Sayfayı Yazdır - İlmin gözüyle domuz eti

İLİM GÖZLÜĞÜYLE DOMUZ ETİ

Pek çok ilim dalında olduğu gibi hayvanat alemini incelediğimiz zaman da baş döndürücü vakıalarla karşılaşıyoruz. Bazen uçuş tekniklerindeki harikuladeliklerle şaşkına uğrarken, bazı zamanlar da büyüleyici ses ve koku algılama hususiyetleri ile tefekkür deryasına dalıyoruz. Bazı zamanlarda ise vücutlarındaki bazı fizyolojik hadiseler ile kan ve etlerinin yapısındaki biyolojik maddeler Kur’an-ı Azimüşşan’ın mucizevi beyanlarındaki hakikatleri gözler önüne sermektedir. Domuz etinin neden haram olduğunun hikmeti de ilmin mürşitliğinde gün geçtikçe anlaşılan konular arasında yer almakta ve zaman ihtiyarladıkça kendisi gençleşen Yüce beyan’ın sırlı perdelerinden birisi olmaktan öteye geçmektedir.

Kur'an-ı Kerim'de etinin haram olduğu belirtilen tek hayvan domuzdur. Acaba domuz eti neden haram olabilir? Müslüman olmayan ülkelerde –Yahudi ülkeleri hariç- lokantalarda yemek yerken hangi sebeple dikkatli oluruz ve sebze yemeklerini veya balık ürünlerini seçmemizdeki hikmet nedir? Yiyeceklerin terkibinde neden domuz ürünlerinden üretildiğini gösteren kodların var olup olmadığını araştırırız? İslam dini insanı maddi ve manevi her türlü zarardan korumak için birtakım kurallar koymuştur. Bu arada beslenme konusunda da bazı temel prensipler belirlemiştir. İnsana zarar verebilecek zararlı her şeyi yasaklamış, temiz, güzel ve faydalı olanı da helal kılmıştır. Domuz da pis ve zararlı şeylerden kabul edilip etinin haram kılındığı Kur'an-ı Kerim'de açıkça belirtilmiştir1
Domuz etinin haram oluşuna sebep teşkil ettiği düşünülen ilmi hakikatler pek çoktur. Yapısındaki yağ, antikor, kükürt ve büyüme hormonu seviyelerinin yüksek olması, vücudunda sıklıkla ‘trichinella spiralis’ adı verilen paraziti bulundurması, leş yeme özelliği ve hatta eşini kıskanmaması, kansere sebep olması, safra kesesi iltihabı, apandisit, barsak iltihabı, çeşitli çıbanlar, mafsal kireçlenmeleri, damar sertliği, romatizma, grip, tansiyon yüksekliği, enfarktüs gibi çeşitli hastalıklara sebep olması etinin yenilmesini haram kılabilen hususiyetler olarak değerlendirilmiştir.
Domuz eti ihtiva ettiği yüksek seviyedeki büyüme hormonu ve antikor ile insan sağlığını tehdit ediyor.
Domuzun vücudunda diğer hayvanlara ve insana oranla çok yüksek seviyede büyüme hormonu üretilir. Doğal olarak yüksek seviyedeki büyüme hormonu da dolaşım yoluyla domuzun kas dokusuna geçerek orada birikmektedir. Domuz etini oldukça fazla seviyelerde tüketen ülkelerde aşırı bir gelişmenin söz konusu olduğu ve şişmanlıkların kendini belli ettiği bilinen bir durumdur. Aşırı gıda tüketime bağlı olarak şişmanlıklar ve anormal gelişmeler söz konusu olabileceği gibi yüksek seviyelerdeki büyüme hormonu da bu duruma sebep teşkil edebilmektedir. Akromegali ve adipoz dokuda artışa paralel olarak vücutta deformasyonlar da görülebilmektedir. Büyüme hormonunun doku şişlikleri ile iltihaplanmalara sebep olduğu, kanserin başlamasına zemin hazırladığı da bilinen ilmi gerçeklerdendir. Yapılan araştırmalarla erkek domuzların büyük bir kısmında belli bir yaştan sonra kanser vakalarının görüldüğü tespit edilmiştir.
Domuz, her ne kadar çiftliklerde, bakımlı ortamlarda yetiştirilirse yetiştirilsin, kendi pisliğini yiyen bir hayvandır. Pisliklerle beslenmesi ve biyolojik yapısı gereği domuzun bünyesinde diğer hayvanlara kıyasla çok fazla miktarlarda antikor üretilir. Aşırı antikor üretimine bağlı olarak domuz eti tüketiminin insan sağlığı üzerinde menfi tesir oluşturacağı da malumdur.

Domuz eti yağlıdır
Hazmı güç ve protein değeri çok düşük olan domuz eti aşırı miktarda yağlıdır. İnsan vücudu domuz etindeki yüksek seviyedeki yağı, yakamayacağı ve fizyolojik yolla dışarı atamayacağı için ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kalabilmektedir. Etin tüketimine bağlı olarak yağın normal seviyelerin üzerinde ihtiva ettiği kolesterin yüklü moleküller hipertansiyon, arteriyoskleroz ve pletora gibi hastalıklara sebep olabilmektedir. Benzer şekilde kanser hücrelerinin cidarında bulunan kolesterin molekülleri kanserin neoplazma fazlarının başlamasında tesirlidir.
İlmi araştırmalar neticesinde domuz yağının E vitamininde azalmaya sebep olduğu tespit edilmiştir. İnsanların cinsi hayatı için oldukça ehemmiyetli olan E vitamini yağların oksidasyonunu önlediği gibi yağlarda bulunan ve yine cinsi hayat için önemli olan A vitamininin de okside olmasını engellemektedir. Yağlarda her iki vitaminin -bilhassa E vitamininin- noksanlığında erkeklerde kısırlık, kadınlarda düşük ve her iki cinsiyette cinsi hayatta dumura uğramalar ile karakter değişiklikleri gözlenebilmektedir.
Domuz yağının diğer ehemmiyetli bir hususiyeti ‘sutoksin’ denilen zehirli maddeleri ihtiva etmesidir. Domuz eti tüketimi neticesinde vücuda giren fazla miktardaki zehirin dışarı atılması için lenf bezleri aşırı bir şekilde çalışmak zorundadır. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanmasına ve şişmesine sebep olmaktadır. Hasta çocuğun anormal bir şekilde boğazının şişmesi ile karakterize bu hastalığa domuz hastalığı da (skrofuloz) denmektedir.
Domuz eti yiyenlerde kemik, eklem ve deri rahatsızlıkları
Domuz eti tüketimiyle vücuda fazla miktarda kükürt alınmaktadır. Normal sınırlarda solunumu düzenleyici, alerjik rahatsızlıkları giderici hususiyetteki kükürtün fazla miktarda alınması sonucu kıkırdak, kas ve sinirlerde birikime bağlı olarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi hastalıklar görülebilmektedir.
Domuz etinin ihtiva ettiği yüksek seviyelerdeki histamin ve imidazol cisimleri deride kaşıntı oluşturan ürtiker, herpes, dermatit, egzama ile kan çıbanı, şirpence, apandisit, kolanjit, kolesistit, tromboflebit, fluor ablus, flegmon gibi iltihaplı vakalara sebep olabilmektedir. İkinci Dünya savaşı sırasında görülen bazı vakaların domuz eti tüketimi sonucu meydana geldiği düşünülmüştür. Domuz etinde yüksek seviyelerde bulunan histamin ve imidazol sebebiyle Kuzey Afrika harekatında Alman askerlerinde kaşıntı ile karakterize tropik ‘ülserulcus crius’ denilen ayaklarda yara ile karakterize bir hastalık görülmüştür. Hastalığın uygulanan tedavilere cevap vermemesi ve yerli halkta rastlanılmaması sebebiyle domuz eti kaynaklı olduğu belirtilmiştir. Domuz eti tüketimin tamamen kesilmesine bağlı olarak ‘ülserulcus crius’ vakalarının gözlenmedi saptanmıştır.

Domuz kasındaki öldürücü parazit: Trichinella Spiralis

Domuz etindeki sağlığa zararlı maddelerden biri de “trichinella spirialis” parazitidir. İnsan vücuduna girdiğinde doğrudan kalp kaslarına yerleşerek ölümcül tehlike oluşturan bu parazite domuz etinde sıklıkla rastlanmaktadır. Parazit, domuzlarda ağır bir hastalık yapmamasına karşılık insanlarda çok tehlikeli ve öldürücü olabilmektedir. Domuz etiyle alınan parazitin kurtçuk formları, mide ve bağırsak yoluyla kana geçmekte ve böylece tüm vücuda yayılmaktadır. Özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felç, kan damarlarında tıkanıklık, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar ölümle sonuçlanmaktadır.
Trişinoz hastalığı bilhassa Avrupa ülkelerinde gözlenmektedir. Oldukça sıkı bir şekilde veteriner hekim kontrolleri yapılmasına karşılık Almanya, İsveç, İngiltere ve Polonya gibi ülkelerde trişin salgınları gözlenmektedir. İlahi emirlerin sıhhatimizi korumasına büyük bir delildir ki Türkiye’de yerli Hıristiyanların dışında trişin hastalığına rastlanılmamıştır. Günümüz teknolojisiyle trişin parazitini teknik olarak tespit etmek mümkünse de önceki asırlarda böyle bir yöntem bilinmiyordu. Bu nedenle, domuz eti yiyen herkes için trişin parazitini kapma ve ölümle karşı karşıya kalma riski söz konusu iken ilahi emirlere riayet ile bu sorun ortadan kalkmıştır.
Domuz eti mizaç değişikliğine sebep olabilir?
İnsanlar ve hayvanlar yedikleri gıdaların az-çok tesirinde kalmaktadırlar. Mesela kaplan, aslan, köpek gibi et tüketen hayvanların yırtıcı; koyun, keçi, deve gibi ot ile beslenen hayvanların ise uysal ve yumuşak huylu oldukları malumdur. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Nebati gıdalarla beslenenlerin genellikle halim-selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanların ise daha sert mizaçlı olduğu tespit edilmiştir. Domuz eti ile beslenen insanlarda da buna benzer bir mizaç değişikliği görülebilmektedir. Domuz dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda da, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir. Bugün medeni olduklarını dile getiren toplumlarda kıskançlık duygusunun iz düzeyde kaldığı aşikardır. Domuz etinin aşırı bir şekilde tüketimin söz konusu olduğu ülkelerdeki kıskançlık hislerindeki zayıflamaları delil göstererek Mucizül Beyan’ın emirleriyle toplum ve aile hayatını düzenleyici bir rol oynadığının gün gibi ortada olduğu söylenebilir.
Domuz eti ve karaciğer sirozu münasebetine dair bir araştırma

Ottova Üniversitesinde gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde domuz eti tüketimi ile kronik bir bozukluk olan karaciğer sirozu arasında sıkı bir bağlantı olduğu ortaya konulmuştur. On altı ülkenin domuz eti sığır eti, yağ ve alkol tüketimi istatistiklerine bağlı olarak yapılan bu çalışmada domuz eti tüketimi ile karaciğer sirozuna yakalanma arasında kuvvetli bir alaka bulunmuştur. Araştırmayı yapan Dr. Amiri Nanji ve Dr. Samuel French domuz eti ile birlikte alkol tüketildiği zaman siroza yakalanmanın daha fazla olduğunu da tespit etmişlerdir. Siroz hastalığıyla sığır eti arasında ise hiçbir alaka bulunamamıştır. İsviçre, Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde domuz eti tüketimiyle birlikte karaciğer sirozunun daha sık görüldüğü Kanada’da siroz kaynaklı ölüm vakalarının alkol tüketimi ile değil, domuz eti tüketimiyle alakalı olduğu tespit edilmiştir. Araştırmacılar domuz eti tüketiminin, siroza nasıl sebep olduğu ve sirozu nasıl arttırdığının bir sır olarak kaldığını söylemektedirler. Fakat siroz ölümünün yenilen domuz eti miktarıyla doğrudan alakalı olduğu hususunda aynı sonuca varmaktadırlar.
Domuz etinin zararlarıyla ilgili ilmî sonuç ve iddialar bu çerçevede olmakla birlikte domuza dair dini yasağın bunlara bağlı olduğunu söylemek doğru olmayabilir. Bu sebepler, Rabbimiz'in domuz etini yasaklamasının hikmetlerinden bir kısmı olabilir. Müslümanlar domuzla ilgili yasağı başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere ilahi kitaplarda mevcut kesin bir emir olarak telakki eder ve bu inançla gereğini yerine getirirler. Yakın zamana kadar domuz etinin insan sağlığını doğrudan tehdit eden zararları olduğundan haberdar olmak mümkün değildi. Bugünkü tıbbi cihazlarla, biyolojik testlerle somut biçimde ortaya konulmuş zararlara karşı, daha kimsenin mikrop, bakteri, trişin, hormon, antikor gibi kavramlardan haberi olmadığı 14. yüzyılda indirilen Kur’an'da kesin önlem alınmasının istenilmesi ve domuz etinin tüketiminin haram kılınması, Kuran'ın üstün ilim sahibi Rabbimiz'in vahyi olduğunu gösteren mucizelerdendir. Bugün de domuz etinin fizyolojik olarak insan vücuduna uygun bir besin türü olmadığı, insan sağlığına kesin zararı olan bir et çeşidi olduğu gerçeği değişmemiştir.

1 (el-Bakara 2/173; en-Nahl 16/115; el-Maide 5/3; el-En'am 6/145).

๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: emin123 üzerinde 13 Şubat 2010, 13:58:34