๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Haziran 2010, 12:01:32



Konu Başlığı: inanç ve gençligimiz
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Haziran 2010, 12:01:32
INANC VE GENCLIGIMIZ

Inanc Ve Gencligimiz Eger iman olmazsa veyahut isyan ile o iman tesir etmezse; hayat, zahiri ve kisacik bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyade elemler, hüzünler, kederler verir Çünkü insanda akil ve fikir oldugu için, hayvanin aksine olarak hazir zamanla beraber geçmis ve gelecek zamanlarla da fitraten alakadardir O zamanlardan dahi hem elem, hem lezzet alabilir Hayvan ise, fikri olmadigi için hazir lezzetini, geçmisten gelen hüzünler ve gelecekten gelen korkular, endiseler bozmuyor Insan eger dalalet ve gaflete düsmüs ise, hazir lezzetine geçmisten gelen hüzünler ve gelecekten gelen endiseler o cüz’i lezzeti cidden acilastiriyor, bozuyor Bilhassa gayri mesru ise bütün bütün zehirli bir bal hükmündedir Demek hayvandan yüz derece hayat lezzeti noktasinda asagi düser Belki ehl-i delaletin ve gafletin hayati, belki vücudu, belki kâinati: bulundugu gündür Bütün geçmis zaman ve kâinatlar, onun dalaleti noktasinda yoktur, ölmüstür Akil alakadarligi ile ona zulmetler karanliklar veriyor Gelecek zamanlar ise, itikatsizligi cihetiyle yine yoktur Ve yoklukla hâsil olan ebedi firaklar, mütemadiyen onun fikir yoluyla hayatina zulmetler veriyorlar Eger iman hayata hayat olsa; o vakit hem geçmis, hem gelecek zamanlar imanin nuruyla isiklanir ve vücut bulur Hazir zaman gibi ruh ve kalbine iman noktasinda ulvi ve manevi zevkleri ve vücut nurlan veriyor
Iste hayat böyledir Hayatin lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatinizi imanla hayatlandiriniz ve farzlarla zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz
Elhasil: Gençlik gidecek Sefahatte gitmis ise, hem dünyada, hem ahirette binler bela ve elemler netice verdigini ve öyle gençler ekseriyetle su-i istimal ile israfat ile gelen evhamli hastalikla hastanelere ve taskinliklariyla hapishanelere veya sefalet hanelere ve manevi elemlerden gelen sikintilarla meyhanelere düseceklerini anlamak isterseniz; hastanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan sorunuz Elbette hastanelerin ekseriyetle lisan-i halinden, gençlik saikasi ile israfat ve su-i istimalden gelen inleyisler, eyvahlar isittiginiz gibi; hapishanelerden dahi, ekseriyetle gençligin taskinlik sikasiyle gayr-i mesru dairedeki harekâtin tokatlarini yiyen bedbaht gençlerin teessüflerini isiteceksiniz Kabristanda ve mütemadiyen oraya girenler için kapilarin açilip kapanan o berzah âleminde ekser azaplar, gençlik su-i istimalinin neticesi oldugunu bileceksiniz
Hem insanlarin ekseriyetini teskil eden ihtiyarlardan sorunuz Elbette mutlak ekseriyetle esefler, hasretler ile “Eyvah gençligimizi bosu bosuna, belki zararli zayi ettik Sakin bizim gibi yapmayiniz” diyecekler Çünkü bes-on senelik gençligin gayr-i mesru zevki için, dünyada çok seneler gam ve keder ve berzahta azap ve zarar ve ahirette cehennem ve sakat belasini çeken adam, en acinacak bir halde oldugu halde “Zarara razi olana bakilmaz” sirriyla hiç acinmaya müstahak olamaz Çünkü zarara rizasi ile girene merhamet edilmez ve layik degildir Cenab-i Hak bizi ve sizi bu zamanin cazibedar fitnesinden kurtarsin ve muhafaza eylesin, âmin
 
 


ALINTI