๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 10 Aralık 2010, 09:51:01



Konu Başlığı: İnsan Nasıl Hayâ Duyar
Gönderen: Hadice üzerinde 10 Aralık 2010, 09:51:01
İnsan Nasıl Hayâ Duyar

ŞÖYLE BİR DÜŞÜNELİM: İnsan nasıl hayâ duyar? Yahut, hangi durumlarda daha hayâlı davranır? Kendi hayatlarımız dahilinde tecrübe ettiğimiz üzere, hayâyı, yani utanma duygusunu en yoğun olarak `görüldüğümüzü', `izlendiğimizi' bildiğimiz hallerde yaşarız. Yalnız kaldığımızda yapabildiğimiz çok şeyi, birisi tarafından izlendiğimizi biliyor isek yapamayız.

 

Ki bu hal, fıtraten kerih olan bazı şeyleri uluorta yapmaktan bizi alıkoyduğu gibi, günahtan da alıkoyar. Kişi, hayâsızlığı ölçüsünde aleni günah işler, hayâsı ölçüsünde aleni günah işlemekten utanır ve dolayısıyla uzak durur. Hele `bizi tanıyan birinin bizi o halde görmesi' endişesiyle gelen psikolojik utanç, çoğu kez, nefsin günaha dâvetine rağmen bizi günahtan alıkoyan en önemli unsurlardan birini teşkil eder.

 

Ancak, yine bu yüzden, tanındığı ortamlarda utanılası fiillerden uzak duran insanlar tanınmadığı ortamlarda günaha daha rahat düşebilirler ve bu sırdan dolayı da, yanında bir tanıdığı olmadan tek başına yolculukta şeytanın insana yol arkadaşı olacağını bildiren hadisler vardır; yine bu bâbdaki hadislere binaen, refakatinde bir başka mü'minin olduğu halde yolculuk sünnet-i seniyyedendir.

 

Hayânın, başka insanların olduğu durumlar ile yalnız olduğumuz durumlar arasında günahtan sakınma noktasında nasıl bir fark husule getirdiğini, kendi hayat tecrübemiz ile biliriz açıkçası. Peki, insan, yalnız iken de, yanında başka bir insan yok iken de, gerçekten yalnız mıdır?Hayır. Yanında bir beşer yok iken de, yalnız değildir insan. O'nun Semi', Basîr, Latîf, Habîr, Alîm bir Rabbi vardır; görmek, bilmek ve işitmek, o Rabbin sıfatlarındandır. Ayrıca, o Semîu'l-Basîr'in, o Alîmu'l-Habîr'in her işe müekkel melekleri olduğu gibi, insanın fillerini kaydeden melâikesi de vardır.Yani, insan her an Rabbinin huzurundadır ve melekler her an yanıbaşındadır.

 

Allahu Teâlâ ve vazifeli melekleri insanla her an beraberdir.Bu mânâ hayatında inkişaf ettiği ölçüde, `yalnız' iken de yalnız olmadığını bilir; ve, insanların yanında işlemeye utandığı günahtan, Semî ve Basîr olan Rabbinin huzurunda ve melekler de yanıbaşında iken çok daha fazla utanır ve kaçınır insan.Hayâ, imandandır ve de imandan bir şubedir gerçekten. Zira, hayâ duygusunun varlığı ve inkişafı, Allah'ın Basîr (herşeyi gören), Semi' (herşeyi işiten), Alîm (herşeyi bilen), Latîf (herşeye nüfuz eden), Habîr (herşeyden haberdar olan) gibi isimleriyle tanıyıp bilmeye, her an böyle bir Rabbin huzurunda olduğundan gaflet etmemeye, yani iman-ı Billaha ve iman-ı Billah içindeki marifetullaha baktığı gibi, melâikeye imana da bakmaktadır.

 

İşte, hayâ noktasında zirvede oluşu ile, Hz. Osman'ın, Allah'ı bu isim ve sıfatlarıyla tanıyıp bilmede azamî derecede terakki ettiği, keza onda melâikeye iman mânâsının da ziyadesiyle inkişaf ettiği anlaşılmaktadır.İmandaki bu terakki ile gelen yoğun hayâ hali, öte yandan, onu takvâ zırhıyla donatıp pek çok günahtan ve pek çok kerih halden korumakta; Rabbinin hoşnut olup meleklerin takdir edeceği salih ameller işlemeye sevketmektedir.

 

Kısacası, hayâda zirveye ulaşmak ne basit bir iştir, ne de kolay bir iş. Hz. Osman, böyle bir hale eriştiği içindir ki, meselâ ashabın Allah için giriştiği savaşlarda pek öne çıkmasa da, sahabiler arasında sivrilip üçüncü sıraya yükselmiştir.Hz. Osman'ın bu hayâ halinin şu zamanın günaha çağıran binbir kapısı karşısında bunalan biz ahirzaman mü'minleri için de bir kurtuluş reçetesi sunduğunu düşünüyorum.

 

Bizler de, Allah'ı sözkonusu isimlerinin azamî mertebesinde tanır ve de bu isimlerden gafil olmaz isek, ayrıca hayatımızın her anında kudsî meleklerin bize yoldaş olduğunu bilir?yani, melâikeye imanda da terakki eder?isek, nefis ve şeytanın bizi günaha sevketmesi herhalde ve her halde zor olacaktır.Rabbimizin bizi de Hz. Osman-misal bir hayâ haliyle şereflendirmesi duâsı ile...


Metin Karabaşoğlu


Konu Başlığı: Ynt: İnsan Nasıl Hayâ Duyar
Gönderen: Ekvan üzerinde 10 Aralık 2010, 15:17:35


      Bütün Allah dostlarında haya ve edep konusunun en önde temsil edildiğini görüyoruz..Edep duygusu mu kurbiyete vesile olmuştur yoksa kurbiyete ermek mi edebe taşımıştır..bunu incelemek lazım..Ama:
   
''' Rabbimizin bizi de Hz. Osman-misal bir hayâ haliyle şereflendirmesi duâsı ile...''' diyen hocamıza gönülden binlerce kez AMİN diyorum..

   Ve Allah Razı OLsun..