๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Temmuz 2010, 17:44:25



Konu Başlığı: İşte dünya
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Temmuz 2010, 17:44:25
 
İşte dünya




Ehlullah der: Bâtın-ı kalb âyine-i Sameddir ve Ona mahsustur

Kalbin batınına başka muhabbetlerin girmesine meydan verilmemelidir Bir alaka duymaya deymez Bakiyi faniye tercih eden yiğitler, dünya peşinde koşmazlar; onlar Allah rızası peşinde koşarlar Allah'ın sevgisini kaybetmek endişesiyle kalpleri tir tir titrer

Yavuz Sultan Selim, Mısır seferine çıktığında ordusuyla saatlerce Kocaeli'nin bağ ve bahçelerinden geçer Bir ara Yavuz'un içinde bir endişe belirir:

"- Acaba asker, izinsiz bir tek elma koparmış mıdır?" Bir müddet sonra ordusunu durdurur Yeniçeri ağasını yanına çağırarak bütün askerin heybelerinin aranmasını emreder Arattığı şey tek bir elmadır Fakat yarım elma bile çıkmaz heybelerden Yavuz Sultan Selim sevinçlidir:

"-Eğer bir askerin üstünde halkın bahçesinden koparılmış tek bir elma çıksaydı, Mısır seferinden vazgeçerdim Şükür Allah'ıma" der

Gerçek zafer nedir? Heva ve heveslerin, nefislerin belirlediği hayat programları insanları hayvaniyetten, zilletten nasıl çıkaracak?

Hz Mevlana şöyle der:
"Ruhların zilleti cesetler yüzünden, cesetlerin izzeti ise ruhlardan dolayıdır"

HzMevlana bu dünyayı bir fare deliğine benzetir Sadece bu dünyaya çalışmak, bu dünyadaki bilgileri öğrenmek, ötelerle ilgili hiçbir şeyi umursamamak, bu deliğin ötesine bakamamak fare gibi olmayı da beraberinde getiriyor

Hz Mevlana şöyle der:
"Eğer gönül dışarı çıkmaktan ümidini kesmiş ise bu bedenden kurtuluş yolu kapanmıştır"

"Ahiri gören mesut olur, ahırı görense kapıdan kovulur"

Hadis-i kudside de buyuruldu ki:
Hak teâlâ buyurdu ki, \"Ey dünya, bana hizmet edene hizmetçi ol! Sana hizmet eden de senin hizmetçin olsun\" Ebu Nuaym

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
Ey Ademoğlu! Bana ibadet etmek için seni meşgul eden şeyleri bırak ki gönlünü zenginlikle doldurayımİhtiyaçlarını da gidereyimBöyle yapmazsan elini meşgalelerle doldururum, ihtiyacını da gidermem (Tirmizi, İbn Mace)

Dünyaya meyledenin emeli uzun olur, sonunu getiremez, bitmez tükenmez ihtiyaca düşer; öyle bir meşgale kaplar ki mihnetinden kendini kurtaramaz (Deylemi)

Ahiret işi sana kolay gelir, dünya işi zor gelirse, bil ki sen iyi hâl üzeresin Ahiret işi zor, dünya işi kolay gelirse, bil ki durumun kötüdür(Beyheki)

Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Ebu Hüreyre radıyallahü anh\'a hitaben:

-Ey Ebâ Hüreyre, sana, dünyayı bütün varlığı ile göstereyim mi? buyurdu

-Ben de; \"Göster, yâ Resûlallah\" dedim Bunun üzerine Resûlü Ekrem elimden tutarak, beni Medine çöplüklerinin döküldüğü bir dereye götürdüOrada insan kelleleri, insan pislikleri, parçalanmış elbiseler ve kemikler vardı Bunları gösterdikten sonra:

-Gördüğün bu kelleler aynı sizin gibi ihtiras ve uzun kuruntular besleyen kimselerdi Şimdi etsiz kemik olarak kaldılar ve nihâyet çürüyüp toz haline geleceklerdir Bu pislikler, onların yedikleri, leziz yemeklerdir Nereden kazandı ise kazandı, sonra da midelerine indirdiler Şimdi ise, herkes bunlardan uzaklaşmaktadır Bu parçalanmış bezler, onların süslü elbiseleri idi Şimdi rüzgar onları parça parça etmişdir Bu kemikler onların, üzerlerine binip diyar diyar dolaştıkları binitlerinin kemikleridir İşte dünyanın manzarası ve sonu budur Şimdi dünyalık için ağlamak isteyen ağlasın





Filiz Konca