onu meşgul ederse, onun da sonu pişmanlık ve hayıflanmaktır Sana yapılan öğütleri hatırla ki yasaklandığın şeylerden vazgeçesin” ALINTI Konu Başlığı: Ynt: İzlere Basarak Yolda Olmak Gönderen: Ekvan üzerinde 15 Haziran 2011, 22:48:18 Ahiret Azığı
Bir gün Ebu Zer Gifarî r.a. Kâbe’nin yanında ayağa kalktı ve şöyle seslendi: – Ey İnsanlar! Ben Gifarlı Ebu Zer. Hayrınızı isteyen, bu müşfik kardeşinizin yanına gelin! Bu çağrı üzerine insanlar etrafına toplandılar. O şöyle devam etti: – Yolculuğa çıkarken yanınıza varacağınız yere kadar yetecek azık almaz mısınız? – Alırız, dediler. Ebu Zer r.a: – Peki, çıktığınız seferlerin en uzunu hangisidir? Elbette en uzun sefer kıyamet yoludur. O halde bu yolculukta size yarayacak azığı alın. – Bize yarayacak azık nedir, diye sordular. Ebu Zer r.a. cevapladı: – Ahiretin büyük işlerine karşı felaketlerinden korunmak için çok sıcak günlerde oruç tutun. Kabir ıssızlığından korunmak için gecenin zifiri karanlığında iki rekât namaz kılın. Büyük günde hesap mevkiinde duracağınızı düşünerek hayırlı şeyler söyleyin, yoksa susun. Helal yoldan kazandığınız malı ikiye bölün. Birini ailenize, çocuklarınıza harcayın. Diğerini ahiretiniz için gönderin. Üçüncü parçanın zararı vardır, yararı olmaz onu istemeyin. alıntıdır |