> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad  (Okunma Sayısı 696 defa)
31 Ekim 2010, 18:20:19
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 31 Ekim 2010, 18:20:19 »



İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad


Mahmud Rifat Kademoğlu



Dünya hayatı, insanın imanını ortaya koyma ve Allah'a kulluğunu ifade etme ortamıdır. Bu ifade, hem fikir ve duygu planında söylem tarzında tezahür eder; hem de somut yaşayış planında ameli salihi; fiil, davranış ve eylem olarak doğru-düzgün işleri; hayır ve hesenatı kapsar. İnsanın imanını ve bunu dile getiren söylemini fiili yaşayışı ile de teyid edip bütünleştirerek izhar etmesi asıldır. Çünkü iman ancak onu belirten ve ona uygun olan amel ile kökleşir, sabit hale gelir. İnsanın kendini gerçeklemesi, hayatında bütünlüğü ve insicamı sağlaması ancak böyle mümkündür.

Öte yandan insan dünyadaki hayat ortamında iman ve ameli ile kendisini ortaya koyarken hem bireysel, hem de toplumsal anlamda sürekli karar vermek ve seçimlerde bulunmak durumundadır. İlahi takdirin kendisine hazırladığı bu imtihan ortamında o; kendisini, karşılaştığı sorunlar için hep çözüm aramak zorunda bulur. Karşılaştığı sorunun cevabı varsa, biliniyorsa mesele yoktur. Ama kabul edilmiş bilinen bir cevap yoksa, o zaman onu üretmek zorundadır. Zira hayat çözümsüzlüğe, cevapsızlığa müsaade etmez; boşluk kabul etmez. İnsanı karar vermeye, çözüm üretmeye, seçim yapmaya, teşebbüste ve tercihte bulunmaya, inisiyatif kullanmaya çağırır. Bu Cenab-ı Hakk'ın insanı, onu donattığı akıl ve gönlünü kullanmaya, fıtri yetenek ve eğilimlerini ortaya çıkarmaya davetidir. Allah'ın dinini, dinü'l kayyimi, geçerli yegane kanunu hem bizzat keşfetmeye ve hem de onu yeryüzünde hükümran hale getirmeye çağrısıdır.

Sözlük anlamı ile içtihad kavramı temelde insanın bu yoldaki cehd ve gayretini ifade eder. Lugatçilerin açıklamaları bu kelimenin bir şeyi elde etmek için olanca gücünü sarfetme anlamına geldiğini göstermektedir. Istılah anlamının ötesinde içtihadı, insanın dini anlama ve bu yolda bütünlüğe kavuşma cehdi olarak anlamlandırmak yanlış olmaz.

İman, dine ilgi duyularak elde edilir. İlgisiz insanın onu elde etmesi güçtür. İnanan insan, Allah'ın dinini, O'nun geçerli kanununu mümkün olduğunca daha iyi anlamak için, âdetâ şahsen onu keşfetmek arzusu ile içten içe derin bir yönleniş, bu yolda kuvvetli bir merak ve tecessüs hisseder. Yoğun bir ilgi içinde meseleleri şahsen keşfetme ve bizzat özümseme heyecanı ile inceden inceye düşünür. Bu yolda kavrayışı geliştikçe rahatlar; bilgisi ilerledikçe, nüfuzu derinleştikçe zevk duyar. Çünkü bu onun yaratılış hikmetini yakalaması ve fıtri yönlenişine mahreç olanı bulması anlamına gelir. Kendisini akıl ve gönülle donatan Rabbinin bu vergilerini gerektiği gibi değerlendirdiğini ifade eder.

Allah'ın dini, inananlar için en yüksek ve yegâne başvuru merciidir. Her sorunu kapsamı içine alıp halleden, insicam içinde bütünleyici mahiyeti bulunan bir manzume; insanla ilgili hiçbir konuyu dışında bırakmayan bir küldür. Mahiyeti gereği eksik kabul etmez, kendi dışında bir şey ile tamamlanması söz konusu olamaz. O Allah tarafından tamamlanmıştır. (Maide sûresi, 3)

Mesele haddizatında tamamlanmış olan bu yapının bir bütün olarak inanan insanlar tarafından yaşatılması ve canlı tutulmasıdır. Cenab-ı Hakk, dinü'l kayyim olan İslâm'ın inananlar ve onların toplumu (ümmet) tarafından hükümran kılınmasını; beşeri inisiyatif ve tercih ile ibka edilmesini dilemiştir. Bu yolda insanın cehd ve gayret göstermesi ve manevi kapasitesini kullanarak rüşdünü ortaya koyması murad olunmuştur. Bu bağlamda farklılaşan veya başkalaşan şartlar karşısında; yahut yeni durum ve ihtiyaçlar gözetilerek dini esasların ihyası için hassasiyet ve uyum gösterilmesi insanın ilmine, yeteneğine ve ihlâsına bırakılmıştır. Allah'ın dininin eksiksiz-gediksiz sürüp gitmesinde inanan insanın bilgi ve vicdanına güvenilir bir hizmet rolü tanınmıştır.

Allah'ın dininde vahyin rehberliği esastır. Münzel şeriat temeldir. Ancak bu esas ve temelin doğru anlaşılmasının bir bilim konusu olduğu da inkâr edilemez. Dini, normatif planda algılamak ve bir nizam olarak idrak etmek düzenli ve sistematik bilgi işidir. Hükümleri sıralamayı, tasnif etmeyi ve aralarındaki ilgi ve bağlantıları ortaya çıkarmayı gerektirir. İşte iman eden insanın Allah'ın dinini bütünü ile anlama cehdi bu noktada ilmi içtihada (doktrine) temel teşkil eder. Böylece de belli bir ihtisas ifade eden ilmi bir disiplin kalitesini kazanarak tatbikata ışık tutar hale gelir. Münzel şeriatın iyice kavranması ancak ilmi içtihat ile mümkündür ve bu merhale idrak edilmeden kazai içtihat anlamında hüküm çıkarılması da mümkün olamaz. Hukuki boşluğun doldurulması; hukuk düzeninin tamamlanması anlamındaki kazai içtihad temelde tamamen ilmi bir faaliyettir, bu da özünde inanan insanın dini anlama cehdine dayanır.

Hiçbir hukuk sistemi ve hiçbir yasal düzen içtihadsız olamaz ve değildir. Kural ve düzen itibariyle (normatif olarak) mütalaa edildiğinde elbette İslâm dininde de içtihad müessesesi vardır. İçtihad bir bakıma kulun dinü'l kayyimi, kendi zaman ve ortamında keşfidir ve hem insanın yapısı ve hem de dinin mahiyeti sebebiyle süreklilik arzeden gerçek bir ihtiyacı karşılamaktadır. Ve bu hiçbir zaman, dini mahiyette hüküm vaz ve inşasının kısmen insanlara bırakıldığı gibi bir anlama da gelmez. Belki objektif ve bilimsel geçerliliği olan gerçek çözümün; bir kelime ile İslâm'ın, olaylara taallukunun somut olarak ortaya çıkarılması anlamında fıkhî bir açılımdır. Objektif ve bilimsel hakikatin, adil ve geçerli çözümün inananlarca keşfedilerek vakıalara teşmilidir. Ve bunun tamamen bilimsel disiplin içinde metotlu bir çalışma sonucu gerçekleştirilmesidir. Dinin aktüel vakıalar ve ortam içinde idrakinde ve bu anlamda tecdidinde; aklî, ilmi ve neticede insanî boyutun işletilmesidir. Kısacası içtihad denildiği zaman önce ilmi içtihad; yani Allah'ın dininin bir bütün olarak, fıkhi anlamda ve ilmi metotlarla doğru anlaşılması faaliyeti akla gelir ve bu konuda ortaya konulan akademik görüşler kastedilir. İkinci olarak da dini kavramak konusunda ulaşılan fıkhi ve ilmi anlayışın yargı planında yasal bir kaynak olarak hüküm çıkarılmasında değerlendirilmesi ve böylece uygulamaya intikali; yani kazai içtihad faaliyeti (jurisprundence) anlaşılır. Kazai içtihad, arkasında kamu erki (amme otoritesi) bulunan bir devlet görevidir. İslam toplumunun ve inananları yöneten devletin bu müesseseden mahrum olması düşünülemez.

İçtihadın bir şekilde akamete uğraması ve inkıta veya durağanlığa maruz kalması kabul edilebilir bir şey olamaz. Bizzat Resûlü ekremin sünnetine dayanan bu müessese Müslümanlar ve onların toplumu (ümmet) tarafından mutlaka işletilmek ve canlı tutulmak gerekir. Aksi takdirde hayatın hareket ve dinamizmi içinde Cenab-ı Hakk'ın insanın gündemine getirdiği sorunlar, O'nun dini açısından yorum ve değerlendirmeye tabi tutulmamış ve neticede de lâyık olduğu yere oturtulmamış olur. Bunun anlamı o vakıalar için dinin hükmünün ortaya konulamaması, bu konudaki ihtiyacın askıya alınması, hatta görmezden gelinmesidir. Yani bir yerde dinin o konuda fiilen dışlanmasıdır. Neticede inanan insanın aktüel gidişattan uzaklaştırılması, gündemden koparılması ve onun yeni oluşumlara yabancılaştırılarak içe kapanmaya ve belki reaksiyoner tavra sevkedilmesidir. Müslümanı yapıcı rolünden ve teşebbüsü elinde tutmaktan (inisiyatif kullanmaktan) alıkoymaktır. Onu âtıl, tembel ve pasif bir duruma götürmektir.

Oysa inanan insan, Allah'ın dinini yeryüzünde hükümran kılan, bu yolda teşebbüsü elinde tutan insandır. Allah yolunda cihad ile yükümlüdür; kabuğuna çekilmek, yabancıya boyun eğmek, istiklâlini kaybetmek ve İslâm dışı otoritelere tabi olarak yaşayıp gitmek ona yakışmaz. O, olaylara takaddüm etmeli; her şeyi anlamlandıran, kendi değerlerini hakim konumda tutan ve gidişata yön veren olmalıdır.

İhtiyaç olduğu halde içtihadda bulunulmaması acz ifade eder. O ihtiyaç dinin bütünlüğü içinde mütalaa edilecek yerde tamamen beşeri ve laik mülahazalara terkedilmiş; neticede dini bir hükme bağlanmak gerekirken, beşeri ve seküler cereyanlara göre şekillendirilmiş olur. Bu da dinin tek ve en yüksek referans olma niteliğinin zedelenmesi demektir. Seküler yapılanmaya ve laik zihniyete fiilen kapı açmaktır.

Müslüman her şeyi, ama her şeyi Allah'ın dinine göre yorumlar, değerlendirir; dinini eksiksiz-gediksiz yaşamak için prensip düzeyinde tutarsızlık ve boşluk kabul etmeyen bir zihniyetin sahibidir. Onun bir kısım konular için din dışı düzenlemelerin geçerli kılınmasından razı ve memnun olması beklenemez. Çünkü bu, iman mantığı ile de, din kavramı ile de bağdaşmaz. İnanç sahibi insan, sadece yargıyı ilgilendiren yasal düzen konusunda değil; idari ve teknik sahalarda, hatta sanat ve estetik konularında bile, dinine göre gayet hassas yorumlar yapar; inceden inceye değerlendirmelerde bulunur. Her konuda Allah rızasını gözeterek tavır koyar. Bunda da ısrarlı bir cehd ve gayret sahibidir.

İnsanın gündemine gelen sorunlar nasıl olsa şu veya bu şekilde bir çözüme bağlanacak; isabetli veya yanlış bir karara konu olacaktır. İçtihad, Müslüman bir toplumda bu çözümün islâmî nitelikte ve kalitede gerçekleşmesini sağlayan müessesedir. Bu müessesenin işlemesi; canlı ve verimli olması, o toplumda din gayretinin diri ve hareketli olduğunun bir göstergesidir. İnanan insanın cehdi, dinini bütünleme ve eksiksiz-gediksiz yaşama zevki bu etkinliği ve görevi besleyen esas muharriktir. Bilgiyi değerlendiren ve müçtehit-bilgini öne çıkaran, ancak, inanan insanın ve onun toplumunun iman kuvveti, istikameti ve bunu yansıtan iradesidir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad
« Posted on: 27 Nisan 2024, 06:10:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad rüya tabiri,İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad mekke canlı, İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad kabe canlı yayın, İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad Üç boyutlu kuran oku İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad kuran ı kerim, İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad peygamber kıssaları,İnanan İnsanın Cehdi ve İctihad ilitam ders soruları, İnanan İnsanın Cehdi ve İctihadönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes