๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 22 Kasım 2010, 10:35:44



Konu Başlığı: İmtihan
Gönderen: Hadice üzerinde 22 Kasım 2010, 10:35:44
İMTİHAN


Dünya yaşantısı bir imtihandır. Günlük yaşantımızda yaşadığımız çeşitli hadiseler karşısında bilmemiz gereken gerçek budur. Bu olaylar karşısında gösterdiğimiz davranışlar, konuştuğumuz sözler ve bu olayların yaratılış gayemize uygun davranışlarımızı ne yönde etkilediği hususu bir imtihandır.

Bu imtihan, dünya yaşantısı boyunca süregelen bir sistemdir. Sınırı sadece dünya hayatı kadardır.

İnsan imtihan edilir. Böylelikle farkı ortaya konur.

İmtihanda olduğunu idrak eden, anlayan, farkına varan insan, imtihan karşısında nasıl olmalıdır?

İşte kulluk bilincinde olan kişi her an kulluğun gerektirdiği şekilde davranır. Kul olmanın gereğini yapar.Allah’ın koymuş olduğu sınırlar çerçevesinde hareket eder.

Kendisine emredilene tabii olur. Yasaklanmış olanlardan da uzak durur. Sıkıntılara, belalara, hastalıklara, üzüntü verici olaylara, hep, “bu Allah’tandır” diyerek O’nun kader ve kazasına “Razı” bir hal alır. Bir nevi sabretmenin, düşünce ve yaşayış anlamında bir üst modelidir.

Allah (c.c.), sabretmemizi istiyor. Sabırla kulluğa devam etmemizi istiyor. Herşeyin yegane sahibinin Allah olduğunu ve her şeyin Allah’a döndürüleceğini bilmemizi istiyor.

Bu bilinç ışığı altında;

İsyan etmememizi, bu olayın ibadet hayatımızı aksatmasına izin vermememizi, konuşmamamızı, büyütmememizi, anlayıla karşılamamızı yani sabretmemizi istiyor.

İnsan, sevmediği, alışık olmadığı, hoşlanmadığı bir durumla karşılaştığı zaman ne kadar çabuk kulluğunu unutuyor! Bir bela gelse, “bu şimdi niye bana geldi? Niye şimdi beni buldu? Bu bela haksız, hemen benden gitmeli. Var gücümle çalışayım, ona buna gideyim, şikayet edeyim, sitem edeyim, olmadı küfredeyim, olmadı devayı haramlarda arayayım, olmadı kendi canıma kastedeyim..

“Şüphesiz insan çok nankördür”

“Şüphesiz insan apaçık hüsrandadır”

Ne de çabuk unutuverir, kendisini bir yedirenin ve içirenin olduğunu. Yaratan ve öldürenin olduğunu, hastalandığı zaman şifa veren olduğunu ve din gününün mutlaka geleceğini…

Gerçekten hüsranda olduğu için ve gerçekten pek nankör olduğu için unutuyor. Yoksa unutmazdı. Hep anardı. Hap hatırlardı.

Bırakın dünyalık hadiseleri bir kenara,

Bu dünyadan gidildiği vakit, geriye dönüp bakıldığında “işte ben de sabredenlerdendim” diyebilmeyi Cenab-ı Hak cümlemize nasip etsin. Amin.

Mehmet Tunç