๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 22 Eylül 2012, 13:00:37



Konu Başlığı: İlk İslam üniversitesinde soru cevaplar
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 22 Eylül 2012, 13:00:37
İlk İslam üniversitesinde soru cevaplar

İlk İslam üniversitesi, Resulüllah?ın (sas) Medine?deki mescididir. Bu üniversitenin ilk hocası da Allah Resulü Efendimiz?in kendisidir. Yatılı öğrencileri ashab-ı suffa, dışarıdan devamlı öğrencileri de sahabe cemaatidir, diye düşünebiliriz... Efendimiz namaz vakitlerinde mescidini bir ibadethane olarak kullandığı gibi, namaz sonrasında da bir öğretim merkezi haline getiriyor, kadın erkek tüm Müslümanlar bu üniversitede İslam kültürünün temellerini öğreniyorlardı.

Efendimiz bu ilk öğrencileriyle o kadar mütevazı şekilde muhatap oluyordu ki, bizzat kendisi bazen bilmece gibi sorular soruyor, sorma ve öğrenme konusunda rahatlatıcı olmaya dikkat ediyordu.

Nitekim bir gün, Übey bin Kaab?a Kur?an?da manası en geniş ve sevabı en çok olan ayeti şöyle sordu:

- Ey Münzir?in babası, biliyor musun Allah?ın yanında ayetlerin en geniş manalısı ve en çok sevaplısı hangisidir?

Übey bin Kaab, Bakara Sûresi?ndeki Ayet?el-Kürsi?yi (255) bir nefeste ?Allahü la ilahe illa hü...? diye okuduktan sonra ?İşte Rabb?imin yanında en geniş manalı ve en çok sevaplı olduğunu düşündüğüm ayet...? dedi. Efendimiz, verilen cevabı tasvip manasında Übey bin Kaab?ın göğsü üzerine elini koyarak: ?Ey Münzir?in babası, gerçekten de doğru bir tespitte bulundun. İlmin sana daha nice hayırlı tespitler yaptırsın inşallah.? diye dua ederek tebrik etti...

Ayet?el-Kürsi Rabb?imizin zatını tarif ve tavsif ettiğinden başkasını anlatan ayetlerden elbette üstün fazilette olacaktır. Halikı anlatan ayetin, mahluku anlatan ayetten üstün olacağı açıktır. Bu yüzden çok yerlerde herkes kendi niyetine göre Ayet?el-Kürsi?yi okur. Ahirette sevabını, niyetine göre dünyada da faydasını görür...

Mescidde bir de Abdullah bin Mesud?un Efendimiz?e sorduğu sorularına bakalım isterseniz. Nasıl soruyor insanın en değerli amellerinin hangisi olduğunu:

- Ya Resulellah, Rabb?imiz yanında kulun en değerli ameli hangisidir?

- Vaktinde kıldığı namazı! ?Sonra hangisidir?? Ana-babasına itaati! ?Sonra hangisidir?? Allah rızası için yaptığı hizmetleri!..

Bu sırada dışarıdan gelen bir adam da bulduğu bir fırsatı hemen değerlendirerek:

- İnsanların en hayırlısı hangisidir? diye sordu.

- Ömrü uzun, ameli güzel olanıdır! buyurdu. Şerlisi hangisidir? deyince de: Ömrü uzun, ameli kötü olanıdır! cevabını verdi. Bir bedevi ise hastalanınca ilacın faydası olup olmayacağını sordu:

- Hastalanınca tedavi olmaya gerek var mı? Yoksa iş Allah?ın dediğine mi varır? İlacın faydası olmaz mı? dedi. Bu soruya sesini yükselterek cevap veren Efendimiz buyurdu ki:

- Ey Allah?ın kulları! Hastalanınca tedavi olmaya bakın. Şunu unutmayın ki, Allah ilacını yaratmadığı derdi de yaratmamıştır. Size, elinize en kolay geçecek olan çörekotunu tavsiye ederim. Onda her derde şifa vardır, bir dert müstesna. Onun ilacı yoktur.

- Nedir o ilacı olmayan dert ya Resulellah? dediler. Tek kelimeyle açıkladı:

- İhtiyarlık!.. Yani yaşlanmanın ilacı yoktur! Bu sırada Süveyde adında biri de ?Şarap için ne dersiniz, biz şarap içerek tedavi oluyoruz.? dedi. Resulüllah (sas) buna: ?Şarabın kendisi derttir!.. Allah şifasını haramlara değil, helallere koymuştur. Helalde şifa varken harama yönelmek olmaz, ikazında bulundu. Evet, alkolsüz ilaç varsa alkollüsü kullanılmaz!..

İşte size ilk İslam üniversitesinden bir eğitim öğretim sahnesi... Ders alan alır, almayan kendisi bilir...

ahmet şahin