๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Temmuz 2010, 18:54:45



Konu Başlığı: İmdat sinyallerindeki müjde
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Temmuz 2010, 18:54:45
İmdat sinyallerindeki müjde  



İmdat sinyallerindeki müjde “Neme gerek” İnsanoğlunun bazen de olsa söylediği fakat  kendi başına gelen bir musibet sırasında da çevresinden yardım beklerken tahammül edemediği söz ve davranış biçimi Sanki aynı musibetler bizim de başımıza gelemezmiş, aynı imtihana biz de tabi tutulamazmışız gibi düşünceler içinde söylenen sözcükler Umursamama veya kendini başkalarından üstün görme düşüncelerinin harmanlandığı kelimeler


Geçimini balıkçılıktan sağlayan Hollanda’nın ufak bir balıkçı köyü, denizde meydana gelebilecek acil durumlar için gönüllü çalışacak bir kurtarma ekibi kurarlar Bir gece çok şiddetli bir fırtına çıkar ve bir balıkçı teknesi denizde mahsur kalır Teknenin tayfaları çaresiz kalıp çevreye yardım sinyalleri gönderirler Köyün gönüllü kurtarma ekibi sinyalleri alır ve denize açılmak için hemen hazırlıklara girişirler Tüm köy halkı ellerinde fenerlerle heyecan içinde deniz kenarında toplanmış, mahsur kalan balıkçıların kurtarılmasını beklemektedirler Kurtarma ekibi, hazırlıklarını tamamlayarak teknelerini denize indirip dalgalarla boğuşa boğuşa denize açılırlar Bir saat sonra kurtarma ekibi sisin içinden gözüktüğünde köy halkının neşeli haykırışlarıyla karşılanır Kurtarma ekibi bitkin vaziyette sahile vardığında, kaptan; denizdeki kazazedelerin tümünü, teknenin alabora olma tehlikesinden dolayı alamadıklarını ve bir kişiyi denizde bırakmak zorunda kaldıklarını anlatır Kaptan, çaresizlik içinde geride bıraktıkları kişiyi kurtarmak için bir başka teknenin hemen gitmesi gerektiğini söyler Bu sözler üzerine köyün on altı yaşındaki delikanlısı Hans, kaptana doğru ilerlemeye başlayınca annesi oğlunun elini yakalayıp oğluna yalvarmaya başlar: “Oğlum, lütfen gitme Baban bundan on yıl önce bir deniz kazasında öldü, ağabeyin Paul ise üç haftadır denizden dönmedi, kayıp Hans, senden başka kimsem yok, gitme oğlum” Hans annesinin yaşlı gözlerine bakarak şöyle der; “Anne, gitmem gerek Herkes, ‘Ben gidemem, bir başkası gitsin’ derse ne olur? Anne, bu kez görev sırası bende Sıra geldiğinde herkes üstüne düşeni yapmak zorundadır” Hans, gözü yaşlı anasının ellerinden öper ve gecenin karanlığında gözden kaybolur Bir saat kadar bir süre geçer, ama geçen bu süre acılı anneye bir asır gibi gelir Sonunda tekne sisten çıkıp sahilden gözükmeye başladığında sahildekiler heyecanla tekneye seslenirler: “Kayıp denizciyi buldunuz mu?” Cesur delikanlı heyecanla karadakilere seslenir: “Evet, bulduk Anneme müjde verin Kayıp denizci ağabeyim Paul’muş!”

* * *

İnsan sosyal bir varlıktır ve kendini diğerlerinden ayrı tutmak gibi bir lüksü olmayan bir canlıdır “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığındaki insanlar, sosyal hayatta yer bulamayıp hep yalnız kalırlar
 




ERCAN MÜMİN