> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İslam Öncelikli Bir Dünya
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam Öncelikli Bir Dünya  (Okunma Sayısı 740 defa)
22 Ekim 2010, 17:04:35
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 22 Ekim 2010, 17:04:35 »



İslam Öncelikli Bir Dünya


Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan


El-Berâ b. Âzib radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir.

(Uhud Harbinde) Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem'e yüzü demir zırh ile kaplı bir kişi geldi ve;

Ya Resûlullah, hemen harb edeyim de sonra mı müslüman olayım? Diye sordu. Resûlullah (s.a.):

Önce müslüman ol, sonra savaş! Buyurdu.

Adam müslüman oldu, savaştı, sonunda şehit düştü.

Bunun üzerine Hz. Peygamber;

"- Az iş yaptı, çok kazandı" buyurdu.(1)

Manaya tesir etmeyen biriki kelimenin takdim-tehiri gibi bazı farklılıklarla rivayet edilmiş olan hadis-i şerif, İslâmda mutlak olarak önceliğin hangi noktada yoğunlaştığını pek açık bir şekilde ortaya koymaktadır: İman...

Bize göre hadiste en çarpıcı olan taraf, Uhud Savaşı gibi müslümanların gerçekten fevkalade sıkıntılı anlar yaşadığı bir savaş sürerken harbe tam hazır vaziyette gelmiş olan zırhlı kişiye bile Hz. Peygamberin "önce İslâm!" fikrini telkin etmiş olmasıdır. "İman ve İslam bir ikrar meselesidir, nasıl olsa gerçekleştirilir, şimdi acil olan hem de çok acil olan savaştır" gibi bir düşünceye asla iltifat edilmemiş olması fevkalade dikkat çekicidir. Anlaşılmaktadır ki İslam'ın mü'minlere kazandırmak istediği dünya görüşü ve öncelik fikri her hal ü karda ve her türlü tercihte "önce İslâm" eksenlidir.

Hadis-i şerifte dikkat çeken bir başka nokta, bir defacık olsun abdest almadan, bir rek'at namaz kılmadan, bir tek secde yapmadan cennet'e girme bahtiyarlığına eren müslümanın durumudur. Gıpta ve hayranlık uyandıran bu hali, Sevgili Peygamberimiz "az iş yaptı, çok kazandı" buyurmak suretiyle ayrıca vurgulamıştır. Olay, "Önce İslâm" fikrinin müslümana neler kazandırabileceğinin en canlı örneğidir. Bu sebeple rivayetlere göre Hz. Ebû Hureyre, bu gerçekten bahtiyar müslümanı, bilmece konusu yapar, zaman zaman çevresindekilere "haydi bana, bir kere bile namaz kılmadan cennete girmiş bir adam gösterin" dermiş. Sonra da bu olayı anlatırmış.

Savaş, can pazarıdır. Sonunda ölümün bulunması tabiîdir. Peygamber Efendimiz böylesi bir büyük işe girişecek olan kişinin, ancak müslüman olması halinde ölse de sağ kalsa da bir anlam ifade edeceğini bildiği ve bildirmek istediği için, amellerin ancak İslâm ve imanla bir mana kazanacağını cümle aleme duyurmak üzere bu sahabiye "önce İslâm ol, sonra harb et!" buyurmuştur. Bu durum ve olay, bütün işlerinde önce İslâm fikriyle hareket etmenin her müslüman için ne derece gerekli ve isabetli olacağını ortaya koymuş bulunmaktadır.

Kimlik meselesi

Çoğu kimse kendisini birileriyle mukayese eder ve "aynı işi yapıyoruz, biz de aynı sonuçlara ulaşırız ya da ulaşmalıyız" gibi bir savunmaya girer, haklılık iddia eder."Bizim yaptığımız da ibadet sayılır" der. Aslında kendisi de bilir ki, niyet ve tercihlerde büyük çapta farklılıklar bulunmaktadır. Görüntüdeki beraberlik ya da paralellik, sonuçta birliği getirmeyecektir. Şimdi bir an düşünelim, Hadis-i şerifte, kendisinden bahsedilen sahabî, Resûlullah'a sormadan ve iman da etmeden savaşa tutuşsa idi ve öldürülseydi. Cennete girebilir miydi. Hz. Peygamberden "az iş yaptı, çok kazandı" takdir ve iltifatını görebilir miydi?

Kimi "önce vatan" der, kimi "önce insan". Kimi "önce para" der, kimi "önce kavga". Kimi "önce emek" der, kimi "önce sermaye"... Kimi "önce iş" der, kimi "önce tahsil".. Kimi "önce araba" der, kimi "önce petrol".. Kimi "önce ekonomi" der, kimi "önce demokrasi".. Kimi "önce seçim" der, kimi "önce geçim".. Kimi" önce Coo" der, kimi "önce Hans".. Kimi "önce kredi" der, kimi "önce avans".. Kimi "önce can" der, kimi "önce canan"... Kimi "önce parti" der, kimi "önce cemaat". Kimi "önce kadro" der, kimi "önce unvan!." Hem dünya hem de ahirette iyilik isteyen, bir başka ifade ile dünya ve ahiretin mutluluğuna talib olan müslümanlar için "önce İslâm" demek, hem bir görev, hem bir şeref, hem bir şuur hem de bir kimlik meselesidir.

"Aramızda Allah Var"

Rahmetli olmuş nüktedan bir milletvekili -Allah kendisine gani gani rahmet etsin-birgün mecliste, ayrıldığı iktidar partisini acı acı tenkid eder. Muhalefet partisi lideri kuliste kendisine " beyefendi, sizinle aynı şeyleri düşünüyoruz" der ve takdirlerini sunmak ister. Rahmetli cevabı yapıştırır;

"evet, belki aynı şeyleri düşünüyoruz, fakat aramızda Allah var."

Bu küçük olay, müslümanın farkının temelde yani "önce İslâm" düşüncesinde yatması gerektiğini, onun asıl farkının buradan kaynaklandığını pek güzel bir biçimde anlatmaktadır. Bu sebeple hangi işi yaparsak yapalım, hangi hizmetin peşinde olursak olalım, daima düşüncemiz, "önce İslâm" yani önce İslâm'ın dikkate alınması, onun emir ve yasaklarının, onun mesajının, onun hakimiyetinin kollanması olmalıdır. Böylesi bir hassasiyetin rehberliği, ayrılıklara sebeb olan tercihlerin, kendilerine ait asıl yerlerinde kalmalarını ve müslümanların aynı çizgi üzerinde aynı fikirle bir araya gelmelerini mümkün kılacaktır. İnsanlar ve cemaatlarla ilişkilerde de aynı ölçü, "önce İslâm" esası gerçekten önde tutulabilirse, çok şeyin hall yoluna girmiş olduğu görülecektir.

Hz. Peygamberin harb esnasında bile "önce İslâm" buyurmuş olması, yani İslâm önceliği, kendilerini İslâm hizmetinde belli bir metodla çalışmaya adamış bütün İslâmî grubların ve kişilerin dikkatle üzerinde durmaları gereken bir tavır ve sünnettir. Sanıyorum tüm faaliyetler, gerçekten bu eksen etrafında şekillendiği zaman bir mana kazanmış olacaklardır. Zira İslâmsız ya da İslâm önceliği taşımaksızın ciddî ve kazançlı bir iş yapmak imkanı yoktur. Geçici ve görüntüdeki başarılar ve kalabalıklar kimseyi aldatmamalıdır.

Hiç şüphesiz "önce İslâm" demek, kendisini müslümanlardan ayırmamak, ayrı görmemek, onlarla olmaktan kıvanç duymak, mutlu olmak, iftihar etmek, gerektiğinde de seve seve bunun bedelini ödemeye rıza göstermek demektir. Cemaatın gücü de işte buradadır.

İslâm dünyası olarak en büyük kaybımız "İslâm önceliği" fikridir. Bu disiplini yeniden elde ettiğimiz gün,"az iş yapmış" olsak da gerçekten "çok kazanmış" olacağız. Zira hayat programı İslâm önceliğine göre ayarlanmış kişi ve cemaatlar, İslâm ümmetinin gerçek gücünü bütün dünyaya ispat edecek çekirdek birimlerdir.

Müslümanlar olarak hep birlikte, İslâm öncelikli bir yaşayış tarzı ortaya koymamız, çağımızın en büyük ve yaygın cihadını gerçekleştirmemiz anlamına gelecektir. Bu mesajın sahibinin doğum yıldönümü günlerinde, buyurun böylesi bir yenilenmeye... O'nun izinde, O'nun irşadlarıyla kişilik ve kimlik kazanmaya... Dünyaya "müslüman ol" davetiyesi çıkarmaya....

Ya Rabb, şükrümüz ve hamdimiz sana, salat ve selamlarımız sevgili Resûlün Hz. Muhammed Mustafa'ya... Dualarımız ve başarı dileklerimiz O'nu izleyen tüm müslümanlara, imandaşlara..

Dipnot: l. Buharî, cihad 13; Ahmed b. Hanbel IV, 293

SÜNNETTEN ÖLÇÜLER

CENNET, HZ. PEYGAMBERİ İZLEYENLERİNDİR


"Kitap ve sünnet çizgisi" en kısa ve en açık ifadesiyle "vahy çerçevesi" demektir. Bir başka deyişle "vahy İslâmı"dır.

Allah Teala'nın esaslarını bildirdiği; Hz. Peygamber'in de sünnetiyle yorumlayıp uygulamasını gösterdiği, evrensel çapta şekillendirdiği İslâm... Hiç bir siyasi ya da itikadî fırkanın yorumu içine sığdırılmamış, sıkıştırılmamış İslâm...

Onu böyle kabul edip Allah Resûlünü izleyenler ile O'na direnip karşı gelenler elbette tefrik edileceklerdir.

Allah kendisinden razı olsun Hz. Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

- "Direnenler dışında ümmetimin tamamı cennete girecektir"

- Direnenler kimlerdir? dediler:

- "Bana itaat eden cennete girer. Bana isyan eden ise (cennete girmemek için) direnmiş demektir." (Buharî, İ'tisam, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 361)

Cennete girmek "büyük kurtuluş", "büyük mutluluk"tur. Bu mutluluğa Hz. Peygamberi izleyenler erecektir... Ötesi, cennete direnmektir. Başka ne denir?

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam Öncelikli Bir Dünya
« Posted on: 19 Nisan 2024, 19:11:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam Öncelikli Bir Dünya rüya tabiri,İslam Öncelikli Bir Dünya mekke canlı, İslam Öncelikli Bir Dünya kabe canlı yayın, İslam Öncelikli Bir Dünya Üç boyutlu kuran oku İslam Öncelikli Bir Dünya kuran ı kerim, İslam Öncelikli Bir Dünya peygamber kıssaları,İslam Öncelikli Bir Dünya ilitam ders soruları, İslam Öncelikli Bir Dünyaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes