๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Temmuz 2010, 14:08:38



Konu Başlığı: İstanbul un Gözleri Mavi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Temmuz 2010, 14:08:38
İstanbul’un Gözleri Mavi...

(http://static.flickr.com/44/125863967_54b9c6c165.jpg)

Bir tını sızıyor kulaklarımdan en derinime, özledim seni İstanbul
Caddelerin, sokakların ne güzeldi
Bazen bir yaz akşamı kadar çılgın, bazen bir yağmur sonrası kadar masum, dolu dolu gözlerin Göz yaşlarınla ıslanmıştım, aşkınla yanmıştım, taşlarını, ağaçlarını, akşamlarını ve o mavi gözlerini sevmiştim

Gündüzünü alır gecene emanet ederdim, kara bulutlar ilişmesin diye sana
Güneş doğarken sarı saçlarını okşardı, gecelerin hep hüzünlü, ben ağlardım sen ağlardın
İstanbul’um sana doyamazdım

Karanlık caddelerde yürümenin hazzı var, beni çağırışındaki heyecan var, seni özlemenin sızısı var hala derinimde bir yerlerde
İstanbul akıl almaz, İstanbul haşmetli, İstanbul beni severdi, İstanbul’un gözleri mavi

Kara çarşafın kıyılarına oturup dalsam ne zaman mehtabına, rüzgarın şarkılar söylerdi, bazen gözlerin dolu dolu olurdu, lodosun yanağıma bir buse kondururdu
Köşe bucak gezerdim seni, sana hikayeler anlatırdım, aşkınla yanardım, ışıkların, dökülmüş yaprakların ve sarı saçların ne güzeldi
Her gece bir şiir yazardım sana, şimdi bir tını var aşkından hatıra kalan, en derinimde hiç durmadan çalan

Ne zaman sana gelecek olsam, sende tam özlemiş olurdun beni, ne zaman sana varsam, akşamınla karşılardın beni, kıpır kıpır gözlerin yanardı
Ben sendim, sen bendin; böyle söylerdin hani Bensiz sokakların, caddelerin, yağmurun ve akşamların tadı olmazdı hani
İstanbul aşk, İstanbul gece, İstanbul beni severdi, İstanbul’un gözleri mavi

Sarı saçlarına bulutlar konardı, mavi gözlerin beni arardı, hüzünlenince yaprakların solardı; güz olurdu, yağmur yağardı İstanbul kayıp şimdi, gözlerim ağlamaklı
Ay ışında yürümeye hasretim İstanbul, kaybettim seni ve özledim, ölesiye
İstanbul’u kara bulutlar kapladı, İstanbul komploların kurbanı
Sen yoksun İstanbul, saçlarım darmadağınık ve üşüyorum, yokluğuma az kaldı

Aşkının lekeleri kaldı şimdi benek benek kalbimde, ellerim titriyor ve aklım gidiyor, bir tını çalmakta hala en derinimde
Sana ulaşmak zor artık, kara bulutları dağıtacak takatim yok, mecalim yok sana varmaya, duygularım tüketildi, kalbim yırtık; öldüm İstanbul yokum artık

Artık gülmeyeceksin sanki bana, bahar olmayacak sanki hiç Düşlerimin kahramanı olman bana yetmiyor; sokaklarını, taşlarını ve aşkını özlüyorum, boğazımda demirden bir düğüm, İstanbul seni düşlüyorum

Köşe bucak kaçsan da, git desende bana, beni sarmalayıp kaplamışken bitmiyor aşkım sana
İstanbul bir efsane, İstanbul yara, İstanbul beni severdi İstanbul’un gözleri mavi
Yoksun İstanbul, bitiyorum; yokluğuma az kaldı, kaçıyorum yaşamaktan, İstanbulsuz, aşksız yaşamaktan
Bir matem oldun bana, sensizlik bir çığlık, dilimde vaveyla Ne olur son bir kere daha yağ saçlarıma, benim için, yaptıklarım için sana
Seni kaybettim, yağmuruna hasretim, ellerim kara, ne olur al; mezarımdaki son lale saçlarına kurdele

İstanbul aşk, İstanbul gece, İstanbul tılsımlı, İstanbul beni severdi, İstanbul’un gözleri mavi
İstanbul yalan, İstanbul sahte, İstanbul’un suçu yok; İstanbul sadece bir kelime


Alıntı