๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Kasım 2010, 16:04:38



Konu Başlığı: İtaat yoksa kargaşa ve kaos vardir
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Kasım 2010, 16:04:38
İtaat Yoksa Kargaşa Ve Kaos Vardir


Birlikte yaşamak zorunda olan insanların güven içerisinde olabilmeleri ve ilişkilerinin sağlıklı yürüyebilmesi için bir takım düzenlemelerin, kuralların bulunması gerekir. Düzenlemeler, kurallar bulunmadan bireylerin ve toplumun huzurlu, güven içerisinde olması mümkün değildir. Ne kadar düzenleme ve kural bulunursa bulunsun gerçek otoriteye itaat edilmeden hiçbir düzenlemenin, kuralın yararı olmayacak, her yere kargaşa ve kaos hakim olacaktır.

 

Kime ya da kimlere, nasıl, ne ölçüde itaat edilmesi gerektiği konusunda vahyin belirleyiciliği kuşkusuzdur. Kendisine itaat edilmesi gereken en  büyük otorite Allah’tır. (C.C.) O’nun emirleri tüm emirlerin üstündedir; O’ndan başkasına itaat etmek ancak O’nun izni ve vahiyle belirlenen ölçülere uyularak mümkündür.

 

İslam ailenin, toplumun ve devletin genel disiplinini önemsemekte, insanları itaate davet etmektedir. “Allah’a itaat edin, Resul’e de itaat edin.” (Nur, 54), “O halde bana uyun ve emrime itaat edin.” (Taha, 90), “Resul’e itaat edenler Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa,80), “Dinleyin, itaat edin.” (Tegabun, 16), gibi ayetlerle itaat konusuna Kur’an’ın bir çok yerinde değinilmektedir. Burada emredilen itaat mutlak itaat olup sınırlandırılmış değildir.

 

İslam karşıtlarına itaat edilmeyeceği Kur’an da bir çok ayette açıkça belirtilmiştir. “Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba itaat ederseniz, imanınızdan sonra sizi çevirip kafirler haline getirirler.” (Al-i İmran, 100), “Kafirlere itaat etme.” (Furkan, 52), “Yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edersen seni Allah’ın yolundan saptırırlar.” (En’am, 116), “ Onlardan hiçbir günahkara ya da hiçbir nanköre itaat etme.” (İnsan, 24), “Yalanlayıcılara itaat etme.” (Furkan, 52) gibi ayetlerden de anlaşılacağı üzere islamdan başka bir yolu benimseyenlere, islam düşmanlarına itaat yasaklanmıştır. Şu halde insanların Allah’a ve O’nun gösterdiklerine itaat edeceği, itaatin yasaklandığı kimselere ise itaat etmemesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Nitekim Resullullah (S.A.V.) bir hadisinde “Yaratıcıya isyan etme durumunda, yaratılmışa itaat yoktur.” (Ahmedbin Hanbel) diyerek tartışmaya yer bırakılmayacak şekilde kimlere itaat edilemeyeceğini işaret etmiştir.

 

Kulluğun bilincine varan insan mutlak otorite olan Allah’a itaat etmek zorunda olduğunu bilir. Böylece de Allah’tan başkasını ilah kabul etmez, O’nun emirlerini her şeyin üzerinde görür, kula kulluk etmez, Allah’a itaat ettikleri takdirde emir sahiplerine itaat eder. İtaat halkası içerisinde hiyerarşik düzene uyarak kime ne kadar itaat edilmesi gerekiyorsa o şekilde itaat ederek kendisine düşen görevi ve sorumluluğu yerine getirmeye çalışır.

 

Resul’e itaat Allah’a olan itaatten ileri gelmektedir. Dolayısıyla, Resul’e itaat etmek Allah’a itaat etmek anlamındadır. Ona isyan etmek ise Allah’a isyan etmek olacaktır. Zira peygamberler Allah’ın elçisi olarak O’nun ayetlerini insanlara aktarırlar. Onlar ne eklemede bulunur ne de diledikleri gibi çıkarırlar. Kendilerine ne verildiyse onu yansıtırlar.

 

Kur’an-ı Kerim’de emir sahiplerine de itaat edilmesi gerektiği emredilmektedir. “Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.” ayetinde belirtildiği gibi bu emir sahiplerine itaat edilebilmesi için iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlardan birincisi, emir sahiplerinin iman etmiş olması gerekir. Başka bir anlatımla iman etmedikçe emir sahiplerine itaat edilmeyecektir. İkincisi, emir sahiplerince verilen emrin meşru olması gerekir. Verilen emrin meşru olup olmadığı konusunda belirleyici olan ise islamın temel kaynaklarıdır. Konusu meşru olmayan bir emri yerine getiren sorumluluktan kurtulamaz.

 

İtaat yapısı gereği parçalanmaya, bölünmeye müsait değildir. İtaat ya vardır ya da yoktur. Bulanık bir itaat anlayışına islam yer vermemiştir. Özellikle günümüzde itaat kavramı tam anlaşılamadığı için ortaya farklı sıkıntılar çıkmaktadır. Hizipçilik ümmet anlayışının önüne geçmiş durumdadır. İdeolojik bakış farklılıkları, kutsal liderlik anlayışı, tartışılmaz ağabeylik, hocalık unvanları müslümanların birlikte hareket etmelerine, gerçek itaate yoğunlaşmalarına kısmen de olsa engel oluşturmaktadır.

 

İtaat düzenin, disiplinin temel taşıdır. İtaat olmadan güvenliğin, huzurun ve mutluluğun sağlanması düşünülemez. İtaatin olmadığı yerde endişe, kargaşa ve kaos vardır. Endişenin, kargaşanın ve kaosun hakim olduğu ortamlarda ise anarşi ve terörün baş göstermesi kaçınılmazdır. Herkesin üzerine düşeni yapabileceği disiplinize edilmiş bir toplumun oluşması ancak vahyin belirlediği biçimde itaatle mümkün olacaktır.



Altan Murat Ünal