๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 10 Kasım 2010, 16:42:31



Konu Başlığı: İnfakımız Hangi Tarifeden?
Gönderen: Zehibe üzerinde 10 Kasım 2010, 16:42:31
İnfakımız Hangi Tarifeden?

Gülşen Mutlu


Bir gün zengin bir adam Hz. Şibli’nin yanına geldi ve O’na dedi ki; “Hocam, bugüne kadar birçok hocaya malımın zekatının ne kadar olduğunu hesaplattım. Siz çok mübarek bir alimsiniz. Bu seneninkini de siz hesaplayın.” der.

Hz. Şibli de “Benim zekat hesabım senin işine gelmez.” diye ikazda bulundu.

Zengin “Ne demek? Siz nasıl söylerseniz öyle yaparım.” diye cevap verdi.

Hz. Şibli; “Peki, hangi tarifeden hesaplamamı istiyorsunuz?” diye sordu.

Zengin, bu soruya çok şaşırdı.

“Zekatın tarifeleri mi var?” diye sordu.

Hz. Şibli; “Tabi, der. Mesela Hz. Ebubekir tarifesi var. En iyisi O, senin hesabını o tarifeden yapayım. Kaç paran var?” diye sordu.

Zengin; “100 liram var.” dedi.

Hz. Şibli; “100 liranı alacaksın, gidip birinden de 5 lira borç alacaksın ve toplam 105 lirayı dağıtacaksın.”

İnfakta Hz. Ebubekir Tarifesi: Bildiğimiz gibi Hz. Ebubekir mal cihetiyle devrinin en zengin insanlarındandı. Malını mülkünü Müslüman olduktan sonra İslam dini uğrunda dağıtmış bahtiyarlardandır. İnfak da öyle bir buud yakalamıştır ki elinde olan herşeyi dağıtmış, elinde olmadığı zaman da borç almış yine dağıtmış ve vermekten bir an dahi olsa geri kalmamıştır.

Birgün evlerinde yiyecek bir şey olmadığı için aç kalan Hz. Ebubekir ve kızı Hz. Esma oturmaktaydılar. O esnada kapı çalındı. Hz. Ebubekir kapıyı açtığında karşısında kendisinden para isteyen bir fakir buldu. Elinde olan herşeyi dağıttığı için verecek birşeyi olmayan Hz. Ebubekir gitti, beraber ticaret yaptığı Yahudi bir iş arkadaşından borç aldı, geldi, o parayı getirir fakire verdi. Bu durumu gören Hz. Esma “Babacığım, dedi, yok deseydin ya ayıp bir şey değil ki bu.” Hz. Ebubekir’in cevabı manidardı; “Kızım! O bu kapıya bir ümitle gelmiş. Bir müminin ümidini kırmak istemedim.”

İnfakta Hz. Aişe Tarifesi: Peygamber efendimizin vefatından sonra bir savaş ganimetinin paylaşılmasından sonra Hz. Aişe’ye yüklüce bir miktar gönderilmişti. Ertesi gün bir fakir hanım gelip Hz. Aişe’den yüklüce bir parayı borç ya da sadaka olarak istemişti. Hz. Aişe “Sen nasıl bende bu kadar yüklüce bir para olduğunu tahmin ettin?.” deyince hanım “Kusura bakma, akşam ganimet dağıtıldı, size de mutlaka ganimet gelmiştir. Ona güvendim de geldim.” dedi. Hz. Aişe validemiz “Kardeşim, iyi de sen Rasûlullah’ın sünnetini bilmiyorsun galiba, Rasûlallah’ın emridir. Biz sabah ezanı okunmadan bize geleni dağıtırız.” diye cevap verdi. Hz. Aişe’nin infak düsturu buydu; gece geleni ezan okunmadan dağıtırdı.

İnfakta Hz. Zeynep binti Cahş Tarifesi: Çok cömert olan Hz. Zeynep validemiz kendi eliyle deri işler, hazırlar ve bundan para kazanır; kazandığını da fakirlere dağıtırdı.

Hz. Ömer zamanında kendisine onbin dirhem geçim masrafı tayin edilmişti. Bu parayı sadece bir kere alan Hz. Zeynep bu parayı hemen fakirlere dağıtmıştır. Bunu duyan Hz. Ömer “Bu hatun büyük hayır sahibidir.” deyip elinde tutup dağıtmamasını tenbihleyerek bin dirhem daha gönderdi. Fakat Hz. Zeynep o parayı da hemen dağıttı.

İnfakta Abdullah bin Ömer Tarifesi: Şanlı sahaba; sofrasında bir fakir ya da yetim bulunmadığı sürece yemek yemezdi. Bir gün mescitten eve dönerken tutup evine getireceği bir fakire ya da yetime rastlamadıı. Eve geldi, sofrayı görünce hemen tanıdığı fakir veya yetimlere haber gönderdi, onları yemeğe davet etti. Ancak bu kişiler yemek yediklerini söyleyerek davete icabet etdiler. Bunun üzerine Abdullah bin Ömer “Anlaşıldı, dedi. Siz bu gece bana yemek yedirmeyeceksiniz” ve gerçekten de kimse yemeğe gelmediği için aç karnına sabahdı.

Tarife seçenekleri bol, şimdi oturup düşünelim bizim infakımız hangi tarifeden?


Konu Başlığı: Ynt: İnfakımız Hangi Tarifeden?
Gönderen: Ekvan üzerinde 11 Kasım 2010, 02:20:49
Rabbim cömerttir ve cömert olanları sever..Tarifelerin hepsi de güzelmiş..Hangisine uysak kurtuluruz inşaallah..