> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İlk kelime
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İlk kelime  (Okunma Sayısı 757 defa)
24 Kasım 2010, 17:46:37
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 24 Kasım 2010, 17:46:37 »



İlk Kelime


Kasım’ın 25’i. Havalar giderek soğuyordu. Ağaçlar yapraklarını çoktan dökmüş, kış soğuk yüzünü göstermişti. Ama bizim kazanlar aralıksız yandığından, keyfimize diyecek yoktu. Mutluyduk… Bense sandalyeme kurulmuş, akşamın olmasını, mesainin dolmasını bekliyordum.

Sağdan soldan toplayıverdiğim gazetelere üstünkörü bakıverdim. Manşetler, haberler, fotoğraflar neredeyse birbirinin kopyasıydı. Ajanslardan kotarılan haberlerle ancak bu kadar gazetecilik yapılıyordu. Oturduğum sandalyeden yavaşça doğruldum. Belimdeki ağrılar her geçen gün artıyor gibiydi. Biraz da özentiyle elimi belime koyarak sağa sola salınımlar yaptım. Çok çalışmış olmak, biraz da böyle belli oluyordu. Usulca sağa sola bakındım. Kimsenin beni umursadığı yoktu. Bu durumu ifade etmek için başka cümle kuramadığımdan olsa gerek: “Herkes kendi âleminde diye mırıldandım.” Tabi bunu kimsecikler duymadı. Zaten duymalarını da istemiyordum. Ne de olsa ben de kendi âlemimde kalmak istiyordum.

Her zaman ki alışkanlıkla, masamdaki kalemleri bir bir toplayıp kalemlikteki yerlerine koyuverdim. Dosyaları demeyeceğim. Onlarla pek işim olmuyor. Ara sıra, birkaç parça kâğıt koymak için onları yerinden indiririm; fakat her seferinde –“bir parmak” demiyorum, zira bu yaşıma kadar bir parmak kalınlığında toz görmedim- toza bulanmaktan çekinirim. Daha çok beyaz kâğıt kullanırım. Akşam oluncaya kadar masanın üstü onlarla doluverir. Masayı düzenlemek derken yaptığım şey daha çok işe yarayanlarla, yaramayanları ayırmaktır. Hani bunu düzenli görünmek için de yapmam. Bilakis düzeni severim. Olmayan patrondan da korkmam. Patronun olmaması benim onu yok saymamdan değildir. Kendisi öyle söylediğinden, ben de öyle söylerim. Yoksa kendisinden korkarım alimallah. İnsanın velinimetinden! korkmaması düşünülebilir mi yoksa? Bunu biraz da ona iyi görünmek için yaparım. Sakın kötü şeyler düşünmeyin. Bu durumlarda düşünmem, söylerim. Öfkelenirsem kötü sözler bile ederim. Yazarın dediği gibi önce yapmaya, sonra düşünmeye çalışırım, ama uzun uzun düşünmekten, düşünürken öylece durup beklemekten bir türlü kendimi alamam.

Tüm bunları gayri ihtiyari yaparım. Yoksa olmadığını iddia eden patronu günahım kadar sevmem. Türk filmlerindeki memurelere benzettiğim Halime’yi, ara sıra gelip bilecen bir edayla konuşan Ahmet’i ve halı saha maçı ayarlamaktan başka bir iş yapmayan diğerlerini de sevdiğim söylenemez. Ama Selim’i severim. İş yerinin en has adamıdır.

Masanın üzerindeki dağınıklığı giderdikten sonra yeniden sandalyeme oturuverdim. Oturmak, sağa sola uğramaktan, çene yapmaktan daha cazip geliyordu. Sonra birilerinin dediği gibi oturarak para kazanıyordum. Bu nedenle ayakta durmam, ya da gezerken görülmem yanlış anlaşılabilirdi.

Çekmeceden temiz bir sayfa aldım. Altına yerleştirdiğim çizgili kâğıdı ataşla tutturdum. Kalemlikten kurşun kalemimi ve silgimi aldım. Ayin hazırlığı yapan rahiplerden pek de farkım yoktu. Sandalyede oturuyordum; kimilerine göre patrona, yerinde gözüm olmadığı mesajını vermek istiyordum. Ahmet’e göre aptallığımdan bu sert şeyde ısrar ediyordum. Biraz daha dik durmaya çalıştım. Ciddi bir iş yapıyor gibi görünmeliydim.

Kalemi elime aldım. Boş sayfaya bakıyor, bir şeyler yazmaya çalışıyordum; ama her seferinde ilk kelimeyi bulamıyor olmanın yılgınlığıyla önce sola, sonra sağa, en çokta karşıya bakınıyordum. İlk olanı bulmak, sona varmak gibiydi. Bu nedenle ilk olanı bulmak sayfalar dolusu yazıyı yazmaktan daha zordu. Hemen masanın üstündeki kitapları açtım. Yazıların hangi kelimelerle, hangi cümlelerle başladığına bir güzel baktım. Aynı sıkıntıyı başlıklar konusunda da yaşayacağımı bildiğimden, onlara bakmayı da unutmadım.

Tabi bunları yaparken, tüm bu şeylere bakarken kem gözlere de dikkat ediyordum. Anlayacağınız aynı anda bir sürü şeyi birden yapabiliyordum. Yoksa “intihalci” yaftasıyla velinimetimizin gözünden düşmek de vardı. Bu nedenle çok dikkatliydim.

“Bu yazar kısmı da amma sümsük oluyor.” diyen Ceyda’nın bile olup bitenden haberi yoktu. Aslında hiç birinin –buna patron da dâhil– haberi yoktu. Ben yazıyordum, onlar oynuyordu. Benim kurduğum dünyada basit birer figüran durumundaydılar. Mesela patronu ele alalım. Varla, yok arası her şeyi temsil etmek iddiasıyla büyük bir sorumluğu üstlendiğinin farkında bile değil. Yok olmaksa kati surette kârı değil.  Yok olmanın var olmaktan daha zor olduğuna inanan sufiler, bunun için yıllarını harcadığına göre patron bunu, yani yok olmayı becerememişti. En azından benim için öyleydi.

Hala ilk kelimeyi bulamamıştım. Kitaplara bakmak da kâr etmemişti. Kârımsa ilk cümlesine takılarak okuduğum yazılar olmuştu.

İlk olanı bulmalıydım. Yazıyı yazmalı, yevmiyeyi kurtarmalıydım. Selim’in de uğradığı yoktu. Aramızdaki en katışıksız adamdı Selim. Bunalımlı ruh haliyle kimseye yaranamayan, bu nedenle iş yerinin çaycısıyla dostluk eden birisi olduğumu düşünsem de, bu düşündüklerim başkalarının olası düşüncelerinden bir şeymiş gibi gelir bana. Bu nedenle Selim’in dolambaçsız üslubuyla taşıdığı dedikodular beni yeniden hayata dönderirdi.

O meşhur kuleye, hepinize malum olan fildişinden kuleye çıktığıma inandığımdandır tüm bu olanlar. Evet evet buna inanırım. Pek tavsiye etmesem de kulenin müdavimlerine pek benzemem. Biraz farklıyımdır hani. Bu biraz da “Benim gibi olamazsınız” demek gibi bir şeydir; ama siz en iyisimi bunu başkasına benzememek şeklinde anlayın. Burada bulunanların tümü gibi ben de büyüklerin meclisine girmek isterim. Bunun için bir türlü yapamadığımız oyunlar da var. Yani yaptıklarımızın dışında… Beceremediğimizden olsa gerek, dolanıp duruyoruz. Anlayacağınız becerenlere kulenin üst katları açıktır. Üstatlara kızdığımız sanılmasın. Onlara kızmıyoruz. Sadece kıskanıyoruz. Yine de kulemizin meşhur sakinlerinin meclisine girmek için daha çok çalışmamız, daha doğrusu beklememiz gerektiğini bilirim. Zümrüdü Anka kuşunun pençeleriyle aramızdan birisini yukarılara taşıması için bir sürü şey yapmaya çalışsak da bunu bilenlerden öğrenmek gerektiğini fark etmiş bulunuyorum. Bunu öğrenmiş birisi olarak bunu hepinize söylüyorum.

O anda Selim gelir, tavşankanı olduğunu söylediği bir çay bırakır masaya. Boşları alır ve ardı sıra bir sürü lafı saymaya başlar. Ben de yorgun argın, çalışanlarımızın arasına dönerim. Sağa sola bakınır, sonra da önümdeki kâğıdı yoklarım. Aradığım kelimenin, beklediğim cümlenin “Ben geldim” demesini isterim.  Ama tüm bunların nafile olduğunu da bilirim. Zira o ilk olan “Ben geldim” demez. Belki “Gel de beni bul” der.

O anda biraz duraksar, dakikalardır elimde tuttuğum kalemi biraz daha sıkarım. Çünkü artık yazmaya hazırımdır. O gelmese de, ben onu bulmaya çıkmışımdır.



Mustafa Doğan
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İlk kelime
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:53:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İlk kelime rüya tabiri,İlk kelime mekke canlı, İlk kelime kabe canlı yayın, İlk kelime Üç boyutlu kuran oku İlk kelime kuran ı kerim, İlk kelime peygamber kıssaları,İlk kelime ilitam ders soruları, İlk kelimeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes