> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Fenâ Fillah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fenâ Fillah  (Okunma Sayısı 727 defa)
04 Kasım 2010, 11:03:15
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 04 Kasım 2010, 11:03:15 »



Fenâ Fillah

Abdurrahman Candan


Tasavvufi eserlerde Allah’ta fâni olmak manasına gelen fenâ fillâh makamı, her sufinin ulaşmak istediği yüce bir menzildir. İmam Rabbanî hazretleri müridlerini bu makama ulaşmaları için teşvik eder ve mektubatının pek çok yerinde Hakk Teâlâ’da fâni olmanın mahiyetini anlatmaya çalışır. Ona göre fenâ; sâlikin Allah’ın Zât’ını O’ndan başka her şeyi unutacak şekilde sevmesi, kendini tamamen O’na vermesidir. Normalde insanın bütün arzu ve hayalleri kendi nefsi ile ilgili ve nefsinin rızasına yöneliktir. Hatta bazı kimseler maneviyata bile özbenliklerine olan sevgilerinden dolayı intisap edebilmektedir. Böyle bir ilişkide nefis merkez olunca, dini ögeler bile ancak nefse hizmet eden bir araç konumuna düşmektedir. Amaç olması gereken en yüce Varlık olan Rabbimiz bile nefsin ihtiyaçlarını ve zevklerini karşılaması sebebiyle sevilen bir araç (bada) mesabesine konulabilmektedir Bu sebeple bütün sufiler insanı kendi nefsinden fâni (yok) kılıp onu Rabbiyle baki (var) kılmaya yani onu kendi nefsi için değil Rabbi için var eylemeye çalışırlar. Bu sebeptendir ki Allah Teâlâ, çok sevdiği Peygamberinin yaptığı bir fiili üzerine almış  ve “Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı” (Enfal, 8:17) buyurmuş, peygamberinin yaptığı işi sahiplenmiştir. Peki insan bu mertebeye nasıl ulaşır, bunun yolu öncelikle İslam’ın emir ve nehiylerini yerine getirmek, daha sonra da nefsi tezkiye için tarikat ve hakikat adabını özümsemektir:

Şeriatın emirlerini yapmak ve tarikatın ve hakîkatin hâllerini elde etmeye çalışmak, hep nefsin tezkiyesi ve kalbin tasfiyesi içindir. Nefs temizlenmedikçe ve kalp selâmet bulmadıkça, hakîkî îmân hâsıl olmaz. Felâketlerden, azaplardan kurtulmak için, hakîkî îmâna kavuşmak lâzımdır. (Peki, kalp selametini elde etmenin alameti nedir?) Kalbin selâmeti insan bin sene yaşasa bile kalbine Allah Teâlâ’dan başka hiçbir şeyin gelmemesi ile hasıl olur. Zira bu süre zarfında kalp, Allah Teâlâ’dan başka her şeyi büsbütün unutmuştur. Eğer, bir şeyi hâtırlamak için uğraşsa, hâtırlayamaz. Bu hâle Fenâ fillâh denilmiştir. Bu yolun basamaklarından birincisi, fenâ basamağıdır. Fenâ makâmına kavuşulmadıkça, hiçbir şey elde edilemez. (91. Mektup)

Fenâ haline ulaşan sâlik bu halini korumak için dünyevi işlerle olan meşguliyetini en aza indirmelidir. Zira insan kendi dünyevi rahatını düşündükçe uhrevi ideallerden uzaklaşmaktadır. Rabbinde fâni olamayan insan dünya işlerinde fâni olacaktır:

Evet, kalbin selâmeti, onun mâsivâyı unutmasına bağlıdır. Öyle ki, zorla hatırlatmak isteseler, hatırlayamazlar. Bu hâle Fenâ-i kalb denir. Bu yolun birinci basamağı, bu Fenâya kavuşmaktır. Bu Fenâ velâyet derecelerine kavuşulacağının müjdecisidir. Sâlikler, meşreplerine göre çeşitli derecelere yükselirler. Çok yükselmek istemeli, bunun için çok çalışmalıdır. Çocuklar gibi, yolda gördüğü cevize ve muza aldanmamalıdır. Hadîs-i şerîfde, Allah Teâlâ, yüksek himmetlileri (yüce makamları isteyenleri) sever1 buyuruldu. Dünya işleri ile çok meşgul olmakta tekrar dünya işlerine gönül bağlamak korkusu vardır. Kalbin selâmete kavuşmasına da sakın aldanmayınız! Yine geri dönebilir. Dünya işleri ile elden geldiği kadar az uğraşınız ki, dünyaya gönül bağlamak tehlikesine düşmeyesiniz! Dünyaya düşkün olmak felâketinden Allah Teâlâ’ya sığınırız. Dünyaya gönül bağlamamış olan fakîr bir çöpçü, gönlünü dünyaya daldırmış, meclislerin başında oturan bir zenginden kat kat daha kıymetlidir. Birkaç günlük hayatınızda dünyaya gönül vermemek, hiçbir şeye düşkün olmamak için çok uğraşınız! Dünyâya düşkün olmaktan ve dünyâya düşkün olanlardan, aslandan kaçar gibi kaçmalısınız. (116. Mektup)

İmam Rabbanî Allah’ta fâni olma iddiasıyla düşülen bazı hatalar konusunda da bizleri uyarır. Ona göre fâni olmaktan maksat sâlikin yakini bir imana kavuşması yani dinde ihsan şuuruna ulaşması demektir. Yoksa Allah’a hulul etmeyi ve O’nunla birleşmeyi düşünmek gibi sapık fikrilerin fenâ ile bir alakası yoktur. Ayrıca İslam’ın zahir ve batınının yaşamadan elde edildiği düşünülen fenâ hali gerçek bir manevi yükseliş değil belki şeytanî bir aldanıştır.

Fenâ ve Bekâya kavuşmak, bu yakîni ele geçirmek içindir. Yoksa Fenâ-fillâh ve Bekâ-billah diyerek, Allah Teâlâ ile birleşmek, hulûl gibi şeyler anlamak, ilhâd ve zındıklıkdır. Evet, tasavvuf yolunda ilerlerken, Allah Teâlâ’ya olan şiddetli sevgi sebebi ile manevi sarhoşluk gibi, bazı hâller ortaya çıkar ve insan bu vakit, bazı bilgileri yanlış anlayabilir. Sâlik böyle hâllerden bir an önce kurtulmalı ve böyle bir zamanda ortaya çıkan anlayışlar için tövbe, istiğfâr etmelidir. Tasavvuf büyüklerinden İbrâhîm bin Şeybân-i Kazvînî (k.s) der ki: Fenâ ve Bekâ bilgileri, Allah Teâlâ’nın bir olduğuna hâlis inananlarda ve ibâdetlerini doğru yapanlarda bulunur. Başkalarının fenâ ve bekâ olarak söyledikleri, hep yalandır ve zındıklıktır. Onun bu sözü, tâm yerindedir ve kendisinin doğru yolda bulunduğunu göstermektedir. (97. mektup)

İmam Rabbanî’ye göre fenâ fillâh Allah’ın razı olduğu işlerde, hayır ve güzellikte olur, bu makamı elde eden sâlik varını yoğunu Hakkın rızasını elde etmek için harcar. Mal bir tarafa yeri gelince canını bile güle oynaya Hakk’ın yolunda feda eder. Böyle bir insanın sözlüğünde benim malım, benim canım, benim vaktim gibi bencilce bir söze asla yer yoktur. Maalesef bazı ham sufiler veya bu yola kötü niyetle girenler fenâ fillâh gibi yüce bir kavramı kendi nefsani arzularına ve kötü niyetlerine araç kılmaktadırlar. İbahiyyecilik; yani her tür haramı, helal kabul ederek işlemek ve hululiyyecilik kendinin Allah ile birleştiğini iddia etmek gibi haller fena fillâh değildir, bunlar ancak zındıklık, din adına dinden sapmaktır.

Yüce Rabbimizin bu yüce makamları ayaklarımızı kaydırmadan bizlere nasip etmesi duası ile…

Dipnot: 1) Taberani, Kebir, 2894, Beyhaki, Şuabü’l-İman, 8012

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fenâ Fillah
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:19:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fenâ Fillah rüya tabiri,Fenâ Fillah mekke canlı, Fenâ Fillah kabe canlı yayın, Fenâ Fillah Üç boyutlu kuran oku Fenâ Fillah kuran ı kerim, Fenâ Fillah peygamber kıssaları,Fenâ Fillah ilitam ders soruları, Fenâ Fillahönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes