> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İmam Şafii'nin örnek hayatı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İmam Şafii'nin örnek hayatı  (Okunma Sayısı 1549 defa)
09 Ekim 2009, 21:33:18
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 09 Ekim 2009, 21:33:18 »




Dört büyük mezhep imamımızdan birisi olan İmam Şafiî Hazretleri’nin asıl ismi Muhammed’dir. Şafiî ismindeki dedesine nispet edilerek bu isimle meşhur olmuştur. Babasının adı ise İdris’tir. Muhammed daha beşikte iken babasını kaybeder. İbadetlerini büyük bir titizlikle yerine getiren annesi, eşi vefat ettikten sonra oğlunu alarak memleketi Mekke’ye döner.

Küçük Muhammed okuma yazmayı çok çabuk öğrenir ve yedi yaşına gelmeden Kur’an-ı Kerim’i ezberler. İlim meclislerine katılarak alimlerden istifade eder. Küçük Muhammed, keskin bir zekaya sahiptir. Bir gün arkadaşlarından birinin vasıtasıyla eline bir kitap geçer. Kitabın ismi bir hadis kitabı olan Muvatta’dır ve İmam Malik’e aittir. Kitap eline geçtiğinde on yaş civarında olan küçük Muhammed, kitabı arkadaşından sadece dokuz günlüğüne ödünç almıştır.

Küçük Muhammed, bu kısa süre içinde üstün zekasıyla kitabı satır satır ezberler. Devrin büyük alimlerinden Süfyan bin Uyeyne bu çocuktaki ilim aşkına hayran olur. Ona özel dersler verir. Böylece o, kısa bir zaman sonra içinden çıkılmaz en zor konuları bile bir çırpıda halledecek seviyeye gelir. Henüz on beşli yaşlarında ciddi bir ilme sahip olur.

Paramızı ona emanet ettik!

Henüz küçük yaşlardayken dahi İmam Şafiî Hazretleri’nin üstün zekâsını gösteren bir hadiseyi paylaşmak istiyoruz: Dönemin kadısı küçük adımlarla yürümektedir. Tam o sırada iki öfkeli adam, bir garibi sürükleyerek kadı efendinin önüne getirirler. Bu olayı gören küçük Muhammed arkadaşlarıyla olay yerine koşar. Davacılardan biri heyecanlı bir şekilde konuşmaya başlar:

- Efendim, biz üç arkadaştık. Birlikte bir iş yaptık ve bir miktar para kazandık. Ama birbirimize güvenimiz yoktu. Paramızı hepimizin güveneceği birine, yani buna emanet ettik, diyerek ellerinde tuttukları garibi işaret eder. Ardından sözlerini şöyle devam ettirir:

- Daha sonra bu adama, "Üçümüz birlikte gelmedikçe hiçbirimize bu paradan vermeyeceksin" diye tembihledik. Ama o bize hıyanet etti. Kadı yaka paça sürüklenen adama bakarak:

- Ne diyorsun? Doğru mu bu söyledikleri, diye sorar. Boynunu biraz daha büken adam:

- Doğru ama biraz noksan.

- Nasıl yani? - Bu üç arkadaş dün akşam bana bir kese para bıraktılar ve "Birlikte gelmedikçe hiçbirimize verme" dediler. Ancak henüz elli adım bile gitmeden içlerinden biri geri geldi ve altınları istedi. Uzaktan "Bakın veriyorum" diye bağırdım, bu ikisi de kafa sallayıp "Tamam" dediler. Söyleyin başka ne yapabilirdim ki? Kadı bu kez diğerlerine dönerek:

- Peki buna ne diyeceksiniz?

- Onu da açıklayalım. Keseyi emanet edip giderken şimdi burada olmayan arkadaşımız aniden durdu. "Bütün paramızı emanetçiye bıraktık ama bu akşam ne yiyeceğiz" dedi. Biz de "harcanacak kadar bir şeyler almasına" izin verdik. Hepsini alıp kaybolacağını nereden bilebilirdik?

- Hımm şimdi iş açıklığa kavuştu. Arkadaşınız paraları alıp kaçtı desenize…
- Evet ama biz emanet verdiğimiz adamı tanırız. Ona ısrarlı bir şekilde: "Üçümüz birlikte gelmedikçe verme" dedik mi, dedik. O da bunu kabul etti mi, etti. Gözünü açıp aldanmasaydı. Madem bir saflık yaptı, ceremesini çeksin, bedeli kesesinden ödesin.

Söyle, getirsinler arkadaşlarını!

Ödesin demek kolaydır ama delikanlı söz konusu parayı verecek güçte değildir. Zaten üzgün ve bitkindir. Ağlamamak için dudaklarını ısırır ve büyük bir teslimiyetle boynunu büker. Hava bir anda emanetçinin aleyhine döner. Merhametli kadı gözlerini kısar, sakalını sıvazlar. Bir çıkış yolu arar. İşte tam o sıra konuşulanları can kulağıyla dinleyen küçük Muhammed, garip emanetçinin elinden tutarak: "Ağlama be amca" der, "Kendini niye üzüyorsun ki?" - Nasıl üzülmem, başıma gelenleri duydun işte.

- Sen gel beni dinle ve de ki: "Para kesesi bende." - Haydi istediğin gibi olsun nurlu çocuk. Diyelim ki kese bende.

- Emaneti almaları için bunların üç kişi olmaları gerekmiyor mu?

- Evet, gerekiyor.

- Öyleyse söyle onlara, "Getirsinler arkadaşlarını, alsınlar paralarını!" İşte daha o yaşta zeka pırıltılarıyla geleceğe işaretler gönderen bu müthiş dimağ, yıllar sonra İmam-ı Şafiî diye anılacak çocuktan başkası değildir. Evet, İmam Şafiî, Allah vergisi zekâsını O’nun yolunda kullanıp bununla yetinmeyerek bilgiyi elde etme uğrunda sabır, azim ve metanet göstermesiyle, ilimde iyi bir seviyeye nasıl gelinebileceğinin canlı bir örneğini oluşturmuştur.

İnsanın hayat denen yolculukta mazeretler ileri sürerek kendisini yetiştirmemesi katiyyen doğru değildir. Büyük imamın daha küçük yaşlarda babasını kaybetmesine rağmen annesinin de desteğiyle ilim ve din yolunda elde ettiği makam, bu konuda elbette bizi gayrete sevk etmelidir.

1 SORU 1 CEVAP

Namazdayken cep telefonu çalarsa ne yapılmalı?

Soru: "Cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla camilerde çok sıklıkla karşılaştığımız bir sıkıntı var. Namaz esnasında telefon çalıyor. Bu durumda ne yapmak gerekir? Telefonu kapatsak namazımız bozulur mu?" Ömer Yeşil/Üsküdar

Cevap: Evet Ömer Bey bu konu gerçekten çok rahatsız edici bir durum. Günümüzdeki teknolojik imkânların getirdiği problemlerden biri de cep telefonlarının ibadet esnasında sesli ve değişik melodilerle çalıp manevi dünyamızı etkilemesidir. Bu konuda bilhassa şu hususlara dikkat edilmeli:
1) Camiye girmeden önce cep telefonu kontrol edilmeli, ya kapatılmalı veya sessize alınmalı.

2) Cep telefonunun kapatılması veya sessiz konuma alınmasının unutulması halinde namazda iken çalacak olursa hemen tek elle müdahale ederek telefon kapatılarak namazdakilerin huzuru bozulmamalı. Böyle bir durumda namazın bozulacağı konusunda ise endişe edilmemeli.

3) Telefona ibadetin manasına ters gelecek melodi sesleri değil de daha tabii ve hafif sesler koydurmak suretiyle muhtemel rahatsızlık asgariye indirilmeli.

4) Caminin hemen kapısında veya içinde telefonu açıp cami içindekileri rahatsız edecek şekilde yüksek sesli konuşmalardan da kaçınılmalı.

Ali İhsan ER

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İmam Şafii'nin örnek hayatı
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:25:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İmam Şafii'nin örnek hayatı rüya tabiri,İmam Şafii'nin örnek hayatı mekke canlı, İmam Şafii'nin örnek hayatı kabe canlı yayın, İmam Şafii'nin örnek hayatı Üç boyutlu kuran oku İmam Şafii'nin örnek hayatı kuran ı kerim, İmam Şafii'nin örnek hayatı peygamber kıssaları,İmam Şafii'nin örnek hayatı ilitam ders soruları, İmam Şafii'nin örnek hayatıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes