> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi?  (Okunma Sayısı 1643 defa)
03 Aralık 2010, 14:49:15
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Aralık 2010, 14:49:15 »



İnsanın En Kıymetlisi, Ameli Mi Emeli Mi? 


Emeller midir yoksa ameller mi düşünmemiz gereken. Sormalı kendine insan, hangisinden hesaba çekilecek. Bizi uzun uzun düşündüren hangisidir veya hangisi olmalıdır? Şüphesiz ikisi de önemli! Çünkü biri diğerini oluşturuyor çoğu defa. Zira insan amellerini, emellerinden oluşturmak istiyor ve bunu da genelde başarıyor, başarmak için çaba da sarf ediyor. Bir şey amelde mi yoksa emelde mi önemlidir? Eğer ameli, emelinden oluşsun istiyorsa ve bunun için emek harcıyorsa ikisine de gereken değeri vermelidir. Ama nedense insan, emelken kıymet verdiklerine, amelken aynı özeni göstermez. Çünkü insan yapısı gereği olsa gerek, gözünü, emeline diker, ameline değil! Hayattaki tüm ameller, bir emelin sonucu değildir elbet ama her emelin sonucu bir ameldir. Eğer peşinde koştuklarımız en çok emellerimizse, amele dönüştükten sonra da ona gereken değeri vermeliyiz.
Amele dönüştükten sonra değer kaybediyorsa -yani isteğe kavuşunca istek ölüyorsa-demek ki emele de his, duyuş, hikmet, basiret lazım. Emel sonsuz olabilir, hiç gerçekleşme şansı olmayabilir de. Ama amel durmadan oluşandır, her an bile. Amel çok beklemez, emelin çok beklediği olur. Oysa kavuşmayı umduğumuz odur. Ameller niyetlere göredir. Bu doğru! Ama niyetleri oluşturan ameller de olabilir. Bazen emele ulaşmak için hedeflenen amel, kişiyi istemeden, niyetini(emelini) değiştirmeye de mecbur bırakabilir. Yani amel, her zaman hedefe götüren bir araç olmayabilir de. Bu durumda hangisi önemli amel mi emel mi? Her şeyden evvel, bazı ameller var ki onlar sorumluklarımız, bu durum da amel, hedeften uzaklaştırabildiği gibi hedefe yakınlaştırabilir de. Bu biraz da neyi amele yakın tuttuğumuzla ilgili. Eğer amel, emelden uzaklaştırıyorsa ne yapmalı? Emelimizi, düşünü kurduğumuzu bir daha gözden geçirmeli. Daha faydalıyı düşlemeli. Belki de iyi amelimiz doğrultusunda emeller edinmeliyiz, böylelikle gerçeğe daha yakın düşmüş oluruz.“İnsan her arzuladığına kavuşamaz”(Kur’an). Bazen kavuştuğu da arzuladığı olmaz, kavuşmak için çaba sarf ettiği de. Ama fayda umduğuna çaba sarf etmek ister. Böyle olması da fıtrata aykırı değildir.
Belki de, hiç ummadığımız bir amel, bir emelin önünü açacaktır. Hayatın, nereye nelerle bağlandığını kim bilebilir ki? İşte bu durum, amellerimizin önemini daha fazla ortaya çıkarıyor. Her düşün gerçekleşmesi için zamana ihtiyaç vardır. Yani her düş, zaman, çaba, emek ister. Elbette zaman da düş kadar önemlidir. Çünkü biz, zamana mahdut varlıklarız. Zaman üstü olamayacağımız gibi, zamansız da olamayız. Her şeyin bir zamanı vardır, her zamanın bir işi. Zamanı gelmeden gelmeyen, yapılamayan işler vardır. Ameller için de durum budur, emeller için de. Hatta öyle ki gelen ve giden zamanla değişen ameller ve emeller de olabilir. Ve bazen zaman, emelleri unutturur, anlamını yitirtebilir. Bizce emel, zamanla değişmeyen, anlamını ve değerini yitiren bir şey olmamalı. Eğer böyleyse o emel, emel olmaz. Söz konusu emel olunca insana, sanki kutsal bir hüviyete bürünmüş gibi görünür.  Oysa böyle değildir!
İnsan, acayipliklerle dolu bir varlık. Bazen kendi mahvına sebep olanı da, emel diye görebilir, farkına varmadan. Evet, emel değerli olmalı, zaman, insan onun büyüsünü bozmamalı. Zira emeli insan kalbinde taşır, en değerlisidir insanın, en kıymetlisi. Öyle ki onun büyüsü bozulmasın diye, çok az söz eder ondan, temkinli davranır söz ederken onu kıskanır başkalarından. Her anne için bebeği kıymetlidir. Onu önce karnında taşır, sonra sırtında. Emel de insan için böyledir, bir farkla! Kişi onu kalbinde taşır, konduramaz başka yere. Hele de bu emelinden eminse! O hâlde ne yapmalı gerçekleşmesi için? Zamana mı bırakmalı, yoksa zamanı ona mı taşımalı, bir an evvel gerçekleşsin diye. Cevap her ikisi de değil, elbet! Çünkü zamanı gelmeden hiçbir şeyi gerçekleştiremeyiz, hiçbir şeyi gerçekleştirilmeyen emelin de zamanı gelmez. Zira vakit hiçbir şey yapmadan da geçip gidendir. Hz. Ali: “Ey oğul gece, gündüze iyi bak! Sen dursan da onlar seni taşır, durmasan da onlar yol alır.”diyor. Her şey zamanla yol alıyor. Vakit gelmeden namaz kılamayız, ölmeden mezara giremeyiz, yürümeden koşamayız. Bize düşen zamanı doğru kullanmak. Yoksa ne koşan zamanı durdurabiliriz, ne de zamanı emellerimize koşturabiliriz.
 Bazen ertelemek zorunda kalabiliriz emellerimizi hatta zamanı geldiğini düşünsek bile ve bir daha böyle bir anı yakalayamayacağımızı bile bile. Buna, insanın zor zamanları denir. Hepsinin bir nedeni var, bekleyenin de, bekletilenin de. Emellerin bekleyen bir zamanı olur da, amellerin olmaz mı? Amellerinki anlıktır; kaçırmamak gerekir. Zamana en çok da ameller bağlıdır, onları ertelemek, hayatı ertelemek gibidir. Bazen ertelediğiniz, bir daha elinize geçmez. Zaman size o fırsatı bir daha vermez. Yalnızca bu da değil, onu bir daha gerçekleştirebilmek için, yeniden, zamanının gelmesini gözlersiniz. Vakti gelmeden nasıl bazı amelleri gerçekleştiremiyorsak vakti geçen amelin durumu da budur.
Mesul olduklarımız amellerimizse onlar için daha çok çaba harcamalı, zamanı doğru kullanmalıyız. Veyahut gözümüzü, emelimizden daha çok amelimize dikmeliyiz. Ya da gerçekleşmesi elzem olan düşler kurmalıyız. İnsanı düş kurmaktan kim vazgeçirebilir ki? İnsan, hayatının her döneminde kalbinde bir emel taşır. Ama mümin için durum biraz farklıdır. O iyi amelinden sevap aldığı gibi, hayırlı olan düşünden de sevap alır, velev ki onu hiç amele dökmemiş olsun. Böyle olunca mefkûresinde boş emellere yer olmamalı, emelsiz de olmamalı. Çünkü bu artık bir sorumluluktur onun için. Bu noktada şu da düşünülebilir: Ameller mi emellere şekil verir, emeller mi amellere? Evet, emel insan ameline şekil verir, onu değiştirir, genelde bu hep böyle düşünülür. Ama ameller de emellere şekil verir. Nasıl mı? Şu örnek, belki de durumu anlatmaya bir nebze de olsa yardım edebilir. Namaz kılan kimse ezansız, susuz bir yer hayal etmez, sadece bu da değil, bazen bir amel hiç ummadığımız emellere götürür. Belki büyük keşiflere, büyük hayallere bir amel öncülük edebilir, ilham verebilir. İşte emeli şekillendiren ameller olur böylelikle.
Sorulabilir amel mi emele kıymet katar yoksa ameli kıymetli kılan emel mi? İnsan, fıtratı gereği emelinin peşinden çokça koşar, ona ulaştıracak amelleri zevkle, iştiyakla, heyecanla yapar. O amelleri kıymetli görür çünkü onu hedefine bunlar götürecektir, bu yolla emeline ulaşabilecektir. Bu anlaşılır bir şey ve doğal olarak amele kıymet katan emeldir denir. Ama öyle şeyler var ki ortaya koyduğunuz amel, emelden daha büyüktür. Eğer o amel olmazsa emelinde anlamı olmaz. Emel ne kadar büyük ve kıymetli olursa olsun, amele geçmeyen emel, ölüdür. Bazen iyi amel hedef oluşturur, insan iyi yaptığının ardına düşer. Ama emel iyiyse, hiç gerçekleşme şansı bulamasa da, ona yönelik amellerden de vazgeçilmemeli, o emelden de. Emeli amelsiz düşünemeyiz, öyleyse ameli de emelsiz düşünmemeliyiz. Hedefi olmayan okun, başarı şansı yoktur. Çünkü amel, emeli besler, tıpkı emelin ameli beslediği gibi. Yürümeyen, sadece hayal kurarak zirveye tırmanamaz. Her gece düşünde hacda olduğunu görse de bu onu gerçek yapmaz. Bulmamız gereken cevap, amellerimizin kaçında bir amaç var ve kaçı Allah için yapıldı? Bu cevap bizi emellere götürecektir. Ve bulacağımız bu cevapla, vazgeçemeyeceğimiz amelde, emelde olmayacaktır. Doğruyu fikre ve kalbe yerleştiren, onu, doğru emele ve amelede taşır; neyi fikrinden ve hayatından çıkaracağını da bilir.
İnsanı en çok meşgul edip yoran, tuli emellerdir. “Şeytan ona fit vermiş ve onu uzun uzun emellere düşürmüştür.”(Kur’an). Hevaya uymak hakkın önünü keser, tuli emel ahireti unutturur. Soljenitsin; “Eğer arzularımızla, taleplerimizi kesin bir biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenemezsek insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler yani insanlık paramparça olup gideceğiz.” Nikolayloski ise, “Bir kişilik, benlikten daha yüksek değerlere yönelmemişse kaçınılmaz olarak yozlaşma ve çözülme baş gösterir.” diyor. İnsanın uzağındaki emelidir, yakınındaki ameli. İnsan gözünü uzaktakine diker, onun peşinden koşar fakat eceli onu yakalar, çoğunlukla emeline ulaşamaz.
 Mevlana; “Dünyanın direği emeldir, dünyayı insanın emeli şekillendirir.” der. İnsanın emelleri, hırsları olmasa idi bu kadar buluş yapılmaz, teknoloji de bu kadar ilerlenmezdi. Fakat amel dünyası da boşluk kabul etmez, eğer boşluklar anlamlı, doyurucu amellerle doldurulmazsa sonsuz emel devreye girer. Emel haram helal sınırını zorlarsa insanı savurur. Öyleyse kalbi, aklı, ruhu, fıtratı zorlamayan, bozmayan ameller ve emellerimiz olsun. “

“Allah’a itaat edin, resulüne de ve amellerinizi boşa çıkarmayın.”(Kur’an).     
   

Halise Ekemen
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi?
« Posted on: 28 Mart 2024, 23:28:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi? rüya tabiri,İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi? mekke canlı, İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi? kabe canlı yayın, İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi? Üç boyutlu kuran oku İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi? kuran ı kerim, İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi? peygamber kıssaları,İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi? ilitam ders soruları, İnsanın en kıymetlisi ameli mi emeli mi?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes