> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu  (Okunma Sayısı 623 defa)
01 Aralık 2010, 18:17:40
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 01 Aralık 2010, 18:17:40 »



İnsanın Bireysel Ve Toplumsal Kirlenme Sorunu



(1-İNSANIN İSİM ALMA SÜREÇLERİ)



Yegâne İlah ve Yaratıcı olan Allah tarafından insana önerilen bireysel veya toplumsal sorumlukların, kabul edilebilir geçerli bir mazeret olmaksızın terk edilmesi  “Kirlenme”dir.

Günümüzde ister kalbi melekeleri açısından isterse akletmemeye bağlı olarak bir şekilde kirlenmiş olan insan isimli varlığın Yaratıcısının buyruklarıyla yaşadığı sorunlar hayatın her alanında belirgin bir şekilde göze çarpmaktadır. Bu insan Müslüman olmadığı için kirlendiği gibi Müslüman adını aldıktan sonra da  sorumluluklarını “emanet” bilinciyle yerine getirmemesi durumunda “zalim” ve “cahil” kimliği (33/ Ahzap 72) onu kirlenmeye açık hale getirecektir.  Kirlenirken aldığı mesafeler veya süreçler değişik isimler almasına yol açtığı için Kur’an’ın ayetleri ışığında insan isimli varlığı eğilimleriyle ele alacağız.

 İnsanın bireysel veya  toplumsal sorumluluklarından kaçışı sürecinde aldığı isimlere baktığımızda, isim almada onun davranış tarzının etkili olduğunu görmekteyiz. İsimlerin tamamını veren Allah’tır. Ademe öğretilen isimlerin içeriğine vakıf olmamakla beraber, insanın aldığı isimleri veren Allah’ın insanın en temel eğilimlerini esas aldığını söyleyebiliriz. Zira  kalbi veya akli değişimlerin başlatıcıları en temeldeki eğilimlerdir ve arınma gibi kirlenmeyi de bu eğilimler belirlemektedir.     

İnsan doğru ile yanlış arasında bir tercihte bulunması konusunda serbest bırakılmıştır.  Aksi takdirde bir isim alması mümkün değildir. Değişimin temel belirleyicilerini  “sorumluluk alma” veya “sorumluluktan kaçma” olarak ele alırsak,  “arınma” veya “kirlenme” de “üzerinde bulunulan hal”  olarak karşımıza çıkar. Örneğin “arınma” iyi bir ad almasının süreçteki hali iken, “kirlenme” de kötü bir ad almasının süreçteki halidir.

“Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken uzun zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip geçti. Şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören kıldık. Biz ona yolu gösterdik;  şükredici veya küfredici olması artık ona kalmıştır.” ( 70/ İnsan,1–3).

İnsan  bireysel veya toplumsal sorumlulukları dışında bir alanda denenmez.

Denenme sırasında bireysel ve toplumsal sorumlulukları  insan için bir değer taşımaz da Allah’ın sunduğu önerileri  görmezden gelip  yaratılışından gelen değerlerin  üzerini örtecek olursa   olumlu bir değişime de taraf olmayacağı kesinleşir ve kirlenmesi onu  olumsuz isimlerden bir isme hazırlar. Kirlenme neticesinde alabileceği en kötü isim   “Kâfir” ismidir. Kâfir olan  kişi kirlenmeyi bir süreç olarak yaşayıp üzerinde bulunduğu hali kemale erdirince kendiliğinden bu ismi alır. Bu ismi alan birisi için de  başta Allah'ın varlığı olmak üzere, kendisine öneri sunan kitabi  ayetlerin, nimetlerin veya hükümlerin bir değeri kalmamıştır. Zamanında yol gösterilen    insanın bu noktadan sonra uyarılması da istenilen  değişimi başlatmaz. Artık ona verilen işitmenin ve görmenin de bir değeri yoktur.

“Andolsun, elçilerimiz onlara açık deliller getirmişlerdir. Fakat önceden yalanladıklarından ötürü inanmaya yanaşmadılar. Allah, kâfirlerin kalplerini işte böyle mühürler.” (7/A'râf, 101).

“Kalpleri vardır, ama onlarla gerçeği kavramazlar; gözleri vardır, fakat onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. Hayvanlar gibidir onlar, hatta daha da sapık/yoldan çıkmış...” (7/A'râf, 179).

 "Gerçek şu ki, kâfir olanları uyarsan da uyarmasan da onlar için fark etmez;  iman etmezler. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için büyük bir azap vardır." (2/Bakara, 6–7 ).

Değişim geçirenlerin üzerinde bulundukları halin kendisi gerçekten önemlidir.    "Bizimle olan anlaşmalarını bozdukları için, onları lanetledik ve kalplerini

katılaştırdık." (5/Mâide, 14).

Kişi yaptığı anlaşmayı bozduğunda lanete uğramaktadır. Kalbi de bu yeni duruma göre şekil almakta ve ifade edildiği gibi katılaşmaktadır. Bu değişim üzerelerken yaptıkları amelleri de onlara hayır getirmemektedir.

"Yaptıkları şey, kalplerini pasa boğdu." (83/Mutaffifin, 14).

 Zira bunların amelleri kirlenmede kısır döngüden başka bir işlev yapmamış sonuçta kalplerini pas kaplamıştır. Küfürle noktalanacak olan bu süreçte nelerin yaşandığını da yine Kur’an haber vermektedir:

"Hiç olmazsa azabımız kendilerine gelince yalvarmaları gerekmez miydi? Fakat kalpleri katılaşmış ve şeytan yaptıklarını onlara cazip göstermişti." (6/En'âm, 43).

 Yapılanları cazip görme, akli bir melekenin de bozulmasına önemli işarettir. Kişi hakkiyle düşünmediği zaman kendi mantıksal kurgusu ona doğruyu eğri diye gösterir. Düşünememe halinin kalpteki bir hastalıktan kaynaklandığını da Kur’an’dan anlamak mümkündür:

"Kur'an'ı düşünmeyecekler mi, yoksa kalpleri üstünde kilitler mi var?" (47/Muhammed, 24).

İnsan ki kalbi ve kulakları mühürlenmiş, gözleri de perdelenmiş bir duruma gelmiştir. Hayvanlaşmış, daha da sapıklaşmış ve iman etmemeye kadar sürüklenmiştir. Kirlenme kalpte başlayan bir geçmişe sahip olduğu için, takdir gereği bu kalbin üzerine mühür vurulmuştur. Üzerine mühür vurulan kalbin görme ve işitme melekelerinden mahrum bırakılmasıyla da süreç tamamlanmıştır:

"Gerçekten kâfir olanları inzâr etsen de etmesen de (azap ile korkutsan da korkutmasan da) fark etmez . Çünkü onlar iman etmezler." (2/Bakara, 6)

 Arınma halini sürdürenlere gelince, akıbet olarak  şükredici mü’minlerden olmuşlardır:

 “… Allah imanı size sevdirdi ve onu kalplerinize güzelleştirdi. Hakikati inkâr etmeyi, günah işlemeyi ve karşı çıkmayı size çirkin gösterdi.” (49/Hucurat, 7)

Kalbin kendisi  –Arapça dil bilgisi açısından incelendiğinde  -    değişim ve dönüşümü ifade etmektedir. İnsan, öğüdü  dinleyen ve itaat eden konumundayken kalbinin işitme/(sema) ve görme/(basar ) melekeleri kalbin değişimini iman etme yönünde başlatmaktadır. İşitip isyan eden konumunda da bu değişimin yönü küfretmeye doğrudur.    Yani insan değişiminde ilk değişim noktası kalptir.     İsrailoğullarının     "işittik, isyan ettik" demeleri yüzünden küfre girdiklerini ve küfürlerinden dolayı kalplerine buzağı içirildiğini (2/Bakara,93); inkâr edenlerin "kalplerinde maraz bulunduğunu"(2/Bakara,10), bu kalbin zamanla “taşlaştığını” (2/Bakara,74),   Kur’an’dan öğrenmekteyiz. Yüce Allah, "Bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer”  (8/Enfal,24) buyurmaktadır.  İnananların "Rabbimiz, bizi doğruya götürdükten sonra kalplerimizi eğriltme ve katından bize rahmet bahşet"(3/Al-i İmran, 8), şeklindeki duaları,  değişimlerini hayır üzere sürdürme arzularının samimi ifadesidir.

İnsanın geçirdiği bütün değişimler   bireysel veya sosyal bir sorumluluktan kopuş eşliğinde gerçekleşmiştir.Örneğin bir insana münafıklaşma sürecini yaşatan en temel şey, gerçekte mü’min olmadığı halde bir takım çıkarlarını gözeterek mü’minmiş gibi davranmasıdır. İnsan   böyle davranarak kalbine yeteri kadar değişim yaşatır ve artık kopup gideceği yerin eşiğine kadar gelir. Kur’an’da, hesap gününün sahnelerinden bir sahne sunulurken bizler de mü’min ve münafık olanların durumlarına şahit kılınırız: “O gün , mü’min erkeklerle mü’min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürüsün. ‘Bugün sizin müjdeniz,içinde ebedi kalacağınız, altından ırmaklar akan cennetlerdir’ işte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. O gün münafık erkeklerle münafık kadınlar,iman edenlere derler ki:‘Ne olur bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık yararlanalım.’, ‘Onlara geldiğiniz yere(dünyaya) dönün de bir nur arayıp bulmaya çalışın’ denilir.Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilmiştir.Onun iç yanında rahmet dış yanında azap vardır. Münafıklar onlara seslenirler: ‘Biz sizlerle birlikte değil miydik?’ Derler ki: ‘Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, Müslümanları acı ve yıkımların sarmasını gözetip sonucu gözetlediniz ve şüphe ettiniz.Temennileriniz/beklentileriniz sizi aldattı. O aldatıcı da Allah’ın emri gelinceye kadar sizi Allah’a karşı yanlış zanlarla aldattı. Artık bugün sizlerden de inkâr edenlerden de bir fidye alınmaz. Varacağınız yer  ateştir. Dostunuz da o sizi aldatandır. O ne kötü bir gidiş yeridir.” (57/Hadid, 12-15)

Mü’minlere her türlü baskı, işkence, haksızlık, sindirme operasyonları yapılırken ve onlar her türkü iftira ve karalamalara maruz kalırken, üstelik hayatın her alanından dışlanmışlarken, zayıf ve mahrum bırakılmışlarken kirlenerek münafık ismi alacakların kirlenme süreci elbette incelenmelidir. Hem mü’minlerden görünüp hem de onlar her türlü bela ve  musibetlerle sınanıyorlarken  sonucun  mü’minlerin aleyhine noktalanmasını beklemek bir süreç olduğu için incelenmelidir. Bu kirlenme şekli, Hadid Suresi’nde belirtildiği gibi, aşama aşama  onları ateşe yaklaştırmaktadır. Kur’an’da münafıkların amellerine vurgu yapılırken onların Allah’a bir ucundan ibadet ettiklerine değinilir.

Kirlenmenin akletmeme ile ilintisine gelince, Kur’an’da pek çok âyet, sapıtan kimselerin akıllarını kullanamayan kimseler olduğunu  belirtmektedir. Cehennemin bekçileri azaba atılan inkârcılara, ‘Size uyarıcı bir peygamber gelmedi mi?’diye sorduklarında, bir uyarıcının geldiğini ancak   yalanladıklarını söylerler (67/ Mülk, 8-9 ) ve devamında , “…ve derler ki eğer  biz işiten ve akleden olsaydık  bu çılgın ateşin içinde bulumazdık.” (67/ Mülk, 10 ) şeklinde   önemli bir itirafta bulunurlar . “Küfredenlerin misali,sade bir çağırma veya ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:26:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu rüya tabiri,İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu mekke canlı, İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu kabe canlı yayın, İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu Üç boyutlu kuran oku İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu kuran ı kerim, İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu peygamber kıssaları,İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu ilitam ders soruları, İnsanın bireysel ve toplumsal kirlenme sorunu önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes