> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İşi ehline vermek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İşi ehline vermek  (Okunma Sayısı 726 defa)
19 Eylül 2010, 16:56:02
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Eylül 2010, 16:56:02 »



İşi ehline vermek


Esasen, yetkili kimselerde aranması gereken, hem maharet/iş ehliyeti, hem de salahat/takva/İslamî ahlaktır. Ancak bu iki özelliği bir arada bulmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu takdirde;

Hâkimiyet Müslümanlarda olduktan sonra, bazı gayrimüslimlerin maharetinden istifade etmenin herhangi bir sakıncası yoktur. Çünkü, her zaman, güzel ahlakla beraber güzel maharet ve güzel sanat aynı kişide bulunmayabilir. Öyle bazı yerler var ki, takva sahibi kişiden ziyade maharet sahibi kişiye ihtiyaç vardır. Nitekim, hiç kimse, saatinin tamirini o konuda hiçbir bilgisi olmayan bir veliye havale etmez. Bunun yanında şu da bir gerçektir ki, “Hırsız bir kimseyi hazinenin başına bekçi bırakmak, koyun sürüsünün başına kurdu bırakmakla aynı anlama gelir.”

Kur’ân bir âyetinde şöyle buyuruyor:
“Muhakkak ki Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah bu emriyle size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla işitir ve her şeyi hakkıyla görür.” (Nisa Sûresi, 58 )

Emanetleri ehline vermek, işleri o işten anlayanlara vermek demektir. İşten anlamayan insan o işi yüzüne gözüne bulaştırır, fayda vereceğim derken zarar verir. Zararını da sadece kendisi değil, herkes çeker. Allah Resûlü (asm) bir işe bir kişiyi tayin edeceği zaman bu noktaya son derece dikkat ederdi. İşin altında ezilecek kimselere o işi vermezdi.

Yukarıdaki âyetin inişiyle ilgili şöyle bir olay anlatılır (Müslim, Hac, 390): Mekke döneminde Allah Resûlü (asm) bir grup sahabeyle birlikte Kâbe’ye girmek istemiş, o günlerde Kâbe’nin anahtarları elinde olan kayyım Osman bin Talha müşrik olduğu için oldukça kaba ve sert bir davranışla Kâbe’ye girmelerini engellemişti.

Bunun üzerine Allah Resûlü (asm), “Ey Osman!” dedi. “Öyle bir gün gelir ki Kâbe’nin anahtarları elime geçer, istediğim yere koyar, istediğim kişiye veririm.” dediğinde, Osman bin Talha: “Bu Kureyş’in bitişi, değerden düşüşü demektir” demişti. Allah Resûlü (asm) de: “Hayır, tam tersi o gün Kureyş ayakta kalacak ve değeri daha da artacaktır.” demişti.

Gün geldi Mekke fethedildi. Kâbe’nin tasarrufu tamamen Resûlullah’ın (asm) eline geçti. Kâbe’nin anahtarlarını istediği kişiye verebilecek konumdaydı. Ama o ne intikam duyguları içerisine girecek, ne de bu iş için Osman bin Talha’dan başka birini arayacaktı. Çünkü yukarıdaki âyet nazil olmuş, emanetlerin ehil olanlara verilmesi emredilmişti. Onun için Allah Resûlü (asm) işin ehli olan Osman bin Talha’yı çağırıyor, indirilen yukarıdaki âyeti okuyor, günün iyilik ve ahde vefa günü olduğunu belirterek Kâbe’nin anahtarlarını yeniden ona verirken Osman bin Talha ailesine şu tavsiyelerde bulunuyordu: “Ey Ebû Talha Oğulları! Allahü Teâlânın emanetini, sizde sürekli kalmak ve dürüst davranmak üzere alınız. Zulme girmedikçe onu elinizden kimse alamayacaktır.”

Böylece iş hem ehil ellere teslim ediliyor, hem adama iş değil, işe adam seçilmesi gerektiği gösterilmiş, hem de Resûlullah’ın (asm) bir mû'cizesi gerçekleşmiş oluyordu.

Meşrutiyet devrinde “Şimdi Ermeniler kaymakam, vali oluyorlar. Bu nasıl olur?” şeklideki bir soruya Bediüzzaman’ın verdiği cevap şudur:

“Saatçi ve makineci oldukları gibi… Zira meşrutiyet hâkimiyet-i millettir. Hükümet hizmetkârdır. Meşrutiyet doğru olursa, kaymakam ve vali reis değil, belki (bilakis) ücretli hizmetkardır. Gayr-ı müslim reis olamaz fakat hizmetkâr olur. Farz ediniz ki, memuriyet bir nevi riyaset, bir ağalıktır. Gayr-ı Müslimlerden üç bin adamı ağalığımıza, riyasetimize şerik/ortak ettiğimiz vakit, millet-i islamiyeden  aktar-ı âlemde (dünyanın her tarafında) üç yüz bin adamın riyasetine yol açılır. Biri zayi edip bini kazanan zarar etmez.”

Bu son cümlelerin özeti şudur: Biz ülkemizde onlara yer vermezsek, onlar da ülkelerinde bize yer vermezler...


Hasan KILIÇ
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İşi ehline vermek
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:06:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İşi ehline vermek rüya tabiri,İşi ehline vermek mekke canlı, İşi ehline vermek kabe canlı yayın, İşi ehline vermek Üç boyutlu kuran oku İşi ehline vermek kuran ı kerim, İşi ehline vermek peygamber kıssaları,İşi ehline vermek ilitam ders soruları, İşi ehline vermekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes