> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İşi ehline vermeli
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İşi ehline vermeli  (Okunma Sayısı 653 defa)
15 Temmuz 2010, 11:41:59
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 15 Temmuz 2010, 11:41:59 »



İşi Ehline Vermeli


Allah Rasûlü ((sallallahu aleyhi ve sellem)), bir hadislerinde kendisine kıyametin ne zaman kopacağını soranlara cevap olarak: “İş, ehli olmayan kişilere verilince kıyameti bekle, kıyametin kopması pek yakındır” (Buhârî, İlim, 2) buyurmuşlardır

İşe ehil insanların vaziyet edilmesi huzur ve saadetin mühim vesilelerindendir Bu sayede hem ehil olan kimse, kendisi tatmin olacak hem de o iş layık-ı vech ile yerine getirilecektir Dahası, önemli mevzular sürüncemede kalmadan halledilecektir Eğer bu mesele birilerinin idaresi şeklinde ise, teb’a rahat edecek, huzura erecektir Öte yandan, kişileri ehil olmadıkları işlerde istihdam etme hem o işe, hem o kimseye, hem de o işten etkilenenlere karşı bir zulümdür İş âtıl kalır, ehil olmayan kimse, başarısız olacağından mahcup olur veya o işi yaparken isteksiz, gönülsüz yapar Nihayet, işten etkilenen kimseler de ya mazlum olurlar, ya hayal kırıklıkları yaşarlar, ya da madur kalırlar

İşi ehline verme, aslında bir basiret ve firaset işidir Kâinatın İftihar Tablosu her hususta olduğu gibi bu hususta da zirveyi tutar O, yanına en sadık dost olarak Hazreti Ebû Bekir’i seçerken de, Habeşistan’a gönderdiği heyetin başına Cafer b Ebi Tâlib’i seçerken de, Medine’ye ilk mürşid olarak Hazreti Mus’ab b Umeyr’i gönderirken de, hicret ederken yatağına Hazreti Ali’yi bırakırken de, harb meydanında elinde kılıçlaşan sopayı Ebu Dücâne’ye verirken de, Kureyşli müşriklerle Yahudilerin ittifakını bozma misyonunu Nuaym b Mes’ud’a verirken de, başkasını değil Hazreti Huzeyfe’yi sırdaş edinirken de, Mekke’de bir çaşıt olarak kalıp istihbarat yapmak üzere Hazreti Abbas’ı bırakırken de ve mali mevzularda Erkam b Ebî Erkam (radıyallahu anh)ı seçerken de hep isabet etmiştir Her birini kabiliyetlerine göre görevlendirmiş, hepsi de işin ehli olarak ellerinden geleni yapmış ve misyonlarını hakkıyla eda etmişlerdir Bu sayede hem o işler tam olarak gerçekleşmiş, hem o sahabe efendilerimiz vazifelerinde başarılı olmanın huzurunu yaşamış ve dünya Allah Rasûlünün fetanet-i azamına bu vesile ile bir kez daha şahid olmuştur

Kur’an’da “Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adalete uygun tarzda hüküm vermenizi emreder Allah bununla, size ne de güzel öğüt veriyor! Şüphe yok ki Allah Semî ve Basîrdir (sözlerinizi de, hükümlerinizi de hakkıyla işitir, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görür)” (Nisâ, 4/58) buyurularak emanetin veya işin ehil kimselere verilmesinin ne kadar mühim olduğu vurgulanır Bununla, aslında işi ehline vermenin, emaneti hakkını verecek kimseye teslim etmenin bir mesuliyet olduğu bildirilir

Ehil olma bazan o işin eğitimini almaya tecrübesini edinmeye bağlı olabilir Bu en tabii şeydir Fakat bazan da ehil olmayı belirleyen şey zeka ve kabiliyettir Aslında bütün bunların hepsi ehil olacaklar için aranır ama zeka ve kabiliyet bazen yaşı da, makamı da ikinci konuma indirebilir Yani, ehil kimsenin yaşının küçüklüğü, geldiği muhit, tahsilinin düşük olması işe vaziyet etmesine engel teşkil etmemelidir Formalitelerin ağında boğulan kimseler veya toplumlar maalesef bu sebeple nice kabiliyetlerin atıl kalmasına, nice enerjilerin heba edilmesine ve işlerin sürüncemede kalmasına sebep olurlar Bir yerde okuduğum şu haber gerçekten düşündürücüdür
Yıllarca önce bir ülke, Amerika'dan bir iş için general ister Onlar da, o işi en iyi bilen bir albay gönderirler Öbürleri, “Biz general istedik, siz albay gönderdiniz” derler Amerikan yetkilileri hayret eder, “Biz size o işi yapabilecek en iyi elemanlarımızdan birini gönderdik Unvan sizce o kadar önemli mi?” derler Sonra, “Madem general istiyorsunuz, gönderdiğimiz albay, generalliğe terfi ettirilmiştir” diyerek terfisini gönderirler O albay, general olarak aynı görevi yapar Evet, tarihin sayfalarında gördüğümüze göre, Osmanlıda da sıradan bir kişi üstün hizmetleri görülürse, kabiliyeti ve zekası ile kendini ispat ederse paşa, hatta sadrazam bile olabiliyordu Bazan da sultanın yanında hususi iltifata nail oluyordu
Bakınız Sultan Mahmud’la alakalı şu hatıra buna güzel bir misal teşkil eder

Sultan Mahmud’un Ayaz isminde bir kölesi vardır Fakat sultan bu köleye o kadar değer verir ki, beyler paşalar bile onu kıskanır Bir gün beyleri Sultan Mahmud'a:
“Ayaz denilen bu kölenin ne marifeti var ki, sen ona otuz kişinin maaşı kadar maaş ödüyorsun?” dediler
Sultan Mahmud bu soruya o anda karşılık vermedi Birkaç gün sonra beylerini alarak ava çıktı Giderlerken bir kervanın gitmekte olduğunu gördüler Sultan Mahmud Beylerden birine:
“Git sor, bakalım bu kervan nereden geliyor?” dedi
Bey atını sürerek, gitti birkaç dakika içinde geriye döndü
“Efendim kervan Rey şehrinden geliyor” dedi Sultan Mahmud:
“Peki nereye gidiyormuş” diye sorunca bey susup kaldı
Bunun üzerine Sultan Mahmud başka birini gönderdi O da gidip geldi:
“Efendim, Yemen'e gidiyormuş” dedi Padişah:
“Yükü neymiş?” deyince o da sustu kaldı Bu defa padişah başka bir beye:
“Sen de git yükünü öğren!” dedi Bey gitti geldi:
“Her cins mal var fakat çoğu Rey kâseleri” dedi Padişah:
“Peki kervan Rey'den ne zaman çıkmış?” diye sorunca bey susup kaldı cevap veremedi
Padişah böylece tam otuz beyi gönderdi otuzu da istenen bilgileri tam olarak getiremedi
Padişah son olarak Ayaz'ı çağırdı:
“Ayaz, git bak bakalım şu kervan nereden geliyor” dedi
Ayaz saygıyla padişahın huzurunda eğilerek konuşmaya başladı:
“Efendim, kervan görünür görünmez sizin merak ederek soracağınızı tahmin ettiğimden gidip gerekenleri öğrendim Kervan Rey'den geliyor, Yemen'e gidiyor, yükü şudur, şu kadar at, şu kadar deve, şu kadar katırdan oluşuyor Kervanda şu kadar insan var, onlardan şu kadarı silahlı” diye başlayarak kervan hakkında en küçük malumata varıncaya kadar anlattı Bütün bunları beyler ağzı açık dinliyorlardı
Böylece Ayaz tek başına otuz beyin edinemediği bilgiyi edinmiş, başaramadığı işi başarmıştı

Görülen o ki, akıl yaşta değil baştadır İşin ehli köle de olsa ehildir Yeter ki, insanlar onları hazmetsinler ve önlerini açsınlar Ehil olduğuna inandıkları kimselere işi teslim ederken cesur olsunlar
Rabbim, işlerimizi ehil kimselerin ellerine teslime bizleri muvaffak eyle… Bize, işlerimize vaziyet edecek ehil kimseler lutfeyle… Bizleri de bizim kabiliyetlerimize uygun işlerde ehil eyle…


Ali Ünsal

 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İşi ehline vermeli
« Posted on: 26 Nisan 2024, 16:06:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İşi ehline vermeli rüya tabiri,İşi ehline vermeli mekke canlı, İşi ehline vermeli kabe canlı yayın, İşi ehline vermeli Üç boyutlu kuran oku İşi ehline vermeli kuran ı kerim, İşi ehline vermeli peygamber kıssaları,İşi ehline vermeli ilitam ders soruları, İşi ehline vermeli önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes