> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İnsan duygularıyla insandır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnsan duygularıyla insandır  (Okunma Sayısı 3028 defa)
21 Temmuz 2010, 22:09:58
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Temmuz 2010, 22:09:58 »



İnsan duygularıyla insandır



İnsan, yüksek duygularla donanmış, fazilete istidatlı, ebediyete meftun bir varlıktır En sefil görünen bir insan ruhunda dahi ebediyet düşüncesi, güzellik aşkı ve fazilet hissinden meydana gelen gökkuşağı gibi bir iklim mevcuttur ki, onun yükselip ölümsüzlüğe ermesi de, mahiyetindeki bu istidatların geliştirilip ortaya çıkarılmasına bağlıdır İnsanın insanlığı, fânî olan hayvânî cesedinde değil, ebediyete meftun ve âşık olan ruhunda aranmalıdır Bu itibarladır ki o, ruhuyla ihmale uğrayıp, sadece bedeniyle ele alındığı zamanlarda, kat’iyen doyma noktasına ulaşamamış ve hiçbir zaman tatmin edilememiştir En talihli ve mesut insan, vicdanı hep ötelerin aşk ve iştiyakıyla sermest olan insandır Bedenin sınırlı, dar ve boğucu zindanında ömürlerini geçirenler, saraylarda dahi olsalar, zindanda sayılırlar Her insanın ilk ve en birinci vazifesi, kendini keşfedip tanıması ve bu sayede aydınlanan mahiyet adesesiyle dönüp Rabb’ine yönelmesidir Kendi mahiyetini tanıyıp bilmeyen ve Yüce Yaratıcı’sıyla münasebet kuramayan bahtsızlar, sırtlarında nasıl bir hazine taşıdıklarını bilemeyen hamallar gibi yaşar ve hamallar gibi göçer-geçer giderler İnsan, zâtında âciz bir varlıktır; ama Kudreti Sonsuz’a dayanması sayesinde, fevkalâde bir iktidara malik olduğu da bir gerçektir Evet o, Kudreti Sonsuz’a dayandığı içindir ki, damla iken çağlayan, zerre iken güneş ve bir dilenci iken sultan olurİnsan, varlık ve hâdiseler kitabıyla içli dışlı olup, onunla bütünleştiği ölçüde gönül dünyasında hikmet parıltıları belirir Bu sayede o, özünü tanır; mârifetullaha erer; sonra da gider, Allah’a vâsıl olur Elverir ki, düşünce planında gerçekleştirilmek istenen bu seyr ü seyahat, ilhad ve inkâra bağlanmış olmasın Hakikî insanlar, diğer canlılarla aralarındaki müşterek hareketleri, nesil ve türlerini devam ettirme istikametinde, bir vazife şuuruyla ve zaruret sınırları içinde yerine getirirler Ölçüsüzce bedenî hazlarına kapılıp gidenler ise başka varlıklarla aralarındaki mesafeyi daraltmış ve insanî sınırları zorlamış olurlar İnsana hürmet Hayvan ölünce unutulur ve mezarı da kaybolur Ama, insan öyle değildir Atalarının hâtıra ve mezarlarını muhafaza etmeyen milletler, bilmem ki, onları hayvanlar seviyesine indirdiklerinin farkında mıdırlar? Aslında, ölülere hürmet, gelecek adına dirilere bahşedilmiş bir emniyettir Bedenle gönül arasında denge Gerçek hayat, gönül seviyesinde sürdürülen hayattır Gönlüyle var olan insan, geçmişi ve geleceği bir vâhidin iki yüzü gibi görerek zamanüstü bir varlık hâline gelir Böyle bir ruh, ne geçmişin elemleriyle üzülür olur ne de geleceğin korkularıyla Gönlünde kendini bulamamışlara gelince, yaşadıkları sığ hayatla, daima bedbinlik ve karamsarlık içindedirler Böylelerin nazarında mâzi korkunç bir mezar, gelecekse dipsiz bir kuyudur; ölseler de azap, kalsalar da İnsanın upuzun bir geçmiş ve bitip tükenmek bilmeyen bir gelecekle münasebeti, ancak kalb ve ruhun derece-i hayatını idrak etmesine bağlıdır Bu seviyede bir hayat süren ve onu idrak eden talihli ruhlar, geçmişi atalarımızın otağ ve tahtları hâlinde, geleceği de Cennet bahçelerine uzanan yollar şeklinde görür ve vicdanlarında fışkırttıkları kevserlerden içe içe bu dünya hanından geçer giderler Bu ölçüde bir hayatı idrak edemeyen bedbahtlar ise yaşayışları ölümden beter, ölümleri de zulmet zulmet üstüne tam bir cehennemdir Asırlarca ebediyet düşüncesiyle kaynayıp hallaç olan ve gönüllerimizde sonsuzun aşkını mayalayan bir anlayış, zamanla yerini ruhsuz formülcülüğe ve uyuşukluğu da beraberinde getiren mistik anlayışa bıraktı O gün-bugün, ateşböceğinin çıkardığı minik ışıltılar mâhiyetindeki ilhamlarını, vahyin aydınlatıcı ışıklarına denk tutan bu uğursuz düşünceler, aydınlık yolumuza sis ve duman püskürtüp insanımızın semasını karartmaktadır Hakikat erinin vasıfları Bütün bunlardan sonra bize göre hakikat erini şöyle çerçeveleyebiliriz: O, cismaniyeti itibarıyla her türlü olumsuzlukları göğüsleyebilecek kadar çelikleşmiş bir beden; düşüncesi itibarıyla, asrının ulaştığı anlayışla Hak beyanını karıştırıp kaynatan ve mâhir bir kimyacı gibi her an başka terkiplere ulaşan inşâ edici bir kafa; ruhî melekeleri ve kalbi itibarıyla, asırlardan beri Mevlâna’ların, Yunus’ların şekillendiği potada kavrula kavrula pişmiş, olgunlaşmış bir ruh; nihayet, “insanlar arasında insanlardan bir insan olma” felsefesine inanmış olgun bir gönül ve başkalarının saadeti uğruna kendi hazlarını unutmuş bir fedakârdır Alçakgönüllülük Yüzü yerde olanlar, Hak katında da, halk katında da sonsuz pâyelere ulaşırlar Bunun aksine burunlarını dikip böbürlenenler ve herkesi hakir görüp çalım satanlar ise hemen her zaman halk tarafından istiskâle uğramış, Hak tarafından da azaba çarptırılmışlardır İnsanın kendini beğenip büyük görmesi, aklının noksanlığına ve ruhunun hamlığına delâlet eder Akıllı ve ruhen olgunluğa ermiş bir insan, mazhar olduğu her şeyi Yüce Yaratıcı’dan bilir ve şükran hissiyle her zaman O’nun karşısında iki büklüm olur Mütevazı olma, Yaratıcı’nın takdirine, halkın tahkir ve tekdirine karşı insanın gönlüne hoşnutluk hissi kazandırır Evet, baştan haddini bilip tevazu kanatlarını yerlere kadar indiren birisi, insanlardan gelecek her türlü hor görmelere karşı en emin bir zırh içine girmiş ve en sağlam emniyet tedbirini de almış demektirAlçakgönüllülük, ferdin olgun ve faziletli olmasının; kibirlenip büyüklük taslamak ise onun seviyesiz ve nâkıs olmasının alâmetidir En kâmil kimseler, en çok insanlarla beraber bulunup, onlarla hemdem olanlardır En nâkıs kimseler ise insanlarla beraber bulunmayı, onlarla düşüp kalkmayı gururlarına yediremeyen bednâm talihsizlerdir Yaşadıkları toplum içinde kadir ve kıymetleri bilinmeyenler, seciyelerindeki tevazu sayesinde er geç yükselir, şereflere ererler Büyüklük kompleksine kapılanlar ise toplum tarafından irdene irdene zamanla yaşadıkları muhit içinde birer yabancı unsur hâline gelirler İnsanlık İnsan, başkalarına karşı iyi-kötü bütün davranışlarında nefsini mizan kabul ederek, her şeyi onunla tartmalı; nefsine hoş gelen şeyleri başkaları için de istemeli, nefsinin hoşlanmadığı bir muameleden başkalarının da hoşlanmayacağını kat’iyen hatırdan çıkarmamalıdır Böylece o, hem yanlış davranışlardan, hem de başkalarını rencide etmekten kurtulmuş olurKendinize yapılan ihsanların vicdanınızı yumuşattığını ve ihsanda bulunan zatlara karşı sevgi ve alâka duyduğunuzu düşünerek, başkalarının da sizi sevip, alâka duyacakları bir yolu keşfedip çıkarabilirsiniz “İnsan iyiliğin kölesi”, iyilik de, şerrinden endişe edilen kimselere karşı en sağlam bir sığınaktır İnsanın olgunluk ve kemâli, fenalık gördüğü şahıslar hakkında dahi hakperestlikten ayrılmayıp, elden geldiğince iyilik yapmasıyla belli olur Evet insan, kötülük gördüğü kimseler hakkında dahi mürüvvet ve insanca davranışlardan ayrılmamalıdır Zira, kötülük yapmak hayvanî bir davranış; kötülüğe kötülükle mukabele, insanda ciddî bir kusur ve eksiklik; fenalığa iyilikle karşılık vermek ise, bir civanmertlik ve âlicenaplıktır Başkalarına yararlı olmanın sınırı yoktur Himmeti yüce bir fert, başkaları için ruhunu feda etmeye kadar diğergâm olabilir Ne var ki, böyle bir civanmertliğin insan için bir fazilet olması, o insanın samimiyet, hasbîlik, niyet duruluğu, ırk ve aşiret taassubundan uzak bulunmasına bağlıdır Bir şahsın insanlık ve mürüvveti, dost ve ahbaplarına karşı yakınlığı ve bu yakınlığın da devamıyla kâbildir Onlara yakınlık gösterilmeden mürüvvetten dem vurmak, mücerret bir iddia; onlara karşı iyiliklerimizi onların bize olan iyiliklerine bağlamak ve yer yer o iyilikleri keserek onları cezalandırmak da, ham ruhluluk ve hakikata ermemişliğin ifadesidir Bir insanın diğer insanlara karşı en büyük iyiliklerinden biri de, onların uygunsuz davranışlarını görmezlikten gelip, kusurlarına karşı göz yummak şeklinde olur Halkın kusurlarını araştırmak bir edepsizlik, onları sağda-solda anlatıp durmak affedilmez bir nakîse; onların işledikleri fenalıkları yüzlerine söylemek ise fertleri birbirine bağlayıp vahdet içinde bulunduran kardeşlik zincirine indirilmiş bir darbedir Heyhat ki, böyle bir darbe ile rencide edilmiş egolar yeniden bütünleşerek bir vahdet teşkil edebilsinler! İnsanlara ettikleri en büyük iyilikleri ehemmiyetsiz, onlardan gördükleri en küçük ihsanları büyük görüp takdir edenler, ilâhî ahlâka yükselmiş ve vicdanında huzura ermiş kâmil kimselerdir Böyleleri, ne ettikleri iyilikleri başa kakarlar, ne de gördükleri alâkasızlıktan şikâyet ederler




ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnsan duygularıyla insandır
« Posted on: 19 Nisan 2024, 12:21:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnsan duygularıyla insandır rüya tabiri,İnsan duygularıyla insandır mekke canlı, İnsan duygularıyla insandır kabe canlı yayın, İnsan duygularıyla insandır Üç boyutlu kuran oku İnsan duygularıyla insandır kuran ı kerim, İnsan duygularıyla insandır peygamber kıssaları,İnsan duygularıyla insandır ilitam ders soruları, İnsan duygularıyla insandırönlisans arapça,
Logged
07 Haziran 2011, 11:58:27
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 07 Haziran 2011, 11:58:27 »

En talihli ve mesut insan, vicdanı hep ötelerin aşk ve iştiyakıyla sermest olan insandır 

güzel konuydu paşlaşım için sağ ol,eğine sağlık.Allah razı olsun bende bunu paylaşcaktım selam ver dua ile...
 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes